yukari
Konuyu Oyla:
  • Derecelendirme: 5/5 - 2 oy
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
We Write for Korea-Fans Types of Prose (Essays, Stories, Articles, Jokes, etc..) 3
#21
(14-07-2011, Saat: 15:41)IsTaNBLuee yazdı:
(13-07-2011, Saat: 20:28)dbsk_rabia yazdı: Hell in Heaven
11.Bölüm

-Henry-
Ellerine saglik canim, çok güzel bir bölümdü. Opucuk Opucuk

Begenmene sevindim. Tesekkürler. ^^

(14-07-2011, Saat: 19:21)ddeerryyaa yazdı: SIYAH
31.BÖLÜM

Yine çok güzel bir bölüm olmus. Didismelerine bayiliyorum. Tongue
Sirkette isler karismaya basladi. Seytanigulme
Yeni bölümü sabirsizlikla bekliyorum. ~~

(14-07-2011, Saat: 20:18)_F.T. ISLAND_ yazdı: Meraktan kanatlarimi yolmak üzereyim.

Bu cümleye koptum..hysterical Rabia ben ne yanlis yapmisim senin hikayeni okumamakla.. Su Henry... Gicik ya..Dodgy Uzattikça uzatirim ben simdi.. Harikasin. Kalbim güm güm atiyor. Çok heyecanli! Biggrin Yeni bölümü merakla bekliyorum..Kalp

Bay Duvar Henry'cik biraz uyuz ama olsun. =D
Begendigine gerçekten sevindim. Opucuk




www
Cevapla
#22
Renan canim yorumun için çok tesekkür ederim... Opucuk Dedigin gibi bu sadece bir baslangiç... Biggrin


Rabia begenmene sevindim canim... Opucuk Tesekkür ederim yorumun için... Onay Sirkette daha neler olacak neler? Biggrin
"Işıkları kim kapattı?" Kim Sun Woo-The Equator Man
Cevapla
#23
(14-07-2011, Saat: 17:48)caRameLy.x3 yazdı: Bir sey söylemek istiyorum. Internetin antlasmasi bitiyor ve babam yeni açtiracak yani bugünden sonra giremeyecegim. O yüzden yeni bölüm de ekleyemeyecegim. cry Bir dahaki aya kadar gelecegim ama. ^^ Of! Çok merak edecegim hikayelerin yeni bölümlerini. Aglama
Ben gelene kadar çok bölüm yazin!!! ^^
Görüsürüz~~ Opucuk

Üzüldüm simdi. Aglaelsalla
Senide hikayenide simdiden özledim. ^^
Umarim en kisa zamanda dönebilirsin. Smile Opucuk

www
Cevapla
#24
Hell in Heaven
12.Bölüm


-Hae Bin-

Eski bir fabrikadaydik. Agzimi, ellerimi ve ayaklarimi baglamislardi. Bir süreden sonra kaçmaya çalismayi bile birakmistim. Zaten kaçmaya çalismamin salak bir fikir oldugunu daha en basindan biliyordum. Sokagin basinda, Hye Lim’i beklerken birden kendimi burada bulmustum. Bu bir insanin isi degildi. Peki kimlerdi? Burada ölesiye korkarken, bir açiklama fena olmazdi. Melek ya da seytan? En kötü olasilik hangisiydi? Henry’nin gelip beni kurtarmasi mi? –Ki önün gözünde bu kadar degerli oldugumu düsünmüyorum- Yoksa seytanlardan biri oldugum salak adamin beni öldürmesi mi?

Yakisikli, uzun ama bir o kadarda korkutucu olan adam yine yanina gelmisti. Sadece oturup ona bakiyordum. Elinde bir biçak vardi ve bir saga bir sola yalayarak yanima yaklasiyordu. Bense korkmus bir sekilde titreyerek ona bakiyordum. Bana ne yapacagini merak ediyordum. Iyice yanima sokuldu ve yüzünü yüzüme yaklastirdi.

-‘Merhaba Hae Bin… Yine ben…’’ dedi. Gözleri tamamen siyah olmustu. Korktum ve yerimden kalkmak için çaba harcadim. Adam arkama geçti ve omuzlarimdan bastirdi.

-‘Cik cik… Kaçmaya çalisma sakin… Yapamazsin. Yâda en iyi olasilikla cehenneme bir kisi daha sokmus olurum. Ne dersin? Baksana sence Henry ne zaman seni kurtarmaya gelecek?’’ soluma geçti ve çömeldi. Elini kulaginin arkasina koydu ve bana dogru egildi. ‘’Bir sey mi dedin duyamadim? Ah, konusamiyorsun dogru… Belkide yanlis kisiyi kaçirdim. Degil mi? Seytanlar hep böyle hatalar yaparlar. Tabi konu melekler ve insan arkadaslari oldugunda… Henry seni sandigim kadar önemsemiyor mu yoksa?’’

Baska ne olacak ki? Yoksa bir melegin beni bulmasi ne kadar zor olabilir ki? Kabul etmeliyim, bu is gerçekten imkânsizdi. Ve bunun ötesinde Henry benim için en ufak bir sey bile hissetmiyordu. Ah Tanrim! Burada yapayalniz, bir iblisin elinde ölecegim! Henry’nin yaninda olmak için bu kadar çabalamam gerçekten umut vaat ediciydi ama suan ki yasama umudum onun yaninda solda sifir kalirdi. Bu sen istedim Hae Bin! Bu gerçekten kötü bir durumdu. Bir seytanin vicdanini kalmak… Neden hayat bu kadar zor ve saçma ki?

Adam, biçagi saçlarimin arasinda dolastirdi ve enseme yapistirdi. Resmen cani sikilmisti ve benimle oyun oynuyordu. Bir de seytanin oyuncagi olmadigim kalmisti. Melegin takmadigi arkadasi, seytanin oyuncagi. Ne harika bir hayatim var degil mi?

Kapinin önünden sesler gelmeye basladi. Neler oldugunu anlamiyordum. En sonunda ardi ardina 2 çiglik duymustum. Fena halde korkuyordum. Kapi aralandi ve içeriye yavas yavas isik girmeye baslamisti.

-‘Belki de Henry için o kadarda önemsiz degilsindir, ne dersin Hae Bin?’’ hizla önüme geçti ve egildi, siyah gözleriyle gülümsedi. Ardindan gözleri tekrar normal hale gelmisti. Kafami kapiya çevirdim. Henry içeri girdi. O an o kadar heyecanlanmis ve umudum tavan yapmisti ki, birkaç adim önümde duran pislik iblis bile moralimi bozamazdi.

Henry elinde bir biçakla bize dogru yavas adimlarla yaklasiyordu.

-‘Bakin kim gelmis? Bu ne onur. Bir melek ziyaretimize geliyor…’’ Önümdeki adam hafifçe egildi ve alayci bir sekilde gülümsedi.

-‘Daniel… Senden bunu beklemeliydim. Insanlara bulasmaktan bikmadin degil mi?’’ tek kasini kaldirip o ifadesiz suratiyla ona bakti. Daniel, Daniel, Daniel… Bunu bir yerlerden duymustum. Suzy’nin pesinde olan iblis degil miydi? Benimle alip veremedigini neydi ki?

-‘Ben bir seytanim Henry. Nasil insanlara bulasmaktan bikabilirim ki? Onlari cehennemde konuk etmek benim görevim. Seninde onlari korumak ve o muhtesem cennetine sokmak. Ne kutsalsin…’’

-‘Anliyorum… Aslinda seni çok iyi anliyorum. Ama bu sefer bulasmak için yanlis insani seçmissin…’’ dedi. Ne yani bu sefer gerçekten beni önemsemis miydi? Bay Duvar, benim için gelmisti!

-‘Neden ki? Suna bir baksana. Jessica’nin kopyasi gibi. Içinde insani duygular var ve Hae Bin onlari harekete geçiriyor degil mi?’’ Daniel hizla arkama geçti ve kafami tutup iyice Henry’ye çevirdi.

-‘Saçmaliyorsun. Kes sunu…’’

-‘Hayir, Henry… Melek sevgilini gayet iyi hatirliyorum. Söylesene bir insani sana tercih etmesi nasil bir duygu?’’ pis pis güldü. Henry’nin surati yine ifadesizdi. Bir sevgilisi mi vardi? Eger Jessica dedigi kizsa bu, ben neden ona benziyorum?

-‘Sen söyle Daniel… Jenny’nin bir melegi sana tercih etmesi nasil bir duygu? Eminim, insani duygularini incitmistir. Ne dersin?’’ Henry alayci bir sekilde sadece dudaginin kenarindan gülümsedi. Daniel’in suratina baktigimda, sekilden sekle girdigini görebiliyordum.

-‘Konu Jenny degil. Biliyorsun…’’ dedi titrek bir sesle Daniel.

-‘Konu Jessica’da degil. Suzy’nin oldugunu biliyorum zaten…’’

-‘Ha, evet… Öncelikli konumuz Suzy… Ama önce bir seyi merak ediyorum. Hae Bin-shi, Jessica’ya bu kadar benziyorsa… Sen söyle Henry… Düsündügüm gibi degil mi?’’ yine kötü kötü Henry’ye bakiyordu ve yine alayci bir gülümseme vardi suratinda. Henry hafifçe basini yana çevirdi. Ardindan tekrar Daniel’e bakti. Daniel gülerek kafasini salladi.

-‘Tamda düsündügüm gibi… O zaman buda bir ise yaramaz degil mi?’’ elindeki biçagi sapindan iki parmagiyla tutu ve salladi. Ardindan arkasina atti ve elini çirpti. Karanliktan iki adam geldi. Birinin iki elinde fazladan bir biçak vardi. Biraz uzundu. Digerini Daniel’e verdi. Daniel, elini biçagin keskin tarafinda gezdirdi.

-‘Suzy bir adamimi öldürdü. Seytanlar iyi kin tutar biliyorsun Henry. Unuttugumu sanmasin o küçük sürtük. Onu bana getir. Yoksa degerli arkadasini gözümü kirpmadan öldürürüm.’’ Bogazima biçagi dayayi verdi. Henry hizla bir adim atti. Kurtarmasini bekliyordum. Ölesiye korkuyordum. Ama Henry, bu sefer ayni sekilde geri attim atti.

-‘Hadi öldür. Umurumda bile degil.’’ Dedi soguk bir tavirla. Beynimden vurulmus gibi oldum. O zaman neden buraya kadar zahmet edipte gelmisti? Neden yeniden umutlandirmisti beni? Melekmis. Ne bu? Kamera sakasi mi?

-‘Yapacagimi biliyorsun? Blöf yapmaya gerek var mi sence?’’ dedi Daniel… Yaptigi sey ise yaramadigi için bozulmustu. Ya benim hayal kirikligim? Bir melek beklemistim. Iyi bir melek. Beni ölüme terk eden degil…

-‘Sirf Jessica’ya benziyor diye mi, kaçirdin onu? Jessica’ya olan sevgimin yaninda duran nefretimi bilmiyormus gibi davraniyorsun? Jessica’nin kanatlarini kendi ellerimle yoldugumu biliyorsun. Aksiyon yaratmaya gerek yok. Öldür gitsin…’’ dedi. Donup kalmistim. Daniel kahkaha atmisti. Neden Bay Duvar’i sevdim ki?

-‘Bir seyler söylemek ister misin Hae Bin? Belki ölmeden önce…’’ Daniel agzimi açti. Henry’ye baktim.

-‘Sen gerçekten melek misin Henry? Su arkamda duranlardan biri olmadigina emin misin? Gerçekten bütün yapabilecegin bu mu? Yoksa seni bu kadar sinirlendirdim mi? Neden geldin? Neden her zaman umut verip sonra elimden aliyorsun? Derdin ne senin? Biliyor musun? Zamani geldiginde o kanatlarini ben teker teker yolacagim. Ve melek olman umurumda bile degil.’’ Sesimi yükseltmistim. Henry hiçbir sey dememisti. Hala duvar suratiyla bana bakiyordu. Kafami diger tarafa çevirdim. ‘’Hah, gerçekten umutsuz vakasin.’’

-‘Ha ha, gerçekten öyle degil mi? Henry, Hae Bin hakli. Bize katilmalisin. Bu normal degil. Bir insanin, ölmesine göz yumman… Aklindan neler geçiyor?’’ dedi. O bos beyninden hiçbir sey geçmiyordu. Sadece beni önemsemiyordu. Belki Jessica’ya benzedigim içindi. Ama ben Jessica DEGILIM!

-‘Sanirim cevap vermeyeceksin. Neyse… Simdi Suzy konusuna dönersek… Nerde o? Bu arada kapida öldürdügün 2 adam için seninle daha sonra hesaplasacagim.’’ Daniel sandalyeme dayandi.

-‘Beni mi ariyorsun hayatim? Sansli günündesin. Gökte ariyorsun ama bak yerdeyim. Sizi seviyorum çocuklar. Beni ne kadarda aradiniz böyle? Gözlerim yasardi insan falan kaçirmalar… Ama bugünde cehenneme gidiyorsunuz…’’ kafami çevirdigimde Suzy gülüyordu. Ardindan arkada duran iki seytaninda sirtina biçagi saplamisti. Buda neydi?
www
Cevapla
#25
Rabia yine döktümüssün...Çok güzel bir bölümdü canim... Onay Zaten anlatis tarzin gerçekten çok iyi...Ellerine saglik...Sonu da güzeldi... Onay Meraktayim simdi yeni bölüm için... Smile Bu bölümde Hae Bin üzerineydi...Sevdim... Onay
"Işıkları kim kapattı?" Kim Sun Woo-The Equator Man
Cevapla
#26
Derya, tesekkürler yorumun için. Smile
Merakta birakmadna en kisa zamanda eklemeye çalisacagim. ^_^
www
Cevapla
#27
Derya'm bölümlerin iyiki ard arda geldi..Çok eglendim bu bölümlerde! Biggrin Dong Joo'ya nisanda çok üzüldüm,onun yerinde olmak istemezdim...Ama yemek sahnesi bayagi komikti! Biggrin
Sirket zor durumda! Abaza
Devam.. (:

Rabia'm bende iyiki ard arda okudum meraktan çatlardim vallahi! Biggrin
Zavvalli Hae Bin bi kaçirilmak eksikti!
Daniel! Gebertmek istiyorum onu...
Henry'nin sonu sevmeidgini saniyor,aptal kiz! Biggrin O Suzy ne ya,of.. Biggrin
Devam.. (:

Nergis'm ay çok eglendim! Keske seninki de ard arda gelseydi...Balayi isi çok komik olacak gibi...
Ya,Hyun Wook asik oldu ya kiza! (:
Saka maka uyurken izlemeye alisti...
Kuzenler demek! Biggrin Hain Eun Bin! Biggrin
Su Ra In'de görsün artik biraksin peslerini,çocuklar rahat rahat didisemiyorlar! .D
Devam.. (:

[Resim: 29pmbuh.gif]
City Hunter~
''Bu yolu birlikte yürüyelim...Sonunda neler olacağını bilmesek bile♥''
`TripleS ~ `Boice ~ `Min'in Havucu


Cevapla
#28
(^^) ~TESADÜFLER KOMEDYASI~ (^^)

13.Bölüm

~Benim de mi düsüncelerim olacakti,
Ben de mi böyle uykusuz kalacaktim.
Sessiz, sedasiz mi olacaktim böyle?
Çok sevdigim salatayi bile
Aramaz mi olacaktim?
Ben böyle mi olacaktim?

Sevdaya mi tutuldum¿ // Orhan Veli KANIK


Jae Hwa odasinda dosyalari topluyordu,bense masamin tozunu aliyordum.Çikis saatine 10 dk kalmisti ve hazirlik yapiyorduk.Bana bakip gülümsedi ''Siz temizlik yapar miydiniz,masallah! Maalesef ki eviniz böyle degil,ne aci!'' Her halde ne olursa olsun laf dalasina girmeye bayiliyordu!
Ona döndüm,alnimdaki saçi elimin tersiyle ittim ''Lütfen ev konusunu kapatabilir miyiz? Zaten not defteri konusunda hala saskinim...Allah askina ne ara ve nasil gördünüz?''
Bilmis bir ifadeyle arkasina yaslandi ''Evinizde görmedim esasinda...Arkaya baktim göz ucuyla ama belli degildi bazi seyler... Siz reader'inizi masanizin üzerinde birakmissiniz... Oraya da günlüklerinizi kaydetmissiniz...Reader görünce bakayim içinde hangi tarz okuma metinleri var dedim.Birden bir dosyaya girdim ve adimi gördüm...Okumaya basladim,bu bir günlüktü ve not defterimi nasil muhafaza ettiginiz de anlatiyordu! Biggrin Sizi kameralar ve güvenlikle kandirmak,not defterimde asiri önemli seyler varmis gibi göstererek korkutmak istedim... Iste buydu benim bilgim!''
Öylece kalakalmistim...Bunu da mi unutmustum.Afalladigimi görünce kendini tutamadan gülmeye basladi ''Aslinda sen tam bir nese kaynagisin Eun Hee...Bu yüzden kizamadim sana! Biggrin Günlük öyle her yerde tasinan sey degildir ve sen unutkanligini bilerek yaninda tasidin! Not defterinde de bayagi eglendim,tesekkür ederim..''
Onu eglendirmis miydim?
Oysa sinirlendi diye üzülmüstüm...
Hala sok halinde bakiyordum,yanima geldi ''Tamam Eun Hee,yine bir sok dalgasi daha yasama! Biggrin Çikisa çok az kaldi sabret ve kurtul benden... (aniden yanaklarimi sikmaya basladi) saskinken bir baliga benziyorsun! Biggrin ''
Yüzümü burusturdum,bu sefer daha da eglendi derken sekreter içeriye girdi,bizi o halde görünce çikmak için hazirlanirken Jae Hwa onu engelledi ''Özür dileriz,sadece arkadasimla sakalastim da...''
Sekreter muzipçe siritti,''Sadece bir duyuru için gelmistim...Bizim sirketimizde her 3 ayda bir motive yemegi verilir...Ama bu ay birçok kisi ise alindigi için balo tadinda olacak...Cumartsi günü saat 21.00'de sizleri de bekleriz...''
Balo mu?
Sevinçten ellerimi çirptim ''Ay,çok eglenceli,ne giysem acaba?'' Sekreter ve Jae Hwa bana bakiyorlardi,kendimi toparladim ''Özür dilerim,sevinçten.. Biggrin''
Sekreter tek kelime etmeden disari çikti.
Jae Hwa çantasini toplarken bana döndü ''Dedigim gibi müstehcen zamanlarda geliyorlarlar! Biggrin Neyse kendine iyi bak...''
Aish!
Bu adam takmis müstehcen zamana...
Ona sinirlenecegine Tae Hyun'un gönlünü al,diyerek çikista beklemek üzere disari çiktim...Umarim aramiz düzelir diye hizlica iç geçirdim...

***
Aralik ayi iyiden iyiye kendini gösteriyordu.Bugün de tam o günlerden biriydi...Çikis saati de 19:30 olunca hava kararmis ve soguk daha baskin hale gelmisti...Nedense o gün kisa etegimi giymistim.Çizmelerim olsa bile titremekten kendimi alamiyordum.Dislerim takirdayama baslarken Tae Hyun göründü,bana uzaktan bakti ''Ne o,kimi bekliyorsun?''
Çok soguk bir baslangiç!
Ona dogru ilerlemeye baslarken aniden rüzgar bastirdi,elimdeki çantayi yere düsürdüm,egilip alirken de rüzgar hizlandi,bagirmak istesemde bagiramiyordum...Tae Hyun kalabaligin arasindan siyrilip beni ayaga kaldiriverdi.Ona minnetle bakarken çantami elime tutusturdu ''Daha dikkatli olmalisin...Haydi görüsürüz!''
Otobüs duragina dogru seri adimlarla ilerliyordu,ona yetismek için koca kalabaligi yarmak,ayni zamanda dengede durmak ve ayni zamanda düsmemem gerekiyordu.
Tüm bunlari yapabilecek kadar profosyonel degildim!
Otobüs duragina sonunda ulasabilmistim.Fakat Tae Hyun görünürlerde yoktu.Onu aramak için parmaklarimin üzerinde durup duragi taradim,her yer insan yiginiyla doluydu!Ayrica hantalca müzik dinleyip,ellerinde çantalarini oynatiyorlardi.Bir kez daha çaba sarfederken biri omzuma dokundu ''Kimi ariyorsun?''
Ona dönmeden cevapladim ''Tae Hyun'u tabii ki,nerede olabilir ki?''
''Bence arkana da bakmalisin,yanlis yere bakiyorsun gibi de..''
''Oo,evet haklisin arkami döneyim'' derken durakladim..Bu ses? Tae Hyun'du!
''Tae Hyun! Beni kandirdin! Inanmiyorum! Biggrin''
Tae Hyun gülümsedi ''Neye inanmiyorsun,kandirilmaya mi? Kolay lokmasin Eun Hee,yarim saatir aradigin kisiyle muhabbet ediyorsun!''
Basimi egdim ''Özür dilerim...'' tae Hyun sasinca bakti ''Neyden özür diliyorsun...Bir kerede eski kaba günlerine dön bence!Nostalji yapariz,bana süpheci bak..'' gülmeye baslamistik.
Eski haline jet hiziyla dönmesi beni çok ama çok sevindirmisti...
Onu çabuk benimsiyordum...

***
Eve vardigimda her yanim buz tutmustu.Ellerimi ovusturarak mutfasa kostum,su isiticisa hizlica su koyup;kahve yapmaya koyuldum.
Halamdan ses çikmiyordu?
''Hala,ben geldim..'' diye seslendim titreyen sesimle..Evde dogal gazda yanmiyordu.
Birden içimde bir süphe dalgasi yayildi ''Hala...'' diye tekraradan seslendim.Içeriden ses gelmiyordu.Korka korka içeriye girdim,halam horul horul uyuyordu.Sevgiyle ona baktim,beni çok endiselendirmisti...
Ne zaman dönecekti Busan'a? Peki Jae Hwa meselesi ne olacakti?
''Bunlari düsünecek zamanim yok!'' dedim ve dogal gazi açmak için tusa bastim,içeri birazdan isinirdi.
Kahvemi hazirlayip koltuga kuruldum,üzerime esofmanlarimi geçirmistim bile...Halam hafifçe basini kaldirdi ''Gelin mi Eun Hee?''
Gülümsedim,''Geldim halacim sen uyu..'' basini hemencecik yastiga koydu rahat bir uykuya dalacakken kapi çaldi.
Delige baktigimda gelenler meshur güvenlik görevlimizin kizi ve eski esiydi.Ikisi de en sinir halleriyle kapida titresiyorlardi.
Içeriye sessizce girdim,halam bana bakiyordu ''Açmayacak misin?'' ona sus isareti yaptim.Hala soru soruyordu ''Aaa,ne var ki canim aç kapiyi..''
Disaridan da yani zamanda ses geliyordu ''Dur kizim,içerideler eminim! Eun Hee'yi içeri girerken gördüm! Biggrin Açar birazdan..''
Pes ederek kapiya yöneldim,hisimla açtim.Içeriye tabir-i caiz ise ''dalis''yaptilar...
''Hosgeldiniz So Yun Sshi..Sende küçük yaramaz (saçini oksarmis gibi yapiyordum ama hafif hafif çekiyordum.Kiz huysuzlanip annesinin yanina geçti,Soo Yun her zamanki repligiyle konusmaya basladi)
''Sorma Eun Hee'cim sorma! Bu adam beni deli edecek! Ona dogal gazi ve elektrigi yatir,nafakadan kesersin dedim.Ne nafakayi verdi ve faturayi yatirdi tatlim! Inanilir gibi degil yani...''
Ne yapabilrdim ki? Bize gelmesi gerekmezdi.
''Ne yapabiliriz?'' dedim hirsla.Halam cimrdi kolumu ''Sus sen edepsiz,zavalliciklara bak nasil üsümüsler..Geçin geçin..''
Hemen koltuga kuruldu Soo Yun ve anlatmasina devam etti ''Iste ne diyordum suyu falan yatirmamis..'' sözünü kesitim ''Elektirk ve dogal gaz!'' Güldü ''Hala,dogru ya onlardi! Neyse neyse,ise bende evladigimi sogukta birakamadim biricik,en yakin arkadsaim Eun Hee'nin evine geldim!''
Biricik en yakin arkadasim mi?
Tam ona ceavp verecekken halam tatlilikla güldü ''Ay,size kanim çok isindi...Üzüldüm de halinize..Burada kalsaniza...Siz Eun Hee ile yatarsiniz bende tatli çocukla,olmaz mi?''
Hayir!
Halama ters bir bakis attim,ama is isten geçmisti.
Soo Yun minnetle halamin özünde diz çöktü ''Çok iyisiniz efendim...Sagolun!'' Küçük yaramaz televizyonu kurcalamaya baslamisti bile! Hemen yanina gittim ''Ver canim kumandayi..alayim hemen,seri ol!'' Halam elime vurdu ''Kes su simarik çocuk hallerini Eun Hee...Ah bilmezsiniz küçükkende böyleydi,malini kimseye elletmezdi!Hiç degismemis...''
Oysaki tam tersiydi!
Halama laf yetistiremezdim,yastik ve yorgan getirmek üzere odama yöneldim.
Gece uzun geçecekti!

***
Sabah uyandigimda Soo Yun'un kolu üzerimdeydi,beni koltugun altina itmisti,kendisi kolllarini ve bacaklarini uzatmis enine dogru yatiyordu,bense sinek gibi koltuga yapismistim..Zorlukla dogruldum.Üzerimi degismek üzere odama geçerken bir ses duydum ''Eun Hee Unni uyuyor kimdiniz?..Hi,Eun hee Unni,dün sizden söz etti,çok yakisikliymissiniz! Ben onun en yakin arkadasinin kiziyim..Tamam söylerim,hosçakalin!''
Bu cadi kimle kousuyordu...
Odama hizla girdim ''Sen,minik cadi;kiminle konusuyorsun!''
Muzipçe cevapladi ''Adi Tae Hyun'mus...Onunla!'' benim telefonuma nasil ulasmisti peki? Onu sorguya çekecektim ''Neden telefonum sende ve neden ona ''çok yakisikliymissiniz!''dedin!''
Güldü ''Sesi çok hostu!''
Sen var ya,diyerek üzerine yürüdüm,halam hemen dogruldu ''Ne bu gürültü,ne oluyor yine?''
Küçük cadi halama kostu ''Ajumma,Unni beni dövüyor!''
Daha elimi bile sürmemistim...
Halam bana terligini firlatti,''Defol Eun Hee..Kötü bir çocuksun!''
Halam yine geçmise dönmüs olmaliydi...
Telefonuma umutsuzca bakarken bir mesaj geldi
''Demek çok bahsettin benden,ha? Sanirim duygularim tek tarafli degil...''
Omo! diye aci bir çiglik attim,isler sarpa sarmisti...

[Resim: 29pmbuh.gif]
City Hunter~
''Bu yolu birlikte yürüyelim...Sonunda neler olacağını bilmesek bile♥''
`TripleS ~ `Boice ~ `Min'in Havucu


Cevapla
#29
SIYAH

32.BÖLÜM

-BH Group-

Hepsi onun agzindan çikacak bir söze bakiyordu...Büyük masanin herbir kösesinde üst düzey yöneticiler vardi...Tam karsisinda,masanin diger ucunda da ortagi Bay Hwang vardi...Sag kösesinde nisanlisi Hwang Hyun Soo,sol kösesinde de Hwang Min Joo...Hepsi ne diyecegini düsünüyordu...Beyaz takim elbisesiyle,siyahlara bürünmüs diger insanlardan ayriliyordu,niyetini belli edercesine...Herkes yasa girmisken,Kang Yoon sanki sevincini kiyafetinin rengiyle haykiriyordu...

Hyun Soo hep yaptigi gibi,yutkunuyordu...Sikintili,endiseli,korktugu dakikalarda hep bunu yapardi zaten...Min Joo sakin duruyordu...Hisse sahibi olan Na Young ve Bayan Sung merak içindeydi...Bir yandan da kendilerini güvence altinda hissediyorlardi...Lee Kang Yoon’un artik ailenin bir üyesi oldugunu bildikleri için...Ve Bay Hwang...Yüzünde hiçbir ifade yoktu...Ne bir korku ne de bir endise...Kang Yoon onun çok güçlü bir karakteri oldugunu biliyordu...Ve bu yüzden dikkatlice onu izledi...Sonra Hyun Soo’ya döndü...Hala ardi ardina yutkunuyordu...Içinden...

Kang Yoon:Ne yazik ki BH Group’un gelecekteki baskani sen olmayacaksin sevgili Hyun Soo...
Dedi ona aciyan gözlerle bakarak...Ardindan Bay Hwang’a döndü tekrar ve beklenen o konusmayi yapmaya basladi...

Kang Yoon(Üzgünmüs gibi durarak):Açikçasi ne diyecegimi bilmiyorum...Bagli oldugum sirket ortakligi bitirmemi istedi...
O an herkesin yüzünde bir korku belirdi...O ana kadar duygularini belli etmeyen Bay Hwang’in bile...Kang Yoon bu durumu zevkle izliyordu...Bir tek Min Joo’yu üzdügü için üzülüyordu...Ve sonra devam etti...
Kang Yoon(Ciddi bir ifadeyle):Ama ben buna engel olmayi basardim...
O an herkes derin bir nefes aldi...Ve devam etti...
Kang Yoon:Ancak sirketim sizden bir güvence istiyor...Biliyorum size bu durum agir gelebilir ama yine de söylemek istiyorum...Çünkü tüm kalbimle BH Group’u düstügü bu zor durumdan kurtarmak istiyorum...
Rolünü o kadar iyi oynuyordu ki...Sanirlardi ki gerçekten de üzülüyordu...Dokunakli bir ses tonuyla kalanlari söylemeye basladi...
Kang Yoon:Biliyorsunuz yaklasik 2 ay önce BH Group bizim sirketle bir yatirim konusunda antlasmisti...Oldukça büyük bir yatirim...Ama görüyorum ki bu borçlar altinda bu yatirimin gerçeklesmesi zorlanabilir...
Araya giren Bayan Sung...
Bayan Sung(Endiseyle):Yani?
Kang Yoon koltuguyla birlikte Bayan Sung’a dönerek..
Kang Yoon:Yanisi su Bayan Sung...Eger o yatirimda bir sorun çikarsa biizm gibi büyük bir sirkete birsey olmaz...Ama BH Group yok olabilir...Ve bu durumda biz zararimizla kaliriz...
Bay Hwang(Sert bir sekilde):Açik konusun!
Kang Yoon:Bana verilen talimatlar sizinle yeni bir antlasma yapmamiz gerektigini gösteriyor...
Min Joo:Ne demek bu? Yoksa yatirimi iptal mi edceksiniz?
Kang Yoon:Böyle birseyin imkani yok...Yatirimin son asamalarindayiz...Bunu siz de biliyorsunuz...(Derin bir nefes aldiktan sonra)Bunu söylerken çok utaniyorum ama sizden güvence olarak yapacagimiz antlasmada ,eger yatirimdaki kosullari yerine getiremezseniz zararimiza karsilik, hiçbir zorluk çikarmadan sirketi bize devredeceginize dair bir imza istiyorlar...

O an büyük bir gürültü koptu toplanti salonunda...Itirazlar yükselmeye basladi...Hyun Soo korkudan konusamiyordu bile...Tipki Na Young gibi...Min Joo ise Kang Yoon’un üzgün oldugunu görünce baska bir çaresi olmadigini anlamisti...Bu karmasa Bay Hwang araya girene kadar sürmüstü...Daha sonra Bay Hwang oldukça yorgun,çaresiz bir ses tonuyla Kang Yoon’a döndü...
Bay Hwang:Bana bu yatirimin bizim için karli olacagini söylemistiniz...Beni buna ikna etmistiniz...
O an Bay Hwang’in bunu dile getirecegini çok iyi bilen Kang Yoon hemen araya girdi...
Kang Yoon:Evet söyledim...Size bunu kanitladim da ve sizde bunu onayladiniz...Ama bu yatirim için hem bizim hem de sizin çok kazançli olacaginizi söyledigim zaman toplamda 4 ay gibi kisa bir süre de ödemeniz gereken,birçok sirkete,çok yüklü miktarda borçlariniz yoktu... Biz sizin bu yatirimi basarabileceginize hep inandik...(Sesini biraz yükselterek,vurguyla)Hala da inaniyoruz...Ancak projenin en önemli kisminda böyle büyük bir ekonomik sorun yasayan bir sirkete karsilik da olasi kötü bir duruma karsi önlemimizi almaliyiz...Normalde BH Group bu projeyi çok basarili bir sekilde tamamlardi...Ama simdi hangi parayla bu projeyi tamamlayacaginizi biz de bilmiyoruz...
Min Joo:Ikinci bir destek veremez misiniz?
Kang Yoon:Bunun yöneticilere ben de düsünüp ilettim ancak Çin ve Japonya ile olan 2 büyük yatirimda daha bulundugumuz için böyle birsey imkansiz...
Hyun Soo(Sesi titreyerek):Eger basarirsak?
Kang Yoon(Üzüntülü bir halde):O zaman hersey eskisi gibi devam edecek...Hatta sonuna kadar sirket olarak dayanirsaniz çok kazançli bile çikarsiniz...Basta da belirttigim gibi...Kisacasi hersey sizin elinizde...


Derin derin düsünüyordu Bay Hwang...Bir süre sonra kendini toparladi ve Kang Yoon’a döndü...
Bay Hwang:Bize düsünmemiz için zaman verin...
Kang Yoon:Peki...
O sirada araya giren Na Young...
Na Young:Peki böyle bir güvence vermezsek size? O zaman ne olacak?
Kang Yoon:Yöneticileri ben ikna etmeden önce ilk verdikleri karari uygulayacaklardi...
Bayan Sung:Yani?
Kang Yoon:Ortaklik bitecekti önce...Yatirim için büyük bir tazminat istenecekti sizden...Ve sonra da kalan kisim için baska bir sirketle anlasilacakti...Ama neyseki buna engel olmayi basarabildim...
Bay Hwang o an tekrar düsündü...Tazminati ödeyemezlerdi bu durumda...Ortaklik biterse son umutlarida tükenecekti...Ve Kang Yoon’a tekrar dönerek...
Bay Hwang:Dedigim gibi düsünecegiz...
Kang Yoon:Cevabinizi bekliyor olacagim...

Dedi ve hizlica kalkti yerinden...Ve oradan ayrilirken birseyden de emin olmustu...Kimse onu suçlamiyordu...Aksine durumu düzeltmeye çalisan biri olarak düsünülmüstü...Kimisi ona minnettardi bile...Tipki Hwang Hyun Soo gibi...O an emin olmustu genç adam...Lee Kang Yoon onun için büyük bir destek olabilirdi...Ve Kang Yoon, Hyun Soo’nun yüz ifadesinden bunu çok iyi anlamisti...Tipki kendisine minnettar olan Min Joo gibi..Odasina dogru ilerlerken Hyun Soo’da arkasindan geliyordu...Ve Kang Yoon çoktan hazirlamisti kendini oynayacagi role...

Odaya girdiklerinde,Hyun Soo’yu kapiyi kapattiktan sonra...
Hyun Soo:Gerçekten baska çaremiz yok mu?
Hizlica odadaki koltuga oturdu...Elleriyle yüzünü ovaladi...Oldukça sikintili görünüyordu...Gözleri doldu...Hyun Soo’ya hiç cevap vermedi...Onun bu halini gören Hyun Soo hizla yanina gidip...
Hyun Soo:Canim...Neyin var?
Kang Yoon(Aglayarak):Kendimi kötü hissediyorum...Sanki herseye ben sebep olmusum gibi...Sizi kurtaramadigim için çok üzgünüm Hyun Soo...Çok çabaladim ama(Yukunduktan sonra)Yapamadim...Ancak bu kadar engelleyebildim...
Hyun Soo(Hizla Kang Yoon’a sarilarak):Biliyorum,biliyorum...Sen elinden geleni yaptin...
O sirada içeri giren Na Young ve Min Joo...
Min Joo(Önce durumu farketmeyerek):Kapiyi çaldik ama duymadiniz...Biz...
O an fark etti...Kang Yoon’un agladigini...Tipki Na Young gibi endiselendi...
Min Joo:Ne oldu?
Hyun Soo(Derin bir nefes aldiktan sonra):Kendisini suçluyor...
Min Joo(Üzülerek):Senin ne suçun var? Bu bir is...Ben de endiseliyim ama kaybetmek de var kazanmak da...Eminim ki yine toparlanacagiz...
Na Young:Üzme kendini bosu bosuna...(Sonra yorgun,üzgün bir halde bir baska koltuga oturdu aci içinde...)
Ikisi de onun samimi oldugunu düsünüyordu...Halbuki dökülen her bir damla sahteydi...

-Bay Hwang’in Odasi-
Bayan Sung(Bagirarak):
Ne yapazagiz simdi?
Bay Hwang cevap vermeyince...
Bayan Sung:Birsey söyle...Susma!
O an öfkelenen Bay Hwang bagirarak...
Bay Hwang:Ne yapmami bekliyordun? Bir tarafta Avrupa’daki yatirimcilar....Diger taraftan ortak oldugum sirket...Diger taraftan bunlara neden olan kisi veya kisiler kim? Onu bile bilmiyorum...
Bayan Sung(Endiseyle):Çok fazla zamanimiz yok...
Bay Hwang(Basini sallayarak):Biliyorum,biliyorum...
Bayan Sung(Kendisini ve esini avutmak amaçli):Ama yine de...Belki Kang Yoon...Sonuçta o da bu ailenin bir üyesi...
Bay Hwang(Araya girerek):Görmüyor musun?O zaten yapabilecegi kadar kolaylik saglamis bize...Ya bize dedigi gibi o araya girmeseydi de ilk düsündükleri sey olan ortakligi bitirme kararlarini uygulasalardi? (Esine öfke dolu gözlerle bakarak)Simdi anliyor musun niye onun Hyun Soo ile evlenmesini çok istiyorum?
Bayan Sung(Mahcup bir halde):Biliyorum,sen hakliydin...Ama ne bileyim...(Bir süre sonra)Simdi bunun yerine düsünmemiz gereken çok daha önemli bir konu var...Sen de biliyorsun? Herseyimizi kaybedebiliriz...
Bay Hwang(Düsünceli bir sekilde):Biliyorum...
Daha sonra ayaga kalkip,kravatini gevsettikten sonra,bir bardak su içti...Ardindan aklina gelen seyle birlikte devam etti...
Bay Hwang:Kredi vermiyor banka bize...Çoktan haberi almislar çünkü...O yüzden birseyleri satisa çikarmaliyiz...
Bayan Sung:Ama bu açik açik zor durumda oldugumuzu kabullenmek olur...O zaman bizimle is yapmak isteyen firmalarda geri adim atar...
Bay Hwang:Bu yüzden de bunu gizlice halletmeliyiz...

-Hwang Min Joo’nun Evi-
In Hye ile karsilikli oturmus yemek yiyorlardi...Hala ikiside saskindi tüm olanlardan sonra...In Hye hiç konusmuyordu Min Joo’yu düsünerek...Tabagindaki yemekleri bitirmekte zorlansa da Min Joo’ya örnek olmak amaçli kendini yemek amaçli zorluyordu...
Min Joo ise dalgindi...Bütün gün telasliydi,endiseliydi...Çözüm yollari ariyordu bu durum basina yansimadan...Ama bir çikis yolu bulamamisti... Sonra abileri aklina geldi...Üç abisi de sirayla...Yüzünde bir aci belirdi...Önce Min Kang’i düsündü...Kollarinda nefesini verirken Bayan Ma’dan özür dilemesini istedigi anlari hatirladi...Ardindan Bay Hwang geldi aklina...

-13 Yil Önce-

Min Joo(Bagirarak):Neden bunu yapiyorsun? Benim yerlestirdigim bakim evinde gayet rahatti annem...
Bay Hwang(Öfkeyle):O kadina “anne” demeyi kes artik!
Min Joo:Abi!
Bay Hwang:Beni dinle...Sen daha çok gençsin,böyle büyük bir sorumlulugu sen almamalisin...Evde zaten yeteri kadar sorun var...O kadinla ben ilgilenirim...(Üzülmüs gibi yaparak)Ölen kardesimin ve ailesinin hatrina...Her ne kadar aramizda sorunlar olsa da bunu ben yapmak istiyorum...
Min Joo(Yalvarircasina):Biliyorum bir süre sonra onunla ilgilenmeyeceksin...O kadin çok sey yasadi abi...Bu iki yilda benim yanimda çok mutluydu...Onu sürekli ziyaret edebiliyordum ama simdi hangi bakim evine yatirdigini bile bilmiyorum...Ne olur söyle yerini...Ben de gidip görmek istiyorum onu...
Bay Hwang(Gözlügünü takip):O kadini rahat birak...Dinlenmesi,yalniz kalmasi gerektigini söyledi doktorlar...
Min Joo:Yalan söylüyorsun! Sana sevgi gösteren bir kadina neden inatla acimasizca davranmaya devam ediyorsun?
O sirada olanlari o ana kadar dinleyen Bayan Sung araya girdi...
Bayan Sung:Abini dinle...
Min Joo(Yengesine dönerek):Lütfen sen karisma yenge!
Bay Hwang(Bagirarak):Hwang Min Joo!
Min Joo:Abi lütfen...Beni öz çocugu gibi görmüs,yetistirmis birine,annem yerine koydugum birine uzak kalmami bekleme benden!
Bay Hwang:Ögrensen de bir ise yaramayacak zaten...
Min Joo(Sasirarak):Anlamadim?
O an Dong Joo’nun gitmesinden dolayi büyük bir mutluluk yasayan Bayan Sung,zevkle haberi verdi Min Joo’ya...
Bayan Sung:O çocugun(Cha Dong Joo’dan bahsediyor) daha fazla yakinimda olmasini istemiyorum...
Bu sirada Bay Hwang’in kendisine öfke dolu bakislarini önemsemeden devam etti...
Bayan Sung:O zavalliyla birlikte Amerika’ya gideceksin...Ona sen göz kulak olacaksin...
Min Joo(Endiseyle):Ama annem?
Bay Hwang:Onu düsünme...Ona iyi bakacagim...Tabi ki sirkete de...Döndügünde sirkette çok saglam bir konumda olacaksin...Sirketi de büyütecegim sen gelene kadar....O yüzden hiçbir seyi düsünme sadece o çocugu alip git buradan!
Min Joo(Bagirarak):Sirket umrumda degil! Ama Dong Joo’ya neden bu kötülügü yapiyorsunuz? Yetmedi yengemin,Hyun Soo’nun eziyetleri...
Bayan Sung(Bagirarak):Min Joo!
O sirada alayci bir ifadeyle Min Joo,Bayan Sung’a dönerek...
Min Joo:Yalan mi? Koca 2 yil...Her dakikasi eziyet dolu...
Bayan Sung(Öfkeyle):Biz abinle çoktan karar verdik...Eger bu ailenin dagilmasini,sirketin zarar görmesini istemiyorsan(Kendi hisseleri oldugu için bir nevi sirket konusunda onu tehdit ediyor) Amerika’ya gideceksin!

Min Joo çaresizce disari çiktiginda bahçedeki merdivenlerde ayni sekilde çaresizce oturan,beyaz tenli,oldukça masum bir yüz ifadesi olan çocugu gördü...Onu uzun bir süre izledi...Tepkisizdi...Ilk geldiginde gözünden yas eksik olmayan bu çocuk artik aglamiyordu da...Ve o an sirket için degil ama bu çocugun iyiligi için Amerika’ya gitmeye karar verdi...Ve yavasça Dong Joo’nun yanina oturdu...Kendisini fark eden Dong Joo,kendisine hep sefkatle yaklasan bu adama döndü...
Dong Joo:Geldin mi?
Min Joo:Dong Joo...
Dong Joo:Efendim?
Min Joo:Yeni bir hayata ne dersin? Herseyden herkesten uzak?
O an Dong Joo’nun gözünde bir umut belirdi...Gözleri ilk defa parildadi...”Yeni bir hayat? Herseyden herkesten uzak?” diye düsündü masum o küçük çocuk...

-Mezarlik-
Dong Joo annesini son kez ziyarete geldi...Agliyordu ama bu sefer...
Dong Joo:Annecigim...Benim...3 saat sonra bu ülkeden gidecegim...Kurtulacagim herseyden...Bir tek seni burada birakacagim için üzgünüm...Beni affet...Gidiyorum diye bana kizma olur mu?Muhakkak geri dönecegim...Ama bu sefer özgür,güçlü biri olarak...(Sonra cebinden siyah-beyaz bir fotograf çikardi) Fotografini yanima aldim...Seni özledikçe ona bakacagim....
Daha sonra elindeki çiçekleri biarakarak...
Dong Joo:Bu en sevdigin çiçek...Sunu unutma anne ben babamin ve senin oldugun o evde çok mutluydum...Arada aglasam da yine de mutluydum...Senin gülüsünle,babamin sözleriyle hep mutlu oldum...Ve simdi kim bilir yine bulurum o mutlulugu(Min Joo’yu göstererek)bu abiyle? Kim bilir?

***
Min Joo bunlari hatirladi Bay Hwang aklina geldiginde...Sirket için,Bayan Sung’tan korkusu için kaç insanin hayatini mahvettigini animsadi...Ardindan o zamanlar herseyi bilmeyen Min Joo, Dong Joo’nun hallerini animsadi...Ve kendinden bir kez daha utandi...Ve sonra en küçük abisi aklina geldi...Hwang Ji Min ve yengesiyle birlikte... Sonra Min Joo içinden...
Min Joo:Hersey bu sirket içindi...Kimbilir belki de birgün ugruna nice hayatlar yok edilen o sirket artik senin elinde de olmayacak abi...
"Işıkları kim kapattı?" Kim Sun Woo-The Equator Man
Cevapla
#30
Tugçe'm yorumun için çok tesekkür ederim canim... OpucukOpucuk


Yeni bölüm gelmis pek bir sevindim... Onay Ben bu kiza aciyorum yazik ya...Basina gelmedik kalmiyor... Sad Yalniz bu Tae Hyun'da az degil hani... Biggrin

Ve koptugum ani yaziyorum... Biggrin

"Küçük cadi halama kostu ''Ajumma,Unni beni dövüyor!''
Daha elimi bile sürmemistim...
Halam bana terligini firlatti,''Defol Eun Hee..Kötü bir çocuksun!'' " BiggrinBiggrin
"Işıkları kim kapattı?" Kim Sun Woo-The Equator Man
Cevapla




Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi