yukari
Konuyu Oyla:
  • Derecelendirme: 3.64/5 - 11 oy
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Korea-Fans Için Yazdigimiz Nesir Türleri (Deneme, Hikaye, Makale, Fikra vs.) 2
(07-07-2011, Saat: 21:47)dbsk_rabia yazdı: Hell in Heaven
8.Bölüm

Hae Bin geri döndü!! Eger dönmeseydi ben kapacaktim Henry'i Abaza
Vallahi ben bu Henry'e hayran oldum sanirim. Tabii Bling Bling olarak düsündügüm için bastan kazaniyor. Biggrin 'Bay Duvar'lara bayilirim. Blush
Bunlar çok inat vallahi! Ama bence Hae Bin daha inatçi. Onay

Bir de, gitmeeeeee...!! Meraktan çatlarim. T-T
Where have you been?
Cause I never see you out
Are you hiding from me?
Somewhere in the crowd

YOU'RE SO PHOTOGENIC (Çok Fotojeniksin)


-Bölüm 7-

"Ah... Abi sen de mi buradaydin?" masaya gitti.
"Birlikte yiyelim." dedi Rae In ani bir sekilde. Üçü de sasirmisti ama teklifi geri çeviremediler.
"Eun Bin, Hyun Wook'u taniyorsun zaten o yüzden tanistirmiyorum. Eun Bin bu Rae In kendisi üniversiteden arkadasim. Rae In, Eun Bin liseden arkadasim." el sikistilar ve yemege oturdular.
Bir süre masada sessizlik hakimdi. Rae In garip bir gülümseme takinarak konustu.
"Sevgili misiniz?" Eun Bin ve Sang Ri birbirine bakip utangaç bir sekilde gülümsediler.
"Hayir, sadece arkadasiz. Simdilik..." Eun Bin gözlerini iri iri açmis Sang Ri'ye bakiyordu. Sang Ri gülümsedi ve göz kirpti. Eun Bin tam olarak ne demek istedigini anlamamisti. Ama hosuna gitmisti.
"Birlikte sirin gözüküyorsunuz." dedi Hyun Wook. Rae In aniden kafasini çevirip Hyun Wook'a ters ters bakti. Sang Ri de Hyun Wook'a bakarak konustu.
"Bence bu konuyu kapatalim. Eun Bin çok utangaçtir."
Hyun Wook bagirdi.
"O mu? Hah! Inanmam." masadaki bütün gözler ona çevirlmisti. Eun Bin susmasini emreden kas göz isaretleri gönderiyordu.
"Biz de Hyun Wook'la çikiyoruz." dedi Rae In. Hyun Wook utangaç bir sekilde Rae In'e bakti. Sang Ri'yi kiskandirmak için söyledigini biliyordu ama sesini çikarmadi. Sang Ri, Rae In'e imali imali bakarak gülümsedi.
"Tebrikler." diyerek yemegine devam etti.
Rae In sanki istedigi cevabi alamamis gibi ellerini masaya vurdu. Sonraki sohbetler ise devamli havadan sudandi. Arada bir Hyun Wook Rae In'in agzini peçeteyle siliyor, etini kesiyor, iltifatlar ediyordu. Eun Bin bir insan en fazla bu kadar çabuk degisebilir diye düsündü. Ya rol yapiyordu ya da çift kisilikliydi. Dünki Saygisiz Adam simdi romantik bir asik olmustu. Kesin çift kisilikliydi! Rae In ise devamli Eun Bin'i süzüyordu. Eun Bin onu kendine bakarken yakaliyordu ama Rae In basini çevirmiyordu. Aksine gözlerinin içine içine bakiyordu. Utanmasi gereken Rae In olmasina ragmen Eun Bin utanarak gözlerini kaçiriyordu. Soguk rüzgarlarin estigi masadan önce Eun Bin ve Sang Ri ayrildi.
Sang Ri eve birakmak için israr etti ama Eun Bin babasinin görmesinden korktugu için kabul etmedi, sadece duraga kadar birakmasina izin verdi. Eve gidince babasi 'Neredeydin? Kiminlyedin? Ne yaptin?" gibi sorularla sorguya çekmisti. Eun Bin de onun hosuna gidecek cevaplar verdi.
"Restorantta, Hyun Wook ile yemek yedim."
"Ah... Benim güzel kizim. Hyun Wook kadar büyük bir lokmayi kapacagini düsünmezdim."
"Ne? Hyun Wook büyük bir lokma mi? Ben o kadar kötü müyüm ki büyük lokma kapamayayim? Ayrica suna lokma deyip durma para avcisi gibi hissettiriyorsun!"
"Aigoo, seninle iki kelime konusulmuyor. Ben yatiyorum."
"Ben de!"

------------------------

Kapi çaldi ve Hyun Wook yatagindan huzursuzca kalkti. Neden devamli uykusunun en tatli yerinde zil çaliyordu? Içinden kapidakinin Rae In olmasi için dua ediyordu. Yüzüne yapay bir gülümseme yerlestiridi çünkü Rae In oldugundan emindi. Kapiyi açip da önünde Eun Bin'i görünce yine suratini asti.
"Ne var?"
Eun Bin ise sadece gülümsüyordu.
"Yine anlasma için geldiysen, gidebilirsin ve -sesini yükselterek hatta bagirarak- saatin kaç oldugundan haberin var mi?"
Eun Bin saatine bakti ve ondan daha sert bagirarak cevap verdi.
"12.46"
"Ah... O kadar oldu mu?"
"Bir daha bana bagirmadan önce iki kere düsün! Fotograf makinemin parasini almaya geldim. Fotograf çekmem gerekiyor. Sergim için."
"Bunun için mi geldin? Dilenci falan misin?"
"Cidden... Seninle kavga etmek istemiyorum. Parami ver yeter."
"Ne kadar?"
"600 Won."
"Ne? Kimi kaziklamaya çalisiyorsun sen?"
"Bakkaldan çikolata mi aldigini sandin? Fotograf makinesi bu. Haydi senin için 500 Won olsun. Sadece parami ver."
Hyun Wook utanarak gözlerini kaçirdi ve olabildigince kisik bir sesle konustu.
"O kadar param yok."
"Ne?"
Biraz daha yüksek sesle karsilik verdi.
"O kadar param yok."
"Ne? Param yok mu dedin?" kahkahayi basti. Hyun Wook dudaklarini büzmüs bir halde ona bakiyordu ve çok sirindi. Ciddilesti.
"Ash! Beni mi kandiriyorsun? Evindeki bir sandalyeyi satsan 200 Won eder."
Hyun Wook hizlica kapinin esigine kadar gelmis Eun Bin geri itekledi.
"Haydi çik, çik! Dolandirici!"
"Ne? Seni saygisiz, dolan..." Hyun Wook kapiyi suratini kapatmisti. Eun Bin araliksiz zile basiyordu ve kapiyi yumrukluyordu.
"Çiglik atmami ister misin? Merakli komsularinin hosuna gidecektir."
Hyun Wook aniden kapiyi açti ve havali bir hareketle Eun Bin'i içeri aldi.
"Param yok dedim. Dedemden isteyip sana ödeyecegim."
"Ah... Velete bak sen! Hala küçük çocuklar gibi dede parasi mi yiyorsun?"
"Bas belasisin biliyorsun degil mi?"
"Evet ve bundan hoslaniyorum. Peki sen saygisiz, terbiyesiz, sapik, gicik, çift kisilikli ve bir züppe oldugunu biliyor muydun?"
"Çift kisilikli oldugumu bilmiyordum..."
"Neyse nasil bulursan bul ama öde."
"Tamam, git!"
"Hah... Merakli degilim."
"O yüzden mi ikidir kapimi yumrukluyorsun?"
"En azindan gizlice girmiyorum." arkasini döndü ve kapiyi çarparak çikti.
Hyun Wook arkasindan bagirdi.
"Gizlice degildi!"

------------------------

Eun Bin bir kaç gün boyunca fotograf makinesinin parasini almak için Hyun Wook'un evine gitti ama her seferinde kavga ettiler ve Eun Bin parasini alamadi.
Yine parasini almak için Hyun Wook'a gitti ama bu sefer yanina üstünde bir seyler yazili bir kagit da aldi.
"Merhaba!"
"Yine mi sen? Her gün düzenli olarak beni ziyaret etmek zorunda misin?"
"Fotograf..." Hyun Wook'un yaptigi ani hareket onu susturmustu. Hyun Wook yüzünü Eun Bin'e yaklastirdi ve gözlerini kisarak konustu.
"Yoksa benden mi hoslaniyorsun?" Eun Bin elini Hyun Wook'un yakasina götürdü ve ahenkli el hareketleriyle onu yakasindan tutarak kendine daha da yaklastirdi. Birbirlerinin nefesini hissedebiliyorlardi.

-Bölüm 7 Sonu-
Where have you been?
Cause I never see you out
Are you hiding from me?
Somewhere in the crowd

(06-07-2011, Saat: 23:21)ddeerryyaa yazdı: SIYAH
23.BÖLÜM

Deryacim;inanilmaz bir bölümdü!
Kisa bir ani ancak bu kadar güzel betimleyebilrdin,tebrikler..
Her bir anini heyecanla okudum. Onay Romantizm bombardimanina tutuldum,ahh.. Sarhos
Devamini jet hiziyla bekliyorum! Biggrin
Kolay gelsin. (:



(07-07-2011, Saat: 15:45)caRameLy.x3 yazdı:
YOU'RE SO PHOTOGENIC (Çok Fotojeniksin)

-Bölüm 6-7

Nergiscim,çok tatliydi bayagi güldüm yine! Biggrin
Hyun Wook ve balayi konusmasi favorimdi! Biggrin Ayrica Eun Bin'in antlasma imzalamadaki sözleri beni benden aldi! Biggrin
En son sahne de bayagi heyecanliydi...Ne olacak acaba? Kiss? Biggrin
Devam! (:


(07-07-2011, Saat: 21:47)dbsk_rabia yazdı: Yaz geldi maglum dügün dernek bitmiyor. Pazertesiye kadar yokum. Yarin son bir sansim olurmu eklemek için bilmiyorum ama eger ekleyemezsem pazertesi yeni bölümü ekleyecegim ^^
Hepinizi ve hikayelerinizi özleyecegim ~~

Hell in Heaven
8.Bölüm

Rabiacim gidiyorsun demek...Neyse bu sefer uzun bir ayrilik degil,günler geçer.. (: Ama bu kadar da heyecanli birak dememistim! Biggrin Neyse yorumlara gelelim;
Hae Bin'in en tatlis arkadasi yine dogrulari söyledi...Melekten zarar gelir mi a kizim? .D Melek kadar güzel bir sey var midir? (:
Ama çocuk sert bu aralar...Kiz gitti o kadar takmadi bile.. Dodgy
Oysa geçen bölümlerde çok iyiydi..
Devamini pazartesi hemencecik bekliyorum. (:

[Resim: 29pmbuh.gif]
City Hunter~
''Bu yolu birlikte yürüyelim...Sonunda neler olacağını bilmesek bile♥''
`TripleS ~ `Boice ~ `Min'in Havucu



Tugçe'm
begenmene sevindim... Opucuk

Rabia'm çabuk biter islerin umarim...Bu arada yeni bölüm çok güzel olmus...Hae bin geri döndü... OnayOpucuk

Gelelim benim yeni bölüme... Smile

Yani bir ikili doguyor desem kisaca size! Ve bu bölümde herseyi açikliyorum...Hiçbir soru isareti kalmayacak aklinizda...
Yani öyle umuyorum... Biggrin


SIYAH

[b]24.BÖLÜM

[/b]
Tüm gücüyle bagirdi...Tüm gücüyle çabaladi,son nefesiyle haykirdi sevdigi kadina...Durmasini dile getirircesine...
Dong Joo:Hwang Ji Min...
Yagmurun hiç acimadan siddetli bir sekilde yagdigi o sahilde,hayatina son vermek isteyen o kadin,dalgalarin sesine karismis aci bir çiglik duydu...”Hwang Ji Min!” idi çigligin sahibinin dudaklarindan dökülen kelimeler...Tüm gücüyle çabaliyordu o adam...Hayata geri dönmesi için...Ve bu aci çiglik onun son çirpinislariydi...Ve o an gözyaslari yagmur damlalarina karisan o genç kadin,sesin sahibine dönmedi bile...Korkmadi da...Sadece saskindi...Tuhaf hissetti kendini...Ve elinde siki siki tuttugu,bogazina dayadigi o biçak farkinda olmadan islak kumlarin üzerine düstü...Ve ardindan o genç adam tekrarladi...Yanlis duymus olma ihitimalini düsünen sevdigine dogru,dogru duydugunu kanitlamak istercesine...Ikinci bir çiglik yükseldi,korkudan nefes nefese kalmis,aci içinde vazgeçmesini bekleyen o adamdan...

Dong Joo:Hwang Ji Min!
Yavasça basini çevirdi o yöne...Bir tarafta Bay Kim,diger yandan aglayarak yalvaran Jung Bin...Ve diger yandan kendisi için mücadele eden,aglayan o adam...Ve gülümsedi genç kadin...Ilk defa umutla...Belki de yanlis yapiyordu...Dong Joo hakliydi...Ölüm korkaklikti...Bir kere daha göstermisti hayat ona mucize denen seyi...Insanin en umutsuz oldugu an da o sikintili dünyasina kocaman bir günes dogabilecegini bir kez daha göstermisti ona hayat...Tipki büyükbabasinin buldugu o an gibi...Tipki Park Jung Bin’i buldugu an gibi...Ve o içten gülücük büyüdü yüzünde...Bir yandan gözyaslari akmaya devam ederken diger yandan da umutla gülüyordu...Artik yanliz degildi... Ne olursa olsun kendisi için mücadele eden bu üç insani da düsünmeliydi...Artik yeni bir ailesi vardi...Ve gün gelecek o da mutlu olacakti...Herseyi bitirdiginde o da umutla gülecekti...

Ve Dong Joo fark etti o gülümsemeyi...Ve o da o an nefes aldigini hissetti...Sonra hiç zaman kaybetmedi,ve sevinçle ona bakan Bay Kim ve Jung Bin’i geride birakarak,islak kumlarin arasinda kosmaya basladi,artik yasamindaki tek sebep olan o kadina dogru... Yanina gittiginde o kadinin kendisine olan aciyla umudun karistigi bakislarini görünce hizla yere çöktü...Kendisine bakan o masum gözlere bakti uzun bir süre...Sonra yüzüne gelen saçlari çekti karsisindaki genç kadinin...Ve ardindan daha fazla dayanamadi...Sikica sarildi Kang Yoon’a...Onun kollarinda büyüyordu Kang Yoon’un içindeki umut... Ama bir yandan da aci vardi içinde...Ve Dong Joo’nun gögsüne dayadigi basini hiç kaldirmadan,aglayarak...
Kang Yoon:Belki ölmeyecegim ama hiçbir sey yapamadan duramam...Tamamlamadan mutlu olamam...

O an Dong Joo Kang Yoon’un kollarini siki siki tuttu sarilmayi birakarak...

Dong Joo(Kang Yoon’un gözlerinin içine bakarak):Artik yalniz degilsin...Hiçbir adimi tek basina atmayacaksin...Hiçbir aciyi tek basina çekmeyeceksin...Mutlulugunda da,acinda da,(Vurgulayarak)intikaminda da yaninda olacagim...Ucunda ölüm olsa bile...Ama bana söz ver...Ne olursa olsun umutla bakacaksin dünyaya...Bir daha kendini öldürmeye kalkmayacaksin... Eger öleceksek de bunu biz yapmayacagiz...Bu oyunu oynayip,dogru kartlari ortaya attiktan sonra mutlu olacagimizi hiç unutmayacagiz...(O an Jung Bin ve Bay Kim’ e bakarak)Kocaman bir aile olacagiz...
Kang Yoon(Aci dolu bir ifadeyle):Seni bu ise karistiramam...Benim yüzümden...
Dong Joo(Ciddi bir ifadeyle):Sana daha önce de söyledim ben aslinda iyi bir adam degilim...Olmadim da...Yillardir ben de büyük bir plana dahil oldum...Annemin intikami için...Sadece annemin katili Bay Hwang’a büyük darbeyi vurmanin zamanini bekledim o kadar...(Sonra Kang Yoon’a siki siki sarilarak)Ve simdi...Artik sadece kendim için degil,ikimiz için savasmaya baslayacagim...
Kang Yoon(Sesi titreyerek):Dong Joo...
Dong Joo:Söz ver...Bir daha asla böyle birsey yapmayacaksin...Asla!
Kang Yoon(Dong Joo’nun gözlerinin içine bakarak):Söz veriyorum...Mutlu olacagim...(Tebessüm ederek)Umutla dünyaya bakip,mutlu olacagiz hep birlikte...
O an Dong Joo daha da siki sarildi Kang Yoon’a...Ve...
Dong Joo:Ister Hwang Ji Min ol...Istersen Lee Kang Yoon...Adin,yasin hiç önemli degil...Sadece yanimda ol...Ben senin yaninda nefes almayi ögrendim...Yasamdan tat aldim...Simdi beraber ögrenelim nasil yasamamiz gerektigini...Beraber yapalim herseyi...Dong Joo ve Kang Yoon olmayalim ayri ayri...Sadece bir bütün olalim...Hiç ayrilmayalim...Birbirimizin herseyi olalim...Sevgilisi,arkadasi,ortagi,ailesi...(Fisildayarak)Yeter ki birlikte olalim...
O an Kang Yoon Dong Joo’ya parildayan gözleriyle bakti...Ve içindeki herseyi dile getirdi ona...
Kang Yoon:Seni seviyorum...Hem de çok...Çok direndim...Çok aci çektim ama kalbime söz geçiremedim...Sana çok çektirdim...Bana yasamayi ögreten sana karsi çok acimasiz oldum...Özür dilerim...Özür dilerim...
Ve Dong Joo birkaç dakika önce yasadigi korkuyu hatirlayip,kalbindeki agirligin yani sira,sesi titreyerek...
Dong Joo:Sen bugün vazgeçtin ya...Yasamayi seçtin ya...Gerisi hiç önemli degil...Artik yanimdasin ya dünya umrumda degil...Yeter ki yasa...Sen nefes aldikça ben de alayim hayatin kokusunu...Yeter ki yasa...

Birkaç dakika sonra Kang Yoon basini diger tarafa çevirdi...Sevinçle ikisini izleyen ailesini gördü...Ve Jung Bin’e umutla kucagini açti...Bu .çagirisla Park Jung Bin kosarak onun yanina gitti...Arkasindan da Bay Kim geldi...Kang Yoon sikica sardi Jung Bin’i...Yüzündeki islakligi sildi elleriyle...Sonra tekrar sarildi kardesine...
Kang Yoon:Affet ablani Jung Bin...Söz veriyorum bir daha yapmayacagim böyle birsey...Çok mutlu olacagiz...Söz veriyorum...
Ve Bay Kim’le göz göze geldi bir anda...Gözlerini sikica kapayip açti ona dogru,gülümseyerek...Tesekkür etti karsisindaki yasli adama...Sonra Dong Joo’ya bakti Bay Kim...Tipki Kang Yoon kendisine tesekkür ettigi gibi o da ona gülümsedi,tesekkür etmek amaçli...Ve yagmurun altinda ölümden yasama dogru çok büyük bir adim atan bu 4 kisi artik büyük bir aileydi...



Cha Dong Joo herseyi biliyordu artik en küçük ayrintisina kadar...Kang Yoon’un babasinin ortaya çikmasiyla onun iki amcasi da ona çok kötü davranmislardi,büyükannesine davrandiklari gibi...Sonra oglullarinin çok tehlikeli ve basarisiz oldugunu bilen Bay Hwang sonradan varligindan haberdar oldugu,is konusunda oldukça yetenekli olan ogluna birakmak istedi koltugunu...Bayan Ma ve Bay Hwang(Kang Yoon’un babasi)bunu reddetti...Ama Bay Hwang’in babasi yine de onlardan gizli vasiyetinde en büyük payi ve yetkileri 3.ogluna birakti...Yani Hwang Ji Min’in babasina...Zaten oldukça öfkeli olan amcalari bu durumu bir sekilde ögrendi ve hirslarindan ne yapacaklarini bilemediler...Tabi bu durumun disinda Hwang Ji Min’in babasina türlü türlü iftiralar atan bu iki abisini gören Ji Min’in babasi,kendisini ve ailesini korumak amaçli,sadece onlari korkutmak amaçli-yoksa o belgeleri kullanmak gibi bir fikri yoktu-iki abisininde tüm suçlarinin kanitlarini buldu,raporlar hazirladi...Ve bunu ögrenen iki üvey abisi gözüne 4 kisiyi kestirdi...Onlar ölmeliydi...Ancak o zaman hersey onlarin olabilirdi...Bay Hwang,herseyi bilen yardimcisi Bay Kim,miraslarin onlara kalmasini engellemek için Hwang Ji Min ve esi Bayan Park hedeflenen 4 isimdi... Planlar çoktan yapilmisti,hersey kusursuz olacakti...1996 yilindaki o yanginin çikmasindan 3 saat önce Kang Yoon’un babasi abileriyle konusmaya gitti...Tüm tuttugu raporlari da,kanitlari da yedekleriyle beraber yanlarinda götürerek...Onlarla sorun yasamak istemedigini belirtti ve tüm kanitlari abilerine verdi...Annesiyle beraber,esi ve kiziyla birlikte Hwang ailesinden çikacaklarini belirtti...Bir daha görüsmemek üzere...Mirasi reddettigini de söyledi... Kan bagi olan abileriyle birlikte kardes olmak istiyordu,düsman degil...Bunlari söyledi...Ve o an Bay Hwang ve abisi üvey kardesleriyle barismis gibi gözüktüler...Ama ona duyduklari nefret de ,babalarinin mirasi ona biraktiklarinida bildiklerinden öfkeleri de geçmedi...Sadece barismis gibi gözüktüler...
Ve o aksam Hwang Ji Min annesinin dogum gününü kutladi evlerinde...Babasiyla birlikte ona güzel yemekler hazirlayip,güzel bir hediye alarak...Son biz kez mutlu oldular...Ardindan bir sekilde büyük bir yangin çikti aniden...Bayan Park dogdugu gün öldü...Bay Hwang’da esini ve kizini son çabalariyla kurtarmaya çalisirken yenik düstü abilerinin oyununa...Hayata gözlerini yumdu 10 yasindaki Hwang Ji Min’in gözleri önünde annesi ve babasi...Hwang Ji Min’in ise her tarafi yaniyordu...Acilar çekiyordu...Çiglik sesleri yokseliyordu o evden...Ve Bay Kim son gücüyle o küçük kizi da alip disari çikti...Ikisi de son nefeslerini vermek üzereydi disari çiktiklarinda...O kadar kötülerdi ki...Ve o an 1994 yilindan beri-ki bunun nedeni esinin kendisini aldatmasi ve ardindan aldattigi adamla birlikte Bay Hwang’in(Ji Min’in en büyük amcasi) yani kendisinin korkusundan sevgilisiyle beraber intihar etmesinden kaynaklaniyordu - psikolojik sorunlar yasayan Kang Yoon’un en büyük amcasi Hwang Min Kang kardesine duydugu öfkeyi yok edemese de,yangini gizlice izlemeye gelmisti...Pisman degildi yaptigina ama yine de bir sekilde bedeni onu olay yerine sürüklemisti...Ve daha sonra kalan iki kisiyi gördü...

-1996 Yili-Yangin sonrasi-

Ev alevler içindeydi...Ve bir kösede aci içinde kivranan o küçük çocukla,adami gördü...Gözlerindeki nefret büyüdü...Yanlarina gitti...Onlar yasamamaliydi...Hiçbir sekilde...Ve ikisi de yavasça gözlerini araladiklarinda karsisinda elindeki silahi onlara dogrultan o adami gördü...Ve o an dügüm çözüldü...Hersey ortaya çikti...Ve Hwang Ji Min son nefesiyle yalvardi amcasina...
Hwang Ji Min(Aglayarak):Amca yapma! Ne olur yapma!
Karsisinda aglayan bu küçük kiz daha sonra Bay Kim’e döndü...
Hwang Ji Min(Aglayarak):Ölme!
Ve silahi tam atesleyecekken aklina intihar eden esinden olma ama daha sonra bir hastaliktan dolayi ölen kizi geldi...Psikoloji iyicene bozulmus olan bu adam vazgeçti o an...Ve bir sekilde onlari oradan baska bir yere götürdü...Ölüm tehlikeleri birkaç tedaviyle geçmisti...Bay Kim’de herhangi bir iz de kalmamisti...Ama Kang Yoon aci içindeydi...Her tarafi yanikti...Ve o yangini herkes bir kaza sandi...Bayan Ma(Ji Min’nin büyükannaesi) akil sagligini yitirdi haberi aldiktan kisa bir süre sonra...
Ve kendilerine geldikleri sabah ,o evde olduklarini fark ettiler...Hapis hayati yasadiklarini anladilar...Yarim kalan tedavi de yapilmadi...O yaniklar kaldi o masum küçük kizin vücudunda...Ve en büyük amcasi küçük amcasindan sakladi bu olayi...Onlari öldüremedi...Ama tedaviyi yarida keserek onlari ölüme terk etti...Ve daha aci günler geldi...Yasayan Ji Min herseyi bildiginden direndi,defalarca kaçmaya çalisti,defalarca korumalara,amcasina zarar vermeye kalkisti...Ama sonunda hiçbir suçu yokken en çok zarari gören onla Bay Kim oldu...Kang Yoon tam iki yil boyunca bir odada yasadi....Aç biraktilar,dövdüler...Yeni yanik izleri yaptilar vücudundan sirf akilli dursun diye...Amcasi onu geceler boyu dövdü....Belki ölür diye...Kaç defa öldürmek istedi onu ama kizinin yüzü hep aklina geldi...Ve durdu her seferinde...Tek seferde hayatina son veremeyince de ona da Bay Kim’e de iskenceler yapti...Evin etrafinda bir yigin ordu vardi...Korumalar o kadar sertti ki...Ve birgün baska birsey denedi amcasi...

-1997 Yili-Sahildeki Ev-

Içeri giren yasli adam,Ji Min’in öldügünü sandi bir an...Yigenine hiç acimiyordu...Su an yasiyorsa da bunun kizi yüzünden oldugunu biliyordu...Daha sonra haffiçe kipirdadi o küçük kiz...Iste o an hala ölmedigini görünce öfkelendi...Ve elindeki kalin ipi-ki defalarca o iple siki siki baglanmisti...Hala ipin üzerinde sebep oldugu yaralardan kaynaklanan kan izleri vardi...-Ji Min’in önüne atti...

Hwang Min Kang:Kendi isini kendi bitir...Öldür kendini...2 saatin var...Döndügünde nefes aldigini görmek istemiyorum...
Kang Yoon hafifçe basini kaldirdi,nefretle amcasina bakti...Sonra çektigi acilardan kurtulacagini düsünerek hafifçe dedigini yapacagini belli edercesine basini salladi...O nefret ettigi adam odadan disari çikincada,yanindaki eski masanin üzerine çikti...Ipi bagladi...Saglam oldugunu kontrol etti...Ve iki damla gözyasi süzüldü gözlerinden...Aci içinde inledi...
Ji Min:Ne istediniz bizden?
Sonra ipi tuttu basina geçirdi,gözlerini kapadi ve tam ayagindaki masayi firlatacakken aklina annesi geldi,babasi geldi.O zamanlarda ne halde oldugunu bilmedigi büyükannesi geldi...Annesinin dogdugu gün acimasizca öldürüldügü geldi...Ve hizlica gözlerini açti...Kocaman açilan o gözlerde artik isyan yoktu,kurtulmak da yoktu,aci da yoktu...Son bir damla gözyasinin yere düsmesiyle Hwang Ji Min tüm insani duygularini yitirdi...Ve 11 yasindaki küçük kiz çocugu masumlugunu yitirip,aci bir kahkaha atti...Artik o gözlerde sadece tek birsey vardi:Intikam...

2 saat sonra geri döndügünde dedigini yapmadigini göten Hwang Min Kang öfkelendi...Bagirdi çagirdi...Küçük kardesinden yasadigini sakladigi bu kizin ölmesini istiyordu sadece...Ölmesini istiyordu ve ondan kurtulmayi arzuluyordu...Ama direniyordu zayif görünen o küçük kiz çocugu inatla...O kadar iskenceye ragmen direniyordu...Ve Bay Hwang bagirdi...
Bay Hwang:Sana son bir sans veriyorum...Yap sunu! Sen de kurtul ben de !
Ve o an o zamana kadar gözlerinde aci gördügü o küçük kiz basini kaldirdiginda yüzündeki korkutucu ifade,sakinlik onun ürküttü...Ve Ji Min sakin bir ses tonuyla...
Ji Min:Yapmayacagim...
O an öfkesini kontrol edemeyen Bay Hwang,hizla,sertçe Ji Min’in çenesini tuttu...
Min Kang(Bagirarak):Sana ne dediysem onu yap!
Ve o an kendisini öldüremeyecegini çok iyi bilen Ji Min meydan okurcasina...
Kang Yoon(Ji Min):Eger ölmemi istiyorsan durma öldür!Ama bunu yapan ben olmayacagim...

Ve iste o günden sonra ona yapilan iskenceler daha da artti...Ama direndi...Tüm gücüyle mücadele etti...Cani acisa dahi “Acidi!” dememeyi ögrendi...Aglayacak gibi olsa da aglamadi...Her zaman gülen o çocuk artik gülmeyi unuttu...Insan olmaktan çikti...
Ve daha sonra 1998 yilinin sonlarina dogru kardesinden sakladigi bu olaylarin,Ji Min’in inadi,mücadelesi Min Kang’in psikolojisini iyicene bozdu...Doktorlarindan baska bu hastaligini kimsenin bilmedigi Min Kang’in durumunu Kang Yoon gayet iyi biliyordu...Ve inatla bekliyordu...Ve psikolojisi iyicene bozulan Min Kang artik o eve ugramaz oldu...Sadece korumalari yardimiyla onlari kontrol altinda tuttu...Ardindan birgün Hwang Ji Min amcasinin yoklugunu firsat bilerek korumalardan birinin ona aciyip,hava almasi için disari çikardigi bir an da bir firsat yakalayip,büyükannesinden ögrendigi zehirli bir bitkinin oldugunu gördü arka bahçede...Ve bir sekilde içtikleri suya o bitkiyi eliyle ezdikten sonra katti...Ölmemeleri için hafifçe kattigi zehirin oldugu suyu içen herkes rahatsizlandi,bayginlik geçirdi...O sirada evin yakinlarinda annesi aktar olan markette çalisan ögrenci bir genç,Kang Yoon’un buldugu zehiri aramak için oralardaydi sans eseri...Ve Bay Kim ve Kang Yoon’un eline o firsat geçti...(Ki bu adam daha önce Bay Hwang ile konusan motorsikletli adam idi)Ve Bay Kim bir mektup yazdi ve yolladi o gencin araciligiyla...Japonya’ya giden o mektubu alan Bay Nakatsu yasadiklarini ögrenince,tek çözüm yolu olarak Bay Park’i buldu ve ona herseyi anlatti...Ve bu aralarda Bay Park torununu bulmaya geldi...Ama Kang Yoon kararliydi...Ve koca 15 yil geçti...O siralarda Kang Yoon’a aciyan koruma hariç bütük korumalar degistirildi...Bay Hwang’a da haberleri süphelenmesin diye o koruma vermeye basladi...Bay Nakatsu’nun oglu da yeri geldi o korumalardan biri oldu...Hem koruma hem de onun ögretmeni oldular...Amcasi artik gelmese de-ki iyicene sagligi bozulmustu-temkinli oldular...Önce Bay Park gece yarisi getirdigi doktorlarla hem torununu hem de Bay Kim’i tedavi ettirdi...Ancak Ji Min o kadar kötü bir haldeydi ki...Öyle agir ilaçlar kaldi ki...6 ayi hasta yataginda geçti...Sonra Bay Park’in bir sekilde kabul ettigi o planin hazirliklari basladi...Önce Bay Park’in kizi olarak,27 yasinda annesi Ingiliz olan Park Min Soon olarak kayitlara geçti...Bay Park’in degismez tek varisi oldu...Sonra akla gelebilecek her konuda egitim aldi...Artik herkes tarafindan duygusuzlugu yüzünden endiseyle,korkuyla takip edilen o küçük kiz kocaman korkutucu bir kadina dönüstü...Sahte diplomalar hazirlandi...Babasinin Bay Nakatsu’ya devrettigi sirket bir sekilde yillar boyunca verilen bir emekle büyük bir sirket olarak sanilmaya baslandi...Bay Park torunu için aci çekiyordu,kizi için,basta onaylamadigi damadi için bile...Ama yine torununun istegini yerine getirip,onu o büyük oyun hazirladi..Ve artik son zamanlarda unutkanlik yasayan Min Kang o sahildeki evi de,oradakileri de unuttu tipki diger birkaç sey gibi...Ama kimse bunu anlamadi...Çünkü kardesini ve isleri uzaktan yürütüp,sahildeki bir evde tek basina yasamaya basladi...Ve bundan 3 yil önce ölen Bay Park’in ardindan bir yil önce de Hwang Min Kang ‘da ölünce artik yasamanin zamani gelmisti... Ama ne Hwang Ji Min olarak ne de Park Min Soon olarak...Yepyeni bir isim ve kimlikle...Lee Kang Yoon olarak...

"Işıkları kim kapattı?" Kim Sun Woo-The Equator Man
(07-07-2011, Saat: 23:32)'vahide' yazdı:
(07-07-2011, Saat: 15:45)caRameLy.x3 yazdı:
YOU'RE SO PHOTOGENIC (Çok Fotojeniksin)

-Bölüm 6-7

Nergiscim,çok tatliydi bayagi güldüm yine! Biggrin
Hyun Wook ve balayi konusmasi favorimdi! Biggrin Ayrica Eun Bin'in antlasma imzalamadaki sözleri beni benden aldi! Biggrin
En son sahne de bayagi heyecanliydi...Ne olacak acaba? Kiss? Biggrin
Devam! (:

Tesekkürler. Opucuk
Kiss? Uhm... Bilemiyorum olabilir ilerki bölümlerde. Abaza
Where have you been?
Cause I never see you out
Are you hiding from me?
Somewhere in the crowd

Yaa ben halami özledim halam nerdeee Smile Smile ("vahide")

Ama olmaz ki yaa Sad Zavalli Kang Yoon Aglama (ddeerryyaa)

Bence kizimiz daha inatçi Biggrin ama Henry'yi zor günler bekliyor (dbsk_rabia)
╔══╗
╚╗╔╝
╔╝(¯`v´¯)
╚══`.¸.SUPER JUNIOR
www
a.betul canim yorumun için tesekkür ederim... OpucukOpucuk Merak etme onlar aci çekecek ama sonunda en büyük aciyi çekecek Hwang ailesi olacak... OnayOnay
"Işıkları kim kapattı?" Kim Sun Woo-The Equator Man
Sizleri beklettigim için kusuruma bakmayin...Ama bu yorumlariniz beni o kadar sevindirdi ki..Umarim bu bölüm hosunuza gider. (:

(^^) ~TESADÜFLER KOMEDYASI~ (^^)

11.Bölüm

~...Bir sey yap. Güzel olsun..
Çok mu zor ?
O vakit güzel bir sey söyle.
Dilin mi dönmüyor ?
Öyleyse güzel bir sey gör veya güzel bir sey yaz.
Beceremez misin ?
O zaman güzel bir seye basla..
Ama hep güzel seyler olsun.
Çünkü: “Her insan ölecek yasta"..

Sems-i Tebrizi


Jae Hwa'nin gitmesiyle Tae Hyun'a sok olmus bir halde baktim.Tae Hyun bakislarimi begenmemisti. ''Ne oldu Eun Hee,yüzün kül gibi oldu birden bire..''
Ona aci bir sekilde güldüm ''Bazi seyleri yanlis yaptigimi düsündüm de..Bu arada neden herkes bizi sevgili saniyor?Çok mu yakiniz yoksa?''
Bu safça sorum onu güldürmüstü.
''Neden sordun?Seni rahatsiz mi etti bu durum?''
Ona ne diyecegimi bilemedim..Önüme baktim öylece,sessizligimden yararlanip konusmaya basladi. ''Fena mi olur,ha?Ben sana nedensiz bir sekilde baglandigimi düsünüyorum...Sensiz bir anim geçmiyor.''
Hala önüme bakiyordum,o ise durmak bilmeden konusuyordu.
''Sence,ben o kadar kötü biri miyim?Yani kriterlerine göre..'' onu susturdum. ''Tae Hyun,seni kirmak istemiyorum...Yanlis anlama ama sana karsi bu kadar derin duygular besledigimi sanmiyorum...Bu konusma geçmemis sayabilir miyiz? En azindan kisa bir zamana kadar...Lütfen..''
Tae Hyun'un bozuldugu çok belliydi.Basini küskün bir sekilde salladi.Beni beklemeden önden çikti.Onu kirmis oldugum asikardi ama ona gereksiz bir umut veremezdim.
''Neden böylesin!'' diye iç geçirdim...Neden?
Zaten ''nedensiz''liklerle dolu bir dünyada yasamiyor muydum?
Bu da akan su gibi gidecegi yolu bulurdu nasilsa...Çantami elime aldim,sallana sallana disari çiktim.
Halami aldiktan sonra telefonumu restorandan alip evin yolunu tuttum..

***
Eve geldigimizde halam hala konusuyordu ''Neden bizi Tae Hyun birakmadi?'' ona cevap vermedikçe küçük bir çocuk gibi önümü kesiyor,bluzuma yapisiyordu ''Ne olur söyle.. N'oollluuurr! Biggrin'' Halam ters bir bakis attim,geri çekildi;dudagini büzerek konustu. ''Iyi öyle olsun pis cadi! Sen kesin çocugu kaçirdin kesin! Zaten senin gibi zayif ve saf birini kim sevebilirki..Ahh ahh..Jae Hwa zaten bana tutuk anladim gözlerinden!''
Jae Hwa...Neden bana öyle sözler söylemisti ki?
Birden halama onaylayici sözler söyleyiverdim ''Evet halacim,o sana yanik yanik! Biggrin Baksana seni görünce gözleri isildayiverdi ya!''
Halam zevkle gülümsedi. ''Sey,artik evleniriz gibime geliyor!''
Tatli tatli sirittim,benim aklimi karistirirsan sana bunu yaparim Jae Hwa diye söylendim..Halam dediklerimi anlamayarak bana bakti,bense bir sey olmamis gibi odama yürüdüm.
Simdi sirada not defteri konusu vardi...
Jae Hwa nerden bilmisti not defterinin bende oldugunu? Düsün,düsün aklima bir sey gelmiyordu.En sonunda bir film aydinlandi gibi gibi oldu..

((( ''Durun siz durun ben açarim cami..''
Bana sasirmis bir halde bakti ''Size ne oluyor böyle? Ne bu ani hareketler...Cami açabilirim,bunda misafirlik kurallarina aykiri bir durum yok.'' Onu yeniden durdurmaya çalisinca nazikçe beni ittirdi,sanirim bir seyler sezmisti.Yeniden eline yapistim ''Durun dediysem durun! Ben açarim aa! Belki koltugun arkasi çok pis...Olamaz mi yani? Utaniyoruz surda!''
Bana bilmis bir halde döndü ''Ondan utanacaginza yarim saattir elimi tutuyorsunuz yaptiginiz bu davranistan utanin...'' Gerçekten de adamin elini bayagidir tutuyordum.
Aniden elimi çektim ve onu koltuga oturttum. Kosup cami açtim.
''Iste bu kadar! Ne bu inatlasma Jae Hwa Sshi! Oturun siz rahatinza bakin,ohh Biggrin Ben size suyunuzu getireyim degil mi ama?''
)))

Ben cami açarken hafifçe bile arkasini dönse hemen yerde duran not defterini görebilirdi...Sanirim arkasini döner dönmez not defterini gördü,ben cami açmakla ugrasirken de gerçek olup olamdigini kontrol etti..
Aniden ayaga kalktim ''Pis,kartal gözlü! Nasil gördün hemencecik..''
Bundan baska senaryo olamazdi ki...
Yarin durumu gerçek anlamiyla ögrenmek için onu sikistiracaktim...Hemde ilk is olarak!

***
Sirkete gider gitmez kapida malum güvenlikçiyle karsilastim...Apartmandaki karsilasmamizda etegimin yirtilmasiyla bayagi eglendigi belliydi ve ilerlerken etegime bakmayi ihmal etmedi. ''Lütfen dikkatli olun,malum sakarlik DNA'niza islenmistir falan! Biggrin ''
Iç çekerek geçerken konusmayi ihmal etmedim ''Biricik sorunlu kiziniz ve takintili eski karinizi gördügünüze mutlu olmus olmalisiniz..Ayrica kiziniz ikidebir evime gelip sekerlerimizi yiyiveriyor! Lütfen onun paralarini ayarlayinda kaliteli misafir agarlayayim..''
Bana kibir dolu bir yüzle döndü ''Ne zamandan beri Kore'de;eve gelen misafir çocugun babasindan seker parasi alinmis..Iste görgü,herkese lazim bence!''
Susup duracagimi mi saniyrodu,sinirimi ona kusmaya hazirdim ''Görgü,deger bilen insana yapilir bence...Yani siz o kadar da takmayin kafaniza...Ben kisisine göre davrandigim için size de bu pay düstü...Unutmayin dediklerimi..''
Adam saskinca bana bakiyordu,zafer almis bir sekilde sirkete girdim..
Havali havali merdinvenlere yöneldim...Asansör o kadar doludu ki..Merdivenlerde bir konusma duydum,patron ve sekreteri sessizce konusuyorlardi
''Sekreter Hanim,bildiginiz gibi psikoloji konfernasindan istedigimiz sonucu alamadik...Eun Hee Sshi,pek etkin degildi..Sanki bu iste Jae Hwa yeterli gibi göründü bana!''
Elimi agzima götürdüm,sok olmustum..Sekreter devam etti ''Öyle gibi görünüyor ama ona bir sans daha vermeliyiz...Mesela,isçilerde sorunlu olanlarin evine gidip özel görüsme yapabilir,ne dersiniz? Jae Hwa Sshi!ye düsündügünüz görev ona uyabilir,sansi için..''
Patron sekretere minnetle bakti ''Tipki anneniz gibisiniz,onun yoklugunu bir an bile hissetirmediniz...'' Kadin mahçupça gülümsedi ''Sagolun efendim.''
Gerisini dinleyemedim bile...Oldugum yerde kaldim
Eger görevi Jae Hwa israrla alirsa açikta kalacaktim...
Hayatimda ilk defa kazandigim ise veda edecektim..
Halam mevzusunu uzun uzadiysa düsünmem gerekiyordu,aklimi karistirdi diye Jae Hwa'ya zit gidersem yandim demekti...Bu yüzden huyuna gitmeliydim..
Ona sert çikmayacagima söz vererek ofisime girdim.
Her zamanki gibi Jae Hwa evraklarin basindaydi...
Masasina ilerdim ve canli bir sesle ''Günaydin'' dedim.Basini kaldirmadan cevapladi.Bu sefer masasina iyice yaklastim,ona tam soru sormaya yeltenirken aniden yaga kalkti,beni duvara yasladi ''Ne soracagini tahmin etmiyor degilim..'' hangisinden bahsediyordu?
Not Defteri olayi mi?
Yoksa isten atilma olayi mi?
Sakinlikla yüz yüzeyken ve bir o kadarda yakinken içeriye neseyle Tae Hyun girdi.
Sesssizce yutkunmaya çalistim ama is isten geçmisti..
Yeni bir yanlis anlasilmaya yelten açmayacaktim ki Jae Hwa kolumu sikica tuttu...Tae Hyun,Jae Hwa ve benim aramda uzunca bir bakisma geçti..
Artik olay istemiyordum!

[Resim: 29pmbuh.gif]
City Hunter~
''Bu yolu birlikte yürüyelim...Sonunda neler olacağını bilmesek bile♥''
`TripleS ~ `Boice ~ `Min'in Havucu


(08-07-2011, Saat: 0:28)'vahide' yazdı:
(^^) ~TESADÜFLER KOMEDYASI~ (^^)

11.Bölüm

Bu Jae Hwa çok fena... Hemencecik anlayiveriyor. Allah herkesi onun gibilerden korusun. Biggrin Biggrin
Durum yanlis anlasilmasin ya! Aglama
Ben Tae Hyun'u tutuyorum. Çok sirin. Kalp
Çok güzel bir bölümdü, ellerine saglik. Smile
Where have you been?
Cause I never see you out
Are you hiding from me?
Somewhere in the crowd

YOU'RE SO PHOTOGENIC (Çok Fotojeniksin)


-Bölüm 8-

Hyun Wook'un gözleri iri iri açilmisti. Yüz ifadesi bulundugu durumdan hosnut degil gibiydi ama bu durumdan çikmak için hiçbir ugrasta bulunmuyordu.
"Ne yapiyorsun? Eun Bin!"
Eun Bin diger elini de ahenkli bir sekilde Hyun Wook'un yanagina koydu. Önce oksadi ve sinsice gülümsedi. Sonra aniden onu geri iterek hafif bir tokat atti.
"Kendine gel! Senden hoslanmak mi? Hah! Hiç gülesim yoktu."
Hyun Wook kipirdamiyordu. Hala sokun etkisindeydi. Eun Bin onu biraz sarsti.
"Bir bilgisayar getir."

Eun Bin çantasindan bir kagit çikardi ve okumaya basladi. Bir yandan da Hyun Wook onun okuduklarini bilgisayara geçiriyordu.
"Madde 1: Evlilik en fazla 4 ay sürecek."
"Madde 2: Evliligi bitirmek için Hyun Wook, Eun Bin'i aldatmis gibi yapacak."
"Neden ben aldatiyorum?"
"Çünkü hastanede bana yalvarirken öyle söyledin! Madde 3: Kimse digerine asik olmayacak!"
"Hah! Bunu kesin tutamayacaksin. Maglum kusursuz bir yüzüm ve " Eun Bin elindeki kagitla Hyun Wook'a vurdu ve devam etti.
"Bunu kabul etmis olarak sayiyorum. Madde 4: Birbirimizin özel hayatina karismak yok."
"Ben senin özel hayatina neden karisayim ki? Saçma bir madde."
"Yaz! Filmlerde öyle oluyor. Madde 5: Bulasiklari Hyun Wook yikayacak ve evi toparlayacak."
"Ne? Neden ben yikiyorum. Bir evlilikte kadinlarin yapacagi en önemli istir bu. Sen yapmalisin."
"Ben faturalari ödeyecegim. Bir evlilikte erkeklerin yapacagi en önemli is de budur ama daha isin bile yok nasil faturalari ödeyeceksin?"
"Dedem islerini bana devredecek bulasiklari sen al. Ben faturalari öderim."
"Sen bilirsin. Madde 5: Bulasiklari Eun Bin yikayacak ve evi toparlayacak. Madde 6: Faturalari Hyun Wook ödeyecek."
Hyun Wook hizla araya girdi.
"Madde 7: Eve köpek getirilmeyecek."
"Ne? Nedenmis?"
"Köpekleri sevmem."
"Ben de saygisizlari sevmem, simdi seni eve almayalim mi?"
"Burasi benim evim. Haydi yeter bu kadar madde, arkadasim gelecek birazdan. Git!"
"Burada oturacagim, çikmayacagim! Hatta arkadasinla da sohbet ederim. Adi Rae In'di degil mi? Emin ol müstakbel KARIN ile sohbet etmekten hosnut kalacak."
"Bas belasi... Çik, yoksa polisi ararim."
"Tamam, dedeni ararim."
"Ash! Huzursuzluktan baska bir sey yaratmiyorsun. Tamam, getirirsin köpegini."
"Hah! Söyle... Geri kalani sonra yazariz. Simdi imzalari atalim."
Imzalarini attiktan sonra Hyun Wook odasina dogru yürüdü.
"Ben giyinecegim. Bulasiklari yikamadan çikma!"
"Ne?"
"Anlasma!"
"Ama o evlendikten sonra geçerli."
"Öyle bir madde yazmiyor. Oyalanma da isini hallet."
Eun Bin söylene söylene bulasiklari yikadi ve anlasmaya evlilikten sonra geçerli maddesini de ekleyip evden çikti. Bahçeden çikarken Rae In'in içeri girdigini gördü ve ilk buldugu seyin arkasina saklandi. Tehlike geçtikten sonra saklandigi yerden çikti sonra da evinin yolunu tuttu.

------------------------

Eve vardiginda bahçede tanimadigi biri oturuyordu. Babasini elinde tepsiyle görünce kas göz isareti yapti.
"Gel, gel kizim. Bu sizin için tuttugumuz yardimci. Dügün islerinde siz yardimci olacak."
Takim elbiseli, saçlari toplu kadin Eun Bin'i selamladi.
"Merhaba, ben Im Soo Ra. Tanistigimiza memnun oldum Eun Bin-sshi." tokalastiktan sonra oturdular ve kadin çantasindaki bir kaç katologu çikararak Eun Bin'e bir seyler göstermeye basladi. Eun Bin de sanki gerçekten evleniyormus taklidi yapmaya çalisiyordu çünkü babasi onlari izliyordu.
"Buna ne dersiniz? Çok sik bir dekorasyon."
"Bilemiyorum ki... Hyun Wook belki begenmez ve maaliyeti biraz fazla gibi görünüyor." Dong Jae atladi.
"Parayi düsünme ne istersen onu seç."
"Düsünmeyeyim mi? Çok mu paramiz var baba!" tanimadigi birinin yaninda böyle konusmustu çünkü aklina bir fikir gelmisti. Eger babasini kiskirtirsa...
"Kizim, Seon Yong çogu masrafi karsilayacak."
"Baba, bizim gururumuz ne olacak? Ya yarin öbür gün basimiza kakarsa! Gururumuzu kim karsilayacak?"
"Kizim, biz Seon yong ile can yoldasiyiz. Aramizda öyle seylerin lafi olmaz."
"Nasil olmasin baba az para degil ya! Kendimizi ezdirecek miyiz?"
"Sen merak etme kizim. Seon Yong öyle bir sey yapmaz."
"Neden bu kadar güvenebiliyorsun?"
"Ben olmazsam bu günlere gelemeyecekti de ondan!"
Babasinin yüz ifadesinden önemli bir sey oldugunu anlamisti. Ama ne oldugunu sormamisti çünkü ayni yüz ifadesinden anlatmak istemedigi de belliydi. Af dileyen gözlerle babasina bakti ve yanindaki kadinla dergilere bakmaya devam ettiler.

------------------------

Hyun Wook elindeki bardagi bir kenara koydu. Romantik bir yüz ifadesiyle Rae In'in gözlerinin içine bakarak konustu.
"Biliyorum, yemekte ciddi degildin ama ben ciddi olmasini istiyorum. Yani gerçekten çik..." telefonu çaliyordu huzursuzca telefonu açti.
"Alo?"
"Hyun Wook, hemen Eun Bin'nin evine git."
"Suan isim var dede. Sonra konusalim."
"Evladim, dügüne iki hafta kaldi. Suan senin dügünden baska bir isin olamaz."
"Ne yapacagim orada?"
"Dekorasyon falan onlari ayarlamaya baslayacaksiniz."
"Tamam iki üç saat sonra giderim."
"Çabuk git yoksa!"
"Tamam, tamam gidiyorum." telefonu kapatti ve Rae In'e dönerek kirgin bir sekilde bakti.
"Kusura bakma gitmem lazim. Daha sonra devam ederiz."
Beraber çiktilar. Hyun Wook Rae In'i evine birakip Eun Bin'in evine gitti. Bütün gün beraber katologlara baktilar. Hyun Wook disina sikildigini belirten hareketlerle yansitsa da egleniyordu. Nedenini bilmiyordu ama egleniyordu.

Hyun Wook içeri gitmisti ve bahçeye geri döndügünde Eun Bin'in uyuyakaldigini gördü. Koltugun üstünde duran battaniyeyi alip Eun Bin'in üstünü örttü. Birden faketti ki Eun Bin çok güzeldi ve melek gibi uyuyordu. Yüzüne daha yakindan bakmak için yaklasti. Parmagini yanaginda gezdirdi.
"Çok yumusak!" diye fisildadi. O sirada Eun Bin kipirdandi ve parmagi dudaklarina degdi. Tüm benligi bu cezbedici dudaklari öpme hissiyle kaplanmisti. Kendini iyice ona yaklastirdi. Dudaklarinin arasinda sadece birkaç milim kalmisti. Beyni durmasini emrediyordu ama bedeni onu dinlemiyordu. Eun Bin'in yumusak dudaklarini öpücügü kondurdu.

-Bölüm 8 Sonu-
Where have you been?
Cause I never see you out
Are you hiding from me?
Somewhere in the crowd





Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi