My Honorable Action: Korean War" (An Interview with Korean War Veteran Mehmet Selim Kara) / ''Onur Kösem Kore Savaşı''(Kore Gazisi Mehmet Selim Kara İle Röportaj)
![[Resim: toren2.jpg]](http://img841.imageshack.us/img841/1158/toren2.jpg)
Mehmet Selim Kara:
Her insanın geçmişiyle bütünleştiği ve gurur duyduğu hatıraları vardır. 79 yıllık ömrümde birçok başarıyı ve mutluluğu yaşadım. Ülkemden çok uzaklarda, dünya barışı için Kore'de cephede savaştım. Bu benim en büyük gururum.
Bugün birçok kişi Mehmet Selim Kara yerine "KORELİ" diye hitap eder. "KORELİ" ismi bana Kore Savasi'ndan gazi olarak döndüğüm için halkımın verdiği bir ödüldür. Bu ödül bugün de “Mehmet Selim Kara” isminin önündeki yerini koruyor. Bütün hayatimi etkileyen anılarımın arasında Kore Savasi'nin yeri çok büyük. Çalışma masamın tam karşısındaki dolabımda ödüller, şiltler, beratlar, madalyalar kısaca onur köşem bulunuyor. Bunların arasında üzerinde madalyalarımın ve rozetlerin olduğu ceketimin ayrı bir yeri var. Bu ceket bana Kore Savaşı’nı hatırlattığı için sadece özel günlerde geçmişin onuru ve ağırlığıyla giyerim. Manevi değeri paha biçilmez birçok madalya bu ceketimde yerini almıştır.
Ceketimdeki iki madalya dışındakilerin hepsi Kore Savasi'yla ilgilidir.
İlk ödülüm, Birleşmiş Milletler’in ve Kore'nin verdiği Kore Madalyası’dır. Kore Savaşı bitince 1951 yılında önce Birleşmiş Milletler sonra da Kore devleti madalya verdi. Bunu, Türk Muharip Gaziler Derneği’nin verdiği madalya izledi. Kore Savaşı ve sağlanan barışta biz Türk askerinin katkısını dünya gördü ve takdir etti. Bunlar bizler için gurur kaynağıdır.
Madalyalarımın bulunduğu bu dolapta Kore'ye ait başka hatıralarımı da saklıyorum ve sergiliyorum. Örneğin 1950 yılı yapımı Baretta marka bir tabanca. Bir Amerikalı subayın hediyesidir bu. Çok zorlu bir kesif-gözetleme şoförlüğü yaptım ve başarılı da olduk. Amerikalı Subay, cebinde taşıdığı bu silahı bana hatıra olarak verdi. 1942 yılı yapımı bir Amerikan Matarası. Orijinal kılıfı ile birlikte saklıyorum.
Kore ilgili anılarım bitmez. Aradan 50 yıl geçti, kanlarımızla işgalden kurtarıp barış getirdiğimiz o topraklar bizleri unutmamış. Barisin 50. yılı nedeniyle Kore'ye davet edildik. Türkiye'den 9 gazi gittik oraya. Ancak benim birliğimden kimse yoktu. Bugünlerde sayılarımızın daha da azaldığını düşünüyorum. Kore'de bizi havaalanında büyük basın ordusu karşıladı. Yakınlık gösterdiler, gazeteler gelişimizi haber yaptı. Bir de, bizimle anket yaptılar. "Kore'ye ne zaman geldin?", "Hangi limanda indin?", "Nerelere gittin?" gibi sorular vardı. Ben sanki o gün bunları yaşamış gibi yazdım. İlk ayak bastığımız Busan Limanı, Busan Limanı'ndan sonra Teagu, oradan Amerikan piyadesi arkasından cepheye gittik. Tokcon şehrini işgal etmeye gidiyorduk, arkamız çevrildiği için geri döndük. İlk savaş Vovon'da başladı. Aksam üzeri Vovon'dan Sinimli'ye geldik ve Sinimli'de baskına uğradık. Baskından sonra Kuzey Kore'nin baş şehri Piankong'a geldik. şehrin kuzeyinde bir gece geçirdikten sonra güneye geçtik ve Kesong'e geldik. Kesong'da büyük bir merasim yapıldı. Kimpo Yarımadası'nda eksiklerimiz tamamlandı. İlk cepheye girişimiz Kumyangj-ni'de oldu ve çok çetin bir muharebe yaşandı. Amerikalılar orada başarılı olamıyordu. Bir gecede orayı darmadağın ettik ve düşmandan kurtardık. İlerlemeye başlayarak Seoul'u kurtardik. Velhasıl bütün süreci böyle anket formunda anlattım.
Kaynak / Source
![[Resim: toren2.jpg]](http://img841.imageshack.us/img841/1158/toren2.jpg)
Mehmet Selim Kara:
Her insanın geçmişiyle bütünleştiği ve gurur duyduğu hatıraları vardır. 79 yıllık ömrümde birçok başarıyı ve mutluluğu yaşadım. Ülkemden çok uzaklarda, dünya barışı için Kore'de cephede savaştım. Bu benim en büyük gururum.
Bugün birçok kişi Mehmet Selim Kara yerine "KORELİ" diye hitap eder. "KORELİ" ismi bana Kore Savasi'ndan gazi olarak döndüğüm için halkımın verdiği bir ödüldür. Bu ödül bugün de “Mehmet Selim Kara” isminin önündeki yerini koruyor. Bütün hayatimi etkileyen anılarımın arasında Kore Savasi'nin yeri çok büyük. Çalışma masamın tam karşısındaki dolabımda ödüller, şiltler, beratlar, madalyalar kısaca onur köşem bulunuyor. Bunların arasında üzerinde madalyalarımın ve rozetlerin olduğu ceketimin ayrı bir yeri var. Bu ceket bana Kore Savaşı’nı hatırlattığı için sadece özel günlerde geçmişin onuru ve ağırlığıyla giyerim. Manevi değeri paha biçilmez birçok madalya bu ceketimde yerini almıştır.
Ceketimdeki iki madalya dışındakilerin hepsi Kore Savasi'yla ilgilidir.
İlk ödülüm, Birleşmiş Milletler’in ve Kore'nin verdiği Kore Madalyası’dır. Kore Savaşı bitince 1951 yılında önce Birleşmiş Milletler sonra da Kore devleti madalya verdi. Bunu, Türk Muharip Gaziler Derneği’nin verdiği madalya izledi. Kore Savaşı ve sağlanan barışta biz Türk askerinin katkısını dünya gördü ve takdir etti. Bunlar bizler için gurur kaynağıdır.
Madalyalarımın bulunduğu bu dolapta Kore'ye ait başka hatıralarımı da saklıyorum ve sergiliyorum. Örneğin 1950 yılı yapımı Baretta marka bir tabanca. Bir Amerikalı subayın hediyesidir bu. Çok zorlu bir kesif-gözetleme şoförlüğü yaptım ve başarılı da olduk. Amerikalı Subay, cebinde taşıdığı bu silahı bana hatıra olarak verdi. 1942 yılı yapımı bir Amerikan Matarası. Orijinal kılıfı ile birlikte saklıyorum.
Kore ilgili anılarım bitmez. Aradan 50 yıl geçti, kanlarımızla işgalden kurtarıp barış getirdiğimiz o topraklar bizleri unutmamış. Barisin 50. yılı nedeniyle Kore'ye davet edildik. Türkiye'den 9 gazi gittik oraya. Ancak benim birliğimden kimse yoktu. Bugünlerde sayılarımızın daha da azaldığını düşünüyorum. Kore'de bizi havaalanında büyük basın ordusu karşıladı. Yakınlık gösterdiler, gazeteler gelişimizi haber yaptı. Bir de, bizimle anket yaptılar. "Kore'ye ne zaman geldin?", "Hangi limanda indin?", "Nerelere gittin?" gibi sorular vardı. Ben sanki o gün bunları yaşamış gibi yazdım. İlk ayak bastığımız Busan Limanı, Busan Limanı'ndan sonra Teagu, oradan Amerikan piyadesi arkasından cepheye gittik. Tokcon şehrini işgal etmeye gidiyorduk, arkamız çevrildiği için geri döndük. İlk savaş Vovon'da başladı. Aksam üzeri Vovon'dan Sinimli'ye geldik ve Sinimli'de baskına uğradık. Baskından sonra Kuzey Kore'nin baş şehri Piankong'a geldik. şehrin kuzeyinde bir gece geçirdikten sonra güneye geçtik ve Kesong'e geldik. Kesong'da büyük bir merasim yapıldı. Kimpo Yarımadası'nda eksiklerimiz tamamlandı. İlk cepheye girişimiz Kumyangj-ni'de oldu ve çok çetin bir muharebe yaşandı. Amerikalılar orada başarılı olamıyordu. Bir gecede orayı darmadağın ettik ve düşmandan kurtardık. İlerlemeye başlayarak Seoul'u kurtardik. Velhasıl bütün süreci böyle anket formunda anlattım.
Kaynak / Source
°• °• °• Korea Fans°• °• °•