yukari
Konuyu Oyla:
  • Derecelendirme: 5/5 - 2 oy
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
We Write for Korea-Fans Types of Prose (Essays, Stories, Articles, Jokes, etc..) 3
#31
SIYAH

33.BÖLÜM

-Lee Kang Yoon’un Evi-

Dong Joo reklam filminin çekimlerini tamamlayip,Kang Yoon’un evine geldiginde Jung Bin ve Kang Yoon masanin üzerine yigdiklari boya kalemleriyle resim yapiyorlardi... Jung Bin’in de Kang Yoon’un da yüzünde boya oldugunu gören Dong Joo gülerek...
Dong Joo:Ne oldu? Resim yapmayi birakip,savasa mi girdiniz?
Bu söz üzerine geldigini gören Jung Bin kosarak Dong Joo’ya sarildiktan sonra,Dong Joo Jung Bin’in yüzündeki boyalari silmeye çalisarak...
Dong Joo:Dur,yanaginin su tarafindakini de sileyim...
Cebinden çikardigi mendille yavasça Jung Bin’in yüzünü silerken Dong Joo bir yandan da Kang Yoon’la konusmaya basladi...
Dong Joo:Niye sirkette degilsin?
Kang Yoon(Resim yapmaya devam ederek):Yapacak bir isim yok...Onlarin kararini bekliyorum...(Gülerek)Bay Kim ve Akira’da gizliden satisa çikardiklari arsalari,evleri vb. seyleri baskalarinin almasini engellemekle ugrasiyorlar...Sonuç olarak bana izlemek kaliyor...Sen ne yaptin?
Dong Joo:Yorucuydu...
Kang Yoon:Aç misin? (Dedi imayla)
Dong Joo(Öfkeyle):Gören de bana yemek yapacak sanir? Gidip kendim yapmaliyim,cezaliyim ,biliyoruim...
Kang Yoon(Gülerek):Unuttun mu diye kontrol etmek istemistim?
Dong Joo(Isyan edercesine):Unutmek ne mümkün? Biggrin

Daha sonra mutfaga giden Dong Joo masanin üzerindeki çesit çesit yemekleri görünce gözleri kocaman büyüdü...Sonra saskinligina kisa bir ara verip,hepsinin tadina bakmaya basladi...
Dong Joo:Bu güzel...Bu da güzel...Bu da...
Sonra salona döndügünde...
Dong Joo:Bunlari kim yapti? Hyo Rim mi?
Kang Yoon(Bozularak):Hayir,ben yaptim...
Dong Joo(Farkinda olmadan dalga geçerek):Saka degil mi bu?Bu kadar güzel yapman imkansiz!
Kang Yono(Bagirarak):Dong Joo!
Bunun üzerine Jung Bin’in yemekleri onun yaptigini onayladigini görünce,Kang Yoon’a dönerek...
Dong Joo:Bu imkansiz...(Sonra bir süre sonra cezasini animsayarak) Ama hani ben ...
Kang Yoon(Tatli tatli esine bakarak):Affettim seni...Yorgunsundur diye,ben yaptim...
Bunun üzerine esinden tatli bir söz bekleyen Kang Yoon,Dong Joo’nun bagirdigini görünce sasirmisti...
Dong Joo:Bu kadar güzel yemek yapabiliyordun da niye daha önce yapmadin?Onca eziyet çektirdin bize?
Kang Yoon(Bagirarak):Cha Dong Joo seni affetme konusunu bir daha düsünmemi ister misin? ( Sonra sakinleserek,gururla)Ayrica benim yemeklerim hep güzeldi...Ama sorunlu olan sizlerdiniz...
Dong Joo(Korkarak):Tamam,özür dilerim...
Ardindan mutfaga gidip,yemeklerin yanindaki turta dolu tabagi alip,salona geri dönen Dong Joo,resim yapan Jung Bin ve Kang Yoon’un yanina oturduktan sonra resimlere baktiginda,önce sasirdi...Sonra öfkeyle yemekten dogru düzgün konusamayarak...Kang Yoon’un yaptigi resmi isaret ederek...
Dong Joo:Bu ben miyim?
Kang Yoon:Evet...Çok güzel olmussun degil mi?
Dong Joo(Elindeki turtalari bir köseye birakip):Saka mi yapiyorsun? Ben bu kadar çirkin miyim? Burnuma bak! Hele saçlarim! Gören de perma yaptim sanir?
Kang Yoon:Ne yani hayallerimde böyle animsadiysam seni suç mu?
Dong Joo(Bagirarak):Hayallerinde bir canavara benzedigimi mi demek istiyorsun? Biggrin
Sonra Jung Bin’in resmini alip oradaki bir seyi göstererek...
Dong Joo:Bak Jung Bin’e!...Abisini nasil da oldugu gibi,yakisikli oldugumu unutmayarak, güzelce çizmis?
O sirada Jung Bin’de Kang Yoon’da gülmeye basladi...Dong Joo bu alayci gülümsemeleri görünce bir tuhaf hissetti önce kendini...Sonra onlara merak dolu gözlerle baktiginda Kang Yoon kahkalar ata ata söyledi...
Kang Yoon:Iyi de o sen degilsin ki? O babam(Bay Kim)!
Dong joo(Resme daha dikkatli bakarak):Ne?
Jung Bin gülerek,parmagiyla elinde mikrofon tutan,saçlari oldukça kabarik olan,kisa boylu adami göstererek...
Jung Bin:Sen busun!
Dong Joo Jung Bin’e bakarak...
Dong Joo:Mümkün degil? (Sonra ikisine de dönerek)Ayrica niye benim saçlarim ikiniz tarafindan böyle çizilmis? Bir kere kabarik degil saçlarim...Ayrica boyum hiç kisa degil!
Sonra Kang Yoon’un resmindeki Bay Kim’i de görünce daha da öfkelenerek...
Dong Joo:Niye Bay Kim’i özenerek çizerken beni böyle kötü çiziyorsunuz? Hesap verin!
Sonra o ikisinin hala güldügünü görünce,bir kagit ve birkaç renk boya kalemi alip,kendisi de resim yapmaya baslayarak....
Dong Joo(Küçük çocuklar gibi alingan bir tavirla):Siz simdi görürsünüz!

Dong Joo’nun resminin her ayrintisini izleyen Kang Yoon,kendisini nasil çizdigini görünce bagirarak...
Kang Yoon:Benim saçlarim mavi mi?

Dong Joo(Intikamini aldigi için mutlulukla):Benim perma yapmis gibi bir halim mi vardi hanimefendi?
Bu söz üzerine susan Kang Yoon’un ardindan ,Jung Bin araya girerek...
Jung Bin(Gülerek):Ama abi benim saçlarimda kirmizi degil?
Dong Joo(Jung Bin’e dönerek):Sence ben hepinizden kisa miydim Jung Bin?
Sira Bay Kim ile kendisine geldiginde hem kendisini hem de Bay Kim’i özenerek çizen Dong Joo,resmi onlara göstererek...
Dong Joo:Iste bizim aileyi gösteren gerçek resim! Biggrin
Kang Yoon(Gülerek):Ya..Ya...Ne demezsin?(Resmi anlatarak)Mavi saçli,yok denecek kadar kisa boylu ben; kirmizi saçli,yasina oranla o kadar uzun olmasi imkansiz olan dev gibi Jung Bin,ayrica çok yakisikli görünen babam ve Dong Joo... Tamam babamin yakisikli oldugu konusunda hepimizin hemfikir oldugunu görmek güzel ama senin için ayni seyi düsündügümü söyleyemeyecegim...
Bu sözleri üzerine hayretler içerisinde kalan Dong Joo,Jung Bin’in yetiskin biri edasinda basini sallayarak Kang Yoon’u onayladigini görünce, bagirarak...
Dong Joo:Ya ama siz ikiniz çok oluyorsunuz artik!

-Ertesi Gün-

-BH Group-

Na Young:
Ne yapacagiz baba?
Bay Hwang:Bilmiyorum...Çok degerli olan iki arsa ile Pusan ve Inçon’daki villara da alici çikmadi hala...
Min Joo:O halde kabul edecegiz Kang Yoon’un dediklerini...
Hyun Soo:Ama bu çok tehlikeli...
Bay Hwang derin bir nefes aldiktan sonra,çekmecedeki ilaçlarini içti ve ardindan devam etti...
Bay Hwang:Mecburuz...1 hafta oldu ama hala kimse satislarimiza cevap vermedi...Gizliden yaptigimiz için bu satislari kolay kolay bu saatten sonra nakit para temin edebilecegimiz bir alici da bulamayiz...
Bayan Sung(Endisesini gizlemeye çalisarak):Hem Kang Yoon bizimleyken,bu kadar endiselenmeyelim....Kaldi ki yatirimi gerektigi tarihte,gerekli sekilde tamamlayabiliriz...
Hyun Soo:Eger bunu yaparsak borçlar hangi parayla ödenecek?
Bayan Sung:Ortaklarimizi kaybedersek daha zararli çikariz oglum!
Min Joo(Araya girerek):In Hye’nin babasi ilk taksitin yarisini ödememizde bize yardimci olacak...
O an Bay Hwang önündeki dosyalari hizla bir kenara iterek...
Bay Hwang:Rezil olduk herkese....Kim benimle ugrasiyor hala bilmiyorum...Hersey yolunda giderken Avrupa’daki yatirimcilara kim haber verdi bilmiyorum...Bana yolladiklari dosyalara bakirlirsa da hersey bu kadarla da sinirli kalmayacak...
O an sasirarak abisine bakan Min Joo...
Min Joo:Ne demek bu?
Na Young:Ne dosyasi?
Araya giren Bayan Sung,oldukça yorgun görülen esinin daha fazla yorulmasini engellemek amaçli açiklamayi kendisi yapti...
Bayan Sung:Bir nevi birileri tarafindan hedef alindik...
Bay Hwang Min Joo’nun suçlarini ögrenmesini engellemek amaçli...
Bay Hwang:Sakin!
Diye uyardi esini...Ama Bayan Sung devam etti...
Bayan Sung:Nasilsa ögrenecekti herseyi...Min Joo bunu ilk bizden duymali...
Min Joo(Bagirarak):Neler oluyor? Neyi ögrenmem gerekiyor?
Bayan Sung:Adamlar abinin benim ve Hyun Soo’nun da haberdar oldugu bazi yasadisi faaliyetlerini biliyor...Ellerinde kanitta var üstelik...Ve hala kim olduklarini bilmiyoruz...
Na young(Sesi tireyerek):Baba....
Hyun Soo:Sanat Galerisi,KL Insaat Firmasi’ndaki durumlardan ve diger iki bize bagli olan sirketle ilgili herseyi biliyorlar...Aslinda bütün kanitlari yok etmistik ama...
Ayaga kalkip,öfkeyle abisine bakan Min Joo,Hyun Soo’nun sözünü tamamlamasina izin vermeyerek...
Min Joo:Tamam,kes! Igrençliklerinizi,suçlarinizi bu kadar rahat anlatabildiginizi gördükçe nasil yillardir hiçbir seyi bilmeden ortalarda dolandigimi anladim...Büyük bir ustalikla saklamissiniz onca seyi benden...(Ardindan bagirarak)Ya böyle bir zor duruma girmeseydik? O zaman ne olacakti? Bana ne zaman haber vermeyi düsünüyordunuz abi?Ne zaman?
Bay Hwang:Sakin ol,Min Joo...
[b]Min Joo:[/b]Bu kadar mi degersizim? Sizin üzerinize gelmedim diye,size acidim,birçok seyi hiç yasanmamis varsaydim diye beni önemsemediniz mi? Sana daha önce de söylemistim abi,ödül törenindeki fotograflardan sonra...Öylece yerimde durmam dedim!
Bay Hwang(Süpheyle):Ne demek bu?
Min Joo:Madem bugün düstügümüz duruma senin bu suçlarin yüzünden düstük,madem Avrupa’daki yatirimcilari kötü etkileyen kisiler ellerindeki bu kanitlarla seni zor durumda birakiyor o zaman benden bu kadar!
Bay Hwang:Min Joo!
Min Joo:Sen de biliyorsun istersem sirketi senin elinden alirim...Ama bugüne kadar bunu hiç düsünmedim...(Ima ile)Ama bugüne kadar...Sirketi bu zor durumdan kurtarabilmek için elimden ne geliyorsa yapacagim...Ve tekrar isler yoluna girdiginde sirketin baskani artik sen olmayacaksin abi! Tabi ki senin kirli islerindeki ortagin Hyun Soo’da varis olmayacak...
Hyun Soo(Korku dolu gözlerle):Amca!
Min Joo Hyun Soo’yu hiç önemsemeden devam etti...
Min Joo:Roller degisecek abi! Sirketin yeni baskani ben olacagim...Sen de sadece hisse sahiplerinden biri...
Dedi ve hizla çikti disari,kapiyi sert bir sekilde çarparak...
Bay Hwang(Arkasindan bagirarak):Min Joo! Min Joo!
Bayan Sung korkuyla...
Bayan Sung:Sen de biliyorsun...Tüm yatirimcilar,sirketteki söz sahibi diger üyeler o istedigi takdirde onu basa getirir!
Bay Hwang öfke doluydu...Hem de çok... Ve hemen Hyun Soo’ya döndü,saskinliktan konusamayan kizi Na Young’u umursamadan...
Bay Hwang:Temsilci Lee’ye haber ver bir an önce istedigi antlasmayi imzalayacagim...
Hyun Soo(Korkuyla):Baba!

Disari çiktiginda nefes alamadigini hissetti...Korkuyordu da bir yandan...Gözünü para ve hirs bürümüs abisinin kendisine de ölen abisine ve ailesine yaptigi gibi zarar verebilecegini düsünerek...Ama geri adim atmaya niyeti yoktu...Duvara yaslandi,terlemis bir halde...Ve mirildandi...
Min Joo:Bosuna sizi düsünmüsüm bunca zaman bosuna...Ama hala gücüm yok seni kendi ellerimle cezalandirmaya abi... Böyle çaresizim iste...Böyle zavalli bir adamin tekiyim...Hala 4 kisinin katili oldugunu haykirmaya korkuyorum...Ben bile kabullenmekte zorlanirken hala bunu dile getirmeye korkuyorum...Ama hiçbir sey yapmadan babamin emeklerinin bosa gitmesini,seninde bulundugun bu ailenin dagilmasini izleyemem...Yeteri kadar aci çekmisken gerçekleri ortaya döktügümde daha fazla sevdiklerimin aci çekmesine neden oldugumu görmek istemiyorum...
O sirada koridorun sonunda yorgun,bitkin bir halde duran Min Joo’yu gördü Kang Yoon...Endiselendi...Telasla yanina gittiginde omzuna dokundu amcasinin...
Kang Yoon:Min Joo...
"Işıkları kim kapattı?" Kim Sun Woo-The Equator Man
Cevapla
#32
Ve büyük intikamin alindigi gün...Bir aileye sebep olan o sirketin yok oldugu bölüm....

SIYAH

34.BÖLÜM

-...Sahili-

Dikkatlice onu izliyordu...Çocuklugundaki nese dolu bu adami ilk defa böyle görüyordu belki de...Birçok duyguyu ayni anda hissediyordu...Pismanlik,aci,çaresizlik,korku...Hiç konusmadi...Onu rahatsiz etmek istemedi...Min Joo’yu biraz hava alsin diye buraya getirmisti...Ve sirkete üzüldügünü düsündügünden,kendisini suçluyordu...
Kang Yoon(Içinden):Özür dilerim amca...Özür dilerim...Sana bu zorluklari yasattigim için...Özür dilerim... Sadece sabret amca...Ne olur biraz daha dayan...Ileride bizi çok güzel günler bekleyecek...
Zavalli Kang Yoon...Nereden bilebilirdi Min Joo’nun aslinda herseyi bildigini ve simdi son olaylarla artik dayanilmaz olan vicdaninin sesiyle büyük bir mücadele içinde oldugunu... Ya da çaresiz Min Joo nereden bilebilirdi onu rahatlatmak için çabalayan,yaninda oturan arkadasinin aslinda acisini hala yasadigi Hwang Ji Min oldugunu...
Min Joo daha sonra kendini toparladi...Ardi ardina derin derin nefes aldi...Daha sonra gözünü okyanustan ayirmayarak,sakin bir ses tonuyla...
Min Joo:Oldukça zavalli görünüyorum degil mi?
Kang Yoon(Soguk bir ses tonuyla):Hayir...Aksine bana kendimi sorgulatiyorsun böyle yaparak...( Sonra hafifçe tebessüm ederek)Yani eski halimi sorgulatiyorsun...
Dedi ayni Min Joo gibi okyanusun üzerine düsen günes isiklarinin pariltisina bakarak...Hafifçe ona döndü Min Joo...
Min Joo:Ne demek bu?
Kang Yoon(Devam ederek):Normal olan sensin aslinda...Insani duygulari içinde barindiran,aciyi da mutlulugu da yasayabilen sensin...Benim eski halimin veya kötü kalpli,soguk insanlarin aksine...
Min Joo(Sasirarak):Bu degisimin sebebi Hyun Soo mu?
Kang Yoon(O an bunu Dong Joo’yu düsünerek cevapladi):Evet...
Min Joo(Çaresiz bir ses tonuyla):Çok büyük hatalar yaptim bu hayatta...Hepsini de daha fazla kaybetmemek için,korkakligimdan yaptim...Sen de benim gibi miydin?
Kang Yoon(Aci bir tebessümle):Ben yapmak zorunda oldugum için birçok hata yaptim...Aslinda hata degil de kötülük yaptim...Mecbur oldugum için...
Min Joo’nun endiseli bakislarini görünce...
Kang Yoon(Gülerek):Yillar önce...
Min Joo ayaga kalkarak...
Min Joo:Artik gidelim mi?
Kang Yoon:Olur...
Min Joo:In Hye böyle üzgün oldugumu bilmesin olur mu? Üzülmesini istemiyorum...
Kang Yoon(Tebessüm ederek):Merak etme...

-3 Gün Sonra-

Iki tarafta toplanti salonunda,tüm yetkililerin önünde BH Group için oldukça aci olan o imzayi atti...Bay Hwang o kadar yorgun görünüyordu ki...O kadar düsünceliydi ki...Imzayi atarken elleri titriyordu...Daha sonra üzgünmüs gibi davranan Kang Yoon Bay Hwang’a döndü...
Kang Yoon:Beni affedin...Elimden ancak bu kadari geldi...
Bay Hwang(Gözlerini uzun bir süre kapali tutarak):Endiselenmeyin...Sizin elinizden geleni yaptiginizi,biliyorum...
Kang Yoon(Tebessüm ederek):Ben inaniyorum ki yatirim konusu isleri en iyi sekilde tamamlayacaksiniz...(Içinden,öfkeyle)Kendime söz veriyorum ki bir ay sonra sirket benim elimde olacak(Ima ile) amca!
Bay Hwang:Dilerim öyle olur...


-...Restauranti-

Na Young:
Hersey bitti gibi sanki...Babam o kadar kötü görünüyor ki...Ona birçok konuda kiziyorum ama...Yine de canim çok aciyor...
Dong Joo(Na Young’un elini tutarak):Ne olursa olsun üzülme,güçlü ol...Olur mu?
Na Young:Nasil yapayim ki bunu? Herkes biliyor ki bu yatirim tamamlanamayacak...Öncelik borçlara verilecek...
O an Dong Joo gerçekten de üzgündü...Ama Kang Yoon ile yaptiklari için degil...Kardesi olarak gördügü bu kizi mecburen üzdügü için...10 yasinda Bay Hwang tarafindan onlarin evine getirildiginde kendisine iyi davranan Min Joo ve Na Young vardi bir tek...Evin görevlileri bile Bayan Sung’a iyi gözükmek için onu ezmekle ugrasiyordu...Degersiz bir parça gibi...Bir tek Bay Hwang o eve geldiginde sesini çikarmiyordu o görevliler...O zamanlarda kiyafetlerle,oyuncak bebeklerle oldukça ilgili olan Na Young,evden hiçbir oyuncagini getiremeyen Dong Joo’ya oyuncagi olmadigi için üzülmesin diye kendi bebeklerinden birini vermisti...O zaman o küçük kizin erkek oldugu halde sirf o üzülmesin diye kendisine oyuncak bebek vermesiyle bu küçük kizi kendine yakin hissetmisti...Evde kendisini düsünen biri oldugunu bilmek onu birazcik olsun rahatlatmisti...Kendisine Hyun Soo’ya davrandigi gibi iyi niyetle davranan bu küçük kizi o zamanlardan beri kardesi yerine koymustu...Ve simdi onu üzdügü için gerçekten de üzgündü...Ama ona sorsalar ki herseyi geri almak ister misin diye kesinlikle reddederdi...Çünkü intikami sevgisinden daha büyüktü...

-Lee Kang Yoon’un Evi-

Ikiside karsilikli oturuyordu...Biri Min Joo’yu düsünüyordu digeri Na Young’u...Suçsuz insanlara mecburen verdikleri üzüntüleri düsünüyorlardi...Birbirlerine bakmaya bile korkuyorlardi....Karsisindaki üzüntüsünü anlar da kendisi için üzülür bu sefer diye...Ama daha sonra ikisi de ayni anda bir soru yönelttiler birbirlerine...Hem de ayni soruyu...
Kang Yoon-Dong Joo:Mecburduk degil mi?
Göz göze geldiler...Ikisi de üzgündü ama pisman degildi...Ve birbirlerinin gözünde bu durumu gördüler...Sonra ilk Dong Joo konustu...
Dong Joo:Ne için bunu sordun?
Kang Yoon:Min Joo için...(Bir süre sonra )Sen?
Dong Joo:Na Young için...(Ardindan)O da Min Joo gibi masum...Belki karakter olarak dört dörtlük biri degil ama yine de ona gerçekten de deger veriyordum ben...Küçük kiz kardesim yerine koymustum...Bana degerli oldugumu hissettiren kisilerden biriydi...
Kang Yoon:Biliyorum o masum...Nitekim ona hiçbir zaman zarar vermek istemedim ben...O yokmus gibi davrandim...
Dong Joo:Biliyorum...
Kang Yoon:Ama yine de benim Min Joo’ya karsi çektigim aciyi sen de çekiyorsun öyle degil mi?
Dong Joo basini sallayarak onayladi...Daha sonra Kang Yoon onun yanina gitti...Ellerini siki siki tuttu...Kendi yüzünde gezdirdi...Ardindan gözülen süzülen yaslara aldirmadan devam etti...
Kang Yoon:Min Joo’ya sabretmesini söylemek istedim ama yapamadim...Ama simdi sana diyorum...Kendimi ancak böyle avutuyorum...Ama az kaldi...Hem de çok az...Ne olur dayan,üzülme olur mu?
Dong Joo:Bunu sen de yapacak misin?
Kang Yoon(Basini sallayarak):Yapacagim...
Dedi...Ve ardindan Dong Joo Kang Yoon’un yüzüne dogru yaklasti...Agladigini gördükçe caninin yandigi her an gibi simdi de aci çekiyordu genç adam...Ve ardindan esinin gözyaslarini öptü...Ardindan siki siki sarildi...
Dong Joo:Böyle birsey için üzülmeyelim...Gücümüzü yitirmeyelim...Dimdik duralim...Sabirla beklemeye devam edelim...Olur mu?
Kang Yoon(Sesi titreyerek,daha da siki sarilarak Dong Joo’ya):Olur...
Ikisi de birbirini teselli ediyordu...Kolay degildi yalsadiklari...Ve sona dogru geldikçe masum olduklarini düsündükleri kisilere verdikleri aci için üzülüyorladi...Ama birbirlerine sorduklari soru gibi:Mecburdular...


-1 Ay Sonra-

Bay Hwang durmadan çalisiyordu ama bir türlü tamamlayamayacagini anladigi an kendisini güvence altina almak için Hyun Soo ve Kang Yoon’un hemen evlenmesini istedi...Ve iki hafta sonra dügün olacakti...Hazirliklar tamamlanmisti...Gelinlik,dügün yeri,davetiyeler...Hersey...Üstelik zor durumda oldugunu kimse bilmesin diye de dügünü oldukça görkemli hazirlamislardi....Davetli sayisi nisandakinden çok daha fazlaydi...Kang Yoon ise hiçbir sey dememisti bu konuda...Herseyi onlara birakmisti...Hatta Bayan Sung’tan bir ricada bile bulunmustu...Dügün hazirliklariyla onun ilgilenmesini isteyerek...Hyun Soo ise sirket için endiseliydi ama Min Joo’nun söylediklerinden sonra daha çok Kang Yoon’la olan iliskisini kuvvetlendirmek için çabaliyordu...Tek kurtulus yolu olarak müstakbel esini görerek...

Min Joo ise gece gündüz çalisiyordu...Sirketi kurtarabilmek için...Ama hiçbir çikis yolu yoktu...Çogu yatirimci zor durumlarindan haberdar olduklarindan hep geri adim atmisti...(Ki bunu da Kang Yoon saglamisti...)Inatla zor durumda olduklarini itiraf etmiyorlardi ama haberler oldukça çabuk yayiliyordu...

Ve Bay Hwang...Hem borçlar için hem de yatirim için gerekli projeyi birlikte saglayamayacagini bildiginden son bir umut Japonya ile irtibata geçmisti...Ama bu adimdan da haberi olan Kang Yoon Bay Nakatsu araciligiyla bu yolu da kapamayi planlamisti...Ve Bay Hwang 2 gün içinde bir haber gelmesini bekliyordu...Japonya’daki yatirimcilardan...Eger olumsuz olursa bu durum süphesiz ki Bay Hwang daha fazla çabalamayacak,sirketi direk Kang Yoon’un sirketine devredecekti...Eger basarili olursa da hiçbir sorun olmayacakti...

-Bay Hwang’in Odasi-
Kang Yoon’da sabirsiz görünüyordu,sonucunun ne oldugunu bile bile gelecek haberin...Bay Hwang ve diger aile üyeleri de ayni sekilde...
Bay Hwang:Iki gün içinde bildirecekler sonucu...
Kang Yoon:Üzülmeyin...Sonuç basarisiz olsa bile ben sirketten bagimsiz olarak tüm imkanlarimla sizi destekleyecegim...
Bu sirada Hyun Soo Kang Yoon’un elini siki siki tuttu...Kang Yoon’da hafifçe ona gülümsedi bu sirada...Ardindan Bayan Sung...
Bayan Sung(Kang Yoon’a dönerek):Hersey için tesekkür ederim...
Kang Yoon(Sahte bir içtenlikle):Ben de artik bu ailenin bir üyesiyim...Lütfen böyle üzülmeyin...

O sirada telefon çaldi...
Bay Hwang:Efendim?
Sekreter:Efendim Japonya’dan ariyorlar...
Bay Hwang(Heyecanla):Hemen bagla...(Daha sonra baglanti saglandiktan sonra)Evet benim...Sizi dinliyorum...
Herkes merak içindeydi...Bay Hwang’i dinliyorlardi tüm dikkatleriyle...Bay Hwang önce heyecanliyken konusma ilerledikten bir süre sonra ifadesiz bir durusa büründü...Hiçbir sey anlasilmiyordu durusundan...Olumlu veya olumsuz...Hiçbir sey...Ve telefonu sert bir sekilde kapatti yasli adam...
Hyun Soo:Baba?
Bay Hwang(Sesi titreyerek):Min Joo...
Min Joo(Heyecanla):Efendim abi?
Önce konusmak istedi ama bogazinda dügümlendi kelimeler...Kang Yoon’a bakti bir an...Ardindan da gözlerini kapadi aci içinde...Ve belki de uzun zamandir ilk defa gözünden bir damla yas süzüldü adamin...Bu sirket ugruna neleri göze aldigi geldi aklina...Ve öldürdügü kardesinin son konusmasi...

-1996 Yili-Yangindan 3 Saat Önce-

Bay Hwang(Kang Yoon’un Babasi):Benim umrumda degil sirket...Basina geçmeyecegim...Hisse sahibi bile olmayacagim...Babam da öldügüne göre miras açiklanmadan çekip gidecegim buradan...Esimi,kizimi ve annemi de alarak...Sizi rahatsiz etmeyecegim artik...(Sonra elindeki raporlari uzatarak)Bunlar ulasmak istediginiz raporlar...Asillari bunlar...Hiçbir kopyasi yok bende...
Min Kang:Ne için yapiyorsun bunu?
Hwang Min Soo(Bay Hwang):Aklinca bizi kandirmaya mi çalisiyorsun?
Bay Hwang(Kang Yoon’un babasi):Istediginiz sekilde düsünün...Ama ben buradan ayrilirken para için,güç için abilerimle düsman olarak ayrilmak istemiyorum...Hem de bunu yarin birgün ayakta kalip kalmayacagi,batip batmayacaginin garantisi olmayan bir sirket için hiç yapmak istemiyorum...Siz de haklisiniz yillar sonra karsiniza bir kardesinizin çikmasinin saskinligini,öfkesini yasayan insanlar olarak...Ama yine de yillar sonra arkami dönüp baktigimda sizinle düsman kalmak istemedigimi fark ettim...Tam anlamiyla kardes gibi olamasak da siz benim abilerimsiniz...Ben herseyi unutuyorum...Tüm yasananlari...Siz de unutun...Güç için,para için insanligimi kaybedip yillar sonra utanç içinde yasamak istemiyorum...


Bay Hwang kardesinin son sözlerini hatirladi...Belki de 15 yildir ilk defa onu bilerek,isteyerek hatirladi...Içinden...
Bay Hwang:Güç için? Para için? Yillar sonra batip batmayacagi belli olmayan bir sirket için kardeslerinle düsman olmamak? Ben ne yaptim?Abimle ben ne yaptim? Bu sirket için,güç için,para için ben neler yapmadim ki? Isin kötüsü simdi anladim ki benim yaptiklarim o kadar fazlaki bundan utanç bile duyamiyorum...Korkuyorum...Ve simdi ugruna insanliktan çiktigim o sirketi kaybettim...Peki simdi ne olacak?
Min Joo korkmaya baslamisti...Ve...
Min Joo:Abi?
Bay Hwang(Yineledi sözlerini...):Min Joo...
Min Joo:Efendim? Birsey mi oldu? Söylesen abi?
Bay Hwang(Gözünden ikinci bir damla gözyasi gelerek,gözleri kapali bir sekilde,sesi titreyerek)Biggrinügünden sonra...(Aci içinde)Iflasimizi ilan et!
O an Na Young da Bayan Sung da sessiz bir sekilde agliyordu...Min Joo konusamiyordu...Tek bir kelime etmeye bile korkuyordu...Ve Hyun Soo da ondan farksiz degildi...Içini derin bir korku kapladi...Hizla Kang Yoon’a bakti gözleri dolmus bir sekilde...Ve Kang Yoon...Yüzüne aci bir gülümseme ilisti...Ardindan sahilde Min Joo’ya dedikleri geldi...


“Min Joo(Çaresiz bir ses tonuyla):Çok büyük hatalar yatpim bu hayatta...Hepsini de daha fazla kaybetmemek için,korkakligimdan yaptim...Sen de benim gibi miydin?
Kang Yoon(Aci bir tebessümle):Ben yapmak zorunda oldugum için birçok hata yaptim...Aslinda hata degil de kötülük yaptim...Mecbur oldugum için...”

Sonra da içinden hep görmeyi çok istedigi bu manzarayi izleyerek...

Kang Yoon:Mutlu oldum mu? Bunu ben de bilmiyorum...Tuhafim...Pisman degilim...Ama tam anlamiyla sevinemiyorum bile...Eskiden olsa kahkalarla gülerdim bu duruma...Ama artik ben o eski Kang Yoon degilim ki? Hayatima giren kisiler,yasadigimi olaylarla insan oldugumu bilirken,hissederken,gülemiyorum halinize... (Bay Hwang’a öfkeyle bakarak)Oysa sen degil miydin ölmemizi zevkle isteyen,bekleyen? Bizi yok etmek için günlerce durup düsünen...Bize her türlü kötülügü yapan? (Bayan Sung’a dönerek)Sen degil miydin? Bizi yok sayan,herseyi bilip de susan? Sen degil miydin amcamla esime binbir türlü acilar çektiren? Oglunla ona çocuk yasta eziyet eden? Sen degil miydin bizim ölmemizi,sirf varisin ben yerine oglun olmasi için esini ve abisini sonuna kadar destekleyen,onlara fikirler veren? (Sonra Hyun Soo’ya dönerek):Peki sen? Üvey babani örnek alip,para ve gücü kendinden çok seven,herseyi bilip de annen gibi susan,üvey babana her suçunda yardim eden,sana hiçbir kötülügümüz olmadigi halde bizi birazcik olsun düsünmeyen,bizim için azicik dahi olsa vicdani sizlamayan,insanliktan uzak olan sen degil miydin? (Hepsine tek tek bakarak)Siz degil miydiniz?Annemin dogum gününde babamla birlikte aci içinde yanmasina sebep olan? Bana 10 yasinda çocuk oldugumu unutturan? Beni soguk,duygusuz,acimasiz biri yapan,bana aglamayi da gülmeyi de unutturan siz degil miydiniz?Çocuklugumu,gençligimi çalan,ailemi,hayatimi yok eden,kendiniz dilediginiz gibi yasarken benim her gün ölmeme sebep olan siz degil miydiniz? Evet kötüyüm...Evet acimasizim...Ama beni kötü yapan, buna mecbur eden de siz degil miydiniz? Simdi gülemiyorum hayallerimdeki gibi karsinizda...Ama artik huzurluyum...Içim rahat...(Derin bir nefes aldiktan sonra,kendine güvenerek)Ben Hwang Ji Min...Artik BH Group’un tek sahibiyim...(Bay Hwang’a aciyan gözlerle bakarak)Hersey bitti amca...Hersey...Ve senin içinde bittigini ögrendigin gün bu oyunun son perdesi kapanacak! (Sonra aci bir gülümsemeyle) Sonunda ödestik amca!

Evet...Yillar önce yasanan o büyük acida,gözleri önünde anne ve babasini yitiren o küçük kiz artik büyümüstü...15 yil boyunca acimasiz birine dönüserek...Simdi rahatti...Artik mutluluk onun hakkiydi...Içten içe onlara acisa da pisman degildi...Dedigi gibi aci bir hesaplasmaydi onlarinki...Bedeli çok agir olsa da... Ve bu ailenin herseyi ögrendigi ve o küçük kizin son bir aci yasayayacagi dügüne çok az kalmisti...Artik o rahatça yasabilirdi...Lee Kang Yoon veya Park Min Soon olarak degil...Hwang Ji Min olarak...
"Işıkları kim kapattı?" Kim Sun Woo-The Equator Man
Cevapla
#33
(15-07-2011, Saat: 2:11)'vahide' yazdı:
(^^) ~TESADÜFLER KOMEDYASI~ (^^)

13.Bölüm

Yine süper bir bölümdü. Özlemisim Kalp
Kiz ne yaramaz çikti ya. Cadolaza bak sen Angry
Tae Hyun'da bosuna ümitlendi zavallim. Ama umarim bosuna degildir. Biggrin
Jae Hwa'da iyilik melegi olup çikti. Eun Hee'nin iyice kafasi karisacak. :/

(15-07-2011, Saat: 15:04)ddeerryyaa yazdı: SIYAH

33.BÖLÜM

Iki bölümde süperdi. Resim olayina koptum. hysterical
Keske Kang Yoon herseyi Min Joo'ya anlatsa. Undecided


Yeni bölümlerinizi sabirsizlikla bekliyorum. ^^
www
Cevapla
#34
(15-07-2011, Saat: 19:12)dbsk_rabia yazdı:
(15-07-2011, Saat: 15:04)ddeerryyaa yazdı: SIYAH

33.BÖLÜM

Iki bölümde süperdi. Resim olayina koptum. hysterical
Keske Kang Yoon herseyi Min Joo'ya anlatsa. Undecided


Yeni bölümlerinizi sabirsizlikla bekliyorum. ^^

Ben 34.bölümü de yazdim canim...Kang Yoon amacina ulasti...Son bir oyun kaldi o kadar... Onay
Yorumun için tesekkür ederim canim... OpucukOpucukOpucuk Resim olayini begenmene sevindim... Smile

Min Joo da ögrenecek ama asil Kang Yoon herseyi ögrenince (Defterin Min Joo'da oldugunu) ne olur bilmiyorum iste... SadSad Biggrin
"Işıkları kim kapattı?" Kim Sun Woo-The Equator Man
Cevapla
#35
(15-07-2011, Saat: 19:16)ddeerryyaa yazdı: Ben 34.bölümü de yazdim canim...Kang Yoon amacina ulasti...Son bir oyun kaldi o kadar... Onay
Yorumun için tesekkür ederim canim... Opucuk Resim olayini begenmene sevindim... Smile

Min Joo da ögrenecek ama asil Kang Yoon herseyi ögrenince (Defterin Min Joo'da oldugunu) ne olur bilmiyorum iste... SadSad Biggrin

Görmemisim. Saklan
Bir solukta okudum. Sonunda belalarini buldular. Nasil sevindim anlatamam. Biggrin Seytanigulme
Kang Yoon'un artik eski buzdolabi olmadigini düsünürsek, sevinmeyecegini az çok tahmin ediyordum. (:

Ellerine saglik. Yine harikaydi. Opucuk
www
Cevapla
#36
Rabia yeni bölüm çok güzel olmus Onay :opucuk
Henry de kizmaya basladim Angry cidden derdi ne bu çocugun yazik degil mi Hae Bin'e? Huh
Ellerine saglik Smile
............

Tugçecim yeni bölüm gelmis çok sevindim Biggrin :opucuk
Eun Hee acaba Jae Hwa ve Tae Hyun arasinda kime asik olacak? Angel
...........

Derya 34. bölüm çok çok çok güzel olmus.
Hwang ailesi sonun da iflasda etti. Tongue
Bence Kang Yoon defterin Min Joo'da oldugunu ögrenince büyük bir hayal kirikligina ugrayacak
Yeni bölümü büyük bir sabirsizlikla bekliyorum :opucuk
Cevapla
#37
(15-07-2011, Saat: 1:19)'vahide' yazdı: Rabia'm bende iyiki ard arda okudum meraktan çatlardim vallahi! Biggrin
Zavvalli Hae Bin bi kaçirilmak eksikti!
Daniel! Gebertmek istiyorum onu...
Henry'nin sonu sevmeidgini saniyor,aptal kiz! Biggrin O Suzy ne ya,of.. Biggrin
Devam.. (:

Henry kaçmayi iyi biliyor. Böyle davranmasinin bir nedeni var onu daha sonra ögreneceksiniz. Smile
Sevdigi çocuk melek, kaçirilmak fazla sasirtici birsey olmasa gerek Biggrin

(15-07-2011, Saat: 19:52)IsTaNBLuee yazdı: Rabia yeni bölüm çok güzel olmus Onay :opucuk
Henry de kizmaya basladim Angry cidden derdi ne bu çocugun yazik degil mi Hae Bin'e? Huh
Ellerine saglik Smile

Tesekkürler canim. ^^
www
Cevapla
#38
Derya abla ve Rabia.. Ikinizin de hikayeleriniz harikaydi.. Fazla uzatmayacagim. Ve ben ikinizinde hikayelerinizi merak ve heyecan içerisinde okuyorum. Derya abla senin hikayenin sonunu da çok merak ettim. Hadi artik dayanamayacagim. Min Joo ve Kang Yoon'a ne olacagini merak ediyorum. Hae Bin'e agliyorum neredeyse.. Merakla bekliyorum yeni bölümleri..Kalp Opucuk
www
Cevapla
#39
(15-07-2011, Saat: 20:52)_F.T. ISLAND_ yazdı: Derya abla ve Rabia.. Ikinizin de hikayeleriniz harikaydi.. Fazla uzatmayacagim. Ve ben ikinizinde hikayelerinizi merak ve heyecan içerisinde okuyorum. Derya abla senin hikayenin sonunu da çok merak ettim. Hadi artik dayanamayacagim. Min Joo ve Kang Yoon'a ne olacagini merak ediyorum. Hae Bin'e agliyorum neredeyse.. Merakla bekliyorum yeni bölümleri..Kalp Opucuk

Begendigine sevindim canim. ^^ Smile
www
Cevapla
#40
Hell in Heaven
13.Bölüm


Arkamdaki iki ibliste yere serilmislerdi. Suzy gülüyordu.

-‘Daniel… Bunlarla beraber 3 oldu galiba degil mi? Adamlarin hep yoluma çikiyor. Rahatsiz olmaya basladim biraz…’’

-‘Seni küçük… Cehennemde güzel bir yer ayarlayacagim sana. Birkaç adamimda sana bir güzel eziyet edecek. Yeniden, yeniden…’’ dedi alayci bir sekilde gülerek.

-‘Insanlari karistirman gerçekten saçmaydi. Sonunda buradayim… Ama senin için pek iyi olmayacak.’’

-‘Ben öyle olacagini düsünmüyorum…’’ Daniel elini yine çirpti ve Suzy’nin arkasinda iki adam daha belirdi. Suzy kafasini hafif çevirdi ve omzunun üzerinden adamlara bakti. Garip bir sekilde hala gülüyordu. Bana bakti. Bir anda ellerimde bacaklarimda çözülmüstü. Ayaga kalktim ve hizlica bir köseye geçtim. Kötü seyler olacakti ve arada kalmak istemiyordum.

Henry bir anda Daniel’e saldirdi. Resmen bogusmaya baslamislardi. Suzy’nin arkasindaki iki ibliste ona saldirmislardi. Ben korkuyla arkami döndüm. Duvara yaslandim. Bunun bir rüya olmasini diledim. Korkuyordum. Gerçekten korkuyordum.

Çiglik yükselmisti. Bunun Henry’ye ait olmadigini umut ettim ve korkuyla yeniden arkami döndüm. Suzy bir iblisi daha yere sermisti. Bu kadar güzel, çocuksu bir tipe göre fazla cesur ve çevikti. Daniel bir firsatini buldugunda Suzy’ye dogru yürümeye baslamisti. Suzy’ye saldiran iblis ise Henry’yle ugrasiyordu.

Henry’nin elindeki biçak ulasamayacagi kadar uzaktaydi. Ve tahminimce Daniel’i yenebilecek tek kiside Henry’ydi. Yani Suzy’nin ölme ihtimali oldukça yüksekti. Korkmakla hiçbir sey hallolmayacakti. Cesur olmak zorundaydim.

Yavas adimlarla ilerledim. Hala bir oraya bir buraya gidiyorlardi. Henry’nin düsürdügü yerdeki biçagi aldim. Diger iblis, Henry’yi duvara yaslamis ve bogazina da biçagi dayamisti. Büyük ihtimalle cennet silahi olmaliydi yoksa normal bir biçakla Henry’nin yanina bile yaklasamazdi.

Belkide öldürmeliydi Henry’yi. Beni ölüme terk etmisti. Suzy’ye yardim etmeliydim. Ne saçmaliyorum! Henry için önemli olmayabilirim ama eger ona bir sey olursa ben yasayamazdim.

Hizlica oldugum yerden kostum ve elimdeki biçagi iblisin sirtina sapladim. Çiglik atmaya baslamisti. Kulaklarimi tirmaliyordu. Kafami yana kaydirdim ve gözlerimi kapadim. Sonunda bittigindeyse biçagi çektim. Bitmisti. Onu öldürmüs müydüm? Bu öldügümde cehennem gitmemi saglar mi? Tanrim, ben ne yaptim?

Henry’nin sasmis suratina baktim. Ona kizgindim. Sakin görünmeye çalistim. Elimdeki biçagi Henry’ye attim.

-‘Bir sey degil. Bir dahakine beni ölüme terk ederken bir daha düsünürsen, borcunu ödemis olursun… Git Suzy’yi kurtar.’’ dedim. Çikisa dogru yürümeye basladim. Ya kapida birileri varsa? Kapiya geldigimde kafami hafif disari çikardim. Kapinin önünde iki bedenden baska hiçbir sey yoktu. Rahatlamis bir sekilde disari çiktim. Burasi hiç tanidik gelmiyordu. Kösedeki kaldirima oturdum ve beklemeye basladim. Ellerim titriyordu.

Çok geçmeden Suzy’yle Henry disari çikti.

-‘Kaçtigina inanamiyorum. Bir iblisten baska ne beklenirdi ki zaten?’’ Suzy söyleniyordu. Kafasini kaldirdi ve bana bakti. Güldü ve yanima dogru kostu.

-‘Hae Bin…’’ yanima geldi, ellerimden tutup kaldirdi ve bana sarildi. ‘’Sonunda tanisabildik. Henry senden çok bahsetmisti.’’ Dedi sarilmaya devam ederek. Benden mi bahsetmisti? Ama neden? Henry’ye baktim. Kafasini baska bir yere çevirmisti.

-‘Nerdeyiz biz? Ben eve gitmek istiyorum.’’ Dedim.

-‘Sanirim… Whitehorse, Kanada’da eski bir fabrikadayiz. Daniel’in bu kadar uzaklasmasi kaçinilmazdi.’’ Henry etrafa bakindi.

-‘Kanada mi? Dalga mi geçiyorsun?’’

-‘Öyle bir halim mi var? Suan burada sabah 9. Kore’de Gecenin 1’i olmali. Sanirim seni kendi evine götüremem bu saatte.’’

-‘Ben kendi evime…’’ sözümü bitirmemistim ki Henry yanina yaklasti ve elini alnima koydu. Bir daha gözlerimi açtigimda Henry’nin evindeydim. ‘’gitmek istiyorum.’’

-‘Henry, kizi kaçirmis durumundasin. Bu aralar derdin ne? Kiz evine gitmek istiyordu.’’ Suzy çikisti.

-‘Bu saatte onu eve götüremem. Annesine en demesini bekliyorsun? Annesi bu saate geldigi için kizar. Onu Hye Lim’de kaldigini saniyor. Sorun olmaz.’’ Sesini yükseltti. Annemin bana kizmasini neden umursuyordu ki? Belkide onun için o kadar önemsiz degilimdir. Yâda beni ölümü terk ettigi için pismandi…

-‘Git bir dus al. Ben odandan birkaç elbise getiririm. Yatak odasinda uyursun.’’ Dedi bana bakarak. Zorlamadim. Zaten bitkin bir haldeydim. Kolumu kipirtadacak halim yoktu. Koridora yürüdüm ve odalarin kapilarini açarak banyoyu aramaya baslamistim. Aklimda ise su vardi. Neden Henry beni ölüme terk ettikten sonra benimle bu kadar ilgilenmisti? Bir melek pisman olmustu belkide…

---------

Banyodan çikmistim. Yatak odasina girdim. Yatagin üzerinde esofmanlarim duruyordu. Üzerimi degistirmistim. Suzy içeri girdi.

-‘Merhaba… Hae Bin, ben özür dilemek için gelmistim. Benim yüzümden kaçirildin ve gerçekten suçluluk duyuyorum.’’ Yataga yanima oturdu.

-‘Gerçekten sorun degil. Sagsaglim kurtulduk ya yeter. Suçluluk hissetmene gerek yok.’’

-‘Henry, dünyaya inmememi söylemisti ama dayanamadim. Daniel’le seni öldürmesini söylemesi sinirlerimi bozdu. Ama inan öyle biri degildir. Baska bir nedeni olmali. Belkide Daniel’in seni gerçekten öldürmeyecegini biliyordu. Bunlari söylüyorum çünkü ona kizmani istemiyorum. Bir melek olarak bile her seyin üstesinden gelemiyor. Hele Jessica’da ona ihanet ettiginden beri…’’ Suzy elimi tuttu. Gerçekten iyi biriydi. En azindan Henry gibi degildi.

-‘Jessica kim? Daniel’de adini söylemisti.’’

-‘Aslinda o zamanlar daha yaratilmamistim ama cennete kaldigim sürede, birkaç sey ögrendim. Jessica, Daniel’in sevdigi bir melekmis.. Uzun yillar beraberlermis. Cennette, dünyada hep beraberlermis. Bir gün Jessica bir insana âsik olmus. Seytanlarla anlasma yapmis ve izini kaybettirmis. Henry ona bir sey oldugunu düsünmüstü. Ölmek istiyormus. Taki izini bulana kadar. Büyük melekler Jessica’yi öldürmelerini istemisler Henry’den. Zavalli Henry, ne yapacagini sasirmis. Büyük melekleri ikna etmis ve Jessica’yi ve onun soyunu cennete girmesini istemis. Normalde düsmüs melekler arafa giderler. Henry Jessica’nin kanatlarini yolmus. Böylece bir daha dünyaya inemeyecekmis. Henry o zamandan beri dogru düzgün gülümseyemez bile. Insanlardan hep nefret etmistir. Henry aslinda çok iyi. Onun böyle olduguna bakma. Sadece kalbi kirik. Yani mecazi anlamda.’’ Dedi. Demek ki Bay Duvar’in sirri buydu. Belkide Henry ile birlikte olmamiz, sadece Henry’nin kalbini açamayacagi için imkânsizdi. Eger öyleyse, imkânsiz olsa bile ona Jessica’yi unutturmaya çalisacagim. Ama eger gerçekten Jessica’ya benziyorsam, bu zor olabilirdi. Yine de denemeye degerdi.
-‘Baksana, ilk insan arkadasim sensin. Seni bugün buraya yalniz birakmayacagim. Ama canim bir seyler yemek istiyor. Gidip alirmisin? Ben dus alacagim. Vücudum kirlendi.’’ Gülümsedi.

-‘Meleklerin karni acikmaz saniyordum.’’

-‘Ben açiktim demedim. Canim bir seyler yemek istiyor dedim.’’

-‘Peki, o zaman.’’ Dedim ve nasil buraya geldigini anlamadigim, kösede duran okul çantamin ön gözünden para aldim. Yatak odasindan çiktim. Henry yine üçlü koltukta yatiyordu. Kapiya yöneldim.

-‘Hae Bin… Lütfen gitme…’’
www
Cevapla




Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi