yukari
Konuyu Oyla:
  • Derecelendirme: 0/5 - 0 oy
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
United Silla Architecture
#1
United Silla Architecture / Birleşik Silla’da Mimari

Kore Mimarisi Tarihçesi
Yoon, Chang Sup ( Ulusal Bilimler Akademisi Üyesi)
Atölye Profesörü KOH- Mimari Tasarım Lab. / Gyeongsang Ulusal Üniversitesi


Tüm Kore yarımadasının birleştiği Birleşik Silla krallığı döneminde Koreli kurumlarda köklü değiştirmelere gidilmiştir. Birleşik Silla Çin’deki T’ang hanedanlığının tam manasıyla gelişmiş kültürünü özümsemiş ve aynı zamanda kendisine eşsiz bir kültürel kimlik oluşturmuştur.

T’ang hanedanlığından yeni Budist mezhepler getirilmiş ve Budist sanatı geliştirilmiştir. Bu dönemde bu sanatın tüm dalları barış ve kültürel gelişme adına büyük yeniliklere sebebiyet vermiştir.

Eski ihtişamının tüm izleri şu anda neredeyse tümüyle kaybolmuş olsa da, mimarlık kraliyetin başkenti Kyongju’da gelişme göstermiştir.r. En yoğun olduğu yerde yaklaşık bir milyon nüfusuyla bu şehir, yedi millik arazide yaklaşık beş verimli havzanın çevrelediği iki nehir ve üç dağın bağlantı noktasında bulunmaktadır. Şehrin kentsel alanları geliştirilmiş ve üç aşamalı olarak genişletilmiştir. İkinci aşamada, Hwangyong Tapınağı merkezinde bulunmaktadır, bölge genelinde sokaklara desenli parmaklıklarla ağlar döşenmiştir.

Bu Saray yerleşimlerinden biri, eski binanın yerini belirterek korunmuş olan duvarlarında taş işçiliği olan yapay Annap Gölü ile dikkat çekmektedir. Şehirdeki soyluların oturdukları bölge, soylulara ayrıcalık tanıyan; ama halk tabakasından olanlara yasaklanmış olan inşaat kanununa uygun bir şekilde inşa edilmiş olan mükemmel evlerden oluşmuştur. Binanın kalıntılarından parçalar her yerde bulunmuştur. Bunlardan sağlam şekilde kalanların şık ve zarif tasarımları görülmektedir.

Budist tapınaklarının planları iki pagoda (Budist tapınağı) ile tanımlanmıştır, merkezi ana salonun hemen önü olup ve diğer binalar ile kuzey-güney ekseninde simetrik bir düzendedir.

Pulguk Tapınağı


Toham dağının eteğinde taş platformun üzerine inşa edilen Kore’deki en eski tapınak olan Pulguk Tapınağı Kyongju yakınlarında bulunur. Tapınak ilk olarak altıncı yüzyılın başlarında kuruldu ve 752 yılında tamamıyla yeniden inşa edilmiştir. Özgün platform ve yapıtın temellleri günümüze kadar bozulmadan kalmış ancak mevcut olan ahşap binaların Choson hanedanlığı döneminde yeniden inşa edildiği bilinmektedir.

Platformun iki katlı taş işçiliği mimari organizasyon ve gelişmiş inşaat metodlarının mükemmel bir anlamını gözler önüne sermiştir. İki taş kapartma tapınağın ana salonunun önünde durmaktadır.

Avlunun solunda bulunan daha basit Sokka-top insan aklının eremeyeceği Buda’nın ortaya çıkışını temsil etmektedir. İki katmanlı temeli ve yirmi beşlik kendi yüksekliği ile toplamda üç katlıdır. Pagoda basit süslenmemiş ayaklı levha ve üç katlı stupa (Budizmin en önemli yapısı olan ve içinde kutsal emanetler saklanan Hint kökenli anıt.)’dan oluşmaktadır, her birisi beş saçak ve kesikli basamaklı çatılardan oluşmuştur. Bu özellikleri ile Kore taş kapartmalarının tipik bir biçimini oluşturmuştur.

Sarayın sağında Dabotab karmaşık Buda'nın çeşitli evrenlere yönelik öğretilerini temsil eder ve Asya'nın en uzak köşesindeki Kore'de eşsiz ve tektir. Otuz beş ayaklık yüksekliğiyle bu pagoda, kenarlıklarıyla birlikte dört ana katının her bir yanındaki merdiven boşluklarıyla bir yer döşemesine sahiptir ve bitirilmiş bilyeli tabaka biçimindeki kavis dizisi diye nitelendirilmektedir. Lotus çiçeği desenli motif, kalıplar ve pagodanın diğer ayrıntıların süsleme tasarım motifi gözle görülür.


Sokkuram


Sokkuram, Toham tepesi üzerinde yer alan kayadan bir mağara mezardır. Pukguk Tapınağı’nı inşa eden aynı usta mimar tarafından inşa edilmiş ve aynı dönemde inşa edilmiştir. Bu mağara tapınağının tepesinin üstü toprakla kaplanmasıyla doğal bir manzaranın görünümü el edilmiş, yapay ve ustaca granit blokları ile inşa edilmiştir. Tapınak duvarlarının her iki tarafında ve ana odaya giriş yolunda Budizm koruyucularının figürleri ile oyulmuş büyük taş levhalarla kaplı dikdörtgen bir ön oda bulunmaktadır. Merkezindeki bir lotus temeli üzerindeki Buda heykel zarif odanın en belirgin özelliğidir. Çember şeklindeki ana mezar odası zarif bir tavanla örtülmüştür ve bodhisattvalar ile on havariyi resimleyen taştan oyulmuş duvar tablolarıyla çevrilmiştir.

Kayadan oluşan mağara mezarları Asya’da nadir bulunmamaktadır, ancak bu mezarlar ve inşa edilen heykeller birkaç sanatı bir arada yüksek düzeyde temsil etmektedir.


English

Brief History of Korean Architecture
Yoon, Chang Sup (Member,National Academy of Sciences)
Atelier Professor KOH -Architectural Deasign Lab. / GyeongSang National University



After the unification of the Korean peninsula into the kingdom of United Silla, Korean institutions were radically transformed. United Silla absorbed the fully matured culture of the T'ang dynasty in China, and at the same time developed a unique cultural identity.

New Buddhist sects were introduced from the T'ang and Buddhist art flourished. It was a great period of peace and cultural advancement in all helds of the arts.

Architecture flourished in the royal capital of Kyongju, though almost all traces of the former glory have vanished at the present time. The city with nealy a million inhabitants at her peak was strategically located at the junction of two rivers and three mountains encircling a fertile basin of about five by seven miles in area. The urban area of the city was developed and expanded in three stages. In the second stage, when Hwangyong Temple was located in the center, the region was developed into the grid network of road patterns with wide streets.

One of the Palace sites is marked by the artificial lake of Annap with stone works of retaining walls delineating the former building location. The residential district of the nobles in the city was composed of great houses which were constructed conforming to the the building code that granted privileges to the nobles, but forbidden to the commoners. Tiles from many ruins of the buildings were found everywhere. Of those that are still intact, show elegant and graceful design.

The plans of Buddhist temples were characterized by two pagodas in front of the central main hall in a symrnetrical layout on the north-south axis with other buildings.

Pulguk Temple

Pulguk Temple, built on a stone platform at the foothill of Mt. Toham near Kyongju, is the oldest existing temple in Korea. The temple was first founded early in the sixth century and was entirely rebuilt and enlarged in 752. The original platform and foundations have remained intact to the present, but the existing wooden buildings were reconstructed during the Choson dynasty.

The stone work of the two story platform exhibits a superb sense of architectural organization and advanced building methods. Two stone pagodas stand in front of the main hall of the temple. The simpler Sokka-top located to the left of the court represents Buddha's manifestation in a transcendent calm. It has three stories with two pedestal layers and a total height reaching about twenty-five feet. These characteristics constitute a typical form of the Korean stone pagodas.

To the right of the court, the complex Tabo-tap represents Buddha's manifestation in a diversified universe, and is unique in Korea, further so in Asia. With a height of thirty-five feet, this pagoda has one pedestal with a staircase on each side, four main stories with balustrade and is characterized by the final crown-ball-and-plate sequence. The design motif of the lotus flower is apparent in mouldings and other details of the pagoda.

Sokkuram

The rock cave shrine of Sokkuram is located on the crest of Mt. Toham. It was built by the same master architect of Pulguk Temple, and built around the same era. This cave shrine was artificially and skillfully constructed with granite blocks and covered with an earth mound on top to give the appearance of a natural landscape. The shrine boasts a rectangular anteroom lined with large stone slabs carved with the figures of the protectors of Buddhism on each side of the walls and at the entrance passageway to the main chamber. The circular main chamber covered by an elegant dome ceiling and surrounded by carved stone wall panels depicting bodhisattvas and the ten disciples. The graceful statue of Buddha on a lotus pedestal in the center is the dominant feature of the chamber.

Rock cave shrines are not rare in Asia, but few of these shrines and sculptures reveal such high level of artistry. None are as religiously and artistically complete in overall design as those at Sokkuram.





Seher Seheri'ni çook seviyor ama belki Seher Seheri'ni daha çok seviyordur. xD --- yongseng
Cevapla
#2
Teşekkür ederiz. Smile
Cevapla
#3
Her zaman olduğu gibi Seher'den detaylı bir konu daha. Smile Ellerine sağlık. ^^
D.Mod. » 01.07.2011
Mod. » 19.07.2011
Süper Mod. » 18.08.2011
Koordinatör » 26.10.2011
Co-admin » 27.01.2012
Admin » 24.03.2012
S.Admin » 30.11.2012
Cevapla
#4
Görüntü çok ilgi çekici, görmeyi isterdim...
Cevapla
#5
United Silla Architecture
Brief History of Korean Architecture
Yoon, Chang Sup (Member,National Academy of Sciences)
Atelier Professor KOH -Architectural Deasign Lab. / GyeongSang National University
Translate: Seher KOÇ

>>> https://www.facebook.com/groups/kgfatr/
Cevapla




Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi