Uzakdoğulu Turist Akını , Aşçıi Lee ile Mehmet Usta'yı Karşı Karşıya Getirdi. ./Cook Lee And Master Mehmet Came Together Thanks To Fareastern Tourist Influx.
İstanbul'daki Güney Kore, Japon ve Çin restoranının sayısı 30'u buldu. Artış, rekabeti de beraberinde getirdi. Daha önce ortalama 20 dolara satılan çorba be� farklı meze ve �� ana yemekten oluşan menülerin fiyatı 5 dolara kadar düştü.
Türkiye'ye artık Avrupa ülkelerinin dışında Uzakdoğu'dan da önemli sayıda turist geliyor. Japon, Güney Koreli ve Çinli turist sayısı her geçen yıl artıyor.
Türkiye'ye yönelen Uzakdoğulu akını, lokanta-restoran sektörünü de hareketlendirdi. Uzakdoğulu konuklar, damak tatlarına uygun olmadığı için genellikle Türk yemeklerini tercih etmiyor. Bu nedenle son yıllarda İstanbul'da çok sayıda Çin, Kore ve Japon restoranı açıldı. Bu şehirde 30 civarında Uzakdoğu restoranı bulunuyor.
Yeni restoran açmak isteyen pek çok Uzakdoğulu girişimci de Sultanahmet ve Taksim gibi bölgelerde yer arıyor. Kısa sürede Türkiye'ye uyum sağlayan Uzakdoğulu restoran işletmecileri hem kendi aralarında hem de Türk meslektaşlarıyla yoğun bir rekabete girmeye başladılar. Daha önce bir Uzakdoğu restoranında ortalama 20 dolara satılan menü rekabet sonucu 5 dolara kadar düştü. Güney Koreli Jae Wook Lee, 10 yıldır Sultanahmet'te restoran işletiyor.
'Han Kuk Kwan' isimli restoranın sahibi Lee, Dünya Kupası'nda Güney Kore ile Türkiye'nin yaptığı maçın Koreli turist sayısını arttırdığını belirtiyor. Son yıllarda işleri açılan Jae Wook Lee, aynı zamanda rekabet nedeniyle fiyatların düşmesinden şikayetçi. Çorba, be� farklı meze türleri ve �� ana yemekten oluşan menüleri önceki yıllara göre çok daha ucuza vermek zorunda kaldıklarını kaydediyor.
Bazı Uzakdoğulu döner ve dürüm gibi düşük fiyatli Türk yemeklerini tercih ettiğini ifade ediyor. 57 yaşındaki Hee Sean Yoon ise 20 yıldır Sultanahmet'te restoran işletiyor. Türkiye'ye turist getiren bir seyahat acentesinin sahibiyken restoran açmaya karar vermiş. Biri Güney Koreli, biri Çinli iki restoran açan Yoon, Taksim'de ikinci bir şubeyi açmak istiyor; ancak yüksek kiralar nedeniyle düşüncesini hayata geçirmekte zorlanıyor.
Çoğu Güney Koreli, günde ortalama yüz müşteri ağırlayan Yoon, turist sayısının artmasından dolayı işlerinin iyi gittiğini söylüyor. Boş vakitlerinde Korece Kur'an-ı Kerim okuyan Yoon, Türkiye'nin kültürel özelliklerinin Koreliler'in ilgisini çektiğini, gelecek yüzyılda turist akının daha da artacağını söylüyor.
Damak tatları farklı; yağlı ve tuzlu yemiyorlar.
Uzakdoğulular'ı diğer turistlerden ayıran en önemli özellik, damak tatlarının farklı olması. Avrupalı turistler döner, kebap gibi yiyeceklere talep gösterirken Uzakdoğulu'lar yağlı, tuzlu yemeklerle tatlıları tercih etmiyor. Hala İstanbul'da 15 Çin, 13 Japon ve 4 Güney Kore restoranı faaliyet gösteriyor. Uzakdoğulu restoranlar turistik bölgelerin yanı sıra alışveriş merkezleri ve otellerin içinde de hizmet veriyor. Öte yandan Marmaray projesinde açılan ve iş seyahati için Türkiye'ye gelen çok sayıda Asyalı da Uzakdoğu restoranları için ayrılan bir müşteri kitlesi oluşturuyor. Restoranlar, sushi gibi meşhur yemeklerle Türkler'den de yoğun ilgi görüyor. Uzakdoğulu turistler Avrupalılar'ın aksine Türkiye'ye daha çok kültürel turizmi için geliyor. Kültürel bölgeleri yerine İstanbul ve Kapadokya gibi tarihi ve kültürel değerleri yüksek yerleri ziyaret ediyorlar. Türkiye'ye gelen Güney Koreli, Çinli ve Japon turist sayısı da istikrarli bir seyir izliyor. Avrupa ve Rusya gibi bölgelerden gelenler arasında yüzyıllara göre dalgalanmalar yaşanırken, Uzakdoğulu turist sayısı her yıl önemli ölçüde artıyor. 2005'in 8 aylık döneminde 50 binlerde seyreden Japon turist sayısı, bu yüzden aynı döneminde 112 bine yükseldi. Çin'den gelenler 26 binden 43 bine, Güney Koreliler ise 64 binden 94 bine yükseldi. Tayvan, Tayland, Malezya, Endonezya, Singapur gibi bölgelerden gelen ziyaretçilerin sayısı da her yıl ikiye katlanıyor.
İsa Sezen
15 Eylül 2007, Cumartesi
İstanbul'daki Güney Kore, Japon ve Çin restoranının sayısı 30'u buldu. Artış, rekabeti de beraberinde getirdi. Daha önce ortalama 20 dolara satılan çorba be� farklı meze ve �� ana yemekten oluşan menülerin fiyatı 5 dolara kadar düştü.
Türkiye'ye artık Avrupa ülkelerinin dışında Uzakdoğu'dan da önemli sayıda turist geliyor. Japon, Güney Koreli ve Çinli turist sayısı her geçen yıl artıyor.
Türkiye'ye yönelen Uzakdoğulu akını, lokanta-restoran sektörünü de hareketlendirdi. Uzakdoğulu konuklar, damak tatlarına uygun olmadığı için genellikle Türk yemeklerini tercih etmiyor. Bu nedenle son yıllarda İstanbul'da çok sayıda Çin, Kore ve Japon restoranı açıldı. Bu şehirde 30 civarında Uzakdoğu restoranı bulunuyor.
Yeni restoran açmak isteyen pek çok Uzakdoğulu girişimci de Sultanahmet ve Taksim gibi bölgelerde yer arıyor. Kısa sürede Türkiye'ye uyum sağlayan Uzakdoğulu restoran işletmecileri hem kendi aralarında hem de Türk meslektaşlarıyla yoğun bir rekabete girmeye başladılar. Daha önce bir Uzakdoğu restoranında ortalama 20 dolara satılan menü rekabet sonucu 5 dolara kadar düştü. Güney Koreli Jae Wook Lee, 10 yıldır Sultanahmet'te restoran işletiyor.
'Han Kuk Kwan' isimli restoranın sahibi Lee, Dünya Kupası'nda Güney Kore ile Türkiye'nin yaptığı maçın Koreli turist sayısını arttırdığını belirtiyor. Son yıllarda işleri açılan Jae Wook Lee, aynı zamanda rekabet nedeniyle fiyatların düşmesinden şikayetçi. Çorba, be� farklı meze türleri ve �� ana yemekten oluşan menüleri önceki yıllara göre çok daha ucuza vermek zorunda kaldıklarını kaydediyor.
Bazı Uzakdoğulu döner ve dürüm gibi düşük fiyatli Türk yemeklerini tercih ettiğini ifade ediyor. 57 yaşındaki Hee Sean Yoon ise 20 yıldır Sultanahmet'te restoran işletiyor. Türkiye'ye turist getiren bir seyahat acentesinin sahibiyken restoran açmaya karar vermiş. Biri Güney Koreli, biri Çinli iki restoran açan Yoon, Taksim'de ikinci bir şubeyi açmak istiyor; ancak yüksek kiralar nedeniyle düşüncesini hayata geçirmekte zorlanıyor.
Çoğu Güney Koreli, günde ortalama yüz müşteri ağırlayan Yoon, turist sayısının artmasından dolayı işlerinin iyi gittiğini söylüyor. Boş vakitlerinde Korece Kur'an-ı Kerim okuyan Yoon, Türkiye'nin kültürel özelliklerinin Koreliler'in ilgisini çektiğini, gelecek yüzyılda turist akının daha da artacağını söylüyor.
Damak tatları farklı; yağlı ve tuzlu yemiyorlar.
Uzakdoğulular'ı diğer turistlerden ayıran en önemli özellik, damak tatlarının farklı olması. Avrupalı turistler döner, kebap gibi yiyeceklere talep gösterirken Uzakdoğulu'lar yağlı, tuzlu yemeklerle tatlıları tercih etmiyor. Hala İstanbul'da 15 Çin, 13 Japon ve 4 Güney Kore restoranı faaliyet gösteriyor. Uzakdoğulu restoranlar turistik bölgelerin yanı sıra alışveriş merkezleri ve otellerin içinde de hizmet veriyor. Öte yandan Marmaray projesinde açılan ve iş seyahati için Türkiye'ye gelen çok sayıda Asyalı da Uzakdoğu restoranları için ayrılan bir müşteri kitlesi oluşturuyor. Restoranlar, sushi gibi meşhur yemeklerle Türkler'den de yoğun ilgi görüyor. Uzakdoğulu turistler Avrupalılar'ın aksine Türkiye'ye daha çok kültürel turizmi için geliyor. Kültürel bölgeleri yerine İstanbul ve Kapadokya gibi tarihi ve kültürel değerleri yüksek yerleri ziyaret ediyorlar. Türkiye'ye gelen Güney Koreli, Çinli ve Japon turist sayısı da istikrarli bir seyir izliyor. Avrupa ve Rusya gibi bölgelerden gelenler arasında yüzyıllara göre dalgalanmalar yaşanırken, Uzakdoğulu turist sayısı her yıl önemli ölçüde artıyor. 2005'in 8 aylık döneminde 50 binlerde seyreden Japon turist sayısı, bu yüzden aynı döneminde 112 bine yükseldi. Çin'den gelenler 26 binden 43 bine, Güney Koreliler ise 64 binden 94 bine yükseldi. Tayvan, Tayland, Malezya, Endonezya, Singapur gibi bölgelerden gelen ziyaretçilerin sayısı da her yıl ikiye katlanıyor.
İsa Sezen
15 Eylül 2007, Cumartesi