09-07-2011, Saat: 18:44
SIYAH
26.BÖLÜM
-Lee Kang Yoon’un Evi-
Islerini bitirir bitirmez buraya geliyordu....Sanki evi orasiymis gibi...Sonra aksam olunca da istemeye istemeye ayni semtteki bir türlü var oldugunu hatirlamak istemedigi o eve kosuyordu...Bir keresinde gitmek istemedi,salonda uyurum dedi ama Kang Yoon “Kendi evine git!” deyince evine olan nefreti artti...O aksam eve giderken de tek söyledigi cümle,isyan edercesine “Niye benim bir evim var? “ oldu...
Ve ikisi simdi masadaki yigili olan dosyalarla bogusuyordu adeta...Kang Yoon o kadar dikkatliydi ki...En küçük ayrintiyi bile atlamiyordu...Dong Joo ise hizli hizli birseyler not ediyordu, masanin sol kösesinden aldigi kalin deftere...O kadar ciddiydi ki durusu...Sonra bir ara Kang Yoon’a takildi gözü...O kadar güzeldi ki...O kadar fazla çabaliyordu ki...Eliyle saçini her arkaya atisinda daha dikkatle izliyordu onu Dong Joo...Sonra uzun bir süre onu izlemeye devam etti...Gözlerindeki sevgi ile Kang Yoon’u kusatti... Yer yer elindeki kalemi çeviren Kang Yoon’u gördükçe tebessüm etti...Sonra mutlu oldu...Karsisindaki kadin degismisti çünkü...Hayat onun için sanki artik baskaydi...Artik diger insanlarin yaninda eski halini korusa bile Dong Joo’nun yaninda mutlu,umut dolu küçük bir kiz çocugu gibiydi... Ve Dong Joo o an onu ne kadar çok sevdigini bir kez daha anladi...Artik hayattaki endisesi kendisi degildi,karsisindaki bu kadindi... Onun için nefes aliyordu,onun için yemek yiyip,uyuyordu...Onunla mutlulugu da,aciyi da yasiyordu...Sonra kendi haline güldü...
Dong Joo(Içinden):Yenildim..Inatla senden kaçarken bu savasi sen kazandin ask...
Dedi ve o sirada onun kendisine bakip güldügünü fark eden Kang Yoon basini önündeki dosyalardan kaldirdi ve ona masum bir yüz ifadesiyle dönerek...
Kang Yoon:Birsey mi oldu?
O an durumu belli etmek istemeyen Dong Joo eli ayagi birbirine dolanarak konuyu degistirmeye çalisti...Önündeki kagitlari baska bir yere koyarak isyan edercesine...
Dong Joo:Iyi ki sirkette filan çalismiyorum...Çok sikici! Bugün itibariyle anladim ki ben su an en dogru meslegi yapiyorum...
Kang Yoon(Sirin bir yüz ifadesiyle):Yorulduysan birak istersen...
Onu böyle tatli bir sekilde gördükçe dayanamiyordu...Boynuna atlayip,sarilmak istyordu ama simarmasin diye,kendi havasini korusun diye bunu yapmiyordu...Ve yüzündeki o asik ifadeyi yok etmek için her zaman yaptigi gibi karsisindaki bu kadinla dalga geçmeye basladi...
Dong Joo(Gülerek):Bana böyle iyi davranma! Alisik degilim...Daha pasta dükkaninda çalistigin zaman bana yasattigin korkuyu,dogum gününde pastayi yememe izin vermedigin anlari unutmadim...Daha sonra...
Kang Yoon(Saskin bir yüz ifadesiyle):Baya biriktirmissin içinde?
Dong Joo:Tabi biriktiririm...Kaç kere kabusum oldugunu biliyor musun sen?
Kang Yoon(Gülerek,Dong Joo’ya dogru egilerek,gözlerini kocaman açarak):Çok korkutucu muydum bari?
O an Dong Joo heyecanlandigini hissetti...Kalbi küt küt atiyordu...Kizardi,titremeye basladi...Daha önce bu kadar tuhaf hissetmemisti kendini...Yutkundu...Onun bu tuhaf halini gören Kang Yoon...
Kang Yoon:Ne oldu? Oldukça tuhafsin!
Dong Joo o kadar tatliydi ki...Sahnedeki o havali Cha Dong Joo’nun asik olmasiyla yeteri kadar havasini yitirdigini düsündügünden daha fazla büyük bir kayip yasayamazdi...Sonra Kang Yoon simarirdi...Bu sefer de artik hep onu dinleyen biri olurdu...Kendisini büyüledigini düsünen bu kadinin etkisinin bu kadar fazla olmasi onu sasirtsa da,ona asik olmak hayatindaki en güzel sey olsa da bunu belli etmemeliydi...Yani gerektiginden fazla belli etmemeliydi...Her asik erkek gibi bu duygulari sevdigi kadindan gizleme çabasindaydi o dakikalarda...O yüzden kendini toparladi,tam Kang Yoon’a sert davranacakti ki,odadaki tablolarin birindeki uçurtma resmini gördü...Ve aklina gelen sey üzerine demin kendisine verdigi tüm sözleri unutarak,nese içinde...
Dong Joo(Heyacanla):Uçurtma uçuralim mi?
Kang Yoon(Sasirarak):Ne?
Dong Joo(Pencereden disari baktiktan sonra):Ama aksam olmak üzere...(Sonra aklina baska birsey gelerek...)O zaman eglence parkina gidelim...
Kang Yoon:Ne? O aklina nereden geldi?
Dong Joo(Telefonunu alip,Kang Yoon’un çantasini da koluna taktiktan sonra,diger eliyle onun elini tutarak):Hadi gidelim!
Kang Yoon(Endiseyle):Ama ya biri bizi görürse orada?
Dong Joo:Merak etme ,sadece ikimiz olacagiz orada!
Kang Yoon:Dong Joo!
-Disarida-
Dong Joo(Eve dogru bakarak):Jung Bin uyuyordu yoksa onu da götürürdük...
Bu sirada kolunda tasidigi kendi çantasini gören Kang Yoon kahkalar atarak...
Kang Yoon:Çok yakismis...
Bunun üzerine çantanin hala kolunda oldugunu gören Dong Joo hizla çantayi Kang Yoon’un kucagina atarak...
Dong Joo(Utanarak):Alsana sunu sen!
Kang Yoon(Kahkaha atarak):Bence benden daha çok yakisiyordu!
Dong Joo(Öfkeyle):Kang Yoon! Gülme!
Kang Yoon’un hala güldügünü görünce yolda ilerlerken...
Dong Joo:Gülme! Rica ediyorum yeter benimle eglendigin...
Sonra Kang Yoon’un kendisini dinlemedigini görünce,hizla elini onun boynuna atarak yürümeye devam ederken Dong Joo mirildandi...
Dong Joo:Iste bu yüzden gizlemeye çalisiyorum...Yoksa böyle saçma seyler yapiyorum...
Dedi ve sonra kendisinin çanta taktigi ani hatirlayinca kendisi de gülmeye basladi...
Boynuna doladigi kolunu bir eliyle tutan Kang Yoon,hafif basini Dong Joo’ya çevirerek...
Kang Yoon:Sen de gülüyorsun ama?
Yakalandigini anlayan Dong Joo hemen gülmeyi kesip,ciddi durarak...
Dong Joo:Ben gülmüyorum!
Kang Yoon(Gülerek):Yalanci!
Yol boyunca ona sarilarak yürüyen Dong Joo daha sonra içinden...
Dong Joo:Sanirim kendimi zorlamamaliyim...Çünkü seninle yaptigim hatalar,saçmaliklar,çilginlar bile güzel...Beni çok mutlu ediyor...(Yüzüne yerlesen o mutlulugun simgesi olan ifadeyle)Anladim ki benim için hersey seninle güzel Hwang Ji Min!
-Eglence Parki-
Kimse yoktu....Dong Joo görevlilerle konusup,gerekli ücreti ödedikten sonra sadece onlara aitti orasi artik...Bütün herseye biniyorlardi...Küçük çocuklar gibi egleniyorlardi...Korktuklari zaman siki siki ellerini tutuyorlardi...Eglence parkinda tek basina olduklarindan hiç sira beklememek oldukça hoslarina gitmisti...Rengarenk isiklar oldukça sevindiriyordu onlari... Dondurma yedikleri sirada o kadar rahatlardi ki,üzerlerine dökülen dondurmayi önemsemediler bile...Sonra trene bindiklerinde Kang Yoon korkmustu...Dong Joo onu gülerke izlerken,korkudan titreyen Kang Yoon...
Kang Yoon:Ben korkuyorum...Neden bindik ki biz buna simdi?
Dong Joo(Dalga geçerek):Seni simdi suradaki en yüksek noktaya çiktigimizda atacagim biliyorsun degil mi?
Kang Yoon(Bagirarak):Ya Dong Joo!
Dong Joo(Kahkaha atarak):Kizma kizma! Seni su kayaginda atmayi planliyorum...
Kang Yoon(Dudagini bükerek):Sonra çok üzülürsün ama?
Dong Joo(Gülerek):Sanmiyorum...
O sirada yavas yavas en yüksek noktaya çiktiklari an tren birden durdu...Tam inis yapmak üzereyken birden durunca ikisi de telaslandi...Ufak bir sorun sonrasi görevli sorunu onlara belli ettirmeden çözmeye çalisirken,sirf korkmasinlar diye,o dakikalarda Kang Yoon bagiriyordu...
Kang Yoon(Korkuyla):Dong Joo sen yaptin degil mi bunu? Sen söyledin görevlilere!
Dong Joo:Ben gerçekten böyle birsey yapmadim!
Kang Yoon:Nasil bir saka bu bilmiyorum ama lütfen hemen buna bir son ver!
Dong Joo:Niye inanmiyorsun? Tamam trenden korkmuyorum ama... Ben gerçekten böyle birsey yapmadim! Yapmam da! Çünkü su an ben de korkuyorum! (Bagirarak) Bu görevli nerede? Imdat! Kimse yok mu?
Dong Joo’nun bu korkan halini gören Kang Yoon o an korkusunu unuttu ve kahkalarla gülmeye basladi...Onu hiç böyle görmemisti...
Kang Yoon(Dalga geçerek):Bir daha buraya gelmek istemezsin herhalde?
Dong Joo(Bagirarak,korku dolu gözlerle):Deli misin? Bir daha böyle bir hata yapar miyim sence?
Kang Yoon(Dalga geçmeye devam ederek):Bir de benle dalga geçiyordun? Su haline bak!
Dong Joo(Hafif basini asagiya dogru egdikten sonra,eliyle gözlerini kapatarak):Çok yüksekmis! (Daha sonra Kang Yoon’a dönerek)Sen de dalga geçme lütfen!
Artik roller degismisti...Artik Kang Yoon dalga geçiyordu...Dong Joo ise korkan taraf oluyordu...Ve söylenmeye devam ederek...
Dong Joo(Bagirarak):Bu görevli ne yapiyor ya! Biraz daha burada kalirsak kalpten gidecegim!
Kang Yoon(Intikamini almak istercesine):Simdi ben seni buradan asagiya atayim mi? Su emniyet kemerini çözersem ne olur sence?
Kang Yoon’un kararli halini görünce...
Dong Joo(Korkarak):Kang Yoon daha gencim ben! (Sonra Kang Yoon’un korkunç bakislarini görünce dah ada fazla telaslanip,bagirarak)Imdat!
Ve Kang Yoon yine gülmeye basladi o an...O kadar içten ve sekerdi ki gülüsü...Dong Joo bir an unuttu korkusunu...Onu izledi...Askla ona bakarken birseyi daha fark etti...Çok sevdigi bu kadinin her an yaninda olmasini istiyordu...Güldügünde,agladiginda,korktugunda,hata yaptiginda,yemek yediginde,iste,evde,her yerde...Gözleri paril parliyordu Kang Yoon’u izlerken...Ve o an birgün olmasini çok istedigi o seyin su anda olabilecegini düsündü... Ve askla baktigi bu kadina dönerek,etkileyici bir ses tonuyla...
Dong Joo:Kang Yoon...
Kang Yoon yüzündeki o tuhaf ifadeyi görünce gülmeyi kesip,ona bakarak...
Kang Yoon:Ne oldu? Merak etme birazdan normale döner hersey...Korkma!
Ve o an Kang Yoon’la nefes alan,onla yeniden dogan,gerçek mutlulugu tadan bu genç adam tüm kalbiyle istedigi o dilegini söylemek için derin bir nefes aldi... Ve Kang Yoon’un gözlerinin içine bakarak dudaklarindan döküldü o sihirli kelimeler...
Dong Joo:BENIMLE EVLERNIR MISIN?
26.BÖLÜM
-Lee Kang Yoon’un Evi-
Islerini bitirir bitirmez buraya geliyordu....Sanki evi orasiymis gibi...Sonra aksam olunca da istemeye istemeye ayni semtteki bir türlü var oldugunu hatirlamak istemedigi o eve kosuyordu...Bir keresinde gitmek istemedi,salonda uyurum dedi ama Kang Yoon “Kendi evine git!” deyince evine olan nefreti artti...O aksam eve giderken de tek söyledigi cümle,isyan edercesine “Niye benim bir evim var? “ oldu...
Ve ikisi simdi masadaki yigili olan dosyalarla bogusuyordu adeta...Kang Yoon o kadar dikkatliydi ki...En küçük ayrintiyi bile atlamiyordu...Dong Joo ise hizli hizli birseyler not ediyordu, masanin sol kösesinden aldigi kalin deftere...O kadar ciddiydi ki durusu...Sonra bir ara Kang Yoon’a takildi gözü...O kadar güzeldi ki...O kadar fazla çabaliyordu ki...Eliyle saçini her arkaya atisinda daha dikkatle izliyordu onu Dong Joo...Sonra uzun bir süre onu izlemeye devam etti...Gözlerindeki sevgi ile Kang Yoon’u kusatti... Yer yer elindeki kalemi çeviren Kang Yoon’u gördükçe tebessüm etti...Sonra mutlu oldu...Karsisindaki kadin degismisti çünkü...Hayat onun için sanki artik baskaydi...Artik diger insanlarin yaninda eski halini korusa bile Dong Joo’nun yaninda mutlu,umut dolu küçük bir kiz çocugu gibiydi... Ve Dong Joo o an onu ne kadar çok sevdigini bir kez daha anladi...Artik hayattaki endisesi kendisi degildi,karsisindaki bu kadindi... Onun için nefes aliyordu,onun için yemek yiyip,uyuyordu...Onunla mutlulugu da,aciyi da yasiyordu...Sonra kendi haline güldü...
Dong Joo(Içinden):Yenildim..Inatla senden kaçarken bu savasi sen kazandin ask...
Dedi ve o sirada onun kendisine bakip güldügünü fark eden Kang Yoon basini önündeki dosyalardan kaldirdi ve ona masum bir yüz ifadesiyle dönerek...
Kang Yoon:Birsey mi oldu?
O an durumu belli etmek istemeyen Dong Joo eli ayagi birbirine dolanarak konuyu degistirmeye çalisti...Önündeki kagitlari baska bir yere koyarak isyan edercesine...
Dong Joo:Iyi ki sirkette filan çalismiyorum...Çok sikici! Bugün itibariyle anladim ki ben su an en dogru meslegi yapiyorum...
Kang Yoon(Sirin bir yüz ifadesiyle):Yorulduysan birak istersen...
Onu böyle tatli bir sekilde gördükçe dayanamiyordu...Boynuna atlayip,sarilmak istyordu ama simarmasin diye,kendi havasini korusun diye bunu yapmiyordu...Ve yüzündeki o asik ifadeyi yok etmek için her zaman yaptigi gibi karsisindaki bu kadinla dalga geçmeye basladi...
Dong Joo(Gülerek):Bana böyle iyi davranma! Alisik degilim...Daha pasta dükkaninda çalistigin zaman bana yasattigin korkuyu,dogum gününde pastayi yememe izin vermedigin anlari unutmadim...Daha sonra...
Kang Yoon(Saskin bir yüz ifadesiyle):Baya biriktirmissin içinde?
Dong Joo:Tabi biriktiririm...Kaç kere kabusum oldugunu biliyor musun sen?
Kang Yoon(Gülerek,Dong Joo’ya dogru egilerek,gözlerini kocaman açarak):Çok korkutucu muydum bari?
O an Dong Joo heyecanlandigini hissetti...Kalbi küt küt atiyordu...Kizardi,titremeye basladi...Daha önce bu kadar tuhaf hissetmemisti kendini...Yutkundu...Onun bu tuhaf halini gören Kang Yoon...
Kang Yoon:Ne oldu? Oldukça tuhafsin!
Dong Joo o kadar tatliydi ki...Sahnedeki o havali Cha Dong Joo’nun asik olmasiyla yeteri kadar havasini yitirdigini düsündügünden daha fazla büyük bir kayip yasayamazdi...Sonra Kang Yoon simarirdi...Bu sefer de artik hep onu dinleyen biri olurdu...Kendisini büyüledigini düsünen bu kadinin etkisinin bu kadar fazla olmasi onu sasirtsa da,ona asik olmak hayatindaki en güzel sey olsa da bunu belli etmemeliydi...Yani gerektiginden fazla belli etmemeliydi...Her asik erkek gibi bu duygulari sevdigi kadindan gizleme çabasindaydi o dakikalarda...O yüzden kendini toparladi,tam Kang Yoon’a sert davranacakti ki,odadaki tablolarin birindeki uçurtma resmini gördü...Ve aklina gelen sey üzerine demin kendisine verdigi tüm sözleri unutarak,nese içinde...
Dong Joo(Heyacanla):Uçurtma uçuralim mi?
Kang Yoon(Sasirarak):Ne?
Dong Joo(Pencereden disari baktiktan sonra):Ama aksam olmak üzere...(Sonra aklina baska birsey gelerek...)O zaman eglence parkina gidelim...
Kang Yoon:Ne? O aklina nereden geldi?
Dong Joo(Telefonunu alip,Kang Yoon’un çantasini da koluna taktiktan sonra,diger eliyle onun elini tutarak):Hadi gidelim!
Kang Yoon(Endiseyle):Ama ya biri bizi görürse orada?
Dong Joo:Merak etme ,sadece ikimiz olacagiz orada!
Kang Yoon:Dong Joo!
-Disarida-
Dong Joo(Eve dogru bakarak):Jung Bin uyuyordu yoksa onu da götürürdük...
Bu sirada kolunda tasidigi kendi çantasini gören Kang Yoon kahkalar atarak...
Kang Yoon:Çok yakismis...

Bunun üzerine çantanin hala kolunda oldugunu gören Dong Joo hizla çantayi Kang Yoon’un kucagina atarak...
Dong Joo(Utanarak):Alsana sunu sen!
Kang Yoon(Kahkaha atarak):Bence benden daha çok yakisiyordu!
Dong Joo(Öfkeyle):Kang Yoon! Gülme!
Kang Yoon’un hala güldügünü görünce yolda ilerlerken...
Dong Joo:Gülme! Rica ediyorum yeter benimle eglendigin...
Sonra Kang Yoon’un kendisini dinlemedigini görünce,hizla elini onun boynuna atarak yürümeye devam ederken Dong Joo mirildandi...
Dong Joo:Iste bu yüzden gizlemeye çalisiyorum...Yoksa böyle saçma seyler yapiyorum...
Dedi ve sonra kendisinin çanta taktigi ani hatirlayinca kendisi de gülmeye basladi...
Boynuna doladigi kolunu bir eliyle tutan Kang Yoon,hafif basini Dong Joo’ya çevirerek...
Kang Yoon:Sen de gülüyorsun ama?
Yakalandigini anlayan Dong Joo hemen gülmeyi kesip,ciddi durarak...
Dong Joo:Ben gülmüyorum!
Kang Yoon(Gülerek):Yalanci!
Yol boyunca ona sarilarak yürüyen Dong Joo daha sonra içinden...
Dong Joo:Sanirim kendimi zorlamamaliyim...Çünkü seninle yaptigim hatalar,saçmaliklar,çilginlar bile güzel...Beni çok mutlu ediyor...(Yüzüne yerlesen o mutlulugun simgesi olan ifadeyle)Anladim ki benim için hersey seninle güzel Hwang Ji Min!
-Eglence Parki-
Kimse yoktu....Dong Joo görevlilerle konusup,gerekli ücreti ödedikten sonra sadece onlara aitti orasi artik...Bütün herseye biniyorlardi...Küçük çocuklar gibi egleniyorlardi...Korktuklari zaman siki siki ellerini tutuyorlardi...Eglence parkinda tek basina olduklarindan hiç sira beklememek oldukça hoslarina gitmisti...Rengarenk isiklar oldukça sevindiriyordu onlari... Dondurma yedikleri sirada o kadar rahatlardi ki,üzerlerine dökülen dondurmayi önemsemediler bile...Sonra trene bindiklerinde Kang Yoon korkmustu...Dong Joo onu gülerke izlerken,korkudan titreyen Kang Yoon...
Kang Yoon:Ben korkuyorum...Neden bindik ki biz buna simdi?
Dong Joo(Dalga geçerek):Seni simdi suradaki en yüksek noktaya çiktigimizda atacagim biliyorsun degil mi?
Kang Yoon(Bagirarak):Ya Dong Joo!
Dong Joo(Kahkaha atarak):Kizma kizma! Seni su kayaginda atmayi planliyorum...
Kang Yoon(Dudagini bükerek):Sonra çok üzülürsün ama?
Dong Joo(Gülerek):Sanmiyorum...
O sirada yavas yavas en yüksek noktaya çiktiklari an tren birden durdu...Tam inis yapmak üzereyken birden durunca ikisi de telaslandi...Ufak bir sorun sonrasi görevli sorunu onlara belli ettirmeden çözmeye çalisirken,sirf korkmasinlar diye,o dakikalarda Kang Yoon bagiriyordu...
Kang Yoon(Korkuyla):Dong Joo sen yaptin degil mi bunu? Sen söyledin görevlilere!
Dong Joo:Ben gerçekten böyle birsey yapmadim!
Kang Yoon:Nasil bir saka bu bilmiyorum ama lütfen hemen buna bir son ver!
Dong Joo:Niye inanmiyorsun? Tamam trenden korkmuyorum ama... Ben gerçekten böyle birsey yapmadim! Yapmam da! Çünkü su an ben de korkuyorum! (Bagirarak) Bu görevli nerede? Imdat! Kimse yok mu?
Dong Joo’nun bu korkan halini gören Kang Yoon o an korkusunu unuttu ve kahkalarla gülmeye basladi...Onu hiç böyle görmemisti...
Kang Yoon(Dalga geçerek):Bir daha buraya gelmek istemezsin herhalde?
Dong Joo(Bagirarak,korku dolu gözlerle):Deli misin? Bir daha böyle bir hata yapar miyim sence?
Kang Yoon(Dalga geçmeye devam ederek):Bir de benle dalga geçiyordun? Su haline bak!
Dong Joo(Hafif basini asagiya dogru egdikten sonra,eliyle gözlerini kapatarak):Çok yüksekmis! (Daha sonra Kang Yoon’a dönerek)Sen de dalga geçme lütfen!
Artik roller degismisti...Artik Kang Yoon dalga geçiyordu...Dong Joo ise korkan taraf oluyordu...Ve söylenmeye devam ederek...
Dong Joo(Bagirarak):Bu görevli ne yapiyor ya! Biraz daha burada kalirsak kalpten gidecegim!
Kang Yoon(Intikamini almak istercesine):Simdi ben seni buradan asagiya atayim mi? Su emniyet kemerini çözersem ne olur sence?
Kang Yoon’un kararli halini görünce...
Dong Joo(Korkarak):Kang Yoon daha gencim ben! (Sonra Kang Yoon’un korkunç bakislarini görünce dah ada fazla telaslanip,bagirarak)Imdat!
Ve Kang Yoon yine gülmeye basladi o an...O kadar içten ve sekerdi ki gülüsü...Dong Joo bir an unuttu korkusunu...Onu izledi...Askla ona bakarken birseyi daha fark etti...Çok sevdigi bu kadinin her an yaninda olmasini istiyordu...Güldügünde,agladiginda,korktugunda,hata yaptiginda,yemek yediginde,iste,evde,her yerde...Gözleri paril parliyordu Kang Yoon’u izlerken...Ve o an birgün olmasini çok istedigi o seyin su anda olabilecegini düsündü... Ve askla baktigi bu kadina dönerek,etkileyici bir ses tonuyla...
Dong Joo:Kang Yoon...
Kang Yoon yüzündeki o tuhaf ifadeyi görünce gülmeyi kesip,ona bakarak...
Kang Yoon:Ne oldu? Merak etme birazdan normale döner hersey...Korkma!
Ve o an Kang Yoon’la nefes alan,onla yeniden dogan,gerçek mutlulugu tadan bu genç adam tüm kalbiyle istedigi o dilegini söylemek için derin bir nefes aldi... Ve Kang Yoon’un gözlerinin içine bakarak dudaklarindan döküldü o sihirli kelimeler...
Dong Joo:BENIMLE EVLERNIR MISIN?
"Işıkları kim kapattı?" Kim Sun Woo-The Equator Man