Güney Kore'nin 'Özel Çocugu'
![[Resim: 484de5e6c4ded845a4fc8e6el3.jpg]](http://img470.imageshack.us/img470/681/484de5e6c4ded845a4fc8e6el3.jpg)
Dün aksam Bodrum'da bir konser veren 25 yasindaki çello sanatçisi Han-Na Cheng, belli duygulari küçük yasta hissedebilen 'özel çocuklar'dan biri oldugunu düsünüyor..
Cuma gecesi Turgutreis Uluslararasi Klasik Müzik Festivali'nde bir konser veren Han-Na Cheng, Gürer Aykal'in yönettigi Borusan Filarmoni Orkestrasi'yla seyircilerin karsisina çikti. Koreli çello sanatçisi Han-Na, henüz 25 yasinda ve son alti yildir Harvard Üniversitesi'nde felsefe egitimi aliyor. Cheng, bugüne dek alti albüm çikardi. Müzisyenlerin yeteneklerinin çok erken yasta kesfedildigini ve insanin vücudunun çaldigi enstrümana alisabilmesi için küçük yasta fiziksel olarak egitilmesi gerektigini söyleyen Cheng'e göre, ünlü Alman sair Goethe'nin 19'uncu yüzyilda yazdigi gibi, belli duygulari, o duygulari yasatan deneyimleri yasamadan hissedebilen "özel çocuklar" var.
- Aldiginiz felsefe egitimi müziginize nasil yansidi? - Felsefe okumak, düsünen biri olarak beni çok degistirdi, kendi basima asla kesfedemeyecegim yepyeni bir dünyaya soktu beni. Müzik disi dünyam olarak gördügüm akademik hayat, bakisimi genisletti, ama beni felsefeye iten asil sey, müzigin felsefesine bakma ihtiyaci degil, çok daha kisisel bir merakti.
KLASIK MÜZIK EVRENSEL BIR DIL
- Çok sevdiginizi bildigim Glenn Gould kariyerinin bir noktasinda konser vermeyi birakti ve seyirci önüne çikmamaya basladi. Bu konuda ne düsünüyorsunuz? - Glenn Gould benim en sevdigim sanatçilardan biri. Konser vermeyi birakti, ama albüm yapmayi sürdürdü ve bu sekilde müzigini insanlarla paylasmayi sürdürdü. Bana kalirsa, konser vermeyi birakip albüm yapmaya yogunlasarak onu her zaman dinleyebilecek çok daha büyük bir seyirciye seslenmeyi basardi. Bir piyanist olarak yaptigi seçimlere baktigimda onun tarihin en dürüst sanatçilarindan oldugunu düsünüyorum.
- Güney Kore'den geliyorsunuz ve su anda Türkiye'desiniz. Ama hayatiniz asil olarak Amerika'da geçiyor. Gezdiginiz yerlere ve kültürlere baktiginizda klasik müzigi Batili bir sanat mi, yoksa evrensel bir sanat olarak mi görüyorsunuz? - Hayir, klasik müzigi bir Bati sanati olarak görmüyorum kesinlikle. Çok genç bir yastan itibaren çevrem degisik müzik türleriyle doluydu, Kore müzigi, Fransiz sansonlari, klasik müzik, pop müzik, Beatles dinlerdim. Klasik müzik ise kültürel bir mirastir ve dünyanin dört bir yaninda Beethoven ya da Shostakovich dinleyen insanlara rastlayabilirsiniz. Müzik bir dildir ve bana kalirsa içinde yasadigimiz küresel çagda, müzigi bölgelere ayirip Dogu ve Bati arasinda bölüstürmek dogru degil.
Sabah / 01.09.2007 Kaya GENÇ
Dün aksam Bodrum'da bir konser veren 25 yasindaki çello sanatçisi Han-Na Cheng, belli duygulari küçük yasta hissedebilen 'özel çocuklar'dan biri oldugunu düsünüyor..
Cuma gecesi Turgutreis Uluslararasi Klasik Müzik Festivali'nde bir konser veren Han-Na Cheng, Gürer Aykal'in yönettigi Borusan Filarmoni Orkestrasi'yla seyircilerin karsisina çikti. Koreli çello sanatçisi Han-Na, henüz 25 yasinda ve son alti yildir Harvard Üniversitesi'nde felsefe egitimi aliyor. Cheng, bugüne dek alti albüm çikardi. Müzisyenlerin yeteneklerinin çok erken yasta kesfedildigini ve insanin vücudunun çaldigi enstrümana alisabilmesi için küçük yasta fiziksel olarak egitilmesi gerektigini söyleyen Cheng'e göre, ünlü Alman sair Goethe'nin 19'uncu yüzyilda yazdigi gibi, belli duygulari, o duygulari yasatan deneyimleri yasamadan hissedebilen "özel çocuklar" var.
- Aldiginiz felsefe egitimi müziginize nasil yansidi? - Felsefe okumak, düsünen biri olarak beni çok degistirdi, kendi basima asla kesfedemeyecegim yepyeni bir dünyaya soktu beni. Müzik disi dünyam olarak gördügüm akademik hayat, bakisimi genisletti, ama beni felsefeye iten asil sey, müzigin felsefesine bakma ihtiyaci degil, çok daha kisisel bir merakti.
KLASIK MÜZIK EVRENSEL BIR DIL
- Çok sevdiginizi bildigim Glenn Gould kariyerinin bir noktasinda konser vermeyi birakti ve seyirci önüne çikmamaya basladi. Bu konuda ne düsünüyorsunuz? - Glenn Gould benim en sevdigim sanatçilardan biri. Konser vermeyi birakti, ama albüm yapmayi sürdürdü ve bu sekilde müzigini insanlarla paylasmayi sürdürdü. Bana kalirsa, konser vermeyi birakip albüm yapmaya yogunlasarak onu her zaman dinleyebilecek çok daha büyük bir seyirciye seslenmeyi basardi. Bir piyanist olarak yaptigi seçimlere baktigimda onun tarihin en dürüst sanatçilarindan oldugunu düsünüyorum.
- Güney Kore'den geliyorsunuz ve su anda Türkiye'desiniz. Ama hayatiniz asil olarak Amerika'da geçiyor. Gezdiginiz yerlere ve kültürlere baktiginizda klasik müzigi Batili bir sanat mi, yoksa evrensel bir sanat olarak mi görüyorsunuz? - Hayir, klasik müzigi bir Bati sanati olarak görmüyorum kesinlikle. Çok genç bir yastan itibaren çevrem degisik müzik türleriyle doluydu, Kore müzigi, Fransiz sansonlari, klasik müzik, pop müzik, Beatles dinlerdim. Klasik müzik ise kültürel bir mirastir ve dünyanin dört bir yaninda Beethoven ya da Shostakovich dinleyen insanlara rastlayabilirsiniz. Müzik bir dildir ve bana kalirsa içinde yasadigimiz küresel çagda, müzigi bölgelere ayirip Dogu ve Bati arasinda bölüstürmek dogru degil.
Sabah / 01.09.2007 Kaya GENÇ
