Yorumları: 14,326
Konuları: 759
Kayıt Tarihi: 06-10-2008
Teşekkür Puanı:
848
03-04-2009, Saat: 23:49
(Son Düzenleme: 09-08-2012, Saat: 17:07, Düzenleyen: YUM X.)
Index
Dr.Özgür Röportaj
Dr.Özgür Röportaj 2
Röportaj
Çılgın Kız İle Röportaj
Bayan Debbie İle Röpotaj
hube83 Nickli Modumuz İle Röportaj
Onur Özçetin İle Röportaj
cado-hapkido Nickli Üyemizden Küçük Notlar
Fazlı Şahan İle Küçük Bir Röportaj
Anyoung haseo İle Röportaj
Anyoung haseo Resimleri
İZİNSİZ KULLANMAK YASAKTIR!
EĞER KULLANIRSANIZ KAYNAK OLARAK LÜTFEN
www.korea-fans.com
YAZINIZ
Arkadaşlar bazı araştırmalarım ve burada gördüğüm konu üzerine aklıma Güney Kore'yi gidenlerin dilinden dinlemek istedim.
Türkiye Güney Kore savaşında yer aldığı için vize sorunu falanda yok. Bende önceden Kore’ye giden kişilerin anılarını derledim,
3 bakış açısından Kore;
Nereye giderseniz gidin sizi ilk karşılayan şey güler bir yüz bu ülkede. Yardımcı olmak ve saygı duymak eylemlerinin ne anlama geldiğini burada daha iyi anlıyorsunuz. İngilizce bilenlerin sayısı oldukça fazla. Ama İngilizceleri size komik gelebiliyor. 55 dedirtmeyi denediğinizde piptipipe diye gülünç bir şey duyuyorsunuz f harfi ile sorunları var. Ayrıca çok utangaçlar, eğer ki bir şey sordunuz bilemediklerinde panik yapıp ortadan kaybolabiliyorlar. Birisine bir adres sormaya görün, yakınındaysanız adresin hemen götürüyorlar kendileri. ama işlemcileri biraz yavas çalışıyor.
Bir soru sorduğunuzda cevabını beklemeniz gerekli ikinci soruyu hele ki üçüncü soruyu sorduğunuzda işlemcileri yanıyor. İş konusunda oldukça titizler. sabahları ise topluca jimnastik yaparak başlıyorlar. Çalışma alanları ise hep temiz görünüyor. Saatlere hep uyuyorlar. Saat 12 olduğunda kimse onları öğle yemeğinden alamaz. Akşam ise mesai bitişi hepsi yollara düşüyor. Trafik oluyor bizdeki gibi. bazı bölgelerinde belli hız sınırları var. Kırmızı ışıklarda ve hız sınırlarının olduğu yerlerde fotoğraflı radarlar mevcut. Navigasyon aleti var ise arabada sizi radar olduğuna dair uyarıyor. Yerleşim planları küçük iki katlı evler olduuu gibi artan nüfusun yaşayabilmesi için toplu konut tarzı apartmanlar mevcut. En büyüğü dediğiniz evleri 70 m2 ve bütün apartman daireleri aynı planla yapılmış. Bir evden bir eve geçmek ve eşyaları sığdırmak için uğraşmaya gerek yok sanırım. Ev kiraları yaşanılan bölgeye göre değişiyor. Ayrıca evlerin kirası belli bir depozito karşılığı yarıya kadar iniyor. Bunun sebebi depozitonun çok olması ve ev sahibinin bu parayı yapılan sözleşme süresi boyunca işleterek üzerinden para kazanması.
Türklere karşı sempatilerini tam olarak bilemem ama yabancılara karşı sempatileri var. Korece merhaba ve teşekkür ederim dediklerinde çok şaşırıyor ve ilgileri bir kat daha artıyor. Ardından Korece konuşmaya çalışıyorlar ama sonuç gülümsemelerle İngilizceye dönüyor. Yemekler konusu titiz bir insan için çok zor, Türkiye de her şeyi yerim diyen birisi için bile zorlu durumda. Denizden babam çıksa yerim deyimi kesinlikle Koreliler için geçerli. Ekmek diye bir kavram mevcut değil. Sebze her türlü yemeğin içine giriyor. Yosun ise kurutulmuş kare biçiminde kesilmiş olarak çarşı pazar her yerde satılıyor. Ekmek niyetine marul ve yosun kullanılıyor. Acı yemeklerde kesinlikle mevcut. Wasabi, sarımsak, yeşil biber en çok yemeklerde kullanılan acılar. Lahana kokuları öğleye yakın bütün şehri kaplıyor. Çevrede sokak hayvanı diye bir kavram yok. Koca ülkeden bir tane kedi gördüm o da havalimanındaydı. Köpek besleyenler var ama yemek için besleyen lokantalar da mevcut. Her köpeği yemediklerini ve köpeğin her köşe başında tüketilmediğini öğrendim. Kırmızı et genelde Yeni Zelanda ve Avustralya kökenli, kesinlikle lezzetsiz. Domuz eti daha çok tüketiliyor. Tatlı kültürleri bizim gibi değil, daha çok pasta, kek bulunuyor. Bizim tatlılar ise onlara çok şekerli geliyor. Batılıları çok seviyorlar, onlara karşı bir özenti mevcut. Yolda yürürken öğrenciler size yaklaşıp hi diyorlar ve gülüyorlar. Bu olayda İngilizce öğrendigimiz ortaokul yıllarında turistlere hi deme merakımın burada bana karşı kullanıldığını görünce gerçekten garipsedim. Para birimi olarak Won kullanılıyor ve 1 dolar 860 ila 890 won arası bir şey. Paranızı kesinlikle bir bankada bozdurun karınız daha yüksek olacaktır. Teknolojik bir ülke olmasına rağmen oradan bir ürün alacak kadar hesaplı değil. Cep telefonu almaya kesinlikle kalkmayın adamlar sim kart kullanmıyorlar. Daha yüksek bir teknoloji var ve bu teknolojiye göre üretilmiş telefonlar var. Türk hatları kesinlikle Kore' de çalışmıyor. Uzun süre kalacaksanız oraya ait bir telefon almanız daha mantıklı. Orada burada satılan kartlar sayesinde sanırım 10.000 won luk kart ile Türkiye ile 4 saat konuşabiliyorsunuz. En çok vaktimi Ulsan kentinde geçirdim. Bir adı ise hyundai. Burası her tarafı hyundai ile kaplı bir şehir. Hyundai araba fabrikasında 12 saniyede 1 araba üretiliyor. Arabalara bakınca zaten durum ortaya çıkıyor.
Mercedes ve Amerikan arabalarının kasasının aynısınmevcut fakat markaları Hyundai. Dışarıdan araba getirtmek çok pahalı olduğundan Hyundai ile yapılmış olan anlaşmalar ile diğer araba markalarının biraz değişikleri hyundai etiketi ile trafikte cirit atıyor. Acuma dedikleri yaşlı teyzeler trafikte oldukça sorun çıkarıyor. Trafikte dikkat edilmesi gereken hususlar hızlı giden bir acumanın arkasına kesinlikle gelmeyin. Birden karar verip 180 derece dönebiliyorlar yolun ortasından. Trafikle ilgili olarak kırmızı ışıkta bekleyen arabalar karşı yönden gelip önlerinden dönenlerin gözünü almasın diye farlarını söndürüyor.
Kızlarına gelince; evet gerçekten çok güzeller. Kendilerine çok özen gösteriyorlar. Pürüzsüz bir cilde sahipler. Elleri ve saçları her daim bakımlı. Saç bakımı onlar için çok önemli. Burada göreceğiniz şekilde saçları kırıklarla dolu, dağınık, yarısı boyalı saçları göremezsiniz. Gençlerin saçları uzun. Yaşlıların ise kısa ve permalı. Bunun sebebi saçlara önem veren bir halkın yaşlandıkça saç sayısının düşmesi sonucu gösterişin sona ermemesi için saçları kısa tutup perma çektirdikleriyorlar olmalar. Mini etek giyip altına çizme giymek büyük bir moda. Korece çok zor bir dil değil. Alfabelerindeki şekiller herbir harfi temsil ediyor. Japonca ya da Çincedeki gibi şekiller heceyi temsil etmiyor. 1 yılda orada gidilecek bir kurs ile rahatça konuşabilirsiniz. Ayrıca korece konuşan yabancılar çok ilgi çekiyor. Aklımda kaldığı kadarı ile Kore böyle bir yer. Kesinlike gidilesi görülesi belki de yerleşip kalınası bir ülke.
Yorumları: 14,326
Konuları: 759
Kayıt Tarihi: 06-10-2008
Teşekkür Puanı:
848
03-04-2009, Saat: 23:58
(Son Düzenleme: 14-03-2011, Saat: 14:57, Düzenleyen: Ayenzel.)
Arkadaslar insAllah beyenirsiniz, daha ekleyeceklerim var.
Yorumları: 6,021
Konuları: 417
Kayıt Tarihi: 06-03-2009
Teşekkür Puanı:
347
04-04-2009, Saat: 0:01
(Son Düzenleme: 14-03-2011, Saat: 14:58, Düzenleyen: Ayenzel.)
Güzel bi konu, tesekkürler paylasim için.
Yorumları: 14,326
Konuları: 759
Kayıt Tarihi: 06-10-2008
Teşekkür Puanı:
848
04-04-2009, Saat: 0:16
(Son Düzenleme: 14-03-2011, Saat: 14:58, Düzenleyen: Ayenzel.)
Birsey degil canim.
Yorumları: 2,594
Konuları: 161
Kayıt Tarihi: 23-02-2009
Teşekkür Puanı:
377
04-04-2009, Saat: 0:28
(Son Düzenleme: 14-03-2011, Saat: 14:59, Düzenleyen: Ayenzel.)
Paylasim için tesekkürler.
Yorumları: 14,326
Konuları: 759
Kayıt Tarihi: 06-10-2008
Teşekkür Puanı:
848
04-04-2009, Saat: 0:32
(Son Düzenleme: 15-03-2011, Saat: 14:29, Düzenleyen: Ayenzel.)
Arkadaslar ben kalp hastasiyim bu yüzden tabii ki de bir kalp doktorum var ve doktorum Güney Kore'ye gitti ama bana söz verdi benide Kore'ye götürecek neyse bende onunla bir röportaj yaptim Güney Kore hakkinda bana göre çok fazla seyler söyledi.
Yorumları: 14,326
Konuları: 759
Kayıt Tarihi: 06-10-2008
Teşekkür Puanı:
848
04-04-2009, Saat: 0:38
(Son Düzenleme: 15-03-2011, Saat: 14:30, Düzenleyen: Ayenzel.)
Birsey degil canim devami gelecek doktorum Türkiye'de degil su an Ingiltere'de bana oradan bos vakitlerinde e-mail olarak atiyor bende buraya yazacagim.
Yorumları: 14,326
Konuları: 759
Kayıt Tarihi: 06-10-2008
Teşekkür Puanı:
848
04-04-2009, Saat: 12:31
(Son Düzenleme: 12-04-2010, Saat: 17:33, Düzenleyen: littleyuri.)
Yorumları: 14,326
Konuları: 759
Kayıt Tarihi: 06-10-2008
Teşekkür Puanı:
848
04-04-2009, Saat: 12:38
(Son Düzenleme: 12-04-2010, Saat: 17:36, Düzenleyen: littleyuri.)
2003 yilinin Kasim ayinda SEUL ' un iki havaalanindan biri olan INCHEON HAVAALANINA dogru Istanbul'dan Güney Kore yolculuguma basladim. Türk Hava Yollari Istanbul'dan yaklasik 10 saatte Seul'e variyor. Türkiye ile Güney Kore arasinda 7 saatlik zaman farki var.
Güney Kore Türk vatandaslarindan vize istemiyor. Avrupa ve Amerika'nin aksine Türk olmanin avantajini yasadiginiz bu ülkede 90 günlük vizenizi giriste rahat bir sekilde alabiliyorsunuz. Havaalanindan sehir merkezine, önemli otellerin oldugu yerlere KAL Limousine Buses denen otobüsler isliyor. Ismi sizi yaniltmasin, biraz daha lüks otobüsler, limuzin degil yani. Fiyatlari makul sayilir, eger sizi havaalaninda karsilayan biri yoksa, kalacaginiz yere gitmenizi saglayacak en saglikli çözümlerden. Ayrica Deluxe ve normal sehir otobüsleri de var. Seul metrosu daha Incheon havaalanina ulasmamis ama bir kaç sene içinde bitirilecekmis.
Güney Kore'de tamamen yerli markalar piyasaya hakim. Özellikle otomobiller arasinda Avrupa marka görebilmek için yollarda oldukça dolasmaniz gerekli. Havaalanindan otele gidene kadar geçen yaklasik 1.5 saatlik yol boyunca en fazla bir elin parmaklari kadar yabanci otomobil sayabildim. Otomobiller ülkede yasayan her kesime hitap edecek tarzda üretilmis. Kimi mini, kimi bir BMW benzeri, kimi de 4*4 jip. Ülkedeki büyük markalar herseye el atmislar. Örnegin LG hem benzin istasyonlarinda hem de küçük market isletmelerinde var. Samsung insaat sektörüne de el atmis. Bizim iyi bildigimiz Hyundai isimli otomobiller ile ayni isimli alisveris merkezleri de var.
1950'li yillarda Kore güney ve kuzey olarak ikiye ayrilmis. 80'li yillara kadar Kuzey Kore , SSCB destegi ile güneye göre daha ön plandaymis. Ancak 90'li yillarda elektronik, otomobil ve diger gelisen teknolojilerde yaptigi atilimlar, Güney Kore'nin kuzeye göre belirgin bir üstünlüge, hatta dünyada bile öncü devletlerden biri olmasina sebep olmus. Iki ülke yalnizca Korelilerden olusan bir halka sahip olmasina ragmen diger ülkelerin baskilari, zit iki ülke yaratmis. Güney Kore'nin tek kara siniri Kuzey Kore'ye. Hiçbir sekilde ülkeye karadan ulasma sansiniz yok.
Güney Kore'nin para birimi Won. 1$ yaklasik 1.150 Won. Ülkenin alani 99.274 Km2. Türkiye'nin yaklasik 1/8 i kadar olmasina ragmen nüfusu 50 milyon. Anadolu gibi 3 tarafi denizlerle çevrili bir yarimadadan olusuyor. Konusulan dil Korece. Yazilarinda kullanilan sekillere dikkat edildiginde diger uzak dogu dillerine göre daha kolay sekillerden olustugu anlasiliyor.
Seul
Seul'de trafik Istanbul gibi sikisiyor. Zaten Seul büyüklügü ve karmasik yapisi ile Istanbul'a oldukça benziyor. Seul'ün nüfusu 15 milyonun üzerinde. Yandaki fotografi kaldigim otelin odasindan çektim. Uzaktaki meshur Seul kulesi bizdeki Çamlica tepesini hatirlatiyor. Yer probleminden dolayi yeni yapilan konutlar çok küçük oturma alanina sahip ancak çok fazla katlilar. Ana caddeler çok genis, özellikle 2002 dünya kupasindan sonra sehire oldukça çeki düzen vermisler. Çok iyi çalisan ve oldukça genis aga sahip metro sistemleri mevcut.
Taksi ücretleri makul, ancak iki tip taksi var. Lüks olan 4.000 Won (3.5$), normal taksi 1.600 Won (1.4$) olarak taksimetre açiyor ve aralarindaki tek fark araçlarin konforu. Taksilerin üzerindeki "Free Interpreter" yazisina mutlaka dikkat edin, eger yazmiyorsa gideceginiz yeri anlatana kadar zorlanabilir, ya da kendinizi alakasiz bir yerde bulabilirsiniz. Her ihtimale karsi kaldiginiz otelin bir kartini cebinizde bulundurun.
Seul'ün tam ortasindan Han Nehiri geçiyor ve sehiri ikiye ayiriyor. Bu yüzden sehirde oldukça fazla köprü var. Köprülerin hepsi 1950'li yillardaki Kore savasindan sonra yapilmis. Çünkü savas sirasinda saglam bir tane bile köprü kalmamis.
Seul'de gezerken kendinizi uzak doguda hissetmiyorsunuz, çünkü yasama Avrupa ve Amerikan tarzi agirligini koymus. Bu durumu bir Koreliye sordugumda bana biz onlarin yalnizca bize yarayacak kisimlarini aliyoruz , kendi kültürümüzü de sonuna kadar sakliyoruz diye açiklama yapti. Gerçekten de özellikle misafirperverlikleri hiç Avrupa'lilara benzemiyor. Kendinizi Türkiye'de, kendi evinizde agirlaniyor gibi hissediyorsunuz.
Yorumları: 14,326
Konuları: 759
Kayıt Tarihi: 06-10-2008
Teşekkür Puanı:
848
04-04-2009, Saat: 12:43
(Son Düzenleme: 12-04-2010, Saat: 17:38, Düzenleyen: littleyuri.)
Seul
Seul
Seul'de alisveris için herseyi bulabilirsiniz. Ama kesinlikle ucuz oldugunu düsünmeyin. Türkiyedeki fiyatlardan daha ucuz bir seyler bulmak oldukça zor. Sehirdeki en taninmis alisveris merkezleri Galleria,Hyundai,Lotte ve Shinsegae. Hepsinin sehir içinde birden fazla magazasi var. Bu magazalarda yabancilarin alisveris yapabildigi Duty Free kisimlari da var. Nispeten daha hesapli. Yalnizca elektronik ürünler ile ilgileniyorsaniz Yongsan Elektronik Market adinda çok katli bir alisveris merkezi de mevcut. Fotograftaki cadde Itaewon alisveris bölgesinde. Bu cadde üzerinde yüzlerce magaza var. Bati usulü yemek yiyebileceginiz fast food tarzi yerlerde bolca. Ayrica caddeye çok yakinda Seul Merkez Camisi de var.
SEUL TREN GARI mimari olarak Avrupadaki garlari hatirlatiyor. Çevresinde ayni bizim Eminönündeki gibi magazalara, müzigi sonuna kadar açan dükkanlara, açikta yiyecek satanlara, çarsi iznine çikmis askerlere rastlamak mümkün. Garin önünde genelde hafta sonlari isçilerin yaptigi eylemlere de rastlayabilirsiniz. Zamanimin olmamasindan dolayi bu gösterilerden birinin yalnizca hazirlik asamalarini fotograflayabildim. Yine de Kore usulü çalinan davullar ve hoparlörlerden yükselen parçalar baslamisti. Polislerin tasidigi coplar en az 1 metre boyutlarinda ve bizdekilerden çok farkli. Hazirliklarini gördügüm gösterinin sonrasi ne oldu meçhul, belki de uluslararasi kanallara bile konu oldu, kimbilir ?
Seul Istasyon
Seul Gosteri
Seul
Seul Alt Gecit
Çogu gelismis ve gelismekte olan ülkelerdeki gibi Korede de zenginlik ve fakirlik yanyana. Yandaki iki fotografi çektigim yer arasinda 50 metre bile yok. Bir tarafta büyük ve lüks binalar, diger tarafta alt geçitte, evi olmadigi için sogukta uyuyan bir vatandas. Nede olsa hem IMF hem de USA Güney Koreye ugramis. Yine ayni bölgede bir üst geçitte fakir bazi insanlara yemek dagitildigini ve ayinler okunduguna da sahit oldum. Güney Kore'de baskin bir din yok. Kimi Budist, kimi Hiristiyan, kimi de Konfiçyusçü. Aileler din konusunda çocuklarina baski kurmuyorlarmis. Çocuklar kendi kararlarini kendileri veriyorlar.
Seul'de geçen iki günlük sürede tüm sehiri gezmem imkansizdi. Iç uçuslar için kullanilan Gimpo Havaalanina giderken Dünya Kupasi Stadina da ugradik. Çevresi son derece güzel. Korelilerin yürüyüs, spor yapabildikleri bir alan olarak düzenlenmis. Seul'u tam olarak kesfetmek, alisveris yerlerini tam tesbit edebilmek için en az bir haftaya ihtiyaç var. Sehirde önemli noktalari toplu halde görmeyi saglayan iki ayri hatta çalisan gezi otobüsleri de mevcut. Yolculuk 2 saat sürüyor ve istediginiz durakta inebiliyorsunuz. Günlük ücreti 12.000 Won (11 $).
Gimpo Havaalanindan ülkedeki diger havaalanlarina çok sik uçus var. Ülke küçük oldugu için diger uçtaki Gimhae Havaalanina uçmamiz ancak 1 saatimizi aldi. Ülkenin güney dogusunda Japon Denizi'nin oldugu bölgeye gitmistik. Bölgenin adi biraz uzun Gyeong Sang Nam Do. Bölgedeki Pusan, yaklasik 5 milyon nüfusu ile ülkenin ikinci büyük sehiri. Biz konaklamak için havaalanina ayni uzaklikta nispeten küçük olan MASAN sehrindeki Savoy oteli seçtik.
World Cup Stadium
Masan Genel
Masan deniz kiyisinda orta ölçekli bir sanayi sehri. Uçakla üzerinden geçerken denizdeki düzenli olarak bölünen kisimlar ilgimi çekmisti. Sordum , deniz yosunu üretim alanlariymis. Deniz yosunu üretimi ve balikçilik Kore'nin kiyi kesimlerinde oldugu gibi Masan'da da gelismis durumda. Iklim Seul'e göre daha iliman ve kislari daha yumusak geçiyor.
Masan'da büyük firmalarin üretim için kullandigi bir serbest ticaret alani var. Bu bölgede üretilen ürünlerin hepsi Avrupa basta olmak üzere diger ülkelere ihraç ediliyor. Fabrikalar sehrin ekonomisinin iyi olmasina saglamis. Gece geç saatlerde sehiri gezerken telefon kulübesine not almak için birakilan kalemin ve not defterinin hala yerinde duruyor olmasi bana ülkemizde karayollarindan sökülen ve demiri için satilan trafik levhalarini hatirlatti nedense. Masan karayolu ve demiryolu ile Pusan'a baglanmis durumda.
Yemekler
Güney Kore bir çok yönü ile Türkiye'ye benziyor ama kesinlikle farkli bir yönü var, o da yemekleri...Yemeklere alisabilmek için oldukça iyi bir mideye ve sabira sahip olmaniz gerekiyor. Geleneksel lokantalarinda gruplar için özel odalar var. Girerken ayakkabilarinizi çikariyorsunuz. Yerde bagdas kurarak oturuluyor. Alçak seviyedeki masanin tam ortasinda yanan bir ocak var. Yemegi burada isitip servis yapiyorsunuz. Denizden çikan bizde hiç bulunmayan ya da zor bulunan bir çok mahlukat ana yemekleri. Tuz ve seker sofrada hiç bulunmuyor, ama yemeklerde aci soslar bolca. Deniz ürünleri sofrada kaynayan tencereye atiliyor, pistikten sonra makas ile kesilip degisik soslara batirilip yeniyor. Tabi suyu çorba niyetine tüketiliyor. Sofraya dolu meze tabaklari geliyor.
Ahtopot bacaklarinin kesildikten sonra bile uzun süre canliligini yitirmemesi çok ilginç. Dikkatsiz yerseniz agziniza vantuzlari ile yapisabiliyorlar. Çig balik ve çig deniz ürünleri en favori yiyeceklerden. Eger balik pisiriliyorsa içi temizlenmiyor. Baliklar okyanus baligi oldugu için bizim denizlerimizdeki baliklar ile alakasi yok. Pilav lapa gibi, metal bir kapta geliyor ve yagi tuzu yok. Soya yagi artik ülkenin ana kokusu olmus, kanalizasyonlar bile soya kokusuna bürünmüs. Sokakta, açikta satilan deniz ürünlerinin kurutulmuslari da oldukça popüler. "Mantu" diye bizim mantiya çok benzeyen bir yemekleri de var.
Fotograflarda yediklerimin bir kismini görüntüledim, oldukça güzel görünüyorlar. Çok fazla deniz ürünü ve acili sebzeler tüketmeme ragmen kendimi midesel olarak oldukça iyi hissetmem, yemeklerin oldukça saglikli ve usülüne göre yapildiklarinin en güzel kanitiydi.
Yemekler
Pusan Sehitlik
PUSAN yakin tarihimizde önemi olan bir sehir. Kore savasinda sehit olan askerlerimizden 462 tanesi burada yatiyor. Pusan'da ilk ziyaret ettigim yer sehitlikti. Sehitlik son derece bakimli ve her zaman korunan çim zemin ve Kaizuka cinsi çam agaçlariyla kapli. Toplam 11 ülkeden 2.300 asker bu sehitlikte yatiyor. Ingilizlerden (885) sonra en fazla mezar sayisi bizim askerlerimize ait. Sehitligin girisinde oldukça gösterisli bir kapi var. Ayrica çikarken düsüncelerinizi yazabileceginiz bir ziyaretçi defteri de mevcut. Bu firsati kullanip deftere kendi adimi da yazdim. Geriye dogru kontrol ettigimde tek tük Türk ziyaretçilerin oldugunu da gördüm. Sehitligin müze kisminda Türk askerleri ile ilgili bir çok fotograf, Türkiyeden gelen degisik siltler, mezarlarin basinda "Pusan'da Yatiyorum" adli siir, Türkiyeden gelen bayrak ve bir avuç memleket topragi insani ister istemez duygulandiriyor. Yagmurun altinda Türk bayragi ve topraginin oldugu cam kutunun üzerini temizlemekte bana düstü. Insan düsünüyor 9.000 K.M. uzaga gelip ne için savasmis bizim askerlerimiz? Nato'ya katilmanin bedelini Kore savasinda yasamini yitiren yaklasik 751 sehidimiz ve 175 kayip askerimiz vermis.
Pusan, Korelilerin degisiyle Busan oldukça güzel ve çesitliligin bol oldugu bir metropol. Hem güzel plajlari, hem tepelik alanlari, hem de Kore'nin en büyük balik pazarina sahip. Balik pazarinda denizlerinden çikan her tür canliyi taze olarak bulmaniz mümkün. Genelde satisi yapanlar bayanlar. Zaten Kore'de küçük dükkanlarin çogunu bayanlar isletiyor. Küçük dükkanlar özellikle sehir merkezlerinde ayni Türkiyedeki gibi çok fazla.
Pusan'in simgelerinden biri de geceleri isil isil olan Gwangahn köprüsü. Bizim Bogaz köprüsünü andiriyor ama çok daha küçügü. Sehiri yukaridan görebileceginiz teleferikte var. Pasifik Okyanusu kiyisindaki Taejongdae adli turistik bölgeden açik havada Japon adalarini çiplak gözle görmek mümkün. Daha rahat izleyebilmek için çesitli dürbünler de belli ücret karsiligi kullanilabiliyor. Ben oradaki kafeteryada balli ginseng içerek Pasifik Okyanusunu izledim. Uçsuz bucaksiz görüntü içinde fotografi daha gizemli yapacak küçücük bir adacikta mevcut.
Pusan Balik Pazari
Gimhae Havaalani
Pusan ile Masan ülkenin en büyük ikinci havaalani Gimhae'yi ortak kullaniyorlar. Bu havaalanindan özellikle uzak dogu olmak üzere bazi yabanci merkezlere de uçus var. Ayrica Pusan'dan feribot ile Japonya'nin bazi sehirlerine düzenli seferler düzenleniyor.
Güney Kore , Türk vatandaslarinin belki de en kolay girdigi ülkelerden. Giris islemleri çok kisa sürüyor, ancak ülkeden çikarken 12.000 Won (10 $) vergi aliyorlar. Nakit Kore Won'u kalmadiysa kredi karti ile de ödeme yapabiliyorsunuz. Kore seyahati sonunda, Gimhae havaalanindan yaklasik 4 saatlik uçus ile Hong Kong'a geçtim...(Gezi tarihi 2003 - Murat Tarman)
Geleli 12 gün oldu.Bu süre zarfinda (isten arta kalan zamanlar içinde) oldukça yer gezdik diyebilirim.Ilk geldigimizde benim en korktugum sey Deniz'in yemekler konusunda zorluk çekecegiydi ancak umdugumdan çok daha iyi bir sekilde yemeklere uyum sagladigini söyleyebilirim.
Burada ilk olarak Haeundae sahiline gittik.Orada bulunan Busan Akvaryumunu gezdik.Oldukca güzeldi.Özellikle o kocaman su kaplunbagasini dakikalarca kameraya çektik.
|