NOT:Tugçe'm kusuruma bakma ama eger imkanin olursa bu bölümü de eklersen sevinirim...Malesef sana mesaj atamiyorum çünkü...
SIYAH
18.BÖLÜM
Bay Kim:Gerçekten bunu yapmak istiyor musunuz? Bu sizin için zaman kaybi degil mi?
Pencerenin önüne oturmus,etrafi neye duydugu belli olmayan bir özlemle izleyen Kang Yoon hafif basini arkasina dogru çevirerek,mimiksiz yüz ifadesiyle...
Kang Yoon:Bay Hwang kararini verene kadar bir süre burada olmamam planimi etkilemez...
Bay Kim(Ima ile):Hanimefendi bunu gerçekten de Park Jung Bin ile vakit geçirmek için mi yapiyorsunuz?
Kang Yoon yüzünü yine disariya dönüp,yalan söyleyerek...
Kang Yoon:Onunla zaman geçirmek istiyorum biraz...Hem Jung Bin için hem de kendim için...
Bay Kim:O halde neresi için hazirlik yapayim?
Kang Yoon(Tebessüm ederek):Ispanya’ya gidecegiz...Tam 1 ayligina...Yarin sabah yola çikacagiz...
Bay Kim:Peki...
Kang Yoon:Bu arada amcamin kalan tüm yasa disi faaliyetlerinin kanitlarini da bir araya getirsinler...Söyle digerlerine ortaya çikmamis hiçbir sey kalmasin... (Gülerek)Olur da Bay Hwang o antlasmayi imzalayip kendi kendini yok ederse o belgelerde isimize çok yarayacak...Son birkaç parça daha yollayin ona ve pek sevgili varisine...Bu bir ayda rahat rahat uyumamali...Telasindan yanlis kararlar alip,bize siginmali...
Bay Kim:Peki...
Bay Kim gittikten sonra pencereden disari bakmaya devam eden Kang Yoon kötü hissediyordu kendini...Yine o kötü agrilar baslamisti...B
oynundaki o ince sizi oldukça rahatsiz ediciydi...Bacaklarindaki uyusuklugu da hissetmisti...Yavasça-ki bu zor olsa da-ayaga kalkip,çalisma masasinin üzerindeki ilaçlarindan alip,içecekken,sürahinin yanindaki bardagi-ki daha yeni su koymustu içine- devirdi...Masanin üzerini kaplayan suyu gören Kang Yoon o an bu acinin nedeni olan günleri hatirladi...Vücudundaki zarara sebep olan siddet gördügü anlari,açlik çektigi günleri...O yangindan kalan izlerin üzerine yeni yapilan yaniklari hatirladi...Hiç acimadan hassas vücuduna yapilan iskenceleri hatirladi...Sirf herseyi bilen o küçük kiz sussun diye...Gözlerinden süzülen yaslari silerken Dong Joo’nun sözleri geldi yine aklina...O her zaman hatirladigi sözleri...
“Dong Joo:Bu kadar çok mu korkuyorsun? (Biraz duraksadiktan sonra) Gülmekten?”
Sonra aci içinde gülümsedi ve ilacini içti,yeni doldurdugu bir bardak su ile birlikte...Sonra dudagini isirdi farkinda olmadan...
Kang Yoon(Sessizce):Korkuyorum...Evet gülmekten çok korkuyorum...Gülerim de alisirim diye çok korkuyorum...Pisman olmak istemiyorum...Tipki sana asik oldugumu anladigim zamanki gibi...
Seni de gülmeyi de unutmaya gidiyorum...Eski Kang Yoon’u geri getirmeye gidiyorum...
Sonra masaya damlayan bir damla gözyasinin esliginde mirildandi...
Kang Yoon:Çünkü buna mecburum...
-BH Group-
Hyun Soo ile bilerek-sirf onun üzerindeki etkisi daha da artsin diye- göz göze gelmemeye çalisiyordu...Bay Hwang’a bazi isler için bir süre Güney Kore’de olmayacagini anlatirken Hyun Soo’da dikkatle onu izliyordu...Son sözleriyle kendisine karsi ilgili olduguna inandigi bu kadini dinliyordu...Ona göre bu kaçisin sebebi kendisiydi...Ve yüzündeki ifadeden bu düsüncesini çok iyi anlayan Kang Yoon,bunu kullaniyordu...
Bay Hwang:Demek bir süre burada yoksunuz...
Kang Yoon:Evet...Ve o zamana kadar siz de kararinizi vermis olursunuz...Degil mi?
Bay Hwang(Tedirgin olarak):Tabi...
Kang Yoon ayaga kalkip,elini uzatarak...
Kang Yoon:O halde görüsmek üzere Bay Hwang...Herseyi size birakiyorum...Diger tüm isleri...Size güvenerek...
Bay Hwang:Merak etmeyin Temsilci Lee...Geri döndügünüzde bu kararin yanlis olmadigini siz de anlayacaksiniz...
Kang Yoon:Umarim...
Bay Hwang’in gitmesiyle yanliz kalan Hyun Soo ve Kang Yoon bir süre birbirlerine bakti...Daha sonra Kang Yoon’a dogru bir iki adim atan Hyun Soo...
Hyun Soo:Ne için gidiyorsun?
Kang Yoon(Aci çekiyormus gibi bir ifadeyle Hyun Soo’ya bakarak):Is için dedim ya...
Sanki Kang Yoon’u hiç duymamis gibi,istedigi cevabi almak istercesine yineledi sorusunu Hyun Soo...
Hyun Soo:Ne için gidiyorsun?
O an Kang Yoon bir iki adim daha Hyun Soo’ya yaklasarak...
Kang Yoon:Sebebi sensin desem...Birsey degisecek mi?
O an düsüncelerini onaylarcasina karsisindaki bu kadinin verdigi cevaplara sevinen Hyun Soo gülerek...
Hyun Soo:Degismeyecegini nereden biliyorsun?
Hyun Soo’nun sevincini ona aciyarak izleyen Kang Yoon...
Kang Yoon(Ciddi bir ifadeyle):Kendimizi kandirmayalim...Ortada verilmis sözler varken,geri dönüsler zorken birseyleri açikça konusmak dogru degil...
Hyun Soo:Nisani mi düsünüyorsun?
Kang Yoon(Elini kaldirarak):Bence bu kadari yeterli...Daha fazla konusmayalim...Ben gidecegim...Ve bir süre sonra döndügümde hiçbir sey olmamis gibi kaldigim yerden devam edecegim...
Dedi ve tam odadan disari çikacakken kolundan siki siki tutan Hyun Soo...
Hyun Soo(Kang Yoon’un gözlerinin içine bakarak):Benim için zor olacak...Hem de çok zor...Bay Chun gibi bir destegi kaybetmek çok zararli olacak...Ama ucunda sana gelmek varsa herseyi göze alacagim...
Kang Yoon zorla gözünden getirdigi bir damla yasi silerek,kolunu Hyun Soo’nun ellerinin arasinda kurtardi ve...
Kang Yoon:Gerçeklesmeyecegini bilsem bile...Bunu duymak bile güzel...
Dedi ve hizla ayrildi oradan...Hyun Soo ise umut verici bu iki cümleden sonra tebessüm ederek arkasindan bakakaldi...
-Aksam-Pasta Dükkani-
Kang Yoon(Bir yandan önündeki pastayi yiyip,diger yandan konusmaya çalisarak):En çok senin pastalarini özleyecegim In Hye...Bunu biliyorsun degil mi?
In Hye(Gülerek):Biliyorum...Ama yine de...(Hüzünle)Bir süre burada olmayacagin için kendimi kötü hissediyorum...
Min Joo(Hüzünle):Ayni seyi ben de hissediyorum...
Kang Yoon(Kahkaha atarak):Kim derdi duygusuz Temsilci Lee’nin gidisine üzülen birileri olacak diye? Sizin su halinizi görmesem ve bunu baskasindan duysam kesinlikle inanmazdim...
O an Min Joo Kang Yoon’un elini tutarak...
Min Joo:Kim ne derse desin...Sen gerçekten iyi birisin...(Bir süre sonra)Çabuk dön olur mu?
Kang Yoon(Min Joo’nun elini sikarak):Olur...
Pasta dükkanini beraber kapatmislardi...In Hye ve Min Joo arabaya binerken,Min Joo...
Min Joo:Inat etme seni de birakayim evine...
Kang Yoon:Evim çok uzak degil...Hem hava almis olurum...
Min Joo:Peki...
In Hye:Kendine çok iyi bak...Sakin baska birinin pastalarindan yiyip bana ihanet etme olur mu oralarda?
Kang Yoon(Gülerek):Sana nasil bu kötülügü yapabilirim ki?
Dedi ve onlar gittikten sonra mirildandi...
Kang Yoon:Keske o da burada olsaydi...Son bir kez onun yaninda Hwang Ji Min olmak istemistim oysaki...(Bir süre sonra) Bu topuklu ayakkabilarla zor olacak ama olsun...
Dedi ve tipki Dong Joo ile yaptigi gibi attigi her adimi saymaya basladi...
Kang Yoon:1...2...3...
Agir agir ilerliyordu,her bir adimi yüksek sesle söyleyerek...Sanki yaninda Dong Joo varmis gibi hissediyordu...Onun kahkahalari yankilaniyordu kulaklarinda...Ardindan o da gülüyordu...Kendi kendine...Hayalinde onunla gülüyormus gibi düsünse de aslinda tek basinaydi...Sonra aklina Dong Joo’nun dedikleri geldi...
“Kang Yoon:Sen niye pesimden geliyorsun?
Dong Joo(Gülerek):Benim yanimda kalmak için arabani bahane ettiginden ona bir özür borçlu oldugumu hissettim...
Kang Yoon(Tuhaf tuhaf Dong Joo’ya bakarak):Ne?
Dong Joo:Biliyorsun ben merhametli,iyi kalpli biriyim...Araba da olsa...(Kang Yoon’un tuhaf bakislarinin yok olmadigini görünce,bagirarak)Ne yani sen benim yanimda kalmak için arabayi bahane ederken ben de senin yaninda kalabilmek için ayni arabayi bahane edemez miyim? “
Sonra yüzündeki asik oldugunu tüm dünyaya belli edecek sekilde beliren gülümseyle devam etti onu hatirlamaya...
“Kang Yoon:Bay Cha! Lütfen sessiz olun..Bir daha uyarmayacagim...Bayan In Hye gelene kadar buradan ben sorumluyum...
Bunun üzerine Kang Yoon’un elindeki tepsiyi hizla alan Dong Joo..
Dong Joo:Ben geldigime göre artik size ihtiyacimiz yok Temsilci Lee...
Dong Joo’ya onu küçümser gibi baktiktan sonra,oldukça yüksek topugu olan ayakkabisiyla Dong Joo’nun ayagina basip,hizla tepsiyi yine kendine alarak...
Kang Yoon:Zamaninda gelseydiniz bunu söylemeye hakkiniz olabilirdi ama artik isi ben devraldigima göre sorun da yok demektir!
Dedi ve hizla siparis veren masalara dogru gittiginde arkasindan bagiran Dong Joo...
Dong Joo:Senin sirkette imzalaman gereken bir dosya ya da katilman gereken bir toplanti yok mu?”
Ardindan In Hye’nin dogum gününde,ona hediyesini verdigi anlar geldi aklina...
“Kang Yoon(Hediyeyi uzatarak):Ilk defa birine hediye veriyorum...O yüzden hediye seçimi konusunda pek basarili olmamis olabilirim...
Bunu duyan herkes gibi sasiran Dong Joo intikamini almak amaçli...
Dong Joo:Niye çok mu cimrisin?
Min Joo-In Hye:Dong Joo!
Yine ayni tavirla,Dong Joo’nun yüzüne bakmadan konusan Kang Yoon...
Kang Yoon:Hayir...
Dong Joo(Uyarilara aldirmayarak):O zaman hediye verecek kimsen yok?
Kang Yoon(Min Joo’ya bakarak,bir tanidiginin oldugunu bilerek):Hayir!
Dong Joo:O zaman...
Tam 3.soruyu soracakken kendi kendine söylenerek...
Dong Joo:Tamam,tamam sormayacagim...Nasilsa hepsinin yaniti (Kang Yoon’u taklit ederek)”Hayir!” olacak...Degil mi?
Kang Yoon(Her zamankinin aksine hafifçe dönüp Dong Joo’ya bakarak):Cevabini bildigin sorulari neden soruyorsun?
Dong Joo(Sinirlenerek):Bu kadin beni deli edecek! Bir de pek sakin nedense? Sakinlestirici filan mi kullaniyorsun sen?
Kang Yoon(Ima ile):Hayir!
Dong Joo(Alayci bir tavirla):Verecegin cevabi bilmeliydim... ”
Tüm bunlari hatirlarken diger yandan da adimlari saymaya devam ediyordu...
Kang Yoon:92..93...94...
Sonra yol ayrimina yaklastigini fark etti...
Kang Yoon:98..99...
Bir adim daha atacakti ki bir çift ayak gördü önünde...Basini yukari kaldirdiginda Dong Joo gülerek...
Dong Joo:100...(Dedi son adimi kendisi sayarak)
Kang Yoon saskindi...Ama bir o kadar da mutluydu buna...Ona dair herseyi bir kenara atmadan önce onu tekrar görmek onun için oldukça güzeldi...
Kang Yoon:Dong Joo...
Dong Joo(Mahcup bir sekilde):Özür dilerim...Geciktim...
Kang Yoon(Heyecanla):Hayir...Sen gecikmedin...Zaten bu aksam için verilmis bir sözümüz yoktu...
Dong Joo:Öyle ama yine de...
O an kendisine parildayan gözlerle bakan,o masum yüzün sahibine,Kang Yoon’a siki siki sarilmamak için zor tutuyordu kendini...Bu yüzden hemen lafi degistirdi...
Dong Joo(Gülerek):Ama sen çoktan bitirdin 100 adimi...
Kang Yoon(Heyecanla):Bugün hiç yorgun degilim...Istedigin kadar adim atabilirim...(Ayaklarini göstererek):Çok dayaniklilar!
O an Kang Yoon’un topuklu ayakkabilar yüzünden ayaklarinin sistigini fark eden-ki bu da önünde durduklari sokak lambasi sayesinde olmustu- Dong Joo Kang Yoon’a bagirarak...
Dong Joo(Endiseli bir sekilde):Sen bunlara mi çok dayanikli diyorsun?
Kang Yoon(Kendisine bagirdigini görünce sasirarak):Ne?
Dong Joo:Baksana nasil sismis? Canin çok yaniyor olmali...
Dedi ve Kang Yoon’un kolundan tutup,onu kaldirima oturtarak...
Dong Joo:Neden kendine karsi bu kadar acimasizsin? Bir de hala yürüyebilirim diyorsun?
Kang Yoon:Ben...
Dong Joo onu dinlemiyordu bile...Kang Yoon’un önünde egilmis,ayaklarini sikan ayakkabilardan kurtulmasi için,onlari çikarmaya çalisiyordu...
Kang Yoon(Sasirarak):Ne yapiyorsun?
Dong Joo(Öfkeyle):Caninin daha fazla yanmasini engelliyorum...Bu kadar kisa bir yolda bile bu kadar kötü oluyorsa...( Ayakkbilari çikardiktan sonra)Su topuklara bak! Sen yine sirkette iyi dayaniyorsun...
O an Kang Yoon sevgiyle Dong Joo’yu izliyordu...
Yüzündeki her bir kivrimi ezberlemeye çalisiyordu,lambanin imkan verdigi ölçüde...Bir daha ona bu kadar yakin olamayacagini biliyordu çünkü...Beyaz tenindeki her bir izi,o paril parlayan gözlerinin seklini unutmamak için o kadar dikkatli bakiyordu ki ona...Kendisini dinlemedigini fark eden Dong Joo ona öfkeyle baktiginda...
Dong Joo:Bir de dinlemiyor beni hanimefendi! Lee Kang Yoon! Sana diyorum!
Kang Yoon gülerek onu izliyordu...Hiç cevap vermiyordu...Sonra da tek bir soru sordu sadece...
Kang Yoon:Niye kiziyorsun bana?
Dong Joo:Çünkü caninin yanmasini istemiyorum...
Kang Yoon(Hüzünle):Canim yansa ne olur?
O an Dong Joo kendisine askla bakan bu kadini fark etti...Içinden büyük mutluluk duydu...Artik askinin karsiliksiz kalmadigini bilerek...Kalbi hizli hizli atmaya basladi...
In Hye’ye dedigi mucize gerçeklesmisti...Artik kendisine askla bakan bir kadin vardi karsisinda...Ve ayni bakislarla kendisine bakan bir adam vardi o kadinin karsisinda...
Dong Joo kendisinden cevap bekleyen Kang Yoon’a daha fazla yaklasti...Kang Yoon daha da heyecanlandigini fark etti o an...Dong Joo gittikçe yaklasti kendisine sonra da onu öptü...Öptükten sonra geri çekildiginde artik içinde birseyleri sakli tutmanin geregi olmadigini bilen fisildadi...
Dong Joo(Kang Yoon’un sorusuna cevap vererek):
O zaman benim de canim yanar...
Belki de en güzel ask ilaniydi onun için bu cümle...”Seni seviyorum” demeden içindeki duygularin en güzel anlatilisiydi belki de bu...Ama Kang Yoon agliyordu...Süzülen gözyaslari Dong Joo’yu sasirtsa da sadece onu izliyordu...Kang Yoon ise bu gece baslayan ve yine bu gece sonlanmak zorunda olan bir aska agliyordu...Yine kaybedisine agliyordu...Ona daha sonra söyleyecekleri,davranacaklari için agliyordu...Binlerce kez özür diledi içinden...Ama nafileydi...Dong Joo duymuyordu bunlari...
Bir kadinin kalbinde yankilanip duruyordu sadece o iki kelime...”Özür dilerim...”
Sonra Dong Joo aglayan Kang Yoon’un elini tuttu...Yanagina bir öpücük kondurdu...Parmaklariyla hafifçe yanagina dokunup,gözyaslarini sildi...Ardindan alnini Kang Yoon’un alnina dayadi...Ikisi de gözlerini kapadi...Ve fisildadi...
Dong Joo:Daha fazla saklayamadim içimde...Gözlerinde kendimi görünce zamani geldi dedim...Uzun zamandir hiçbir karsilik beklemeden sevdigim kadinin bana asik oldugunu anlayinca duramadim...Bir mucizeydi bu benim için...Ve gerçek oldu...Tesekkür ederim Kang Yoon...Tesekkür ederim...
Kang Yoon(Gözlerini kapamaya devam ederek):Özür dilerim...Özür dilerim...
Dedi kalbindeki haykirislari sonunda kelimelere dökerek...I
ki insan vardi gecenin karanliginda lambanin aydinligina siginan...Biri sevdigine tesekkür ediyordu tüm içtenligiyle askina karsilik verdigi için...Ve digeri...O da özür diliyordu...Tüm içtenligiyle...Bu geceden sonra yapacaklari için...
Daha sonra bu özürleri duyan Dong Joo...Aci çeken,duygudan yoksun gibi görünen bu kadinin korktugunu hissetti... Kendisine asik olmanin onu korkuttugunu hissetti...Ve ayni sekilde hiç gözlerini açmadan daha önce arkasindan söyledigi sözleri bu sefer ona söyledi...
Dong Joo:Umudum ol Kang Yoon...Birak...Umudun olayim Kang Yoon...
Bu sözlerle gözlerini açan Kang Yoon karsisinda gözlerini siki siki kapamis olan Dong Joo’ya seslendi...
Kang Yoon:Tesekkür ederim...(Bir süre sonra içinden)Ne olur beni affet!Ne olur...Acimasizligimi,sana yapacagimi o büyük kötülük için beni bagisla...Seni kalbimde saklayacagim için,unutmus gibi yapacagim için beni affet...Ve bu kötü kalpli kadini en kisa sürede unut...Mutlu ol...
-Havaalani-
Jung Bin:Yine uçaga mi binecegiz?
Bay Kim(Gülümseyerek):Evet efendim...
Jung Bin:Gidecegimiz yer güzel mi?
Bay Kim:Çok güzel...
Önden ikisi giderken arkadan gelen Kang Yoon elindeki biletleri siki siki tutuyordu...Gözlerindeki kizarikliklar isaret ediyordu ki tüm gece aglamakla geçmisti onun için.... Sonra havaalanina gelmeden önce ziyaret ettiklerini hatirladi...
-Mezarlik-
Annesiyle babasinin mezarina geldiginde...Hava daha yeni aydinlaniyordu...Arabada uyuyan Jung Bin’in yaninda duran Bay Kim onu uzaktan izliyordu...Kang Yoon hiçkira hiçkira agliyordu... Bu halinin farkina vararak...
Kang Yoon:Bu aralar aliskanlik edindim galiba...Sürekli agliyorum...(Annesiyle babasiyla konusurcasina) Nedenini ben de bilmiyorum...Aslinda hersey yolunda giderken neden bu halim ben de bilmiyorum...Güçlüyüm,planlarim yolunda ilerliyor,mutluyum da...(Sonra zorla gülmeye çalisarak)Dedim ya aliskanlik olmus herhalde...(Bir süre sonra aci içinde)Anne...Baba...Ben...Kiziniz Hwang Ji Min...Size söz veriyorum...Vazgeçmeyecegim...Ne olursa olsun...Bize yapilanlari unutmayacagim...Kendi yasadiklarimi da...Hiçbir suçumuz yokken,neyin bedeli oldugunu bilmedigimiz,bu ödetilen agir yükün acisini çikartacagim...Bir süre gelemeyecegim yaniniza...Yalniz kalmaya alisacagim...Daha acimasiz olacagim...Içimde yeseren tüm iyi duygulari köreltip dönecegim yaniniza...En bastaki Lee Kang Yoon’u yeniden kazandiracagim bu aralar oldukça duygusal olan kendime...Bana umudum olabilecegini söyleyen o adami da unutacagim...Yeniden dogacagim anne...Yeniden...O yüzden bir süre için size verdigim sözler disinda olan baska seyleri düsündügüm için beni affedin...Affedin...
***
Ve o ziyaret edilen kisilere yeniden seslendi...
Lee Kang Yoon:Anne...Baba...Ben yine kararimi verdim..Yine ölümü seçtim...Bedeli çok agir olsa da yasarken çektiklerimiz için yeniden ölmeyi tercih ettim anne...
Bir an belki dedigim,bana yasamam gerektigini hatirlatan o adama çoktan vedami ettim...Ve simdi gidiyorum...
Kendisini ileride bekleyen Bay Kim ve Jung Bin’e hafifçe tebessüm eden Kang Yoon’un kulaklarinda yine o sözler yankilandi...
“Dong Joo:Umudum ol Kang Yoon...Birak... Umudun olayim Kang Yoon...”
Ve bir kadin karanliga dogru adimlarini atarken o adama seslendi son bir kez...
“Kang Yoon:Cha Dong Joo...Belki böylesi ikimiz içinde daha iyidir...Biraz mesafe,biraz zaman bize iyi gelir...Herkes kaldigi yerden devam eder...
Birimiz senin o korkaklik diye nitelendirdigin ölüme dogru yol alirken belki digerimiz aci çekse de yasamaya devam eder...Mutlu ol...Bana tattirdigin mutlulugun çok daha fazlasini sen yasa...Güçlü ol...Benim gibi yapma...Annenin intikamini almayi unut...Çünkü aci çekmeni istemiyorum...Sadece yasa....Aglamaktan çekinme...Belki sonra basini omzuma koymana izin veremem...Ama sen yine de huzur bulabilecegin birini bulup,içinden geldigi gibi agla...Ve asik oldugun o zalim kadini,beni unut...Bir daha hatirlamamak üzere... (Bir süre sonra)
Son birsey daha var:Hersey için tesekkür ederim...”