Yorumları: 2,474
Konuları: 86
Kayıt Tarihi: 18-01-2010
Teşekkür Puanı:
287
31-08-2012, Saat: 17:51
(Son Düzenleme: 07-11-2015, Saat: 14:34, Düzenleyen: 07 merve.)
Choson Architecture
![[Resim: ms56yg.jpg]](http://img908.imageshack.us/img908/5373/ms56yg.jpg)
Choson Hanedanlığı, 1392 yılında hırslı general Yi Songge tarafından kurulmuş ve aralıksız 1910 yılına kadar Choson mimarisinin tarihi, kültürel ve mimari gelişimi gereğince erken dönem, orta dönem ve geç dönem olarak üç döneme ayrılmıştır.
Erken dönemde mimari, başlangıçta Budizm'in yerini alan Konfüçyüsçülüğün yeni siyasi yol gösterici ilkeleriyle birlikte önceki hanedanlıkların kültürel miraslarının birbirlerinin yerini almasıyla gelişmiştir. Önceki dönemin saf ve asil tecrübesi, Konfüçyüsçülüğün etkisi nedeniyle sıradan, mütevazi, güzel ve sarsılmaz özellikleri ile yer değiştirmiştir. Sütunlar arasında köşeli ayraç takım sistemi en önemli yapıların inşaalarında kullanılmıştır. Sütunlar arasında köşebent yerleşim sistemleri ve eklektik yerleşim sistemleri, tapınaklarda ve diğer önemli binalarda kullanılan sütunlu ve sütunlar arası sistemlerden meydana gelen mimarinin başlangıcıdır.
Ulusal kaynaklara göre, orta dönemin başından itibaren 1592 yılında başlayan ve yedi yıl devam eden Japon işgali sebebiyle harap olmuştur. Bu işgalin sebep olduğu tahribatı atlatmak çok ağır olmuştur. Ülkeyi kontrol eden Konfüçyüs bilginlerinin arasındaki bölünme ve rekabet sosyal açıdan daha sert çekişmelere neden olmuştur. Koreli bilginlerin karşıt Manch görüşünden dolayı, Ch'ing'in kültürel etkisi büyük ölçüde gelişen mimaride doğal unsurların ve ifadelerin bulunduğu Kore kültürü üzerinde çok az hissedilmiştir. Genelde bu dönemde sütunlar arasındaki dirsek seti sistemi önemli binalarda kullanılmıştır.
Kral Yeongjo 'nun saltanatı ile başlayan sonraki dönemde, entrikacılar ile Kore'ye giren batı kavramlarının etkisiyle hanedanlığın kültürel canlanması 1725 yılında başlamıştır. Bilimsel ve tümevarımsal bir yaklaşıma dayanan yeni "Gerçek Öğrenme" (Sil-hak) topluluğu ülkede gelişti. Yenilik ve yaratıcılık isteği esintisi vardı. Kendi kültürlerinin bilincine varan Koreliler, kendi fikirlerini ve düşüncelerini ifade etmek için hazırdılar. Bu dönemde kendine özgü özelliklerini ortaya koyan ve kendi biçimlerini ifade eden sütunlar arasındaki dirsek seti sistemi yapı yöntemleri uygulanmış, böylece de Çin ve Japon mimarisinden mükemmel bir farklılık sağlayarak gelişmiştir.
Önemli ve gösterişli yapılar Choson Hanedanlığı'nın ilk yıllarında yapılmıştır. Yeni başkenti Hansung (Seoul), Han Nehri kıyısında gelişmiştir. Başkent, onaltı kilometre taş duvar ve sekiz tane ana kapı ile çevrilerek tamamlanmıştır. Başkentin planlaması güzel tepeler ve dağlarla çevrilerek doğal arazi ile uyum sağladığını göstermiştir. Cadde sistemi için genel olarak bir şebeke modeli uygulandı ama mevcut bölge, bir çok düzensiz eğimli yollar, tali yollar ve çıkmaz sokaklardan dolayı değiştirildi.
Şehir sinyal çanının merkezinde bulunduğu büyük ve düz olan işlek cadde Doğu kapısından Batı kapısına kadar uzanır ve kavisli yol Güney kapısından Chong-ru'nun kuzeyine kadar T-şeklinde kavşak oluşturacak şekilde genişlemiştir. Gyeongbok Sarayı’ndan itibaren Bugak Dağı’nın (Kuzey Dağı) eteklerinde bulunan ve güneye doğru uzanan geniş cadde ile Changdeok Sarayın’dan itibaren başlayan bir diğer caddeyle birlikte güneye doğru paralel şekilde uzanmaktadır. Her iki caddede T şeklindeki bir kavşaktan büyük doğu-batı caddesine ulaşır.
Saraylar, tapınaklar, hükümet binaları ve diğer önemli binalar dikkatlice kuzey-güney eksenine göre konumlandırılmıştır. Bu binaların çoğu şehrin manzarasını oluşturan T şekilli yol kavşakları boyunca yerleştirilmiştir. Sonuç itibariyle, Hansung (Seoul) şehrinin genel görüntüsü diğer Asya başkentlerine kıyasla daha üstündür.
Erken dönemden başlayarak inşa sahibinin durumuna göre, inşa edilen evlerin boyutunu denetleyebilmek için bina kodu çıkarılmıştır. Bu kirişlerin arasında ki mesafe, sutünların yüksekliği gibi mimari ayrıntıları ayrıca inşaat alanınıda belirtir. Hiçbirinin kraliyet sarayının ihtişamı ile yarışmasına müsaade edilmedi.
Başkentin güney kapısı ülkedeki kapılar arasında en muhteşem ve görkemli olanıdır. 1444 yılında yeniden inşa edilen kapı, o günden beri zaman zaman tadilatlar görmüş ama erken dönemin kendine has ebat ve ayrıntıları ile masif taş üzerinde olan kapı iki katlı çatısı ile incelikli ve muazzam görüntüsünü korumuştur.
Şehir kapıları numaralıydı. Bunlardan bazıları halen Kore'de durmaktadır. Seoul'un 30 mil kadar güney - doğu arasında bulunan Suwon kuleleri ve kapılarını ayrıca mükemmel Kore şehir manzarası izlenebilir. Suwon Duvarı, en gelişmiş tasarım ve yapım yöntemi ile zamanın şartlarında Asya'nın en modern yapısı olarak 1796 yılında tamamlanmıştır. Batı teknikleri ve aletleri kale binasının yapımında benimsenmiştir. Hwasong-songyok-yeeki ismi verilen inşanın kaydı, inşanın çizimleri, mimari detayları, sipariş edilen malzemeleri, yapılan masrafları hatta binanın inşasında çalışan tüm işçilerin listelerinin bulunduğu eksiksiz binanın geçmişine ait kayıttır.
Yeni başkentte, muhteşem Gyeongbok Sarayı'nın kırk dönümlük alanının çevresine 1395 yılında güzel görünümlü birkaç bina inşa edilmiştir. Japon İşgali esnasında, düşmanlar sarayı harap hale getirmiş 1870 yılında kral naipi tarafından yeniden tadilat edilmiş, kuzey - güney eksenli Ana Binanın düzeni sıra sütunlarla çevrelenmiş büyülü bir şekilde bağdaşmaktadır. Çok etkileyici görünümü olan Kwanghwa-mun denilen sarayın ana kapısı Kore Savaşı sırasında malesef üst kısmı tahrip edilmiştir.
Kunjeoing denilen taht salonunun taş basamakları oymalı parmaklıklarla çevrilidir ve tam ortasında taş merdiveni olan iki katlı taş platform üzerinde durmaktadır. Çift çatısı olan salonun ihtişamlı görüntüsü muhteşem bir gücün hissini verir. Karmaşık tavan yapısı değişik yüksekliklerdeki uzun sütunlar tarafından ''sütunlar arası dirsek seti sistemi'' alanının yarısından fazlasının yüksekliği oluşturmaktadır. Orada hayranlık uyandıran çok çıkıntılı koruyucu çatı, binanın kendisi ile uyumlu buynuz şeklindeki eğimli dış çıkıntılı dirsek küme sistemi ile takdire değer bir uyumu vardır.
Taht Salonu'nun arkasında ve batısına doğru, pembe nilüfer çiçekleriyle yapay bir gölün içinde Kyonghoe-ru ya da Ziyafet Salonu yaptırılmıştır. Gökyüzüne açılan aşağı katıyla birlikte bu bina, büyük bir iki katlı yapıdır. Kırk sekiz büyük külah şeklinde granit sütun üst katı desteklemektedir. Aynı anda yüzlerce konuğa yer sağlamak amacıyla içerideki ve dışarıdaki taraçasıyla birlikte alt kat yeterince geniş olarak hazırlanmıştır. Büyük bir eğimli çatı giriş boşluğunu örtmektedir. Üç taş köprü, binanın cephesi ile bahçeyi birbirine bağlamaktadır. Bu düzgün alanın arkasında bir gölü ve sarayın zevkine göre bezenmiş bir adası olan başka bir bahçe vardır.
Changdeok Sarayı, ilk olarak ayrı bir saray olarak 1405'te inşa edilmiştir. Bu saray, Kyungbok Sarayı'nın doğusundan ötedeki dağlık arazinin üzerine yerleştirilmiştir ve yerleşim açısından son derece düzensizdir. Geçmişte birkaç kez yangın yüzünden yıkıma uğramasına rağmen, başarılı bir biçimde yeniden inşa edilmiştir ve hanedan boyunca kullanılmıştır. Sarayın girişi olan Tonhwa Kapısı 1609'da yapılmıştır. Bu kapı Injong-jon olarak bilinen Taht Salonu'nun güneybatısında bulunmaktadır. Taht Salonu, gösterişli bir görünümü olan, geniş iki çatılı bir binadır ve gizlenmiş sıra sütunlarla çevrilmiştir. 1804'te yeniden inşa edilmiş olan bu salon, hanedanlığın sonraki dönemlerinin en iyi mimari eserlerinin örneğidir.
Changgyong Sarayı, Changdeok Sarayı'nın yanında bulunmaktadır. Taht Salonu, Myongjong Salonu ve Honghwa-mun denilen Ana Kapısı 1616'da yapılmıştır. Taht Salonu bu hanedanlığın eski taht salonlarının tek örneğidir. son dönemde inşa edilen Deoksu Sarayı batılı tarzda iki bina içermektedir.
Joseon Hanedanlığında Budistler şehirlerden uzaktaki dağlık bölgelere taşınmaya zorlanmıştır. Tapınak binalarının taslakları arazi ve etraftaki doğa tarafından belirlenmiştir. Ana salon, ek binaların merkezine kurulmuştur ve keşişlerin yatakhaneleri ana salonun ön avlusunun doğusunda ya da batısında bulunmaktadır. Yükseltilmiş bir köşk, ön avlunun kenarına kurulmuş ve kapılar köşkün önüne yapılmıştır. Diğer yapılar, bu alanın var olan topraklarına uygun olarak yerleştirilmiştir. Çoğu Budist tapınağı Birleşik Silla ve Goryeo Hanedanlığının başlarına dayandırılmaktadır. O zamandan beri, bu tapınaklardaki yapılardan bazıları yeniden inşa edilmiş ve aralıksız olarak yenilenmiştir. Bu binaların birçoğu, Joseon Hanedanlığı'nda yeniden yapılmıştır ve hala varlıklarını korumaktalar ve bize hanedanlığın mimarisinin tarihsel ilerlemesini göstermektedir.
Beopju Tapınağı'nın beş katlı pagodası 1624'te yeniden inşa edilmiştir. Burası, tepesindeki bir kafa ve tacı biçimli çan kulesi ile yaklaşık seksen adım yüksekliğre sahiptir ve Kore'deki arta kalan tek ahşap pagodadır. 1644'te inşa edilmiş olan Wongak Tapınağı'nın on katlı taş pagodası, Kongchon tapınak alanındaki taş pagoda ile benzer özellikler taşımaktadır.
Konfüçyüs Tapınağı eski Seoul şehrinin doğu kısmında bulunmaktadır. Konfüçyüs'ün Türbesi olan Moon-myo, 1601'de yeniden inşa edilmiştir. Çalışma salonları ve yatakhaneleriyle birlikte Konfüçyüsçülük Okulu olan Myungryun Salonu 1606'da yeniden yapılmıştır ve daha sonradan da yenilenmiştir. Kendi eyaletlerindeki genç adamları eğitmek amacıyla çok sayıda özel Konfüçyüsçülük okulu inşa edilmiştir. En iyi örnek ünlü bilgin Yi-Hwang tarafından 1574'te inşa edilen Tosan-Sowon'dur. Bu eğitim binaları, tapınaklar ve keşişler için yapılan evlerden bazıları hala vardır.
Joseon Hanedanlığı'nın Kraliyet Tapınağı olan Jongmyo, Kyungbok Sarayı'nın güneydoğusunda bulunmaktadır. Bu yapılar, hala çok fazla sayıda ağacı barındıran geniş toprakların üzerine kurulmuştur. Bu ağaçlık alanlarda binaların yerleşimlerinin tamamen eşi benzeri olmayan konumsal bir özelliği vardır.
Konutlar, geleneksel ataerkil aile yapısıyla olan önemli ilişkiyi ve insanın toplumla olan ilişkisi kavramını taşımaktadır. Bina yerlerinin seçimi, manzaranın uzaybilimsel anlamlandırılışı ve insanların işine yaraması ile işlevi olan geometrisi sayesinde yapılmaktadır. Yıldız falı gibi belirlenmiş zaman durumları da dikkate alınmaktadır. Böyle bir uzay zaman temelinden, bir ev için en iyi yerleşim ve yönelim bulunmaktadır.
Geleneksel Kore evlerinin planları bir nebze fiziksel işlevi üzerine; ama daha çok aile ve toplumsal yaşamın geleneksel alışkanlıkları üzerine temellendirilmiştir. Toplumsal kültüre ait etkenler evin yapısının baş belirleyicisidir ve fiziksel etkenler ikincil ya da değişkendir. Hanedanlığın daha üst tabakasının evleri, hanımlar ve çocuklar için olan iç taraf, beyler ve konuklar için olan dış taraf ve bir köşk ya da atalardan kalan bir ibadet yeriyle birlikte bir arka bahçeden oluşmaktadır. Evdeki işlerin yapıldığı yer, insanların akrabalıklarına ve cinsiyetlerine göre açık bir biçimde ayrılmıştır.
Bahçeler ve manzaraları, eksiksiz tipik Taoist tasarımla, kuraldışılık, asimetri, eğri çizgisel, inişli çıkışlı yapıda, doğanın gizemi ve yansımasıyla oluşturulmuştur. Doğanın bir parçası olarak insanın varoluşu kavramı Kore'nin düşünce yapısında uzun zaman hüküm sürmüştür. Mimari bina kalıplarının biçimleri için asla çevredeki manzara içine doğru genişletilmemiştir. Bahçe, ev için bir ortam olarak düşünülmemiştir; ancak ev, bahçe için bir ortamdır. Hanedanlığın Arka Bahçeler denilen kendine özgü kraliyet bahçeleri, gözlerden ırak yerlerdeki geniş manzarasıyla Changdeok Sarayı'nın arkasında bulunmaktadır. Çok sayıda zevkli konak, bahçedeki gölcükler ve akarsuların kıyısında bulunmaktadır.
Joseon Hanedanlığı döneminde, Kore mimarisi, dönemin düşünceleri ve değerlerinin dışavurumlarını ortaya koymak için benzesiz bir iradeyle daha ileri doğru gelişmiştir. Binaların yapısal ve görsel olarak önemli bir öğesi olan aşamalı kümeleme yöntemi, yapısal işlevleri izlemek ve Kore mimarisinin eşsiz biçimsel güzelliğini ifade etmek amacıyla geliştirilmiştir. Mimari bezemeler ve simgesel çağrışımları çok fazla çeşitlilik ve zenginliğe sahiptir. Bu dönemin mimarları mimaride o bölgeye özgü tarzlarını oluşturmak için güçlü isteklerini açığa çıkarmayı amaçlamışlar ve her türden süsleme malzemesini kullanmaya çalışmışlardır. Bu, aydınlık ve karanlığın, yalınlık ve karışıklığın güçlü zıtlaşmasıyla mimari düzenleme yöntemleriyle birlikte bir tür ahenkli nitelik kazanmış ve son olarak da mimari becerilerin nihai doruğuna erişmiştir. Sonraki dönemin dışavurumlarının mimari eğilimi, bize bir dereceye kadar batıdaki Barok (aşırı süslü) ve Rokoko tarzına benzer etkileri çağrıştırmaktadır.
Çeviri: 07 semra & S.T.
Kaynak
Yorumları: 2,474
Konuları: 86
Kayıt Tarihi: 18-01-2010
Teşekkür Puanı:
287
31-08-2012, Saat: 17:54
(Son Düzenleme: 07-11-2015, Saat: 16:21, Düzenleyen: 07 merve.)
English
Choson Architecture
![[Resim: V2v67M.png]](http://img908.imageshack.us/img908/666/V2v67M.png)
The Choson Dynasty was founded by an ambitious general, Yi-Songge, in 1392, and ontinued until 1910, The history of The Choson architecture would be described in three periods of the early, the middle, and the late period, in accordance with the cultrural and architectural development.
In the early period, The architecture developed as a succession from the cultural inheritance of the previous dynasty with the new political guiding principles of Confucianism, that took the place of Buddhism. Through the influence of Confucianism, a refined aristocratic taste of the previous era was replaced by the characteristics of unsophisticated, simple and humble beauty with the qualities of commonness and steadiness. The intercolumnar bracket set system was used in building the most important edifice on the premises. The columnar bracket set system and the eclectic bracket system, which consists of architectural elements from both columnar and intercolumnar systems, were also used for temples and other important buildings.
From the beginning of the middle period, national resources were exhausted due to the Japanese invasions which started from l592 and continued for seven years. The recovery from the destruction caused by this invasion was very slow. Divison and rivalry among Confucian scholars who controlled the country politically and socially produced more severe party strife. Because of the anti-Manch attitude of the Korean scholars, the cultural influence of Ch'ing was exerted so little upon the Korean culture that native element and expression in architecture were developed more extensively. The intercolumnar bracket set system was generally used for all the important buildings in this period.
In the later period, which began with the reign of King Yongjo, the cultural revival of the dynasty began in 1725 by the influence of western concepts which came into Korea through the Jesuits. The new "Real Learning" (Sil-hak) party, which was based on scientific and inductive approach, flourished in the country. The desire for creation and innovation was in the air. Koreans were becoming conscious of themselves and their own culture, and were ready to express their ideas and values. In this period, building methods of the intercolumnar bracket set system were developed further by manifesting peculiar features and expressing their own forms, thus providing a unique distinction from Chinese and Japanese architecture.
During the early years of the The Choson Dynasty , a tremendous amount of building construction took place. The new capital of Hansung ( Seoul) was developed on the bank of the Han River. The stone wall of sixteen kilometers encircling the capital was completed with eight principal gates. The capital city planning was laid out to harmonize with the natural terrain which was surrounded by beautiful hills and mountains. A grid pattern for the street system was applied in general, but it was modified due to the existing terrain and many spontaneous irregulary curved roads, detours, and cul-de-sacs were laid out.
The great straight Thoroughfare ran from the East gate to the West Gate, and the curved broad avenue from the South Gate extended toward the north to Chong-ru (Bell tower) where the city signal bell was hung at the central location of the eastwest thoroughfare, creating a T-shaped intersection. One broad avenue from Kyongbok Palace located at the foot of Mt. Pugak (North Mountain) ran to the south, and another broad avenue from Ch'angdok Palace also ran south parallel with each other. Both avenues reached the great east-west thoroughfare with a T-shaped intersection. Along these broad avenues and the main part of the great thoroughfare, long linear buildings of stores, shops and work rooms were built on both sides of the road to create a busy street front.
Palaces, shrines, government edifices and other important buildings were carefully oriented in relation to the north-south axis. Most of these buildings were located along the T-shaped road intersections to create terminal vistas of townscape. As a result, the overall townscape of the city of Hansung had a much different quality in comparison with other capital cities of Asia.
From the early period, a building code was enacted to control the size of houses and method of building construction according to occupant's status. It specified the span of beams, height of pillars, architectural details as well as the area of the building site. No one was allowed to compete with the magnificance of the royal palace,
The South Gate to the capital is the most spectacular and majestic among the existing gates in the country. It was rebuilt in l444 and since then has been renovated from time to time, but retained its original proportion and details of the early period, The double tiered roof above the massive masonry of the gate makes it graceful and monumental
Once, t|here were number of towngates. Now, some of them remain in Korea. The gates and watch towers of Suwon, about thirty miles south-east ofSeoul, are the most picturesque among Korean townscape. The Suwon Wall was completed in l796 with the most advanced design process and construction methods at the time in Asia. Some of western techniques and devices for castle building works were adopted in the construction. The record of the construction, called the Hwasong-Songyok-Yeeki, explains the complete story of its completion including drawings of the buildings, illustrations of the architectural details, material quantities, expense of the construction and even all of the names of the skilled workers who were engaged in the work.
In the new capital, the forty-acre palatial area of Kyongbok-Palace was laid out in 1395 and a number of handsome buildings were constructed. But foe palace was ruined during the Japanese invasion and rebuilt by the Prince Regent in l870. The layout of the main buildings is in the north-south axial pattern of the magic square with the enclosed space by covered colonnades. The main gate to the palace, called Kwanghwa-mun, was very handsome, but unfortunately the superstructure was destroyed during the Korean War.
The Throne Hall called Kunjeoing Hall, is set upon double-tiered stone platforms which are surrounded by carved railings and have stone steps at the center of each side. The hall itself is double-roofed and lofty, and exhibits a sense of majestic power. The complicated ceiling structure is supported by tall pillars of varying heights, and the intercolumnar bracket set system constitutes more than half the height of the space inside. There is an admirable union of the far projecting roof and the building itself in the row of harmoniously disposed exterior bracket cluster system with horns. And their twinkling contrast of light and shade with decorated bracket cluster system produced some unique effects in the architectural space of the Hall.
Behind and to the west of the Throne Hall, the Kyonghoe-ru or the Banquet Hall is set in an artificial lake filed with pink lotuses. The building is a grand double storied structure with the lower story open to air. Forty-eight large tapered granite columns support the upper story, The lower story is provided with an inner and an outer veranda spacious enough to accommodate hundreds of guests at a time. A great curving roof caps the entire space. Three stone bridges connect the pavilion with the garden. Behind this formal area there is another garden with a pond and island designed for the pleasure of the court.
The Ch'angdok Palace was first built in l405 as a detached palace. This palace is situated upon a hilly terrain further to the east of Kyungbok Palace and is extremely irregular in layout. Although destroyed several times by fire in the past, it was successfully rebuilt and used throughout the dynasty. The entrance to the palace is Tonhwa Gate was constructed in l609. The gate is located to the southwest of the Throne Ha11 known as Injong-jon. The Throne Hal is a large double roofed building of imposing appearance and is surrounded by covered colonnades. The hall itself which was rebuilt in 1804, has been representative of the best architecture of the later period of the dynasty.
Ch'anggyong Palace was located near The Ch'angdok Palace . The Throne Hall, Myongjong Hall, and the Main Gate called Honghwa-mun, were built in 1616. The Throne Hall was the only example of an earlier throne hall of the dynasty. Toksu Palace, which was built in the last period, contains two Western style buildings.
In the Choson dynasty Buddhists were forced to move out from the cities to remote mountainous areas. The arrangement of the temple buildings were determined by the terrain and natural surroundings. The main hall was built in the center of the premises and dormitories for monks were located on the east or west of the front court of the main hall. A raised pavilion was erected at the edge of the front court and gates were built in front of the pavilion. Other buildings were located to fit the existing terrain of the site. Most of the Buddhist temples were founded early in the United Silla and the Koryo dynasty. Ever since, some of the buildings in the temples have been rebuilt and renovated continuously. Many of These buildings were rebuilt in the Choson dynasty , and are still existing and show us the historical development of architecture during the dynasty.
The five-story pagoda at Pubjoo Temple was rebuilt in 1624. It reaches a height of about eighty feet with a ball-and-crown spire on top and is the only remaining wooden pagoda in Korea. The ten-story stone pagoda of Wongak Temple, which was built in 1644, has similar features of the stone pagoda of Kongchon Temple site.
The Confucian Shrine was located in the eastern part of the old city of Seoul. Moon-myo, the Shrine of Confucious, was rebuilt in 1601. Myungryun Hall, Confucian College, with lecture halls and dormitories, were rebuilt in 1606 and renovated later on. Many private Confucian schools were built to educate young men in their provinces, The best example is Tosan-Sowon, built in l574 by the famous scholar Yi-Hwang. Some of the educational buildings, shrines, and houses for the scholars sti11 exist.
TheRoyal Shrine of the Choson dynasty , Chong-myo, is located to the south-east of Kyungbok Palace. The buildings are set on spacious grounds which still harbor a great number of trees. The layout of the buildings in the wooded area has a very unique spatial quality.
The dwelling houses have a greater relation to the traditional patriarchal family system and the concept of human relation to society. The selection of the building sites was made through geometry, which was a cosmological interpretation of the landscape and its utility for people and function. Certain time aspects such as horoscopes were also considered. From such a space time matrix, the best location and orientation for a house was found.
The plan of traditional Korean houses had little basis on the physical function, but more on the traditional custom of the family and social life. The sociocultural factors were the prime determinants of housing patterns, and physical factors were secondary or modifying. Houses of the higher society of the dynasty consisted of innerquarter for women and children, outerquarter for men and a guests, and a rear garden with a pavilion or an ancestral shrine. The area of activities in t|he house was cleary classified according to human relationship and gender,
The gardens and landscapes were formed thorough typical Taoist conception, irregularity, asymmetry, curvilinear, undulating forms, mystery and the imitation of nature. The concept of the human being as a part of nature has long prevariled in Korean thought. Architecture never extended foe formality of building patterns into the surrounding landscape. The garden was not conceived as a setting for the house, but rather the house was a setting for the garden. The typical royal gardens of the dynasty called the Rear Gardens is located behind theThe Ch'angdok Palace with an extensive secluded area of landscape. A number of pleasure pavilions are located along the ponds and streams in the garden.
In the period of the Choson dynasty , Korean architecture developed further with a unique will to manifest the expression of the ideas and values of the period. The bracket cluster system, structurally and visually important elements of the buildings, were developed to follow structural function and to express the unique formal beauty of Korean architecture. Architectural ornaments and their symbolic connotation had more variety and richness. Architects of the period intended to express a strong will to form an indigenous style in architecture, and tried to use decorative elements of all kinds. This achieved a kind of symphonic quality with the methods of architectural organization by strong contrast of light and dark, of simplicity and complexity, and then finally reached the definite climax of architectural ingenuity. This tendency of architectural expression of the later period might remind us somewhat similar impressions of the Western Baroque and Rococo style.
Yorumları: 2,474
Konuları: 86
Kayıt Tarihi: 18-01-2010
Teşekkür Puanı:
287
31-08-2012, Saat: 17:54
(Son Düzenleme: 07-11-2015, Saat: 16:03, Düzenleyen: 07 merve.)
Yorumları: 2,474
Konuları: 86
Kayıt Tarihi: 18-01-2010
Teşekkür Puanı:
287
31-08-2012, Saat: 17:55
(Son Düzenleme: 07-11-2015, Saat: 16:04, Düzenleyen: 07 merve.)
Yorumları: 2,474
Konuları: 86
Kayıt Tarihi: 18-01-2010
Teşekkür Puanı:
287
31-08-2012, Saat: 17:56
(Son Düzenleme: 07-11-2015, Saat: 16:05, Düzenleyen: 07 merve.)
Yorumları: 2,474
Konuları: 86
Kayıt Tarihi: 18-01-2010
Teşekkür Puanı:
287
31-08-2012, Saat: 17:56
(Son Düzenleme: 07-11-2015, Saat: 16:06, Düzenleyen: 07 merve.)
Yorumları: 2,474
Konuları: 86
Kayıt Tarihi: 18-01-2010
Teşekkür Puanı:
287
31-08-2012, Saat: 17:57
(Son Düzenleme: 07-11-2015, Saat: 16:06, Düzenleyen: 07 merve.)
Yorumları: 2,474
Konuları: 86
Kayıt Tarihi: 18-01-2010
Teşekkür Puanı:
287
31-08-2012, Saat: 17:57
(Son Düzenleme: 07-11-2015, Saat: 16:07, Düzenleyen: 07 merve.)
Yorumları: 2,474
Konuları: 86
Kayıt Tarihi: 18-01-2010
Teşekkür Puanı:
287
31-08-2012, Saat: 17:58
(Son Düzenleme: 07-11-2015, Saat: 16:08, Düzenleyen: 07 merve.)
Yorumları: 2,474
Konuları: 86
Kayıt Tarihi: 18-01-2010
Teşekkür Puanı:
287
31-08-2012, Saat: 17:58
(Son Düzenleme: 07-11-2015, Saat: 16:09, Düzenleyen: 07 merve.)
|