26-04-2018, Saat: 21:47
In Meat-Loving Korea, Vegans Create Ways To Eat
Et Sevdalısı Kore’de Veganlar Ne Yiyorlar
![[Resim: BL3lqD.jpg]](https://i.hizliresim.com/BL3lqD.jpg)
Jongno’nun et restoranlarıyla dolu sokağında iki kişi menüye bakıyor.
Et sevdalısı bir ülkede et yememek zor bir tercihidir. Küçük bir lokantanın vejetaryen menüsünde yer alan çoğu şeyin içinde az da olsa et veya hayvansal gıdalar bulunuyor.
Örneğin normal bir lokantada vejetaryen kimbap sipariş ettiğinizde, ismine rağmen bu kimbapın içerisinde bir parça jambon görebilirsiniz. Vejetaryenler için daha da kötü olan ise kızartılmış yumurta ve yengeç etinin de rulonun içine konulması ya da bunun et suyuyla servis edilmesidir.
Kore’nin ete olan bu hususi sevgisi yıllık et tüketim oranındaki son artışla da kanıtlanmıştır. Kore’nin takma adı olan “Tavuk Cumhuriyeti”nden bahsetmeye bile gerek yok. Kore Tarım Ekonomisi Enstitüsünün sunduğu rapora göre, 1996 yılında Kore’deki kişi başı yıllık et tüketimi 28.6 kilo iken, bu sayı 2015’te 46.9 kilo olarak neredeyse iki katına çıkmıştır. 2016 yılında ülkenin en büyük ithalatı sığır eti, mısır ve domuz etiydi. Yıllık et tüketimi oranındaki %3 artışa istinaden bu miktarın 2026’ya kadar 51.5 kilo kadar artması tahmin ediliyor.
![[Resim: 6Jd3gk.jpg]](https://i.hizliresim.com/6Jd3gk.jpg)
Çiğ gıda konusunda uzmanlaşmış eğitim bilimci Kim Yeo-un aylık vegan buluşmaları düzenliyor. Burada vegan arkadaşlarıyla birlikte tarifler paylaşıp kendilerine sağlıklı bir ziyafet çekiyorlar. Kim’in aylık vegan buluşması için yaptığı çikolatalı kekler.
Bu büyüyen et odaklı yemek kültürü Kore’deki vejetaryenler için hayatı oldukça zor bir hale getiriyor. Vegan restoranların ve vejetaryenlere yönelik satış yapan dükkanların olduğu ABD, Kanada veya Singapur’un aksine Kore’de yalnızca birkaç restoran vegan yiyecekler servis ediyor. Büyük işletmeler olan Emart ve Lotte Mart gibi yerli satıcılarda vegan dostu bölümlere pek rastlanılmıyor.
Kore’de yaşayan ve Itaewon’da “Huggers” adlı vegan burger restoranı işleten Amerikalı vegan AJ Garcia: “Kore’de müşteriler yiyeceklerden bir şey çıkarılmasını istediğinde restoran çalışanları bunu pek hoş karşılamıyorlar. Bir defasında bir lokantaya gidip yemeğimin et suyu yerine suyla pişirilmesini istemiştim. Bir vegansanız etin tadını fark edebilirsiniz. Onlardan rica etmeme rağmen, aşçı yemeği et suyuyla pişirmiş ve de sadece birazcık koyduğunu söylemişti” açıklamasında bulundu.
Dünya Hayvan Hakları Birliği (CARE) Amerika şubesinin yönetici müdürlüğünü de yapan Garcia: “ABD’de bu çok farklı. Herhangi bir süpermarkete gittiğinizde vegan bölümü bulabilirsiniz. Hamburgerden dondurmaya kadar her türlü vegan ürününü görebilirsiniz” diye ekledi.
Kore’deki vejetaryenlerin şansına ülkedeki vegan restoran ve pastanelerin sayısı geçtiğimiz birkaç yıl içerisinde artış göstermiştir.
![[Resim: 2FhKs.jpg]](http://funkyimg.com/i/2FhKs.jpg)
Mapo’daki YummyYomil’in soya etinden yapılmış vegan burgeri (solda). Yeşil çaylı dondurmalı latte (ortadaki) ve misk otlu küçük vegan keki ile kabaklı çörek (sağda) hiçbir süt ürünü olmadan yapılmış ve Hongdae’deki vegan pastanesi Cafe Honesta’da satılıyor.
Ancak bu mekanlar çoğunlukla Itaewon ve Hongdae gibi popüler bölgelerde yoğunlaştığı için bu durum veganları bu bölgelere gitmeye zorluyor.
Başka bir problem ise bu vegan restoran ve pastanelerin çoğunun çalışma saatlerinin kısa olmasıdır. Örneğin Huggers sadece Cuma ve hafta sonları açık ve Hongdae’deki vegan pastanesi Ilpleutsuparis da sadece haftanın üç günü açıktır. Restoran faal durumdayken pastane 13.00-19.00 saatleri arasında açıktır.
Çiğ gıdalar tüketen ve yavaş yavaş bir vegana dönüşen eğitim bilimci Kim Yeo-un: “İlk 4 yıl önce yediklerime dikkat etmeye başladığımda dışarıda neredeyse hiçbir şey yiyemediğimi fark ettim. Arkadaşlarınızla buluştuğunuzda genellikle dışarıda bir yerde yemek yersiniz fakat yediğim şeyler değiştiğinden mütevellit bu benim için imkansız hale geldi. İlkinde arkadaşlarımı evime davet ettim ve onlar için çiğ ve vegan yemekler hazırladım. Ama arkadaşlarım dışarıda yemek istediği için bunun sürdürülebilir olmadığını ve onların istediği yemek türünün bana göre olmadığını fark ettim” diye belirtti.
Kim: “Öğünümü değiştirdiğim için bazı arkadaşlarımla eskisi kadar sık görüşemediğimi inkar edemem. Bir vegansınız yalnız hissedersiniz” diye ekledi.
Bu yalnızlık kendisini vegan arkadaşlarıyla tariflerini paylaşmak ve Kore’deki vegan hayatını anlatmak için aylık buluşmalar düzenlemeye yöneltti.
Şimdilerde Singapur’da çalışan Keum Suh-yeong da benzer bir deneyim tecrübe etmiş. Keum: “Kore’de vegan olmak aşırı zor” diye açıkladı. Hayatının Singapur’da daha rahat olduğunu belirtti.
Keum: “Kore’de tam anlamıyla bir vegan olamıyorum. Tükettiklerimden hayvansal ürünleri çıkarmak için elimden geleni yapsam da Kore’deki birçok restoran et içerikli yiyecekler servis ediyor. Mezeler bile et suyuyla pişiriliyor. Ama Singapur’daki birçok restoran vegan yiyecekler servis ediyor ve epey de salata dükkanı var” diye ekledi.
Kore’de salata genellikle kilo vermek isteyenler tarafından tüketilen sağlıklı bir diyet yemeği olarak düşünülüyor. Bu yüzden çoğu insanın kafelerde yediği salataların içinde, yemeğe protein katmak için, çoğunlukla tavuk eti, peynir veya kaynatılmış yumurta bulunuyor. Müşteriye özel içecek servisinde bulunmasıyla bilinen Starbucks bile veganlar için tavuk, domuz pastırması veya hindi eti gibi et ürünleri içeren tüm salata ve sandiviçleriyle sınırlı yiyecek seçeneği sunuyor. Vegan menüsündeki potansiyel ekonomik değerin farkına varan kahve zinciri geçen hafta ülke genelinde vegan kekler satmaya başladı. Ancak kekin içindekiler sağlığına düşkün birçok veganın beklentilerini karşılayamamıştır.
Sınırlı yiyecek seçenekleri haricinde diyet sınırlaması olan kişilerin negatif sosyal algısı sıradan sosyal hayatı olan vejetaryenleri engelleyen başka bir faktördür.
Garcia: “Kore’deki toplumsal kültür, trendleri takip eden insanlara oldukça baskı yapıyor. Kore birlikte yemek yiyen ve her şeyi birlikte yapan bir sosyal kültüre sahiptir. Yani normal olmadığı düşünülen bir şey yaparsanız bu hayatınızı daha da zorlaştırır... Bu ülkede dışlanmış hissetmek çok fazla” dedi.
Kore’deki birçok vegan sırf çeşitli sosyal buluşmalar düzenlemek için sık sık yalan söylemeye zorlanıyorlar.
Eğitim bilimci Kim’e göre katıldığı aylık vegan buluşmalardaki insanlar başkalarıyla, özellikle iş arkadaşlarıyla, yemek yerken tuhaf durumları önlemek için sık sık bazı zekice hareketler üretmeye zorlanıyorlar.
Kim: “Bazıları bana ya et yememek için bahane olarak oryantal ilaç aldıkları konusunda yalan söylediklerini ya da sürekli ızgaradaki eti çevirerek kimsenin onların eti yiyip yemediğini fark etmediğini söyledi” dedi.
Kim: “Veganlar genellikle bakıma muhtaç insanlar olarak görüldüğü ve her iki taraf da birlikte yemek yediklerinde bunun olmasını istemedikleri için böyle oluyor” diye ekledi.
Sosyal baskıyla alakalı Sogang Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Profesörü Chun Sang-chin: “Kore toplumu bireylerin kendi tercihlerini hoş görmek yerine başkalarıyla birlik olup birilerinin üzerinde büyük bir sosyal baskı oluşturuyor. Bu trend yalnızca yaşlı insanlar arasında değil, 20’li ve 30’lu yaşlardaki insanlarda da görülüyor” dedi.
Seoul Ulusal Üniversitesinde gıda ve beslenme üzerine doktora yapmış ve Vejetaryen Beslenmesi Araştırma Enstitüsü müdürü Dr Lee Gwang-jo’ya göre sosyal baskıya rağmen Kore’deki okullarda veganlar için yemek seçeneğinin eksikliği vegan öğünlerini lekelemekte büyük rol oynuyor.
Lee: “70-80’li yıllara dönersek birçok önemli çalışma et içerikli bir öğünü konu alıyordu. O zamanlar Batı’da bu çalışmaları takip edenler şimdi Kore’de profesör olarak çalışıyorlar. Bu profesörlerin öğrencileri ise okullarda et içerikli öğünleri planlayan beslenme uzmanı olarak çalışıyorlar” dedi.
Bu okul yemekleri genç yaştaki öğrencilere et sağladığı için, Lee’nin de söylediği gibi doğal olarak et tadına “bağımlı” oluyorlar.
Lee’ye göre: “Bu sebeple okullar öğrencilere erkenden vegan yiyecekleri sunmalı, böylelikle onlar da bu tada alışabilirler. Eşit oranda yemek sağlamak, (varsa) ete odaklanmak demek, aslında başka bir diyet seçeneği bir bakıma yok.”
Veganların seçeneklerine müdahale eden başka bir engel ise fiyattır.
Genelde bir vegan öğününün yöresel bir öğünden daha pahalı olduğunu benimseyen bir yüzde var. Vegan restoranlar ve pastanelerde servis edilen yiyecekler Kore’deki diğer restoranlar ve pastanelerde satılan alternatiflerinden genellikle biraz daha pahalıdır.
Sinchon’da yeni açılan vegan kafesi “Raw Vega”nın avuç içi büyüklüğündeki kekinin fiyatı yaklaşık 7.000 won.
Fiyata önem veren müşteriler aynı fiyata o kekin dört katı büyüklüğündeki bir kek alabilecekleri Paris Baguette gibi yerel bir Fransız pastanesine yönelebilirler. Fakat Lee’ye göre bir yolu var.
Lee: “Endüstriyelleşmiş hayvancılık, müşterilerin hayvansal ürünleri daha ucuza almalarını sağlıyor. Vegan gıda talebi büyük yöresel gıda şirketlerinin bu konuyu ciddiye almaya başladığı noktaya ulaşırsa, vegan gıdalarını daha uygun fiyatlı hale getirerek ölçek ekonomisi meydana gelir” diye belirtti.
Kaynak
Et Sevdalısı Kore’de Veganlar Ne Yiyorlar
![[Resim: BL3lqD.jpg]](https://i.hizliresim.com/BL3lqD.jpg)
Jongno’nun et restoranlarıyla dolu sokağında iki kişi menüye bakıyor.
Et sevdalısı bir ülkede et yememek zor bir tercihidir. Küçük bir lokantanın vejetaryen menüsünde yer alan çoğu şeyin içinde az da olsa et veya hayvansal gıdalar bulunuyor.
Örneğin normal bir lokantada vejetaryen kimbap sipariş ettiğinizde, ismine rağmen bu kimbapın içerisinde bir parça jambon görebilirsiniz. Vejetaryenler için daha da kötü olan ise kızartılmış yumurta ve yengeç etinin de rulonun içine konulması ya da bunun et suyuyla servis edilmesidir.
Kore’nin ete olan bu hususi sevgisi yıllık et tüketim oranındaki son artışla da kanıtlanmıştır. Kore’nin takma adı olan “Tavuk Cumhuriyeti”nden bahsetmeye bile gerek yok. Kore Tarım Ekonomisi Enstitüsünün sunduğu rapora göre, 1996 yılında Kore’deki kişi başı yıllık et tüketimi 28.6 kilo iken, bu sayı 2015’te 46.9 kilo olarak neredeyse iki katına çıkmıştır. 2016 yılında ülkenin en büyük ithalatı sığır eti, mısır ve domuz etiydi. Yıllık et tüketimi oranındaki %3 artışa istinaden bu miktarın 2026’ya kadar 51.5 kilo kadar artması tahmin ediliyor.
![[Resim: 6Jd3gk.jpg]](https://i.hizliresim.com/6Jd3gk.jpg)
Çiğ gıda konusunda uzmanlaşmış eğitim bilimci Kim Yeo-un aylık vegan buluşmaları düzenliyor. Burada vegan arkadaşlarıyla birlikte tarifler paylaşıp kendilerine sağlıklı bir ziyafet çekiyorlar. Kim’in aylık vegan buluşması için yaptığı çikolatalı kekler.
Bu büyüyen et odaklı yemek kültürü Kore’deki vejetaryenler için hayatı oldukça zor bir hale getiriyor. Vegan restoranların ve vejetaryenlere yönelik satış yapan dükkanların olduğu ABD, Kanada veya Singapur’un aksine Kore’de yalnızca birkaç restoran vegan yiyecekler servis ediyor. Büyük işletmeler olan Emart ve Lotte Mart gibi yerli satıcılarda vegan dostu bölümlere pek rastlanılmıyor.
Kore’de yaşayan ve Itaewon’da “Huggers” adlı vegan burger restoranı işleten Amerikalı vegan AJ Garcia: “Kore’de müşteriler yiyeceklerden bir şey çıkarılmasını istediğinde restoran çalışanları bunu pek hoş karşılamıyorlar. Bir defasında bir lokantaya gidip yemeğimin et suyu yerine suyla pişirilmesini istemiştim. Bir vegansanız etin tadını fark edebilirsiniz. Onlardan rica etmeme rağmen, aşçı yemeği et suyuyla pişirmiş ve de sadece birazcık koyduğunu söylemişti” açıklamasında bulundu.
Dünya Hayvan Hakları Birliği (CARE) Amerika şubesinin yönetici müdürlüğünü de yapan Garcia: “ABD’de bu çok farklı. Herhangi bir süpermarkete gittiğinizde vegan bölümü bulabilirsiniz. Hamburgerden dondurmaya kadar her türlü vegan ürününü görebilirsiniz” diye ekledi.
Kore’deki vejetaryenlerin şansına ülkedeki vegan restoran ve pastanelerin sayısı geçtiğimiz birkaç yıl içerisinde artış göstermiştir.
![[Resim: 2FhKs.jpg]](http://funkyimg.com/i/2FhKs.jpg)
Mapo’daki YummyYomil’in soya etinden yapılmış vegan burgeri (solda). Yeşil çaylı dondurmalı latte (ortadaki) ve misk otlu küçük vegan keki ile kabaklı çörek (sağda) hiçbir süt ürünü olmadan yapılmış ve Hongdae’deki vegan pastanesi Cafe Honesta’da satılıyor.
Ancak bu mekanlar çoğunlukla Itaewon ve Hongdae gibi popüler bölgelerde yoğunlaştığı için bu durum veganları bu bölgelere gitmeye zorluyor.
Başka bir problem ise bu vegan restoran ve pastanelerin çoğunun çalışma saatlerinin kısa olmasıdır. Örneğin Huggers sadece Cuma ve hafta sonları açık ve Hongdae’deki vegan pastanesi Ilpleutsuparis da sadece haftanın üç günü açıktır. Restoran faal durumdayken pastane 13.00-19.00 saatleri arasında açıktır.
Çiğ gıdalar tüketen ve yavaş yavaş bir vegana dönüşen eğitim bilimci Kim Yeo-un: “İlk 4 yıl önce yediklerime dikkat etmeye başladığımda dışarıda neredeyse hiçbir şey yiyemediğimi fark ettim. Arkadaşlarınızla buluştuğunuzda genellikle dışarıda bir yerde yemek yersiniz fakat yediğim şeyler değiştiğinden mütevellit bu benim için imkansız hale geldi. İlkinde arkadaşlarımı evime davet ettim ve onlar için çiğ ve vegan yemekler hazırladım. Ama arkadaşlarım dışarıda yemek istediği için bunun sürdürülebilir olmadığını ve onların istediği yemek türünün bana göre olmadığını fark ettim” diye belirtti.
Kim: “Öğünümü değiştirdiğim için bazı arkadaşlarımla eskisi kadar sık görüşemediğimi inkar edemem. Bir vegansınız yalnız hissedersiniz” diye ekledi.
Bu yalnızlık kendisini vegan arkadaşlarıyla tariflerini paylaşmak ve Kore’deki vegan hayatını anlatmak için aylık buluşmalar düzenlemeye yöneltti.
Şimdilerde Singapur’da çalışan Keum Suh-yeong da benzer bir deneyim tecrübe etmiş. Keum: “Kore’de vegan olmak aşırı zor” diye açıkladı. Hayatının Singapur’da daha rahat olduğunu belirtti.
Keum: “Kore’de tam anlamıyla bir vegan olamıyorum. Tükettiklerimden hayvansal ürünleri çıkarmak için elimden geleni yapsam da Kore’deki birçok restoran et içerikli yiyecekler servis ediyor. Mezeler bile et suyuyla pişiriliyor. Ama Singapur’daki birçok restoran vegan yiyecekler servis ediyor ve epey de salata dükkanı var” diye ekledi.
Kore’de salata genellikle kilo vermek isteyenler tarafından tüketilen sağlıklı bir diyet yemeği olarak düşünülüyor. Bu yüzden çoğu insanın kafelerde yediği salataların içinde, yemeğe protein katmak için, çoğunlukla tavuk eti, peynir veya kaynatılmış yumurta bulunuyor. Müşteriye özel içecek servisinde bulunmasıyla bilinen Starbucks bile veganlar için tavuk, domuz pastırması veya hindi eti gibi et ürünleri içeren tüm salata ve sandiviçleriyle sınırlı yiyecek seçeneği sunuyor. Vegan menüsündeki potansiyel ekonomik değerin farkına varan kahve zinciri geçen hafta ülke genelinde vegan kekler satmaya başladı. Ancak kekin içindekiler sağlığına düşkün birçok veganın beklentilerini karşılayamamıştır.
Sınırlı yiyecek seçenekleri haricinde diyet sınırlaması olan kişilerin negatif sosyal algısı sıradan sosyal hayatı olan vejetaryenleri engelleyen başka bir faktördür.
Garcia: “Kore’deki toplumsal kültür, trendleri takip eden insanlara oldukça baskı yapıyor. Kore birlikte yemek yiyen ve her şeyi birlikte yapan bir sosyal kültüre sahiptir. Yani normal olmadığı düşünülen bir şey yaparsanız bu hayatınızı daha da zorlaştırır... Bu ülkede dışlanmış hissetmek çok fazla” dedi.
Kore’deki birçok vegan sırf çeşitli sosyal buluşmalar düzenlemek için sık sık yalan söylemeye zorlanıyorlar.
Eğitim bilimci Kim’e göre katıldığı aylık vegan buluşmalardaki insanlar başkalarıyla, özellikle iş arkadaşlarıyla, yemek yerken tuhaf durumları önlemek için sık sık bazı zekice hareketler üretmeye zorlanıyorlar.
Kim: “Bazıları bana ya et yememek için bahane olarak oryantal ilaç aldıkları konusunda yalan söylediklerini ya da sürekli ızgaradaki eti çevirerek kimsenin onların eti yiyip yemediğini fark etmediğini söyledi” dedi.
Kim: “Veganlar genellikle bakıma muhtaç insanlar olarak görüldüğü ve her iki taraf da birlikte yemek yediklerinde bunun olmasını istemedikleri için böyle oluyor” diye ekledi.
Sosyal baskıyla alakalı Sogang Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Profesörü Chun Sang-chin: “Kore toplumu bireylerin kendi tercihlerini hoş görmek yerine başkalarıyla birlik olup birilerinin üzerinde büyük bir sosyal baskı oluşturuyor. Bu trend yalnızca yaşlı insanlar arasında değil, 20’li ve 30’lu yaşlardaki insanlarda da görülüyor” dedi.
Seoul Ulusal Üniversitesinde gıda ve beslenme üzerine doktora yapmış ve Vejetaryen Beslenmesi Araştırma Enstitüsü müdürü Dr Lee Gwang-jo’ya göre sosyal baskıya rağmen Kore’deki okullarda veganlar için yemek seçeneğinin eksikliği vegan öğünlerini lekelemekte büyük rol oynuyor.
Lee: “70-80’li yıllara dönersek birçok önemli çalışma et içerikli bir öğünü konu alıyordu. O zamanlar Batı’da bu çalışmaları takip edenler şimdi Kore’de profesör olarak çalışıyorlar. Bu profesörlerin öğrencileri ise okullarda et içerikli öğünleri planlayan beslenme uzmanı olarak çalışıyorlar” dedi.
Bu okul yemekleri genç yaştaki öğrencilere et sağladığı için, Lee’nin de söylediği gibi doğal olarak et tadına “bağımlı” oluyorlar.
Lee’ye göre: “Bu sebeple okullar öğrencilere erkenden vegan yiyecekleri sunmalı, böylelikle onlar da bu tada alışabilirler. Eşit oranda yemek sağlamak, (varsa) ete odaklanmak demek, aslında başka bir diyet seçeneği bir bakıma yok.”
Veganların seçeneklerine müdahale eden başka bir engel ise fiyattır.
Genelde bir vegan öğününün yöresel bir öğünden daha pahalı olduğunu benimseyen bir yüzde var. Vegan restoranlar ve pastanelerde servis edilen yiyecekler Kore’deki diğer restoranlar ve pastanelerde satılan alternatiflerinden genellikle biraz daha pahalıdır.
Sinchon’da yeni açılan vegan kafesi “Raw Vega”nın avuç içi büyüklüğündeki kekinin fiyatı yaklaşık 7.000 won.
Fiyata önem veren müşteriler aynı fiyata o kekin dört katı büyüklüğündeki bir kek alabilecekleri Paris Baguette gibi yerel bir Fransız pastanesine yönelebilirler. Fakat Lee’ye göre bir yolu var.
Lee: “Endüstriyelleşmiş hayvancılık, müşterilerin hayvansal ürünleri daha ucuza almalarını sağlıyor. Vegan gıda talebi büyük yöresel gıda şirketlerinin bu konuyu ciddiye almaya başladığı noktaya ulaşırsa, vegan gıdalarını daha uygun fiyatlı hale getirerek ölçek ekonomisi meydana gelir” diye belirtti.
Kaynak