yukari
Konuyu Oyla:
  • Derecelendirme: 3.64/5 - 11 oy
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Korea-Fans Için Yazdigimiz Nesir Türleri (Deneme, Hikaye, Makale, Fikra vs.) 2
Sevgili caRameLy.x3 önemli degil canim...Üzme kendini... Opucuk Yorumlarini bekliyor olacagim...Konusuna gelince kisaca geçmiste çok büyük acilar çekmis bir kizimiz var...Öldü saniyor herkes...Ama o tam 15 yil sonra geri dönüyor,intikami için... Onay Ve intikamini alirken de hesaplarina katmadigi birseyler karsilasiyor...Nefret ettigi ailenin tipki o aileden onun gibi nefret eden manevi ogluna asik oluyor...O da ona tabi...Çok sguk bir kadinken o adamla birlikte yavs yavas diger insanlar gibi olmaya basliyor...Ve o manevi ogulunda o aileden alacagi intikam var...Ve olaylar böylece gelisiyor...Diger kisimlari sürpriz olsun... OpucukOpucuk


Rabia begenmene sevindim canim... Dong Joo ögrendi sonunda herseyi... Onay O isim konusunu sevmene,dikkatini çekmesine sevindim... Smile OpucukOpucuk
Vuhuvvv...!! Konu süpermis. Onay
Bu gece sabaha kadar SIYAH okuyacagim desene... ^^
Açiklama için tesekkürler. Opucuk
Where have you been?
Cause I never see you out
Are you hiding from me?
Somewhere in the crowd

(07-07-2011, Saat: 0:21)caRameLy.x3 yazdı: Vuhuvvv...!! Konu süpermis. Onay
Bu gece sabaha kadar SIYAH okuyacagim desene... ^^
Açiklama için tesekkürler. Opucuk

Rica ederim canim... Opucuk Dilerim begenirsin... Smile
"Işıkları kim kapattı?" Kim Sun Woo-The Equator Man
Aglama Derya abla... Agladim resmen. Resmen agladim ya.. Öyle içten,öyle güzel yazmissin ki.. Aman.. Of.. Hiçbir sey söylemeyecegim. Çünkü o kadar güzel ki! Ya duygulari o kadar yogun ki... Sanki ben vardim o hikayede... Bir bölüm daha var mi diye baktim... Ama yok. Yeni bölümü hemen ekle lütfen. Valla aksam aksam uyuyamayacagim. Agladim ya.. Inanamiyorum kendime. Biggrin Ellerine saglik. OpucukOpucuk
www
YOU'RE SO PHOTOGENIC (Çok Fotojeniksin)


-Bölüm 6-

"Dügün masraflarini biz karsilayacagiz! Yani bu da hemen evlenebilirsiniz demek."
Ikisinin de gözleri iri iri, agizlari bes karis açilmisti. Kaç gündür birlikte ne yaptiklari anlasilmisti. Eun Bin daha önce toparladi ve zorlukla yutkunarak konustu.
"Ajussi!"
"Ajussi degil. Dede. Sen benim artik gelinimsin."
"DEDE, hiç gerek yok. Biz kendi paramizla karsilamak istiyoruz masraflari. Degil mi Hyun Wook?"
"Evet."
Seon Yong cevap verdi.
"Eger biz bir aile olacaksak senin paran benim param olmamali. Is konusunda da zaten otelde Hyun Wook'a is verecegim."
Hyun Wook "Ah... Dedecigim bizi çok mutlu ettin ama hala çabuk evlenemeyiz. Maglum dügün sezonundayiz bütün kiliseler çoktan dolmustur." dedi.
"Ben bosuna mi oteller zincirine sahibim. Bazi yerlerde hatrim geçiyor. O isi bana birakin."
"Ama oranin dekorasyonuydu, davetiyesiydi, konuklariydi... Bu isler çok uzun sürer. Yani bu yaz bitene kadar hazirlanamayiz. E biz kisin dügün hayal etmemistik degil mi Eun Bin?"
"Biz sizin için bir yardimci tuttuk ve o her seyi en az 1 haftaya ayarlayabilecegini söyledi. Bir sürü organizasyon düzenlemis, çok deneyimli."
"Ev? Nerede kalacagiz evlendikten sonra?"
"Sana koca evi bosuna almadim degil mi?"
Bu sefer Eun Bin sansini denemek istedi.
"Ah... Ise bak... Ben gelinligimi Jeju'da bir magazadan alacaktim. Arkadasim evlenirken gitmistik ve o zamandan beri o gelinlik hayalim. Simdi bir haftaya ordan buraya getirilmez ki! Onu bedenine göre dikecekler de... Provalara gideceksin de... Sonra buraya getirttireceksin. "
"Sorun ettigin seye bak kizim... Ben senin hayallerini bilmiyor muyum? Çoktan siparisini verdik bile. Hem de üç ayri sekilde. Senin bedenlerinde, bedenlerinden bir küçügü ve bir büyügü. Ne olur ne olmaz. Belki kilo alirsin ya da zayiflarsin diye."

Ikisinin de elinde bir sey kalmamisti. Dong Jae ve Seon Yong aralarinda dügünle ilgili konusuyorlardi. Gören de onlar evleniyor sanirdi. Mekan, dekorasyon, yemek, giysi... Hepsini düsünmüslerdi. Bir sey hariç!
"Balayi? Ben evlendigim gün balayina gitmek isterim. Haberiniz olsun. Biz Hyun Wook'la böyle hayal ederdik."
"Ah ah... Bu gençler ne kadar çok sey istiyor."
"Haklisin arkadasim. "
"Nereye istersen oraya gidebilirsin. Hem de istedigin zaman. Sizin için bir jet tuttuk."
"Dede, balayi demisken. Bir sorun daha var."
Eun Bin düsündü baska sorun kalmamisti. Hyun Wook'un buldugu bu sorunun iyi bir sorun olmasi için dua ediyordu.
"Haydi söylesene oglum." herkes susmus Hyun Wook'a bakiyordu.
"Nasil söyleyecegim bilmiyorum."
"Söyle evladim çekinme."
"Sey, ben... "
"Söylesene!"
"Ben hazir degilim." birbirlerine bakiyorlardi.
"Neye?" dediler bir agizdan.
"Anlayin iste. Balayinda ne olur?" Eun Bin hala düsünüyordu. Balayinda ne olur? Tatil olur. Dong Jae ve Seon Yong ise fisildasiyordu.
"Hyun Wook yoksa sen g-ga-gay misin?"
Eun Bin simdi anlayabilmis balayinda bebek olur! Bu çocugun aklli planlara çalisiyordu gerçekten. Kirk yil düsünse böyle bir sey aklina gelmezdi.
"Dong Jae, ben ne yapacagim simdi. Torunum erkeklerden mi hoslaniyor? Yillardir böyle bir torunu mu büyüttüm. Bana bir seyler oluyor, kalbim sikisiyor!"
Hyun Wook dedesinin son sözünü duyunca geri adim atti. Dedesine bir sey olsun istemiyordu.
"Hayir dede, ne erkegi ben kizlardan hoslaniyorum. Kizlardan hoslanmasam neden Eun Bin ile çikayim?"
"Hyun Wook daha fazla konusma. Duyduklarim bana yetti zaten." kalbini tutup hizli hizli nefes aliyordu. Dong Jae de onunla ilgileniyordu.
"Dede, saka yaptim ben. Sirf Eun Bin'i kandirmak için öyle söyledim. Gerçekten, ciddi degildim."
Dedesi birden canlandi ve yaninda duran bastonu alip Hyun Wook'un kafasina vurdu.
"Saygisiz, kalbime iniyordu! Gençler artik böyle konularda saka yapmaya da mi basladi?"
Eun Bin sinirlenmisti. Sürdürebilirdi bu yalani ama onu da anliyordu. Dedesini üzmek istemiyordu tipki onun babasini üzmek istemedigi gibi.

------------------------

"Unni! Ben geldim." içeride kimsecikler yoktu.
"Unni sana çok önemli seyler anlatacagim."
"Tamam."
"Unni? Neden durgunsun?"
"Bugün bir müsteri bile gelmedi."
"Bunun için mi üzülüyorsun. Olur arada öyle. Haydi neselen biraz. Sana anlattiklarimdan sonra benim halimde olmadigina sükredeceksin."

"Iste böyle. Yani üç hafta sonra evleniyorum."
"Hayatimda hiç bu kadar garip bir sey duymamistim." gülmeye devam ediyordu.
"Benim düstügüm durumami gülüyorsun sen?"
"Haha... Eee... balayinda nereye gitmeyi planliyorsun? Bence yurtdisina git nasilsa özel jetin var!" deyip kikirdadi. Eun Bin omuzunu yavasca itti.
"Kocan yakisikli mi bari? Ask olsun insan en yakin arkadasina kocasini önceden göstermez mi? Çok alindim haberin olsun."
"Geç sen dalgani!"
"Bence bir anlasma yapin."
"Unni, yeter ama daha fazla dalga geçme."
"Dalga geçmiyorum. Filmlerde hep öyle oluyor. Sen garantiye al isini."
"Gerçekten mi!? Peki ne yazacagim anlasmaya?"

------------------------

"Anlasma mi!?"
"Evet! Filmlerde hep öyle oluyor."
"Cidden! Buraya kadar sirf böyle saçma bir sey için mi geldin?" Hyun Wook hem Eun Bin'le konusuyor hem de elma soyuyordu. Arada elindeki biçakla yaptigi hamleler Eun Bin'i korkutuyordu. Eun Bin bir iki adim geri çekildi.
"Saçma degil. Ya ileride beklenmedik seyler olursa?"
"Ne gibi?"
"Nasil desem... Sen bana asik olursan?"
"Rüyanda görürsün!" biçagi hizlaca bir elmanin üstüne sapladi. Eun Bin yerinden hoplamisti. Elinde biçak varken huyuna gitmek gerektigini düsündü. Belli mi olur...
"Pardon dilim sürstü, ya ben sana asik olursam diyecektim."
"Orasi apaçik ortada zaten..."
"Rüyanda görürsün! Hatta rüyanda bile göremezsin."
"Randevum var, hazirlanmam lazim. Daha sonra konusuruz. Haydi git simdi."
"Randevu mu? Senin gibi biriyle mi? Kiza aciyorum."
"Kendine aci bence. Benim için siraya diziliyorlar. Bugünki de manken! Hem de dünyaca ünlü."
"Kang Rae In mi?" Hyun Wook saskin bir suratla ona bakti. Eun Bin de ben bilirim edasiyla karsilik verdi.
"Katiliyorum, sonra konusuruz benim de randevum var."
"Ben de o adama çok aciyorum."
"Kendisi çok yakisikli bir veteriner."
"Abim mi?"
"Neyse, ben gidiyorum."
Hyun Wook arkasindan dil çikartti.

------------------------

"Eun Bin!"
"Ah... Çok bekletmedim ya. Kusura bakma acil bir isim çikti."
"Gerçekten mi, yoksa beni tavlamak için mi yapiyorsun?"
"Sunbae! Utandirma beni."
"Tamam, tamam saka yapiyorum." dedi ve mirildanarak ekledi "Zaten beni tavlamana gerek yok."
"Efendim?"
"Ne yersin?"

Hyun Wook ve Rae In restoranta girdiklerinde tam karsilarinda oturan Eun Bin ve Sang Ri'yi gördüler. Yemek yiyip gülüsüyorlardi. Rae In'in gülen yüzü birden düstü. Sanki baska restorant kalmamisti ama diger restorantlarda dedesiyle karsilasma olasiligi çoktu. Zaten çogu dedesinindi.
Garson yanlarina geldi ve bos olan bir masa gösterdi. Eun Bin ve Sang Ri'nin masasinin çapraziydi. Hyun Wook görmemis gibi davrandi ama Sang Ri onu görmüstü.
"Hyun Wook!"

-Bölüm 6 Sonu-
Where have you been?
Cause I never see you out
Are you hiding from me?
Somewhere in the crowd

(07-07-2011, Saat: 14:28)_F.T. ISLAND_ yazdı: Aglama Derya abla... Agladim resmen. Resmen agladim ya.. Öyle içten,öyle güzel yazmissin ki.. Aman.. Of.. Hiçbir sey söylemeyecegim. Çünkü o kadar güzel ki! Ya duygulari o kadar yogun ki... Sanki ben vardim o hikayede... Bir bölüm daha var mi diye baktim... Ama yok. Yeni bölümü hemen ekle lütfen. Valla aksam aksam uyuyamayacagim. Agladim ya.. Inanamiyorum kendime. Biggrin Ellerine saglik. OpucukOpucuk

Canim begenemene çok sevindim...Yorumun içinde tesekkür ederim... Opucuk Bu aralar biraz isim var elimden geldigince hemen yükleyecegim yeni bölümü... Onay


***

caRameLy.x3 ellerine saglik...Çok güzel olmus... Onay Yeni bölümü merak ettim simdi... Smile
"Işıkları kim kapattı?" Kim Sun Woo-The Equator Man
(07-07-2011, Saat: 15:45)caRameLy.x3 yazdı:
YOU'RE SO PHOTOGENIC (Çok Fotojeniksin)

-Bölüm 6-

Dügünümüz var Biggrin
Sang Ri'de Eun Bin'i seviyordu, daha ögrenemedi bile çocuk. Hemde kardesiyle olacak is degil. Aglaelsalla
Bahaneler süperdi. Hele sonuncusu koptum yemin ediyorum. Gülmekten çatladim Biggrin
Ellerine saglik. Yeni bölümü merakla bekliyorum. ^^

www
Yaz geldi maglum dügün dernek bitmiyor. Pazertesiye kadar yokum. Yarin son bir sansim olurmu eklemek için bilmiyorum ama eger ekleyemezsem pazertesi yeni bölümü ekleyecegim ^^
Hepinizi ve hikayelerinizi özleyecegim ~~

Hell in Heaven
8.Bölüm


Eve geldigimde hemen odama girdim. Deneme sinavi için tarih kitaplarimi çikarip çalismaya baslamistim. Ama bir türlü kendimi derse veremiyordum. Sürekli Henry’yi düsünüyordum. Ve canim yaniyordu. Kalbimin ilk defa böyle acidigini hissediyordum. Kaçmak anlamsizdi belkide. Yine de gidip ona ‘seni seviyorum’ diyemem ki. Desem bile ne olacak ki? Hiçbir zaman beraber olamayacagiz. Imkânsiz, zor asklari severim ama bütün gelecegimi ‘tamamen’ imkânsiz olan birinin üstüne kuramam. Hayatimin erkegini bulup evlenecektim. 2 çocuk hayal etmistim. Ama Henry’yle bunlara sahip olamazdim. O tamamen ‘Bay Imkansiz’di…

Telefonum çalmaya basladi. Bitkin bir halde komidinin üstünde duran telefonu aldim. Hye Lim ariyordu. Ona kizgindim. Ama azarlayacak halim bile yoktu. Telefonu açtim.

-‘Alo, Hae Bin! Neler yaptiniz anlat hemen.’’ Dedi heyecanli bir sesle. Hem bana komplo kuruyor hemde yüzsüz yüzsüz arayip ne yaptigimizi soruyor. Ben bu kizla neden arkadasim hala?

-‘Hye Lim… Ben iyi degilim. Sonra konusalim mi?’’

-‘Noldu? Anlatsana? Yoksa onunla çikman için hiçbir umut yok mu? Bunun için mi üzgünsün?’’

-‘Hye Lim… Sonra…’’ dedim ve telefonu kapadim. Kitaplarimi kapatip hepsini yere attim. Ardindan basimi yastiga koydum. Aklimdakileri atmaya çalistim ve gözlerimi kapadim…

Biri kapiya vuruyordu. Kalktim ve saate baktim. 1 saattir uyuyordum. Annemin eve gelmesine daha çok vardi. Kimdi bu, kapiyi alacakli gibi çalan? Kalktim ve kapiyi açtim.

-‘Hae Bin? Sen iyi misin? Ah canim arkadasim. Keske mesaj atmasaydim ona.’’ Hye Lim boynuma atladi. Sonra geri çekildi ve basimdan tuttu.

-’Su haline bak, aglamaktan gözlerin çökmüs. Ne diye kendini üzersin ya…’’

-‘Hae Bin… Aglamadim. Uykudan yeni kalktim. Kapiyi ezip geçecekmis gibi tekmelemeseydin, ben hala uyuyor olacaktim.’’ Basimi Hye Lim’in ellerinden kurtardim ve kapiyi kapatip odama dogru yürüdüm.

-‘Üzüntüden kendini uykuya mi vurdun? Bende hata sen ve aglamak? Tasin aglamasi bile daha normal olurdu. Neyse… Ne oldugunu bana anlatacak misin?’’ pesimden odama girdi ve yataga oturdu.

-‘Anlatilacak bir sey yok. Senden sonra o evine gitti bende eve geldim.’’

-‘Yapma… Ben senin en yakin arkadasinim. 9. siniftan beri her halini her sikintini bilirim. Klonlanmis Hae Bin gibiyim. Ve bu halin hiçde hiçbir sey olmamis gibi durmuyor. Bana anlat, senin için bir çözüm bulacagim.’’ Elimi tuttu. Gerçekten öyleydi. Hala nende onunla arkadas kaldigimi düsünmüstüm. Iste bu yüzden hala o benim arkadasim. Bazen beni sinirlendirse de, beni herkesten –hatta annemden- daha iyi taniyan tek insan oydu.

-‘Sorun Henry’le hiçbirsey yapmamamiz degil… Sorun ondan hoslanmam… Ondan korkuyorum. Onu düsünmekten, onu ölesiye sevmekten, onsuz nefes alamamaktan korkuyorum. Arkama bakmanda kaçmak istiyorum. Benden olabildigince uzak dursun ama bazende hiç yanimdan ayrilmasin istiyorum.’’ Hye Lim’e baktim.

-‘Sen âsik olmaktan korkacak bir tip degilsin hayatim. Sen sevmeyi, sevilmeyi, gülmeyi, mutlu olmayi seversin. Canini kolay kolay sikmazsin. Ve en önemlisi sen korkmazsin Hae Bin… Seni taniyorum, sen kaçmazsin…’’ gülümsedi. Dogrulari söylüyordu ama bilmedigi tek sey Henry’nin bir melek olmasiydi.

-‘Ama ya Henry gördügümüz gibi biri degilse? Yani mesela kabadayi gibiyse. Hirsizsa, katilse, vesaire. Ya kötü biriyse?’’

-‘Sen bir sey mi içtin? Henry’le bir bara falan gitmediginiz degil mi?’’ dedi. Kötü kötü Hye Lim’e baktim. Hye Lim güldü.

-‘Saka yapiyorum… Henry bir vampir bile olsa senin için fark etmez. Onunla evlen demiyorum sana… Düsünüp kendini bitirmektense, onu tanimak için kendine bir sans vermelisin. Gerçekten korkup kaçacak misin? Bu tanidigim Hae Bin degil…’’

Hye Lim’in söyledikleri kafami karistirmisti. Ben suan kadar hiçbirseyden kaçmamis ve korkmamistim. Dedigi gibi Henry vampir olsaydi umurumda bile olmazdi. Ve Henry sadece bir melekti. Kanimi emmeyecegine göre, en kötü ne olabilirdi ki? 2 seçenegim var. Ya ne kadar mümkünse unutacagim ya da düsünüp deli olacagim. Ya 3. bir seçenek varsa? Henry’le birlikte olabilirsem?

-‘Ya beni sevmezse? Beni yaninda istemezse? O zaman ne yapacagim?’’

-‘Sen üzülmezsin ki... Yani en azindan bir erkek için. Hayatin sonu degil sonuçta.En azindan onu tanimis olursun. Kaçmaktansa, daha yakininda olmak daha iyi degil mi? Nasil bir insani sevdigini ögrenirsin. Üzülme artik…’’

Korkup kaçmaktansa, yaninda olmak…

-‘Hye Lim… Seni çok seviyorum… Kiyafet seçmeme yardim eder misin? Gitmem gerek bir yer var.’’

---------------

Taksiden indim ve apartmana baktim. Derin bir nefes aldim. Içeri girdim ve 6. kata çiktim. Yine nefes nefese kalmistim. Zile bastim. Kimse yoktu. Birkaç kere daha bastim ve beklemeye basladim.

-‘Bay Duvar evde degil… Bosuna geldim buraya kadar…’’ arkami döndüm. Henry’yle burun buruna gelmistim resmen. Bir anda çigligi bastim.

-‘Bay Duvar mi? Hah? Hiç gülecegim yoktu.’’ Dedi. Komik olansa yüzünde tek bir kasin bile yine oynamamis olmasaydi. Ciddi, bu sabah ne güzelde gülümsemisti… Aigoo!

-‘Suan beynimde degilsin degil mi?’’ endiseyle Henry’ye baktim. Bu çok utanç vericiydi.

-‘Senin beyninde gezinmek hosuma mi gidiyor saniyorsun? Nadir zamanlarda bunu yapmis olabilirim ama inan bana insanlarin ne düsündükleri umurumda degil.’’ Dedi anahtari kapiya sokarken. Rahatlamistim. Içeri girdi ve kapiyi tutup içeri geçmemi isaret etti.

-‘Ama evet, bu sabah ne kadar güzel gülümsedigimi düsündügünü biliyorum.’’ Gözlerini kisti ve zorla gülümsedi. Daha çok üstünde halay çekilmis bir insanin aci içinde kivranirken ‘sorun yok’ derken ki gülümsemesine benziyordu. Kafami umutsuzca salladim. Yerin dibine girseydim keske.

-‘Üzgünüm, bir daha olmaz. Eger buraya neden geldigin hakkinda daha fazla bilgi verici bir seyler düsünseydin, ikimiz için daha iyi olabilirdi.’’ Dedi kapiyi kapatirken. Salona geçtim ve tekli koltuga oturdum. Henry ise üçlü koltuga boydan boya uzandi.

-‘Bunu bana sorabilirdin.’’ Gözlerimi devirdim.

-‘Peki… Neden geldin?’’

-‘Her zaman 3. bir seçenek vardir degil mi? Elindeki seçenekler, bunu unutmam ya da delirip hastaneye girmem. Ya daha çok sey ögrenmek istersem? Ya her seye ragmen arkadasin olmak istersem?’’

-‘Bunlari yaparken bana sordun mu? Bir arkadas istedigimi kim söyledi?’’ ters ters bana bakti. Aglamak istiyorum, bütün cesaretimi toplayip gelmisken bütün enerjimi sevincimi emdi.

-‘Birinin söylemesi gerekmiyor. Arkadasin olmak istiyorum. Insanlara iyilik yapman gerekmiyor mu?’’

-‘Hayir, gerekmiyor…’’ dedi. Oflayarak kafami diger tarafa çevirdim. Tekrar kafami çevirdigimde ise Henry yoktu… Görelim Bay Duvar mi daha inatçi yoksa ben mi?
www
(07-07-2011, Saat: 15:45)caRameLy.x3 yazdı:
YOU'RE SO PHOTOGENIC (Çok Fotojeniksin)


-Bölüm 6-

'Balayinda ne olur?' Eun Bin çok saf. hysterical
Çok güzel bir bölüm olmus ellerine saglik. Biggrin
I Just Love Kyu
(07-07-2011, Saat: 21:34)ddeerryyaa yazdı: caRameLy.x3 ellerine saglik...Çok güzel olmus... Onay Yeni bölümü merak ettim simdi...

Tesekkürler. Begenmene sevindim. Opucuk

(07-07-2011, Saat: 21:36)dbsk_rabia yazdı: Dügünümüz var Biggrin
Sang Ri'de Eun Bin'i seviyordu, daha ögrenemedi bile çocuk. Hemde kardesiyle olacak is degil. Aglaelsalla
Bahaneler süperdi. Hele sonuncusu koptum yemin ediyorum. Gülmekten çatladim Biggrin
Ellerine saglik. Yeni bölümü merakla bekliyorum. ^^

Tesekkürler. Opucuk
Evet, dügün yakinda. Onay

(07-07-2011, Saat: 22:40)PurpleDay yazdı: 'Balayinda ne olur?' Eun Bin çok saf. hysterical
Çok güzel bir bölüm olmus ellerine saglik. Biggrin

Tesekkürler. ^^
Arada tutuyor safligi genelde cin, cin! Biggrin
Where have you been?
Cause I never see you out
Are you hiding from me?
Somewhere in the crowd





Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi