yukari
Konuyu Oyla:
  • Derecelendirme: 0/5 - 0 oy
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Legend Of Silla Human Sacrifices Proven To Be true: Experts Say They Were Killed To
#1
Legend Of Silla Human Sacrifices Proven To Be True: Experts Say They Were Killed To Make Sure Building Would Be Firm

Silla’nın İnsan Kurbanı Efsanesinin Gerçekliği Kanıtlandı: Uzmanlar Binalar Sağlam Olsun Diye Kurban Edildiklerini Söylüyor

[Resim: VM6Xjy.jpg]
1.resim: Wolseong olarak bilinen Gyeongju, Kuzey Gyeongsang'da bulunan saray kompleksi sit alanında bulunan 1,500 yıl öncesine ait iki insan kalıntısı. 2.resim: sit alanında bulunan kiremitler. 3. resim: Belgeleri yazmak için kullanılan Mokgan da, ya da tahta çubuklar olarak adlandırılır, bulundu. 5. resim: Akademisyenlerin eski bir İran medeniyeti olan Sogdia'ya ait olduğunu söyledikleri kil bebeklerden biri başörtüsü takıyordu. 6. resim: Wolseong'tan çıkarılan kil bebekler. [GYEONGJU ULUSAL KÜLTÜREL MİRAS ENSTİTÜSÜ,YONHAP]

Sözde Emille Çanı Kore’deki ünlü ve ürkütücü bir hikâyeden mi ibaret yoksa gerçekten de doğru olabilir mi?

Hikâyeye göre sekizinci yüzyılda çan yapmak için Silla Hanedanlığı’nın (57 M.Ö.-M.S. 935) insanları bir bebeği kurban ediyorlarmış.

Kraliyet ailesinin emri üzerine zanaatkârlar eşsiz güzel sesli büyükçe bir çan yapmaya uğraşıyorlar fakat başarısız oluyorlarmış.

Ve böylece çanı yaparlarken erimiş metale bir oğlan çocuğunu atarak kurban etmeye karar vermişler. Çan gizemli bir şekilde güzel ses çıkarmaya başlamış. Bazıları sesinin eski Silla dilinde “anne” anlamına gelen “Emille” diyerek çıktığını, Silla insanlarının ise bebeğin annesini çağırdığına inandıklarını söylüyorlar.

Bu çanın resmi olarak ismi Büyük Kral Seongdeok’un Kutsal Çanı’dır. 771’de tamamlandığı bilinmektedir, bu büyük çanın ağırlığı 25 tondur ve 29 numaralı Kore Milli Serveti olarak yerini alır.

Bu insan kurban edilme olayı gerçekten gerçekleşti mi gerçekleşmedi mi uzun yıllardır Kore akademisyenleri tarafından tartışılmaktadır.

Bilim adamların elde ettiği bulgular birbiriyle çelişip, gizemi daha da karmaşık bir hale getirmiş, arkeolojik keşifler ise Silla insanlarının genel bir uygulama olarak insan kurban ettiğini kanıtlamamakta.

İnsanlar için ise bu durum hala bir merak konusu. Bunun nedenlerinden biri ise çanın mistik derin bir ses çıkarması. Çanın yankısı üç dakika sürmektedir. Çağdaş Koreliler her ne kadar bu çanı ve sesi kopyalamaya çalışmışlarsa da hiçbir zaman böyle ses çıkaran bir çan yapmayı başaramamışlardır.

Yani Silla insanları bu harikulade çanı yapmak için gerçekten insan mı öldürdüler?
Koreli arkeologlar Gyeongu, Kuzey Gyeongsang’da bulunan Silla Hanedanlığı saray kompleksi Wolseong’da geçenlerde bir çift insan kalıntısı buldular.

Beşinci yüzyıla ait kalıntılar -biri erkek, diğerinin cinsiyeti henüz teşhis edilememiştir- bu insanların sarayın kale inşaatının yolunda gitmesi ve uzun yıllar sağlam kalması için kurban edilen insanlar olduğu tahmin edilmektedir.

Karşı koymaya dair bir iz yok

Bulunan insanlar yetişkin. Erkek olan 166 cm boyunda diğeri ise 159 cm uzunluğundadır.

Erkek olanın yüzü gökyüzüne dönük iken diğerinin yana doğru ilkine dönüktür.
Yüzleri ağaç kabukları ile vücutları ise yapraklarla örtülmüştür.

Karbon tarihine göre ağaç kabukları beşinci yüzyıla aittir. Ayak uçlarında 4. ve 5. Yüzyılın özelliklerini gösteren dört parça çömlek bulunmuştur. Dokuz metre üzerilerinde bulunan söz konusu kale 5. yy.’da inşa edilmiştir, arkeologlar bu iki kurbanın en az 1,500 yıl öncesine ait olduğuna inanmaktadır.

Bu ay arkeolojik sit alanında yapılan basın açıklamasında Ulusal Kültürel Mirası Araştırma Enstitüsü müdürü Lee Jong-hoon gazetecilere “[Kalıntıları bulduğumuzda]Mart ayıydı,” dedi. “Hepimiz insan kalıntıları bulduğumuza şaşırdık. … efsane olarak aktarılan Silla’nın insan kurban etme geleneği ilk defa arkeolojik anlamda kanıtlanmıştır.”

Arkeologlar, kurbanların kalenin en alt tabakasına yerleştirilmiş ve üzerilerine ağaç kabukları örtülmüş olması ve de etrafta mezar benzeri bir yapının bulunmamasını göz önünde bulundurarak bu insanların Wolseong kalesi için kurban edilen insanlar olduğu sonucuna varmışlardır.

Hiçbir karşı koyma izinin bulunmaması gömülmeden önce öldürüldükleri kanısına doğuruyor. Bilim adamları kalıntılar hakkında daha fazla bilgi edinmek için üç ay veya daha fazla sürecek araştırmaları yürütme aşamasında.

Şu ana kadarki yapılan çalışmalarda, birinin ayağındaki kalıntılardan deri ayakkabılar giydiğini gösteren protein parçacıkları bulduklarını söylüyorlar.

Tarih tekrardan mı yazılıyor?

Araştırmayı yürüten Gyeongju Ulusal Kültürel Mirası Araştırma Enstitüsünden Park Yun-jeong nemli bir yerde bulunmalarına rağmen kalıntıların oldukça iyi durumda kaldıklarını belirtti. Kazı alanını genişletmelerinden ötürü daha fazla insan kalıntısı bulmayı bekleyip beklemedikleri sorulduğunda ise böyle bir ihtimalin olduğu söylendi.

Silla Hanedanlığının mimari yapılar yapılırken insan kurban ettiğini anlatan resmi tarihi bir kayıt bulunmamaktadır.

Ancak, 2000 yılında, Gyeongju’daki kuyu alanında baş aşağı döndürülmüş bir oğlan çocuğu kalıntısı bulunmuştur, bu da insan kurban edilmesi ihtimalini arttırmıştır. Bu durum ünlü Silla hikayesi 7. yy.’a ait Büyük Kral Seongdeok’un Kutsal Çanı ile iki kat artmış, bazı insanlar basma kalıp bir sözden ibaret olduğuna inanmaktadır.

Tarihçilere göre kuyunun hikayesi belki biraz daha farklı olabilirmiş, kuyuyu kapatıp terk etmelerinden Sillalıların yaptıkları ayinin gereği olarak bir oğlan çocuğunu kurban ettikleri anlaşılmaktadır.

Joseon dönemine(1392-1910) ait Goryeo (918-1392) ile ilişkili başka bir kayıt bulunmakta ve burada Goryeo döneminde kralın halktan bir çocuğu alıp yapılacak saray inşaatının zemin taşının altına gömdüğüne dair söylentiler bulunmaktadır.

Ayrıca Kore’nin Gimje, Kuzey Jeolla gibi bazı bölgelerinde yeni yapılan inşaatın zemin taşının altına biri gömülürse binanın yıkılmayacağına dair bir efsane de vardır.

Komşu Çin’de Shang Hanedanlığında(1,600-1,046 M.Ö.) insanlar geniş ölçekli bina inşaatlarında insan kurban etme yoluna gitmişler, her ne kadar kurbanların kafaları koparılmış şekilde bulunsa da.

Yabancı kil bebekler

Arkeologlar eski İran medeniyet olan Sogdia’ya ait olduğuna inandıkları içlerinden birinin başında başörtüsü bulunan 6. yy.’a ait kil bebekler bulmuşlardır.

Silla Batı ile aktif ticaret yapmasıyla bilinir bu kil bebekler ise Orta Doğu’da bulunan insanlara benzemektedir ancak son bulunan bebekler en eski olanlardır.

Wolseong’dan aralarında uzun mısır şekilli şapkası olan at sürücüsü, abartılı erkek organı olan bir adam ve dansçıların da bulunduğu kil bebekler bulundu.

Wolsong, Kore Tarihi sit alanı No. 16 ve Unesco Dünya Mirası Sit alanı ortalama 200,000 metre kare alan genişliğindedir ve Inwang-dong, Gyeongju’da bulunmaktadır.

İsmi tam olarak Ay Şatosu anlamına gelmektedir. Göğe benzeyen coğrafik özellikleri olmasından bu şekilde çağrılır.

Aynı nedenden ötürü Banwolseong yani Yarım Ay Şatosu diye de bilinir.

Tarihi önemine rağmen Wolseong bölgesi uzun bir süre araştırmalardan uzak kalmıştır. Aslında Silla sarayının ne zaman yapıldığı ve yıkıldığı net olarak bilinmemektedir. 1915 yılında Japon bir arkeolog kale yakınlarında tahıllar, kap kacak, hayvan kemikleri ve dişleri ortaya çıkarmıştır. Ancak şu an kalıntıların nerede olduğu belirsizdir.

1979 ve 1980 yılları arasında Kore hükümeti doğu yakasında bir kapının varlığını ve kale yanında Haeja adında bir savunma binası olduğunu doğrulamıştır. Hükümet aynı zamanda sit alanı yakınlarında birçok bina ve kuyunun olduğunu da doğrulamıştır. En son yapılan araştırmalar- ki bu araştırma on yıl alacak gibi görünüyor- 2014 yılında başlamıştır.

Kaynak

Cevapla
#2
Legend Of Silla Human Sacrifices Proven To Be True: Experts Say They Were Killed To Make Sure Building Would Be Firm

[Resim: VM6Xjy.jpg]
1. Remains of two people from 1,500 years ago found in Gyeongju, North Gyeongsang, at the site of a palace complex known as Wolseong. 2. Roof tiles found at the site. 3. Mokgan, or wooden sticks, used to document data were also uncovered. 4. Various types of seeds found at the site. 5. One of the clay dolls was wearing a turban, which scholars say must be from Sogdia, an ancient Iranian civilization. 6. Clay dolls unearthed at Wolseong. [GYEONGJU NATIONAL INSTITUTE OF CULTURAL HERITAGE, YONHAP]

Could it be that a famous - and horrific - tale in Korea regarding the so-called Emille Bell could be true after all?

According to the tale, to make the bell in the eighth century, the people of Korea’s Silla Dynasty (57 B.C.-A.D. 935) sacrificed a baby.

Upon royal orders, artisans were in the process of making a large bell that would have an unparalleled, beautiful sound, but they continued to fail.

They decided to sacrifice a boy while casting the bell by throwing him into the molten metal, and the bell that resulted makes a mysteriously beautiful sound. Some say it sounds as if it is saying “Emille,” an ancient Silla word for “mom,” leading the Silla people to believe it’s the baby calling for the mother.

This bell’s official name is Sacred Bell of Great King Seongdeok. Known to be completed in 771, it’s a huge bell weighing about 25 tons and is Korea National Treasure No. 29.

For years, there’s been a debate in Korea’s academic world whether this human sacrifice really took place.

While scientific findings conflicted with each other, further complicating the mystery, no archaeological discovery was made proving that for Silla people human sacrifice was a common practice.

Still, people kept wondering. One reason is the mystically profound sound the bell makes. The resonance goes on for as long as three minutes. Contemporary Koreans attempted to copy the bell and its sound but were never able to make a bell with such a sound.

So did the Silla people really kill to make amazing bells?

Korean archaeologists recently found a pair of human remains in Wolseong, a palace complex of the Silla Dynasty located in Gyeongju, North Gyeongsang.

The fifth-century couple - one male and one whose gender has yet to be confirmed - were likely a human sacrifice that reflected people’s wish that the construction of the palace fortress would go well and that the fortress would stand firm for a long time.

No sign of struggle

They were adults. The male was 166 centimeters (5 foot 4 inches) tall while the other was 159 centimeters tall.

The male was laid to face the sky, while the other was laid to face the first body with his or her right cheek on the ground.

Their faces were covered with the bark of a tree and their bodies were covered with leaves.

The bark of the tree was dated as being from the 5th century, according to carbon dating. At their feet, four pieces of pottery were found, whose characteristics put their date at some time between the 4th and 5th centuries. Given that the fortress, nine meters above them, was constructed in the 5th century, archaeologists believe these two were sacrificed at least 1,500 years ago.

“It was in March [that we found the remains],” Lee Jong-hoon, the director of Gyeongju National Research Institute of Cultural Heritage, told reporters during a press event held earlier this month at the site. “We were all quite surprised to find human remains. … The Silla custom of human sacrifice, which was passed down only in legends, has been proven by archaeological means for the first time.”

Given that they were laid exactly at the bottommost layer of the fortress, that there is tree bark covering them and that there is no tomb-like structure nearby, archaeologists concluded that they were likely human sacrifices for the fortress of Wolseong.

There are also no signs of struggle, leading them to believe that they were likely killed before being buried. Scientists are currently in the process of conducting more studies on the remains to find out more, which will take three months or so.

So far, they say they’ve found protein substances in the feet of the remains of one that could suggest he or she was wearing a pair of leather shoes. The process of drying the remains will take significant time, but once the studies are completed we will gain a more detailed look into the lives of the Silla people.

Rewriting history?

Park Yun-jeong of the Gyeongju National Research Institute of Cultural Heritage - who is leading the exploration - said that the remains are in rather good condition as the area they found them in is damp. When asked whether they expect to find more human remains as they expand their dig into the site, archaeologists said there is a chance.

There is no official historical record of the Silla Dynasty that mentions human sacrifice when building an architectural structure.

However, in 2000, underneath the site of a well in Gyeongju, the remains of a boy was found, upside down, raising the possibility of a human sacrifice. This, coupled with the famous Silla tale regarding the 7th-century Sacred Bell of Great King Seongdeok, some believe human sacrifice may have been commonplace.

The case of the well, historians say, may be slightly different, as it seems the boy was sacrificed as part of a ritual that Silla people may have held as they abandoned and closed the well.

There is a record in the later Joseon period (1392-1910) that relates to the history of Goryeo (918-1392), and from it we know that during Goryeo there was a rumor that the king would take a commoner boy and bury him underneath the foundation stone of a soon-to-be-built palace.

Also in some parts of Korea, like Gimje, North Jeolla, there is a myth that if a person is buried beneath the foundation stone of a newly constructed building it will not collapse.

In neighboring China, people during the Shang Dynasty (1,600-1,046 B.C.) also resorted to the practice of human sacrifice during large-scale building constructions, although humans buried as sacrifices are typically found with their heads removed.

Foreign clay dolls

Archaeologists also found a group of 6th-century clay dolls, including one wearing a turban, which is believed to be of Sogdia, an ancient Iranian civilization.

Silla is known to have had active trade with the West and clay dolls resembling people from the Middle East have been found, but the latest find is the oldest.

Other clay dolls found from Wolseong include one riding a horse with a long corn-shaped hat, a man with exaggerated male genitals and a few dancers.

Wolseong, Korea’s Historic Site No. 16 and a Unesco World Heritage Site, measures more than 200,000 square meters (49 acres) and is located in Inwang-dong, central Gyeongju.

The name literally means Moon Castle, after its celestially-shaped geographical features.

For the same reason, it’s also known as Banwolseong, or Half Moon Castle.

Despite its historical significance, though, the Wolseong area was for some time left largely unexplored. In fact, it is unclear exactly when the Silla palace was built or destroyed. In 1915, a Japanese archaeologist uncovered animal bones and teeth, as well as grains and earthenware, near the fortress. But it is unclear where the relics are at present.

Between 1979 and 1980, the Korean government confirmed the existence of a gate on the eastern side and a defense facility called Haeja near the fortress. The government confirmed the site of several nearby buildings and wells. The latest round of exploration, which will likely take decades, began in 2014.


Source

Cevapla
#3
Legend Of Silla Human Sacrifices Proven To Be True : Experts Say They Were Killed To Make Sure Building Would Be Firm
Translated by Elİf DEMIRCI

>>> https://www.facebook.com/groups/kgfatr/
Cevapla
#4
Teşekkürler.
☆♡ Duygu ♡☆
Cevapla
#5
Teşekkürler. Smile
Cevapla
#6
Teşekkür ederiz. Smile
[Resim: 3v3rmO.png]
Cevapla
#7
Teşekkür ederiz. Smile
Remember us, remember that
we lived..
''VON''

[Resim: oODZk9.gif]
Cevapla
#8
Bu güzel konu için teşekkür ederiz. ^^
You're a sky
full of stars

[Resim: 0E8dXo.gif]
Cevapla




Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi