yukari
Konuyu Oyla:
  • Derecelendirme: 5/5 - 1 oy
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Korean Media
#1
Korean Media

[Resim: lWAXLb.jpg]


Modern Kore gazeteciliği 1876'da Kore'nin başlangıcından sonra başladı. Kore basını başlangıçtan beri güçlü bir reformcu ve milliyetçi tada sahiptir ama yirminci yüzyılın büyük bir kısmı süresince politik kontrol yada doğrudan sansür girişimleriyle karşılaştı. Pek çok Koreli gazeteci bağımsız kalma geleneğini oluşturdu. Onlar sık sık hükümeti eleştirdiler, basın sansürüne herhangi bir girişimlere ısrarla itiraz ettiler. 1910'da ki ilhakta, Japon genel valisi diğer kamu kurumlarıyla birlikte basının doğrudan kontrolünü üstlendi. 1919'da 1 Mart Hareketi'nin ardından Japon yetkililer kültürel faaliyetler üzerindeki açık kontrolünü gevşetti ve perde arkasındaki yönünü politik açıdan hassas konular üzerine korurken birçok Kore gazetesinin çalışmasına izin verdi. 1920'li yıllarda, Kore yerel gazeteleri Tonga ilbo (Doğu Asya Günlük Gazetesi) gibi, entelektüel gazete Kaebyok (Yaratılış) gibi Japon sansürcüler ile devamlı çekişmeler idame edilirdi. Japon yetkililer 1926 ve 1932 yılları arasında olayların yüzlercesi üzerine bireysel sayıların satışları yasaklandı. Sonraki yıllarında Japonya'nın savaş seferberliği, Kore basını için özerkliğin her görüntüsü sona erdi; 1941'de tüm Kore dili yayınları yasaklandı.

Kore'de Amerika Birleşik Devletleri Ordusu Askeri Hükümeti'nin (1945-48) dönemi ardından, gazete ve süreli yayınlarının her çeşidinin gelişmekte olduğu görüldü, ilaveten medyanın ara sıra sansürü, hemen hemen tüm sonraki Güney Kore hükümetleri zaman zaman medya kontrolüne kalkışırdı. Syngman Rhee'nin hükümeti solcu gazeteleri yasaklayan askeri hükümetinin 88 Sayılı Yönetmeliğine dayanmaktaydı. Rhee ayrıca ılımlı gazeteleri kapattı ve 1948-1960 yılları arasında pek çok olay üzerine haberciler ve editörleri tutuklattı. 1961'de iktidarın ele geçirilmesi üzerine Park Chung Hee'nin Ulusal Kalkınma Yüksek Kurulu Seul'un 64 günlük gazetesinin 15'i hariç hepsini kapattı ve kendi radyo ve haber ajanslarını desteklemek için resmi hattı kullanırken ülkenin haber servislerinin, haftalık ve aylık yayınlarının karşılaştırılabilir yüzdesini kaydetmeyi reddetti. Park hükümeti ayrıca 1964 ve 1972'den sonra Basın Etiği Komisyonu Kanunu'nu kullandı, geçici yasa olarak medya hattındaki hükümete karşı devam eden eleştirileri cezalandırdı. 1974'te hükümet birtakım gazetecilerin görevden alınmasını emretti ve gazetenin reklamverenlerini korkutma yoluyla Park hükümetine karşı popüler muhalefet hakkında rapor hazırlanmasını durdurmak için KCIA'yı Tonga ilbo gücüne karşı kullandı.

Park ve Chun yılları sırasında, hükümet kapsamlı Ulusal Güvenlik Yasası vasıtasıyla medya üzerinde önemli kontrol ve gözetim uyguladı. 1980 sonlarına doğru Kore Savaşı'ndan beri Güney Kore'de var olmuş olsa da Chun hükümeti haber medyasının daha ayrıntılı kontrolünü oluşturuldu. Bağımsız haber ajansları tek bir devlet ajansının içene alındı, birçok eyalet gazetesi kapatıldı, merkez gazeteleri eyalet şehirlerindeki istasyon muhabirlerine karşı yasaklandı, Hristiyan Yayıncılık Sistemi ağı haber yayın alanı sağlanmasına karşı yasaklandı ve iki bağımsız yayın şirketi devlet tarafından işletilen Kore Yayıncılık Sistemi (KBS) içerisine alındı. Ayrıca Roh Tae Woo tarafından emredilmesi üzerine Savunma Güvenlik Komutanlığı ve Kültür ve Enformasyon Bakanlığı gazetede yazı yazan ve derleme yapan yüzlerce Güney Koreli gazetecinin kovulmasını ve yasaklanmasını emretti. Aralık 1980'in Temel Basın Yasası, Chun'un medya kontrolü sistemi olan capstone yasal oldu gazeteler, süreli yayınlar ve yayın aracının kontrol ve sansürü sağlandı. Ayrıca gazeteciler için mesleki kalifikasyonlar belirlendi. Medya sansürü, istihbarat memurları ile çeşitli devlet kurumlarının temsilcileri ve başkanlık kadrosu, gazete editörlerine gönderilen günlük kullanılan ''raporlama kılavuzu'' (podo chich'im) Kültür ve Enformasyon Bakanlığı'ndaki Kamu Bilgilendirme Politikası Bürosu tarafından düzenlendi. Kılavuz ehemmiyet meseleleri, kapatılan veya kaçınılan konular, hükümetin basın bültenlerinin kullanımı ve de haber başlıklarının boyutu ile etraflıca ilgilendi. Uygulama metodları telefon görüşmelerinden editörlere kadar pek çok ciddi korkutma şekilleri polis tarafından dayaklar ve sorgulamaları kapsayarak sıralandı. Önceki bir Kültür ve Enformasyon Bakanlığı 1988'de Millet Meclisi oturumunda 1980'den 1982'ye kadar görev süresi boyuncaki uyumunun yaklaşık yüzde 70'e ulaştığını resmi olarak bildirmiştir.

1980'lerin ortalarından itibaren baskı ve yayın aracının sansürü Chun hükümetinin en geniş çaplı ve alenen eleştirilen uygulamalarından biri haline geldi. Hükümetce kontrol edilmişse de 1989'da ''diğer medyalardan neredeyse daha kötü olan Tv şirketleri tanınmıştır, ana hedef şiddetli halk eleştirisinin 1980'lerin başlarında hükümete karşı haberciliği saptırmaları içindi.'' Başyazılar Temel Basın Yasası ve ilgili uygulamaların kaldırılması için çağrıda bulundu, tasarı Millet Meclisi'nde aynı maksatla başarısızca sunuldu ve kamuoyu kampanyası zorunlu izleyicilerin ücretlerini alıkoymak için sansüre protesto olarak KBS ağı tarafından geniş çapta basın ilgisine uğradı. 1986 yazında, iktidar partisi dahi kamuoyuna karşı tepki gösterdi.

Siyasal liberalizasyon 1980'lerin sonunda basın kısıtlamalarının gevşemesine sebebiyet verdi ve Mayıs 1980'deki Kwangju olayı gibi, yeni nesil gazeteciler hassas konuları araştırmaya çok istekliydi. 29 Haziran 1987 Roh'un sekiz maddelik beyannamesi ''özgür bir basın için, eyalet şehirlerindeki üs muhabirlere basın izini içermesi ve gazete ofislerinden güvenlik memurlarının geri çekilmesini sağladı. Güney Kore medyası hızla ilerlemeye başladı. Seul yayınları haber süresi genişletildi ve eyalet şehirlerinde muhabirlerin atama yapılması yeniden başlatıldı. Her ne kadar eski Blue House basın sözcüsünün yönetimi altında muvakkaten olsa da 1980'den beri devlet idaresindeki KBS'nin kontrolü altında MBC televizyon şebekesi ticari bir yayın ağı olarak serbest yayıncılığa kaldığı yerden devam etti. Radyo yayın istasyonlarının sayısı 1985'de, 1988'in sonuna kadar 74'ten 111'e (AM ve FM istasyonları dahil) ve 1989'un sonuna kadar 125'e arttı. Süreli yayınların sayısı arttıkça yayıncılık endüstrisi üzerindeki kısıtlamalar kaldırıldı.

Ayrıca Güney Kore medyasında nitel değişiklikler vardı. Bir radyo ağı olan Hristiyan Yayın Sistemi, 1987'de dini program yapmaya ilaveten haber yayınına da başladı. Aynı yıl, hükümet birçoğu Güney Kore kökenli olan Kuzey Koreli sanatçılarının ve müzisyenlerinin çalışmaları üzerindeki uzun süredir devam eden yasağı kısmen kaldırdı. Gazete sayısı muhalif gazeteciler tarafından 1988'de yayınlanmaya başladı. Diğer yeni günlük gazetelerin sayısı da 1988'de belirlendi. Yeni haftalık ve aylık süreli yayınların birçoğu; siyasi, ekonomik ve daha küçük ulusal güvenlik işleri, uzmanlaşmış seyirciler hakkında dikkatli analizler sağlamak için dergilerin geleneksel genel tirajının daha yüksek karlarını pas geçti. Gözlemciler basına ayrılan yerde siyasi-askeri ilişkiler, ordu içindeki hizipler, güvenlik kurumlarının politikadaki rolü ve muhalif örgütlerin faaliyetleri gibi önceden yasak konuların belirgin bir artışta olduğunu kaydetti. Kamuoyu yoklaması bunlar ve diğer hassas konular ile ilgileniyorken ayrıca artan düzeni de beraberinde ortaya çıkarmaya başladı. Gazeteciler Seul günlük gazetelerinin birçoğunda 1987'nin sonunda ve 1988'in başında sendikaları düzenlediler ve editoryal bağımsızlık ve gazete yönetiminde daha büyük bir rol oynamak için baskı yapmaya başladılar.

1989'da Güney Kore'nin en büyük dört günlük gazetesi Hanguk ilbo, Chungang ilbo, Choson ilbo ve Tonga ilbo 6.5 milyondan fazla tiraj toplandı. Düzen karşıtı Hangyore simmun (One Nation News) önemli günlük gazetelerden daha az yada Kyonghyang simmun veya Soul simmun gibi yayınlardan daha küçük fakat dörtten fazla özelleşmiş ekonomi günlük gazetelerinden daha geniş 450,000 okuyucuya sahipti. Hükümetin kontrolündeki Hanguk ilbo haricinde tüm önemli günlük gazeteler özel mülkiyete aitti. Diğer çeşitli günlük gazete yayınları sporseverler ve gençler arasında uzmanlaşmış okuyuculara sahipti. İki İngiliz lisanlı gazete hükümet sübvansiyonlu Korea Herald ve Korea Times, bağımsız Soul simmun ile bağlı olunan yabancı elçilikler ve işletmeler tarafından büyük ölçüde okundu. Çin lisanlı günlük gazete Güney Kore'nin küçük Çin nüfusuna hizmet sunardı.

Yonhap Haber Ajansı devlet kurumları, gazeteler ve yayıncılar için yerli ve yabancı haberler sağladı. Yonhap ayrıca Asya-Pasifik Haber Ağı aracılığıyla bilgisayarlı yayın yoluyla Güney Kore gelişmeleri ile ilgili haberleri İngilizce olarak sağladı. Dünya medyası ile olan ek bağlantılar dört uydu bağlantı istasyonu tarafından kolaylaştırdı. Haziran 1988'de kurulan Uluslararası Yayın Merkezi, 1988 Seul Olimpiyatları için yaklaşık 10.000 yayıncıya hizmet verdi. Hükümetin KBS radyo yayın ağı yurtdışında 12 dildedir. İki özel radyo ağı Asya Yayıncılık Şirketi ve Uzak Doğu Yayıncılık Şirketi Sovyet Uzak Doğu, Çin ve Japonya'yı içeren geniş bir yerel izleyiciye hizmet verdi.

Ayrıca Güney Kore hükümeti sadece Kuzey Kore meseleleri ile ilgilenen Naewoe Basınını destekledi. Aslında birleşme politikası konusu üzerine hükümet hattı bir propaganda yayma aracı takip etti, Kuzey Kore'de siyasi, sosyal ve ekonomik gelişmelerin değerlendirilmesinde Naewoe Basını 1980'lerin ortalarında gitgide artarak objektif ve ılımlı atmosfer haline geldi. Naewoe Basınının İngiliz lisanlı Vantage Point, Kuzey Kore'nin sosyal, ekonomik ve siyasi gelişmelerinin derinlemesine çalışmalarını sağladı.

Hükümetin sahip olduğu yada denetlediği iki gazete dışında (biri Korece ve biri İngilizce) da devlet televizyon ağı, medyanın mülkiyeti genellikle siyasi veya ekonomik güçten ayrıydı. Bir istisna Chungang ilbo muhafazakar günlük gazeteydi. Sahibinin yakın gözetimi altında eski Samsung Grup kurucusu ve multimilyoner Yi Pyong-ch'ol gazete ve bağlı olunan TBC televizyon ağını genellikle 1970'lerde Park hükümeti sırasında destekledi. Chun Doo Hwan KBS ile TBC'yi birleştirmeye zorlayınca bununla birlikte hükümet ile ilişkiler 1980'den sonra gergin hale geldi. 1989'da Chungang ilbo'da gazetecilerin grevi büyük Güney Kore gazetelerindeki hayli benzer olayların birinde daha da büyük yönetim ve editoryal bağımsızlık elde etmişti.

Güney Kore'nin büyük gazetelerinin birçoğu maddi desteğini reklamcılıktan ve büyük yayınevleri ile olan bağlarından sağladılar. Örneğin Tonga Basını sadece prestijli Tonga ilbo günlük gazetesini yayınladı bundan başka çocuklar için gazeteler içeren, genel tiraj ayda bir olan Sin tonga (Yeni Doğu Asya), bir kadın dergisi ve uzmanlaşmış danışma kaynakları ile öğrenciler için dergiler diğer süreli yayınların bir çeşididir. Savaş sonrası dönem boyuca Tonga ilbo muhalefet sempatilerine karşı bilinmekteydi.

Güney Kore'nin en önemli düzen karşıtı gazetesi Hangyore simmun Mayıs 1988'de yayına başladı. 1970'lerin başında veya 1980'de hükümet tarafından tasfiye edilen muhalif gazeteciler tarafından kuruldu; gazetenin muhabirlerinin birçoğu ve editör kadrosu yeni girişimlere katılmak için temel gazetelerdeki görevlerini bıraktılar. Gazetenin bünyesi ve yaklaşımı kurucularının geçmişteki görüşünü yansıtmıştır, Güney Kore haber medyası hükümet tarafından çok kolayca seçilmiştir. Gazete, hükümetin basın politikasına göz kulak olmak ve diğer gazetelerin ideolojik ve siyasi önyargılarını eleştirmek için hem insan hakları dairesi hem de kitlesel medya dairesine sahipti. Gazetenin milliyetçiliği ve ulusal uzlaşma ile alakası, tasvir edilen Kuzey Kore'de Paektu Dağının zirvesindeki Ch'onji Gölü, Kore alfabesinin özel kullanımında ve gazetenin adı basılan yazı tipinde, ülke bölünmüş hale gelmeden önce on sekizinci yüzyılın ünlü bir Kore yayınından beri logoda sembolik olarak yansıtıldı. Gazete, diğer Seul günlük gazeteleri gibi dikeyden ziyade yatay olarak bastırıldı. Diğer yenilikler, Hangyore simmun ''siyasal güç ve büyük sermayenin dünyada gerçekten bağımsız ilk gazete'' olduğu iddiası ile uyumlu olarak, büyük şirketlerden reklam yapmak yerine stok satışı ve özel katkılar satış gelirlerine dayanıyordu. Gazete 1989'da artan hükümet baskısı altına girdi.

Güney Kore ayrıca kapsamlı ve iyi gelişmiş görsel medyaya sahipti. İlk Kore filmi 1919'da yapıldı ve sinema daha sonra büyük şehirlerde kuruldu. Televizyon ve radyoların yayılmasının neticesinde, homojenleştirilmiş bir popüler kültürün yaygınlaştırılması ve kırsal topluluklar üzerinde kentsel değerlerin yer etmesiydi.

Çeviren / Translator: isis (Kübra OCAK)
Kaynak
[Resim: 3v3rmO.png]
Cevapla
#2
English

Modern Korean journalism began after the opening of Korea in 1876. The Korean press had a strong reformist and nationalistic flavor from the beginning but faced efforts at political control or outright censorship during most of the twentieth century. Many Korean journalists established a tradition of remaining independent. They were often critical of the government, zealously protesting any attempts at press censorship. At annexation in 1910, the Japanese governor general assumed direct control of the press along with other public institutions. Following the March First Movement in 1919, Japanese authorities loosened their overt control over cultural activities and permitted several Korean newspapers to function while maintaining some behind-the-scenes direction over politically sensitive topics. During the 1920s, Korean vernacular newspapers, such as Tonga ilbo (East Asia Daily), and intellectual journals such as Kaebyok (Creation), conducted running skirmishes with Japanese censors. Japanese authorities prohibited sales of individual issues on hundreds of occasions between 1926 and 1932. Japan's war mobilization in the ensuing years ended any semblance of autonomy for the Korean press; all Korean-language publications were outlawed in 1941.

Following the period of the United States Army Military Government in Korea (1945-48), which saw a burgeoning of newspapers and periodicals of every description as well as occasional censorship of the media, almost all subsequent South Korean governments have at times attempted to control the media. Syngman Rhee's government continued the military government's Ordinance Number Eighty-Eight, which outlawed leftist newspapers. Rhee also closed moderate newspapers and arrested reporters and publishers on numerous occasions between 1948 and 1960. On taking power in 1961, Park Chung Hee's Supreme Council for National Reconstruction closed all but fifteen of Seoul's sixty-four daily newspapers and refused to register a comparable percentage of the country's news services, weeklies, and monthly publications while using its own radio and news agencies to promote its official line. The Park government also used the Press Ethics Commission Law of 1964 and, after 1972, emergency decrees that penalized criticism of the government to keep the media in line. In 1974 the government ordered a number of journalists fired and used the KCIA to force Tonga ilbo to stop its reporting on popular opposition to the Park government by intimidating the paper's advertisers.

During the Park and Chun years, the government exercised considerable control and surveillance over the media through the comprehensive National Security Act. In late 1980, the Chun government established more thorough control of the news media than had existed in the South Korea since the Korean War. Independent news agencies were absorbed into a single state-run agency, numerous provincial newspapers were closed, central newspapers were forbidden to station correspondents in provincial cities, the Christian Broadcasting System network was forbidden to provide news coverage, and two independent broadcasting companies were absorbed into the state-run Korean Broadcasting System (KBS). In addition, the Defense Security Command, then commanded by Roh Tae Woo, and the Ministry of Culture and Information ordered hundreds of South Korean journalists fired and banned from newspaper writing or editing. The Basic Press Act of December 1980 was the legal capstone of Chun's system of media control and provided for censorship and control of newspapers, periodicals, and broadcast media. It also set the professional qualifications for journalists. Media censorship was coordinated with intelligence officials, representatives of various government agencies, and the presidential staff by the Office of Public Information Policy within the Ministry of Culture and Information using daily "reporting guidelines" (podo chich'im) sent to newspaper editors. The guidelines dealt exhaustively with questions of emphasis, topics to be covered or avoided, the use of government press releases, and even the size of headlines. Enforcement methods ranged from telephone calls to editors to more serious forms of intimidation, including interrogations and beatings by police. One former Ministry of Culture and Information official told a National Assembly hearing in 1988 that compliance during his tenure from 1980 to 1982 reached about 70 percent.

By the mid-1980s, censorship of print and broadcast media had become one of the most widely and publicly criticized practices of the Chun government. Even the government-controlled Yonhap News Agency noted in 1989 that "TV companies, scarcely worse than other media, were the main target of bitter public criticism for their distorted reporting for the government in the early 1980s." Editorials called for abolition of the Basic Press Act and related practices, a bill was unsuccessfully introduced in the National Assembly to the same end, and a public campaign to withhold compulsory viewers' fees in protest against censorship by the KBS network received widespread press attention. By the summer of 1986, even the ruling party was responding to public opinion.

The political liberalization of the late 1980s brought a loosening of press restraints and a new generation of journalists more willing to investigate sensitive subjects, such as the May 1980 Kwangju incident. Roh's eight-point declaration of June 29, 1987, provided for "a free press, including allowing newspapers to base correspondents in provincial cities and withdrawing security officials from newspaper offices." The South Korean media began a rapid expansion. Seoul papers expanded their coverage and resumed the practice of stationing correspondents in provincial cities. Although temporarily still under the management of a former Blue House press spokesman, the MBC television network, a commercial network that had been under control of the state-managed KBS since 1980, resumed independent broadcasting. The number of radio broadcast stations grew from 74 in 1985 to 111 (including both AM and FM stations) by late 1988 and 125 by late 1989. The number of periodicals rose as the government removed restrictions on the publishing industry.

There also were qualitative changes in the South Korean media. The Christian Broadcasting System, a radio network, again began to broadcast news as well as religious programming in 1987. In the same year, the government partially lifted a long-standing ban on the works of North Korean artists and musicians, many of whom were of South Korean origin. A newspaper run by dissident journalists began publication in 1988. A number of other new dailies also appeared in 1988. Many of the new weekly and monthly periodicals bypassed the higher profits of the traditional general circulation magazines to provide careful analyses of political, economic, and national security affairs to smaller, specialized audiences. Observers noted a dramatic increase in press coverage of previously taboo subjects such as political- military relations, factions within the military, the role of security agencies in politics, and the activities of dissident organizations. Opinion polls dealing with these and other sensitive issues also began to appear with increasing regularity. Journalists at several of the Seoul dailies organized trade unions in late 1987 and early 1988 and began to press for editorial autonomy and a greater role in newspaper management.

In 1989 South Korea's four largest dailies, Hanguk ilbo, Chungang ilbo, Choson ilbo, and Tonga ilbo, had a combined circulation of more than 6.5 million. The antiestablishment Hangyore simmun (One Nation News), had 450,000 readers--less than the major dailies or smaller papers like Kyonghyang simmun or Soul simmun, but larger than four more specialized economic dailies. All the major dailies were privately owned, except for the government- controlled Hanguk ilbo. Several other daily publications had specialized readerships among sport fans and youth. Two English-language newspapers, the government-subsidized Korea Herald and the Korea Times, which was affiliated with the independent Soul simmun, were widely read by foreign embassies and businesses. A Chinese-language daily served South Korea's small Chinese population.

The Yonhap News Agency provided domestic and foreign news to government agencies, newspapers, and broadcasters. Yonhap also provided news on South Korean developments in English by computerized transmission via the Asia-Pacific News Network. Additional links with world media were facilitated by four satellite link stations. The International Broadcast Center established in June 1988 served some 10,000 broadcasters for the 1988 Seoul Olympics. The government's KBS radio network broadcast overseas in twelve languages. Two private radio networks, the Asia Broadcasting Company and Far East Broadcasting Company, served a wide regional audience that included the Soviet Far East, China, and Japan.

The South Korean government also supported Naewoe Press, which dealt solely with North Korean affairs. Originally a propaganda vehicle that followed the government line on unification policy issues, Naewoe Press became increasingly objective and moderate in tone in the mid-1980s in interpreting political, social, and economic developments in North Korea. Vantage Point, an English-language publication of Naewoe Press, provided in-depth studies of North Korean social, economic, and political developments.

Except for two newspapers (one in Korean and one in English) that the government owned or controlled and the state television network, ownership of the media was for the most part distinct from political or economic power. One exception was the conservative daily, Chungang ilbo. Under the close oversight of its owner, the late Samsung Group founder and multimillionaire Yi Pyong-ch'ol, the paper and its affiliated TBC television network generally supported the Park government during the 1970s. Its relations with the government became strained after 1980, however, when Chun Doo Hwan forced TBC to merge with KBS. A journalists' strike at Chungang ilbo in 1989, in one of many similar incidents at the major South Korean newspapers, won even greater management and editorial independence.

Most of South Korea's major newspapers derived their financial support from advertising and from their affiliation with major publishing houses. The Tonga Press, for example, published not only the prestigious daily Tonga ilbo, but also a variety of other periodicals, including a newspaper for children, the general circulation monthly Sin tonga (New East Asia), a women's magazine, and specialized reference books and magazines for students. Throughout the postwar period, Tonga ilbo has been noted for its opposition sympathies.

South Korea's principal antiestablishment newspaper, Hangyore simmun, began publication in May 1988. It was founded by dissident journalists who were purged by the government in the early 1970s or in 1980; many of the paper's reporters and editorial staff left positions on mainstream newspapers to join the new venture. The structure and approach of the paper reflected the founders' view that in the past the South Korean news media had been too easily co-opted by the government. The paper had a human rights department as well as a mass media department to keep an eye on the government's press policy and to critique the ideological and political biases of other newspapers. The paper's nationalism and interest in national reunification were symbolically represented in the logo, which depicted Lake Ch'onji at the peak of Mount Paektu in North Korea; in the exclusive use of the Korean alphabet; and in the type font in which the paper's name was printed, which dated from a famous Korean publication of the eighteenth century, before the country became divided. The paper was printed horizontally, rather than vertically like other Seoul dailies. In other innovations, the Hangyore simmun relied on sales revenues, private contributions, and the sale of stock, rather than advertising from major corporations, in line with its claim to be "the first newspaper in the world truly independent of political power and large capital." The newspaper came under increasing government pressures in 1989.

South Korea also had extensive and well-developed visual media. The first Korean film was produced in 1919, and cinemas subsequently were built in the larger cities. The result of the spread of television sets and radios was the dissemination of a homogenized popular culture and the impingement of urban values on rural communities.

[Resim: 3v3rmO.png]
Cevapla
#3
Korean Media
Translated by Kubra OCAK

>>> https://www.facebook.com/groups/kgfatr/
Cevapla
#4
Teşekkür ederiz Kübra, emeğine sağlık. ^^
Remember us, remember that
we lived..
''VON''

[Resim: oODZk9.gif]
Cevapla
#5
Teşekkür ederiz. Alkis
You're a sky
full of stars

[Resim: 0E8dXo.gif]
Cevapla
#6
Detaylı sunum için teşekkür ederiz. Emeğine sağlık Kübra. Alkis
Cevapla




Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi