Kore Edebiyatına Genel Bir Bakış
Sözlü edebiyatın aktarıcıları olan halk hikayeleri, şarkılar ve danslar Kore Edebiyatının temelini oluşturmaktadır. Sözlü edebiyatın yazılı forma geçirilmesi için harfler sistemine ihtiyaç duyulmuş, Uzakdoğu ve Güneydoğu Asya ülkelerinin çoğunda olduğu gibi eski Kore dili ve edebiyatı çok uzun bir zaman dilimi boyunca Çin dili ve Çin yazı sisteminin etkisi altında kalmıştır. Kore Edebiyatının Çin karakterleri ile yazılmasına “Sino-Kore Edebiyatı” denilmektedir. Silla döneminin “Hyangga” şiiri Kore edebiyatında kendine özgü bir şiir formunun başlangıcını gösterir. Koryo dönemi edebiyatında, Coson dönemine kadar sözlü edebiyat olarak aktarılan “Koryo Türküleri”nin ortya çıkmasıdır.Coson döneminde Kore alfabesi Hangil’in yaratılması, Kore edebiyat tarihinin dönüm noktası olmuştur. Kore edebiyatında ilk klasik düz yazı olan “BeyazBulutun Romanı”ı Çince ile, “Hongkiltong’un Öyküsü” Hangıl ile yazılmıştır.1910’daki Japon işgalinin öncesi ve sonrasında edebiyat aracılığı ile açığa vurulan yeni ulusal bilinç, Hangıl ile yazılmıştır. Adına Sinmunhak (Yeni Edebiyat) denir. Choe Nam- Son serbest stil şiir yazarak, Yi Kvang- Su modern tarzda romanlar yazarak Çağdaş Kore Edebiyatının zeminini oluşturmuştur. Çağdaş Kore Edebiyatı Batı’dan aktarılan yeni düşüncelerin temeli üzerine yükselmiştir.
Giriş
Milletler edebiyatlarında ve sanatlarında her şeyden önce kendi sosyal
kimlik ve sosyolojik yapısını belirtir. Çünkü her sanatkar, yazar ve şair
milletin yetiştirdiği bir kişidir. Bir sanatın, bir eserin milli olması ise maddi
ve manevi bütün malzemesini ve konusunu bağlı olduğu milletin
Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sayı : 12 Yıl : 2002 (203-213 s.)
kaynaklarından alması ile mümkündür. Toplum ızdırap çekiyorsa yazar ve
şair ister istemez bu ızdırabı hisseder ve eserlerinde yansıtırlar. Elbette
bunun tersi de mümkündür.
Kore Edebiyatına Genel Bir Bakış adlı bu çalışma bahsettiğimiz üzere
Kore halkının duygularını, düşüncelerini, yaşam tarzını ve yaşama bakış açılarını görmemiz mümkün olacaktır.
1. Klasik Kore Edebiyatı
Tüm eski ulusların edebiyatlarında olduğu gibi Kore edebiyatının
doğusu da halkların tapınma ihtiyaçlarından kaynaklanmıştır. Koreliler
Göklerin Efendisi dedikleri en üstün tanrıya taparlardı. Tanrıya
şükranlarını belirtmek içinde törenler düzenlerlerdi. Müzik, dans ve şarkı bu
törenlerin bir parçası idi.
Puyo (M.Ö. 1.yy. kuruluş ?-yıkılış?) döneminin “Yonggo” (Davul
ruhunu çağırma) adlı töreni, Koguryo (M.Ö. 37- M.S. 668) döneminin
“Tongmaeng” (Chumong’a tapma) adlı töreni, Tongye (M.Ö. 1.yy.
kuruluş ?-yıkılış?) döneminin “Muchon” (Cennet dansı) adlı töreni,
Mahan (M.Ö. 1.yy. kuruluş ?- yıkılış?) döneminin “Ovolce ve Sivolce”
(Mayıs ve Ekim dönemi hasatları ) adlı törenleri, sözlü edebiyatın
aktarıcısı olmuştur.
Hancha1 adlı yazı sisteminin M.Ö. 2.yy.’da Kore’ye girmesi ile sözlü
edebiyatın yazılı forma geçmesi sağlanmıştır. Hancha ile yazılan ve
günümüze kadar ulaşan en eski yapıtlar Kim Bu-Sik (1075-1151) tarafında
yazılmış olan Samguk sagi’den oluşan makaleler (Üç krallık döneminin
tarihsel tutanaklari) ile Budist bir rahip olan Il-yon (1211- 1289) tarafından
hazırlanan Samguk yusa (Üç krallık döneminden kalan kayıtlar)’dır.
Samguk sagi, eski Kore kayıtları ve Çin kaynağını, Samguk yusa ise ;
Kore’nin ilk krali Dangun ve diger tarihsel , mitolojik , efsanevi
kahramanlarının geleneksel birimlerini kapsar. Özellikle Samguk yusa eski
Kore hikayeleri hakkında izler bulmayı düşünenler için daha önemlidir.
Şiirler önemli hikayelerin bazı bölümlerine sıkıştırılmış ve öyküler dışında
kişisel değerlendirmeler de kitapta yerini almıştır. Bu kitap şu anda var olan
sözlü edebiyatın ilk koleksiyonudur. Aynı zamanda yazılmış hikayelerin ilk
antolojisidir.
Üç krallık (M.Ö.57-M.S.936) döneminde toplumlar daha iyi
örgütlendikçe ve ülke sistemi de düzene girdikçe Kore’de önemli
değişiklikler olmuştur. Budizm gibi dışarıdan gelen kültürel etki Kore’de verimli bir ortam bularak gelişti. Budizm ve Hancha ile birlikte Han munhak (Sino-Kore Edebiyati) denilen edebiyat gelişmiştir.
Üç Krallığı oluşturan (Silla M.Ö.57-M.S.935, Koguryo M.Ö.37-
M.S.668, Bekce M.Ö.18-M.S. 660) her bir krallığın kendine özgü bir yapısı
ve kültürü vardır. Birleşik Silla (668-935) krallığının da kültürel açıdan
temel özelliği “Hyangga”2 (Kır şarkıları) adlı şiir türü idi. Hyanggalar
içerik bakımından üç önemli unsura sahipti. Bu unsurlar ülkeye saygı,
Buda’ya şükran ve öldükten sonra cennete gitmek için yapılan dualardır.
“Dosolga” ve “Çangiparangga” adlı iki çalışma hyangga türünün en iyi
örneklerindendir. Dosolga, gökte beliren iki güneşin tek bir güneşe
dönüşmesi için yapılan dua, Çangiparanga ise, Hvarang topluluğunu
oluşturan gençlerden biri olan Giparang’in cennete gitmesi için yapılan
duadır.
Koryo (918-1392) döneminde Hyanggalar önemini kaybetmiştir. Bu
dönemde devlet hizmetleri için memuriyet sınavları yapılmakta idi. Bu
sınava Gvago deniliyordu. Devlet memuru olabilmek için klasik Çince yani
hancha ile hazırlanan bir sınavın aşılması gerekiyordu. Dolayısıyla da Han
mun hak gelişimine devam etmiştir.
Yine bu dönemde aristokrat kesimin kullandığı hancha ile,
“Gyonggiçega” denilen şiir tarzı geliştirildi. Halk arasında da “ Koryo
sokyo” (Koryo türküleri) denilen şiir gelişmiştir. Halk o dönemde okuma
yazma bilmediğinden bu şiirler ağızdan ağza dolaşmıştır. Ancak Coson
(1392-1864) döneminde “ Koryo sokyo” (Koryo türküleri ) şiirleri yazılı
olarak hayata geçirilmiştir.
Koryo döneminde düz yazı gelişerek halkın ağızdan ağza dolaşarak
söylediği sözlü edebiyatın aktarıcısı olan “Mahalle Hikayeleri” denilen
eğlenceli hikayeler yazıya geçilmiştir. Yi-Kyo-Bo’nun (1168-1241) yapıtı
“Begun Sosol” (Beyaz Bulutun Romanı) bu alanda yazılmış olan en iyi
ürün olarak gösterilmekte kalmayıp yeni romanın oluşumuna da zemin
hazırlamıştır.
Daha sonraki dönemlerde de “Fabl” ortaya çıkarak “hiciv edebiyatı”
ve “ögüt edebiyati” yapilmaya baslanmistir. Imçun tarafindan yazilan
Guksuncon (içki insan) ile I Gok tarafından kaleme alınan “Cupbuincon”
(Bambu Kadın) adlı bu iki eser Kore edebiyatında önemli bir yere sahiptir.
Coson Hanedanlığı (1392-1864) iki döneme ayrılmaktadır.
Hanedanlığın her iki döneminde de her alanda olduğu gibi edebiyat alanında
da farklılıklar vardı. Hanedanlığın Birinci Dönem Edebiyatı Japonya ile yapılan İmcin Veran (1592-1598) savaşına dek sürmüştür. Hanedanlığın ilk
dönemlerinde Kore alfabesi Hangıl3’in yaratılması ile ilk kez Kore halkı
kendilerine ait alfabeleri ile sözlü edebiyat kaynaklarını yazıya geçirmiştir.
Bu arada yabancı edebiyat çevirileri de ülkeye girerek Kore Edebiyat tarihi
büyük ölçüde değişime uğramıştır.
Hangıl ile yazılan şiirler önem kazanarak Sico4 (Günlük Ezgi),
Akcang (Müzik Yazıları), Gyonggiçega (Uzun Şarkı), ve Gasa (Şarkı ve
Dans Sözleri) tarzı şiirler gelişimini sürdürmüştür. Yongbioçonga (Uçan
Ejder Ezgileri) ile Vorinçongangcigok (Bin Irmak Üzerindeki Ayın
Yansıları Türküsü) döneme ait iki önemli eserdir. Yongbioçonga , Coson
Hanedanlığının kuruluş tarihi ile ilgili bir destandır. Vorinçongangcigok,
Buda’nın yol göstericiliğini anlatan bir eserdir.
Bu dönemde konfüçyanist düşünce ve aristokratların yaşam tarzları
şiirlerin içeriğini oluşturmuştur. Konfüçyanist öğretiler ve Budizimden sutra
çevirileri de Hangıl ile yazılarak halk arasında yayılması sağlanmıştır.
Ancak halk okuma yazma bilmediğinden dolayı edebiyata aktif olarak
katılamamıştır.
Koryo sokyo (Koryo Türküleri) ve Gyonggiçega’nin etkileri bu
dönemde de görülmüştür. Yeni Gasa tarzı şiirlerin ortaya çıkması ve sico
Coson Hanedanlığının iki önemli özelliği olmuştur. Chong Chol’un
“Hunminga”(Hunmin’in Şarkısı) ile Yi I’nin “Gosangugokga” (Ulu Dağ
ve Derin Tepeler ) adlı sicolari Coson Hanedanlığının ilk dönem sicolarının
en iyi örneklerindendir.
Hanedanlığın İkinci Dönem Edebiyatı Imcin Veran Savaşı’nın
başlangıcından Kabokyongcang (1894) çağdaşlaşma reformuna kadar olan
dönemi kapsar. Savaşın etkisiyle ortaya çıkan siyasi karışıklık, ekonomik
bozukluk, silhak (Uygulamalı Bilimler), batı biliminin ülkeye girmesi,
halkın aydınlanması gibi kavramlar dönemin edebiyatında etkili olmuştur.
Bu sebepten dolayı Hanedanlığın ikinci dönem edebiyatında daha çok
eleştiri edebiyatı hakim olmuştur. Ayrıca silhak kavramı ile eserlerin konusu
da değişmiştir. Silhak taraftarı olan Pak Ji-Von’un hancha ile yazdığı
“Yangbancon”(Aristokratın Öyküsü) adlı eseri sosyal çelişkileri
irdeleyen ve eleştiren döneme ait bir çalışmadır.
Hangıl ile yani ulusal dilde yazılmış olan ilk roman
Honggiltongchun’ (Honggiltong’un Öyküsü) dür. 1705 yılında Ho Gyun
tarafından yazılmış olan bu romanın konusu bir bakanın evlilik dışı olan
Honggilton’un gayri meşru çocuklara karşı uygulanan ayrımcı politikayi
protesto etmek için çete reisi olmasıdır. Kore romanının baş yapıtlarından Kim Man-Cung’un (1637-1692) Buddhaciliktan esinlenen Guun mong’unu
(Dokuz Bulutun Rüyası) da döneme ait idealist bir romandır. Yine aynı
yazarın nikahlı bir eş ile nikahsız bir eş arasındaki mücadeleyi anlattığı Sasi
nam cong gi’sini (Sa’nin Güneye Yolculuğu ) anmak gerekir.
Hanedanlığın ikinci yarısında pansori5 geleneği canlanarak, roman
alanına girmiştir. Hikayelerin büyüyüp roman şekline dönüşmesiyle
yazarlar, genel bir idealizm düşüncesiyle çağdaş sorunlara daha detaylı bir
şekilde değinmişlerdir.
Çunhyang con (Çunhyang’in Öyküsü) Pansori’nin roman alanına
girdiğini ıspatlayan dönemin realist romanlarına bir örnektir. Bu romanda
genç bir aristokrat olan Yi Mongyong ile bir kontramatristin kızı olan
Çunhyang arasındaki aşkı ve toplumsal engelleri nasıl aştığını anlatan bir
çalışmadır.
Coson Hanedanlığının ikinci döneminde Sico ve Gasa’lar önceki
döneme göre daha uzun bir yapı almış ve konularda çeşitlenmiştir.
“Gihengasa” (Gezi Şarkısı), “Yubegasa” (Sürgün Şarkısı) ve kadın
şairlerin yazdığı “Nebanggasa” (Oda Şarkıları) dönemin önemli
gasalarıdır. 17. Yy.’da nazımdan çok düzyazı faaliyetlerinin artmasından
dolayı Sico ve Gasa’lar bu dönemde yarı nesir şeklinde yazılmıştır. Ayrıca
sico ve gasa antolojileri oluşturulmuştur.
2. Çağdaş Kore Edebiyatı
Kaehvagi Dönemi (Modernleşme Dönemi) Edebiyatı
Kabokyongcang (1894) çağdaşlaşma reformundan 1908 yılına dek
süren bir dönemi kapsar. Kore’ye batı medeniyetlerinin girmesiyle edebiyat
alanında “Sinmunhak” (Yeni Edebiyat) dönemi başlamıştır. “Sinsosol”
(Yeni Roman) ve “Sinçesi” (Yeni Stil Şiir) faaliyetlerinin başlamasıyla
Çağdaş Edebiyatın zemini hazırlanmıştır. 1906’da Hyol-Iynu (Kanlı
Gözyaşları) Yi In-cik (1862-1916) tarafından yayımlanması Yeni Kore
Romanı’nın başlangıcı sayılır. Bu eser biçim olarak klasik roman çerçevesi
içinde kalmış olsa da yapı ve anlatım bakımından yeni bir denemedir. O
dönemin gerçek sorunları olan bağımsızlık düşüncesi, yeni eğitim, sınıf
sisteminin kaldırılması, serbestçe flört etmek ve yeni medeniyetin kabulu
gibi Kaehvagi (Modernleşme Dönemi)’nin isteklerine uyan şartları yazarlar
eserlerinde işlemişlerdir. Ayrıca şiir alanında belirtilen bu konular
“Çanggagasa” (Uzun Şarkı) denilen yeni şiir türünde de dile getirilmiştir.
1908 – 03.01.1919 Dönemi Edebiyatı bu dönem Çağdaş Kore
Edebiyatının başlangıç safhasıdır. Yi Kvang-Su (1892-?) ve Choe Nam-Son
(1890-1957) bu döneme damgasını vurmuş iki önemli şahsiyettir.
Choe Nam-Son’un 1908’ e doğru yayımladığı “Heegeso- Sonyonege”
(Denizden Genç Adama) adlı şiiri Çağdaş Kore Şiir Edebiyatının
başlangıcı sayılır.
Yi Kvang- Su ‘nun edebiyatı milliyetçiliği ve hümanizmi temel alarak
Kore milletini aydınlatmayı amaçlayan bir edebiyattı. “Mucong”
(Merhametsiz) adlı eserinin aydınlatma amaçlı olması, ve bu eserinde
konuşma ve yazı birliğini sağlamış olması nedeniyle Kore edebiyat tarihinde
ilk çağdaş roman olarak düşünülmektedir.
1919 yılında “Samil-Undong”( 1 Mart Bağımsızlık Hareketi)6 adlı
bir ulusal direniş hareketi beraberinde tüm Korelilerin ortak milli birlik ve
beraberlik duyguları ile hareket etmelerini sağlamayı amaçlayan bir
edebiyat alanını beraberinde getirdi. Bu edebiyat akımı, klasik Çince’yi
dışlamış ve tamamen Kore ulusal dilinin bir ürünü olması gerektiğine
inanmıştır. Şiirin sico ve gasa gibi standart formlardan bağımsız kılınması
doğrultusunda halk şiiri ile ilgilenilmiştir. Ancak, Japon emperyalizmi
sansür ve hapis gibi baskı unsurlarının uygulanmasıyla Samil Undong
(Bağımsızlık Hareketi) başarısızlıkla sonuçlanmıştır.
1920’li yıllardan itibaren Batı Edebiyatı etkisi Kore edebiyatında yeni
eğilimler oluşmasında önemli bir rol oynamıştır. “Proleterya Edebiyatı”7 da
bu dönemde faaliyet göstererek “Halk Edebiyatı” ile karşı karşıya gelmiştir.
Fakat genç yazarlar dönemin zorluklarını aşmak için büyük bir çaba
harcamış ve birçok edebi dergi yayımlamışlardır. Ortak görüş ve akımlara
sahip yazar ve şairler aynı dergi etrafında toplanarak eserlerini
yayımlamışlardır.
Changco (Yaratma) 1919 yılında yayım hayatına başlayan Kore
Edebiyatının ilk edebiyat dergisidir. Bu dergi de yer alan Kim Tong-In’in
(1900-1951) “Yakhan caiy silpim” (Zayıfların Üzüntüsü)” adlı eseri Kore
edebiyat tarihinde önemli bir yere sahiptir. Yazar alt tabaka sınıf halklarını
romanında kahraman olarak belirlemiştir. Aynı zamanda yazar birey ile
toplum ilişkilerini objektif olarak değerlendirmiştir.
“Yaratma” dergisinin ardından 1920 yılında yayım hayatına başlayan
“Pyeho” (Harabe) umutsuzluk ve karamsarlıktan kaynaklanan görüşlerin
toplandığı bir dergidir. Kim Ok bu dergide faaliyetlerini sürdüren şairlerden
biridir.
Daha sonra 1922 yılında yayımlanmaya başlayan “Bekco” (Beyaz
Akış) dergisi yazar ve şairleri pesimistik ögelere daha çok yer vererek
romantik akımın etkisiyle duygularını net bir şekilde ifade etmişlerdir.
Minyo8 tarzı şiirleri ile Kore Edebiyat tarihide önemli bir yere sahip olan
Kim So-Vol (1902-1934) “Beyaz Akış” dergisi etrafında toplanan şairlerden
biridir. Kim So-Vol ‘un minyo tarzı şiirine bir örnek,
“Açelya Çiçeği
Beni görmekten bıkıp da
Gideceğiniz zaman
Hiçbir sey söylemeden sizi göndereceğim.
Yongbyong’daki Yag dağından
Açelya çiçeklerini
Usul usul giderken
Yolunuza serdiğim o çiçeklere
Yavaşça basıp gidiniz.
Beni görmekten bıkıp da
Gideceğiniz zaman
Ölsemde gözyaşı dökmeyeceğim.”9
1930- 15.08.1945 Dönemi Edebiyatı; bu dönemde Japonya’nın
Kore’ye baskı politikası uygulamasından dolayı yazarlar eserlerini
istedikleri gibi yazamamışlardır. Bundan dolayı “sanat için sanat”
edebiyatına yönelmişlerdir. 30’lu yıllarda birçok grup oluşmuş şair ve
yazarlar bu gruplar etrafında toplanarak faaliyetlerini sürdürmüşlerdir.
“Sengmyonpa” (Hayat Topluluğu) ve “Modernizim Toplulugu”10 bu
dönemde faaliyetlerini sürdüren dergilerden birkaçıdır. Chong Ji-Yong
“Modernizim Topluluğu”nun önde gelen şairlerindendir. So Chong- Ju
(1915-) “Hayat Topluluğu”nun önde gelen şairidir.
30’lu yıllarda yazarlar daha da derinleştirdikleri gerçekçi tasvir ile
Japon emperyalizmi altındaki aydınların sorunları ile çiftçilerin yaşamını
konu alarak eserlerinde işlediler. “Şehir Romanı” , “Köy Romanı” ve
“Tarih Romanı” akımları faaliyet göstermiştir. Yi Kvang-Su’nun “Hilk”
(Toprak) Sim Hun’un (1901-1936) “Sangroksu” (Yeşil Ağaç) adlı
eserleri çiftçi yaşamını en iyi ifade eden eserlerin basında gelmektedir.
Ayrıca Yi Hyo-Sok (1907-1942) memleket özlemi edebiyatı ile, Kim
Yu-Jong (1908-1937) baskı altındaki insanların görüntüsünü ve onların
yoksulluğunu geleneksel hiciv edebiyatı ile , Yi Sang (1912-1939) umutsuz, gerçek hayata uyum sağlayamayan karakterleri ele alarak bir nevi kaçış
edebiyatı ile edebiyat tarihinde yerini almıştır.
1945 Dönemi, ülkede hüküm süren sağ-sol ideolojik çatışmalar
edebiyat sahasında da etkisini göstermiştir. Dolayısıyla birçok edebi
kavgalarda ortaya çıkmıştır. “Halk Edebiyatı” taraftarları, “ Parti
Edebiyatına” karşı çıkarak “İnsan Edebiyatını”, “Siyasi Edebiyata” karşı
olup “Saf Edebiyatı”savunmuşlardır.
Japon emperyalizminin baskısı ile duygularını eserlerine
yansıtamayan yazarlar “memleket özlemi” edebiyatı yapmıştır. Kim Tong-
Ri’nin “Hyolgo Bucog” (Mağarada Yaşayan Kavim) adlı eser bu türün en
iyi örneklerindendir.
1946 yılında Pak Mog-Vol (1916-1978), Pak Tu-Jin, Cho Ji-Hun’dan
oluşan şair topluluğu “Yeşil Geyik Topluluğu”nu oluşturarak milli şiiri
geliştirme çabalarını sürdürmüşlerdir.
Kore Savaşı sonrası 1950’li yıllarda ülkenin kuzey ve güney olarak
ikiye bölünmesi trajedik bir ortam oluşturmuştur. Savaş Sonrası
Edebiyatında, savaşta yara alan insanların tutumunu ve trajedisini, çelişki
içinde kalan topluma karşı şikayet ve eleştiri, geçmişe duyulan özlem ve
humanizm 1950’li yılların yazar ve şairlerinin eserlerinde görülen
konulardır. Yu Chi-Hvan’in “Bobyonggva” (Piyade ile birlikte), Gu
Sang‘in “Conggyungmyociapeso” (Düşman Askerinin Mezarı Önünde)
adlı çalışmalar savaş sonrası şiirlerin en iyi örneklerindendir.“savaş sonrası
edebiyatı”nın egemen teması, insanın insana yaptığı zulmün gerçek
yüzüydü. Kore savaşını ele alırken bu eğilimi simgelemiş olanlar Son
Chang-Sop ‘un “Bi onin nal” (Yağmurlu Gün), ile Son U-Hui ‘nin
“Bulggot” (Hava Fişekleri) gibi romanlardı. Yine bu dönem de O Yong-
Su ‘nun “Getmail” (Kenar Mahalle) adlı eseri “varoluşculuk” eğilimi ile
yazılmış başlıca eserlerdendir.
1960’li yıllarda Askeri İhtilal ve öğrenci eylemleri gibi iki önemli
olay siyasi dalgalanmalara neden olmuştur. Bu dalgalanmalar edebiyat
alanına da yansımıştır. “Varoluşculuk Edebiyatı” 60’li yıllarda da etkisini
sürdürmüştür. Kim Su-Yong’un “Godehanburi” (Büyük Kök) ve “Pul”
(Ot) , Shin Kyung-Rim‘in “Nogmu” (Çiftcinin Dansı) adlı şiirleri bu
akımın en iyi örnekleri arasındadır. Yi Mun-Gu’nun “Canghanmong”
(Uzun ve Hüzünlü Rüya) adlı romanı 60’li yılların önemli eserleridir.
60’li yıllarda So Chong-Ju , Pak Tu-Jin gibi “saf edebiyat”
düşüncesini savunan yazarlar bulunmaktaydı. Pak Kyung-Ri’nin “Sicanggvaconcang” (Pazar ve Savaş Yeri) ile Kim Sing-Ok’un “Seul
1964 nyon Gyoul” (Seul 1964 Kisi) adlı eseri dönemin önemli yapıtları
arasında sayılmaktadır. Ayrıca Kim Sang-Ok, Yi Ho-U gibi şairler Sico
tarzı şiirleri çağdaş biçimde ele alarak yorumlamışlardır. An Su-Gil’in
“Pukgando” (Kuzey Gando) ile Yu Chu-Hyon ‘nun “Cosonçongdogbu”
(Coson’daki Bakanlık) adlı çalışmaları tarihsel nitelikli değerli
çalışmalardır.
1970’lerde yeni yazarlar “Ulusal Edebiyat” akımını başlattılar. Bunda,
“ulusal yaşamın ve bütünlüğünün (onurun) yeniden gerçekleştirilmesinin
tümel anlamının aranılışı” içinde ulusallık ifade edilmekteydi. 1970 sonları
ve 1980 ‘lerde genç yazarlar “halk edebiyatı” diye bilinen yazın türünü
yarattılar; bu akım, halk kitlelerini, “toplumsal ana ögeler olarak , edebiyatın
tüketicileri olarak ve de bir güç tabanı olarak” görmekte ve önemsemekteydi.
Yazarlar daha çok Güney Kore toplumunun hızla değişen ve ekonomik
ortamın, özellikle çağdaşlaşma ve sanayi işlemenin çok sayıda yeni ve
önceden tanıtılmamış durumlar yarattığı psikolojik sorunları ele almışlardır.
Cho Se-Hui’nin “Nancangiga soaollin cagingong” (Bir Cücenin Attığı
Küçük Top) adlı eseri bu türün en iyi örneklerindendir.
SONUÇ
Kore Edebiyatı, klasik edebiyattan çağdaş edebiyat dönemine kadar
kronolojik biçimde ve tarihsel açıdan ele alınmıştır. Her tarihsel dönemin
kendine has özellikleri Kore edebiyatını etkileyerek , Kore halkının
düşünceleri, duyguları, kültürü, yaşam biçimi ve tarihi yazarların eserlerinde
değindiği konular olmuştur.
Klasik edebiyat dönemindeki Han mun hak edebiyatı döneminden
Hangıl edebiyatına, Aristokrat edebiyatından halk edebiyatına geçilmiştir.
Böylelikle, eski edebiyatın özellikleri yok olup yeni edebiyat doğmuştur.
Ayrıca Batı medeniyetinin kabulu ve Batı Edebiyatı etkisi ile Kore
Edebiyatında yeni eğilimler oluşmasında önemli bir rol oynayarak Çağdaş
Edebiyatın doğması sağlanmıştır.
Çağdaş edebiyat döneminde eski edebiyat geleneği olan grup edebiyat
çalışmalarından sıyrılıp şahsi edebiyat çalışmalarına yönelinmiştir. Ayrıca
zaman zaman Kore toplumunda ortaya çıkan değişiklikler yazarların
değişiminde de rol oynamıştır.
Klasik edebiyat döneminden çağdaş edebiyat dönemine kadar olan
süreçte yazarların eser yazma tekniklerinin değiştiğini, ancak tek
değişmeyen şey Kore‘nin geleneksel duygularıdır.
Kore halkının her zaman içinde yaşattıkları sevinçleri, mutlulukları
hüzünleri, acıları Korelilerin kısaca han dedikleri bu duyguları Kore
Edebiyat döneminin her safhasında eserlerde yer almaktadır.
kaynak: Ögr. Gör. Hatice KÖROĞLU
Erciyes Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi
Doğu Dilleri ve Edebiyatlari Bölümü
Kore Dili ve Edebiyati Anabilim Dalı
E-mail: [email protected]
Alıntıdır.
Sözlü edebiyatın aktarıcıları olan halk hikayeleri, şarkılar ve danslar Kore Edebiyatının temelini oluşturmaktadır. Sözlü edebiyatın yazılı forma geçirilmesi için harfler sistemine ihtiyaç duyulmuş, Uzakdoğu ve Güneydoğu Asya ülkelerinin çoğunda olduğu gibi eski Kore dili ve edebiyatı çok uzun bir zaman dilimi boyunca Çin dili ve Çin yazı sisteminin etkisi altında kalmıştır. Kore Edebiyatının Çin karakterleri ile yazılmasına “Sino-Kore Edebiyatı” denilmektedir. Silla döneminin “Hyangga” şiiri Kore edebiyatında kendine özgü bir şiir formunun başlangıcını gösterir. Koryo dönemi edebiyatında, Coson dönemine kadar sözlü edebiyat olarak aktarılan “Koryo Türküleri”nin ortya çıkmasıdır.Coson döneminde Kore alfabesi Hangil’in yaratılması, Kore edebiyat tarihinin dönüm noktası olmuştur. Kore edebiyatında ilk klasik düz yazı olan “BeyazBulutun Romanı”ı Çince ile, “Hongkiltong’un Öyküsü” Hangıl ile yazılmıştır.1910’daki Japon işgalinin öncesi ve sonrasında edebiyat aracılığı ile açığa vurulan yeni ulusal bilinç, Hangıl ile yazılmıştır. Adına Sinmunhak (Yeni Edebiyat) denir. Choe Nam- Son serbest stil şiir yazarak, Yi Kvang- Su modern tarzda romanlar yazarak Çağdaş Kore Edebiyatının zeminini oluşturmuştur. Çağdaş Kore Edebiyatı Batı’dan aktarılan yeni düşüncelerin temeli üzerine yükselmiştir.
Giriş
Milletler edebiyatlarında ve sanatlarında her şeyden önce kendi sosyal
kimlik ve sosyolojik yapısını belirtir. Çünkü her sanatkar, yazar ve şair
milletin yetiştirdiği bir kişidir. Bir sanatın, bir eserin milli olması ise maddi
ve manevi bütün malzemesini ve konusunu bağlı olduğu milletin
Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sayı : 12 Yıl : 2002 (203-213 s.)
kaynaklarından alması ile mümkündür. Toplum ızdırap çekiyorsa yazar ve
şair ister istemez bu ızdırabı hisseder ve eserlerinde yansıtırlar. Elbette
bunun tersi de mümkündür.
Kore Edebiyatına Genel Bir Bakış adlı bu çalışma bahsettiğimiz üzere
Kore halkının duygularını, düşüncelerini, yaşam tarzını ve yaşama bakış açılarını görmemiz mümkün olacaktır.
1. Klasik Kore Edebiyatı
Tüm eski ulusların edebiyatlarında olduğu gibi Kore edebiyatının
doğusu da halkların tapınma ihtiyaçlarından kaynaklanmıştır. Koreliler
Göklerin Efendisi dedikleri en üstün tanrıya taparlardı. Tanrıya
şükranlarını belirtmek içinde törenler düzenlerlerdi. Müzik, dans ve şarkı bu
törenlerin bir parçası idi.
Puyo (M.Ö. 1.yy. kuruluş ?-yıkılış?) döneminin “Yonggo” (Davul
ruhunu çağırma) adlı töreni, Koguryo (M.Ö. 37- M.S. 668) döneminin
“Tongmaeng” (Chumong’a tapma) adlı töreni, Tongye (M.Ö. 1.yy.
kuruluş ?-yıkılış?) döneminin “Muchon” (Cennet dansı) adlı töreni,
Mahan (M.Ö. 1.yy. kuruluş ?- yıkılış?) döneminin “Ovolce ve Sivolce”
(Mayıs ve Ekim dönemi hasatları ) adlı törenleri, sözlü edebiyatın
aktarıcısı olmuştur.
Hancha1 adlı yazı sisteminin M.Ö. 2.yy.’da Kore’ye girmesi ile sözlü
edebiyatın yazılı forma geçmesi sağlanmıştır. Hancha ile yazılan ve
günümüze kadar ulaşan en eski yapıtlar Kim Bu-Sik (1075-1151) tarafında
yazılmış olan Samguk sagi’den oluşan makaleler (Üç krallık döneminin
tarihsel tutanaklari) ile Budist bir rahip olan Il-yon (1211- 1289) tarafından
hazırlanan Samguk yusa (Üç krallık döneminden kalan kayıtlar)’dır.
Samguk sagi, eski Kore kayıtları ve Çin kaynağını, Samguk yusa ise ;
Kore’nin ilk krali Dangun ve diger tarihsel , mitolojik , efsanevi
kahramanlarının geleneksel birimlerini kapsar. Özellikle Samguk yusa eski
Kore hikayeleri hakkında izler bulmayı düşünenler için daha önemlidir.
Şiirler önemli hikayelerin bazı bölümlerine sıkıştırılmış ve öyküler dışında
kişisel değerlendirmeler de kitapta yerini almıştır. Bu kitap şu anda var olan
sözlü edebiyatın ilk koleksiyonudur. Aynı zamanda yazılmış hikayelerin ilk
antolojisidir.
Üç krallık (M.Ö.57-M.S.936) döneminde toplumlar daha iyi
örgütlendikçe ve ülke sistemi de düzene girdikçe Kore’de önemli
değişiklikler olmuştur. Budizm gibi dışarıdan gelen kültürel etki Kore’de verimli bir ortam bularak gelişti. Budizm ve Hancha ile birlikte Han munhak (Sino-Kore Edebiyati) denilen edebiyat gelişmiştir.
Üç Krallığı oluşturan (Silla M.Ö.57-M.S.935, Koguryo M.Ö.37-
M.S.668, Bekce M.Ö.18-M.S. 660) her bir krallığın kendine özgü bir yapısı
ve kültürü vardır. Birleşik Silla (668-935) krallığının da kültürel açıdan
temel özelliği “Hyangga”2 (Kır şarkıları) adlı şiir türü idi. Hyanggalar
içerik bakımından üç önemli unsura sahipti. Bu unsurlar ülkeye saygı,
Buda’ya şükran ve öldükten sonra cennete gitmek için yapılan dualardır.
“Dosolga” ve “Çangiparangga” adlı iki çalışma hyangga türünün en iyi
örneklerindendir. Dosolga, gökte beliren iki güneşin tek bir güneşe
dönüşmesi için yapılan dua, Çangiparanga ise, Hvarang topluluğunu
oluşturan gençlerden biri olan Giparang’in cennete gitmesi için yapılan
duadır.
Koryo (918-1392) döneminde Hyanggalar önemini kaybetmiştir. Bu
dönemde devlet hizmetleri için memuriyet sınavları yapılmakta idi. Bu
sınava Gvago deniliyordu. Devlet memuru olabilmek için klasik Çince yani
hancha ile hazırlanan bir sınavın aşılması gerekiyordu. Dolayısıyla da Han
mun hak gelişimine devam etmiştir.
Yine bu dönemde aristokrat kesimin kullandığı hancha ile,
“Gyonggiçega” denilen şiir tarzı geliştirildi. Halk arasında da “ Koryo
sokyo” (Koryo türküleri) denilen şiir gelişmiştir. Halk o dönemde okuma
yazma bilmediğinden bu şiirler ağızdan ağza dolaşmıştır. Ancak Coson
(1392-1864) döneminde “ Koryo sokyo” (Koryo türküleri ) şiirleri yazılı
olarak hayata geçirilmiştir.
Koryo döneminde düz yazı gelişerek halkın ağızdan ağza dolaşarak
söylediği sözlü edebiyatın aktarıcısı olan “Mahalle Hikayeleri” denilen
eğlenceli hikayeler yazıya geçilmiştir. Yi-Kyo-Bo’nun (1168-1241) yapıtı
“Begun Sosol” (Beyaz Bulutun Romanı) bu alanda yazılmış olan en iyi
ürün olarak gösterilmekte kalmayıp yeni romanın oluşumuna da zemin
hazırlamıştır.
Daha sonraki dönemlerde de “Fabl” ortaya çıkarak “hiciv edebiyatı”
ve “ögüt edebiyati” yapilmaya baslanmistir. Imçun tarafindan yazilan
Guksuncon (içki insan) ile I Gok tarafından kaleme alınan “Cupbuincon”
(Bambu Kadın) adlı bu iki eser Kore edebiyatında önemli bir yere sahiptir.
Coson Hanedanlığı (1392-1864) iki döneme ayrılmaktadır.
Hanedanlığın her iki döneminde de her alanda olduğu gibi edebiyat alanında
da farklılıklar vardı. Hanedanlığın Birinci Dönem Edebiyatı Japonya ile yapılan İmcin Veran (1592-1598) savaşına dek sürmüştür. Hanedanlığın ilk
dönemlerinde Kore alfabesi Hangıl3’in yaratılması ile ilk kez Kore halkı
kendilerine ait alfabeleri ile sözlü edebiyat kaynaklarını yazıya geçirmiştir.
Bu arada yabancı edebiyat çevirileri de ülkeye girerek Kore Edebiyat tarihi
büyük ölçüde değişime uğramıştır.
Hangıl ile yazılan şiirler önem kazanarak Sico4 (Günlük Ezgi),
Akcang (Müzik Yazıları), Gyonggiçega (Uzun Şarkı), ve Gasa (Şarkı ve
Dans Sözleri) tarzı şiirler gelişimini sürdürmüştür. Yongbioçonga (Uçan
Ejder Ezgileri) ile Vorinçongangcigok (Bin Irmak Üzerindeki Ayın
Yansıları Türküsü) döneme ait iki önemli eserdir. Yongbioçonga , Coson
Hanedanlığının kuruluş tarihi ile ilgili bir destandır. Vorinçongangcigok,
Buda’nın yol göstericiliğini anlatan bir eserdir.
Bu dönemde konfüçyanist düşünce ve aristokratların yaşam tarzları
şiirlerin içeriğini oluşturmuştur. Konfüçyanist öğretiler ve Budizimden sutra
çevirileri de Hangıl ile yazılarak halk arasında yayılması sağlanmıştır.
Ancak halk okuma yazma bilmediğinden dolayı edebiyata aktif olarak
katılamamıştır.
Koryo sokyo (Koryo Türküleri) ve Gyonggiçega’nin etkileri bu
dönemde de görülmüştür. Yeni Gasa tarzı şiirlerin ortaya çıkması ve sico
Coson Hanedanlığının iki önemli özelliği olmuştur. Chong Chol’un
“Hunminga”(Hunmin’in Şarkısı) ile Yi I’nin “Gosangugokga” (Ulu Dağ
ve Derin Tepeler ) adlı sicolari Coson Hanedanlığının ilk dönem sicolarının
en iyi örneklerindendir.
Hanedanlığın İkinci Dönem Edebiyatı Imcin Veran Savaşı’nın
başlangıcından Kabokyongcang (1894) çağdaşlaşma reformuna kadar olan
dönemi kapsar. Savaşın etkisiyle ortaya çıkan siyasi karışıklık, ekonomik
bozukluk, silhak (Uygulamalı Bilimler), batı biliminin ülkeye girmesi,
halkın aydınlanması gibi kavramlar dönemin edebiyatında etkili olmuştur.
Bu sebepten dolayı Hanedanlığın ikinci dönem edebiyatında daha çok
eleştiri edebiyatı hakim olmuştur. Ayrıca silhak kavramı ile eserlerin konusu
da değişmiştir. Silhak taraftarı olan Pak Ji-Von’un hancha ile yazdığı
“Yangbancon”(Aristokratın Öyküsü) adlı eseri sosyal çelişkileri
irdeleyen ve eleştiren döneme ait bir çalışmadır.
Hangıl ile yani ulusal dilde yazılmış olan ilk roman
Honggiltongchun’ (Honggiltong’un Öyküsü) dür. 1705 yılında Ho Gyun
tarafından yazılmış olan bu romanın konusu bir bakanın evlilik dışı olan
Honggilton’un gayri meşru çocuklara karşı uygulanan ayrımcı politikayi
protesto etmek için çete reisi olmasıdır. Kore romanının baş yapıtlarından Kim Man-Cung’un (1637-1692) Buddhaciliktan esinlenen Guun mong’unu
(Dokuz Bulutun Rüyası) da döneme ait idealist bir romandır. Yine aynı
yazarın nikahlı bir eş ile nikahsız bir eş arasındaki mücadeleyi anlattığı Sasi
nam cong gi’sini (Sa’nin Güneye Yolculuğu ) anmak gerekir.
Hanedanlığın ikinci yarısında pansori5 geleneği canlanarak, roman
alanına girmiştir. Hikayelerin büyüyüp roman şekline dönüşmesiyle
yazarlar, genel bir idealizm düşüncesiyle çağdaş sorunlara daha detaylı bir
şekilde değinmişlerdir.
Çunhyang con (Çunhyang’in Öyküsü) Pansori’nin roman alanına
girdiğini ıspatlayan dönemin realist romanlarına bir örnektir. Bu romanda
genç bir aristokrat olan Yi Mongyong ile bir kontramatristin kızı olan
Çunhyang arasındaki aşkı ve toplumsal engelleri nasıl aştığını anlatan bir
çalışmadır.
Coson Hanedanlığının ikinci döneminde Sico ve Gasa’lar önceki
döneme göre daha uzun bir yapı almış ve konularda çeşitlenmiştir.
“Gihengasa” (Gezi Şarkısı), “Yubegasa” (Sürgün Şarkısı) ve kadın
şairlerin yazdığı “Nebanggasa” (Oda Şarkıları) dönemin önemli
gasalarıdır. 17. Yy.’da nazımdan çok düzyazı faaliyetlerinin artmasından
dolayı Sico ve Gasa’lar bu dönemde yarı nesir şeklinde yazılmıştır. Ayrıca
sico ve gasa antolojileri oluşturulmuştur.
2. Çağdaş Kore Edebiyatı
Kaehvagi Dönemi (Modernleşme Dönemi) Edebiyatı
Kabokyongcang (1894) çağdaşlaşma reformundan 1908 yılına dek
süren bir dönemi kapsar. Kore’ye batı medeniyetlerinin girmesiyle edebiyat
alanında “Sinmunhak” (Yeni Edebiyat) dönemi başlamıştır. “Sinsosol”
(Yeni Roman) ve “Sinçesi” (Yeni Stil Şiir) faaliyetlerinin başlamasıyla
Çağdaş Edebiyatın zemini hazırlanmıştır. 1906’da Hyol-Iynu (Kanlı
Gözyaşları) Yi In-cik (1862-1916) tarafından yayımlanması Yeni Kore
Romanı’nın başlangıcı sayılır. Bu eser biçim olarak klasik roman çerçevesi
içinde kalmış olsa da yapı ve anlatım bakımından yeni bir denemedir. O
dönemin gerçek sorunları olan bağımsızlık düşüncesi, yeni eğitim, sınıf
sisteminin kaldırılması, serbestçe flört etmek ve yeni medeniyetin kabulu
gibi Kaehvagi (Modernleşme Dönemi)’nin isteklerine uyan şartları yazarlar
eserlerinde işlemişlerdir. Ayrıca şiir alanında belirtilen bu konular
“Çanggagasa” (Uzun Şarkı) denilen yeni şiir türünde de dile getirilmiştir.
1908 – 03.01.1919 Dönemi Edebiyatı bu dönem Çağdaş Kore
Edebiyatının başlangıç safhasıdır. Yi Kvang-Su (1892-?) ve Choe Nam-Son
(1890-1957) bu döneme damgasını vurmuş iki önemli şahsiyettir.
Choe Nam-Son’un 1908’ e doğru yayımladığı “Heegeso- Sonyonege”
(Denizden Genç Adama) adlı şiiri Çağdaş Kore Şiir Edebiyatının
başlangıcı sayılır.
Yi Kvang- Su ‘nun edebiyatı milliyetçiliği ve hümanizmi temel alarak
Kore milletini aydınlatmayı amaçlayan bir edebiyattı. “Mucong”
(Merhametsiz) adlı eserinin aydınlatma amaçlı olması, ve bu eserinde
konuşma ve yazı birliğini sağlamış olması nedeniyle Kore edebiyat tarihinde
ilk çağdaş roman olarak düşünülmektedir.
1919 yılında “Samil-Undong”( 1 Mart Bağımsızlık Hareketi)6 adlı
bir ulusal direniş hareketi beraberinde tüm Korelilerin ortak milli birlik ve
beraberlik duyguları ile hareket etmelerini sağlamayı amaçlayan bir
edebiyat alanını beraberinde getirdi. Bu edebiyat akımı, klasik Çince’yi
dışlamış ve tamamen Kore ulusal dilinin bir ürünü olması gerektiğine
inanmıştır. Şiirin sico ve gasa gibi standart formlardan bağımsız kılınması
doğrultusunda halk şiiri ile ilgilenilmiştir. Ancak, Japon emperyalizmi
sansür ve hapis gibi baskı unsurlarının uygulanmasıyla Samil Undong
(Bağımsızlık Hareketi) başarısızlıkla sonuçlanmıştır.
1920’li yıllardan itibaren Batı Edebiyatı etkisi Kore edebiyatında yeni
eğilimler oluşmasında önemli bir rol oynamıştır. “Proleterya Edebiyatı”7 da
bu dönemde faaliyet göstererek “Halk Edebiyatı” ile karşı karşıya gelmiştir.
Fakat genç yazarlar dönemin zorluklarını aşmak için büyük bir çaba
harcamış ve birçok edebi dergi yayımlamışlardır. Ortak görüş ve akımlara
sahip yazar ve şairler aynı dergi etrafında toplanarak eserlerini
yayımlamışlardır.
Changco (Yaratma) 1919 yılında yayım hayatına başlayan Kore
Edebiyatının ilk edebiyat dergisidir. Bu dergi de yer alan Kim Tong-In’in
(1900-1951) “Yakhan caiy silpim” (Zayıfların Üzüntüsü)” adlı eseri Kore
edebiyat tarihinde önemli bir yere sahiptir. Yazar alt tabaka sınıf halklarını
romanında kahraman olarak belirlemiştir. Aynı zamanda yazar birey ile
toplum ilişkilerini objektif olarak değerlendirmiştir.
“Yaratma” dergisinin ardından 1920 yılında yayım hayatına başlayan
“Pyeho” (Harabe) umutsuzluk ve karamsarlıktan kaynaklanan görüşlerin
toplandığı bir dergidir. Kim Ok bu dergide faaliyetlerini sürdüren şairlerden
biridir.
Daha sonra 1922 yılında yayımlanmaya başlayan “Bekco” (Beyaz
Akış) dergisi yazar ve şairleri pesimistik ögelere daha çok yer vererek
romantik akımın etkisiyle duygularını net bir şekilde ifade etmişlerdir.
Minyo8 tarzı şiirleri ile Kore Edebiyat tarihide önemli bir yere sahip olan
Kim So-Vol (1902-1934) “Beyaz Akış” dergisi etrafında toplanan şairlerden
biridir. Kim So-Vol ‘un minyo tarzı şiirine bir örnek,
“Açelya Çiçeği
Beni görmekten bıkıp da
Gideceğiniz zaman
Hiçbir sey söylemeden sizi göndereceğim.
Yongbyong’daki Yag dağından
Açelya çiçeklerini
Usul usul giderken
Yolunuza serdiğim o çiçeklere
Yavaşça basıp gidiniz.
Beni görmekten bıkıp da
Gideceğiniz zaman
Ölsemde gözyaşı dökmeyeceğim.”9
1930- 15.08.1945 Dönemi Edebiyatı; bu dönemde Japonya’nın
Kore’ye baskı politikası uygulamasından dolayı yazarlar eserlerini
istedikleri gibi yazamamışlardır. Bundan dolayı “sanat için sanat”
edebiyatına yönelmişlerdir. 30’lu yıllarda birçok grup oluşmuş şair ve
yazarlar bu gruplar etrafında toplanarak faaliyetlerini sürdürmüşlerdir.
“Sengmyonpa” (Hayat Topluluğu) ve “Modernizim Toplulugu”10 bu
dönemde faaliyetlerini sürdüren dergilerden birkaçıdır. Chong Ji-Yong
“Modernizim Topluluğu”nun önde gelen şairlerindendir. So Chong- Ju
(1915-) “Hayat Topluluğu”nun önde gelen şairidir.
30’lu yıllarda yazarlar daha da derinleştirdikleri gerçekçi tasvir ile
Japon emperyalizmi altındaki aydınların sorunları ile çiftçilerin yaşamını
konu alarak eserlerinde işlediler. “Şehir Romanı” , “Köy Romanı” ve
“Tarih Romanı” akımları faaliyet göstermiştir. Yi Kvang-Su’nun “Hilk”
(Toprak) Sim Hun’un (1901-1936) “Sangroksu” (Yeşil Ağaç) adlı
eserleri çiftçi yaşamını en iyi ifade eden eserlerin basında gelmektedir.
Ayrıca Yi Hyo-Sok (1907-1942) memleket özlemi edebiyatı ile, Kim
Yu-Jong (1908-1937) baskı altındaki insanların görüntüsünü ve onların
yoksulluğunu geleneksel hiciv edebiyatı ile , Yi Sang (1912-1939) umutsuz, gerçek hayata uyum sağlayamayan karakterleri ele alarak bir nevi kaçış
edebiyatı ile edebiyat tarihinde yerini almıştır.
1945 Dönemi, ülkede hüküm süren sağ-sol ideolojik çatışmalar
edebiyat sahasında da etkisini göstermiştir. Dolayısıyla birçok edebi
kavgalarda ortaya çıkmıştır. “Halk Edebiyatı” taraftarları, “ Parti
Edebiyatına” karşı çıkarak “İnsan Edebiyatını”, “Siyasi Edebiyata” karşı
olup “Saf Edebiyatı”savunmuşlardır.
Japon emperyalizminin baskısı ile duygularını eserlerine
yansıtamayan yazarlar “memleket özlemi” edebiyatı yapmıştır. Kim Tong-
Ri’nin “Hyolgo Bucog” (Mağarada Yaşayan Kavim) adlı eser bu türün en
iyi örneklerindendir.
1946 yılında Pak Mog-Vol (1916-1978), Pak Tu-Jin, Cho Ji-Hun’dan
oluşan şair topluluğu “Yeşil Geyik Topluluğu”nu oluşturarak milli şiiri
geliştirme çabalarını sürdürmüşlerdir.
Kore Savaşı sonrası 1950’li yıllarda ülkenin kuzey ve güney olarak
ikiye bölünmesi trajedik bir ortam oluşturmuştur. Savaş Sonrası
Edebiyatında, savaşta yara alan insanların tutumunu ve trajedisini, çelişki
içinde kalan topluma karşı şikayet ve eleştiri, geçmişe duyulan özlem ve
humanizm 1950’li yılların yazar ve şairlerinin eserlerinde görülen
konulardır. Yu Chi-Hvan’in “Bobyonggva” (Piyade ile birlikte), Gu
Sang‘in “Conggyungmyociapeso” (Düşman Askerinin Mezarı Önünde)
adlı çalışmalar savaş sonrası şiirlerin en iyi örneklerindendir.“savaş sonrası
edebiyatı”nın egemen teması, insanın insana yaptığı zulmün gerçek
yüzüydü. Kore savaşını ele alırken bu eğilimi simgelemiş olanlar Son
Chang-Sop ‘un “Bi onin nal” (Yağmurlu Gün), ile Son U-Hui ‘nin
“Bulggot” (Hava Fişekleri) gibi romanlardı. Yine bu dönem de O Yong-
Su ‘nun “Getmail” (Kenar Mahalle) adlı eseri “varoluşculuk” eğilimi ile
yazılmış başlıca eserlerdendir.
1960’li yıllarda Askeri İhtilal ve öğrenci eylemleri gibi iki önemli
olay siyasi dalgalanmalara neden olmuştur. Bu dalgalanmalar edebiyat
alanına da yansımıştır. “Varoluşculuk Edebiyatı” 60’li yıllarda da etkisini
sürdürmüştür. Kim Su-Yong’un “Godehanburi” (Büyük Kök) ve “Pul”
(Ot) , Shin Kyung-Rim‘in “Nogmu” (Çiftcinin Dansı) adlı şiirleri bu
akımın en iyi örnekleri arasındadır. Yi Mun-Gu’nun “Canghanmong”
(Uzun ve Hüzünlü Rüya) adlı romanı 60’li yılların önemli eserleridir.
60’li yıllarda So Chong-Ju , Pak Tu-Jin gibi “saf edebiyat”
düşüncesini savunan yazarlar bulunmaktaydı. Pak Kyung-Ri’nin “Sicanggvaconcang” (Pazar ve Savaş Yeri) ile Kim Sing-Ok’un “Seul
1964 nyon Gyoul” (Seul 1964 Kisi) adlı eseri dönemin önemli yapıtları
arasında sayılmaktadır. Ayrıca Kim Sang-Ok, Yi Ho-U gibi şairler Sico
tarzı şiirleri çağdaş biçimde ele alarak yorumlamışlardır. An Su-Gil’in
“Pukgando” (Kuzey Gando) ile Yu Chu-Hyon ‘nun “Cosonçongdogbu”
(Coson’daki Bakanlık) adlı çalışmaları tarihsel nitelikli değerli
çalışmalardır.
1970’lerde yeni yazarlar “Ulusal Edebiyat” akımını başlattılar. Bunda,
“ulusal yaşamın ve bütünlüğünün (onurun) yeniden gerçekleştirilmesinin
tümel anlamının aranılışı” içinde ulusallık ifade edilmekteydi. 1970 sonları
ve 1980 ‘lerde genç yazarlar “halk edebiyatı” diye bilinen yazın türünü
yarattılar; bu akım, halk kitlelerini, “toplumsal ana ögeler olarak , edebiyatın
tüketicileri olarak ve de bir güç tabanı olarak” görmekte ve önemsemekteydi.
Yazarlar daha çok Güney Kore toplumunun hızla değişen ve ekonomik
ortamın, özellikle çağdaşlaşma ve sanayi işlemenin çok sayıda yeni ve
önceden tanıtılmamış durumlar yarattığı psikolojik sorunları ele almışlardır.
Cho Se-Hui’nin “Nancangiga soaollin cagingong” (Bir Cücenin Attığı
Küçük Top) adlı eseri bu türün en iyi örneklerindendir.
SONUÇ
Kore Edebiyatı, klasik edebiyattan çağdaş edebiyat dönemine kadar
kronolojik biçimde ve tarihsel açıdan ele alınmıştır. Her tarihsel dönemin
kendine has özellikleri Kore edebiyatını etkileyerek , Kore halkının
düşünceleri, duyguları, kültürü, yaşam biçimi ve tarihi yazarların eserlerinde
değindiği konular olmuştur.
Klasik edebiyat dönemindeki Han mun hak edebiyatı döneminden
Hangıl edebiyatına, Aristokrat edebiyatından halk edebiyatına geçilmiştir.
Böylelikle, eski edebiyatın özellikleri yok olup yeni edebiyat doğmuştur.
Ayrıca Batı medeniyetinin kabulu ve Batı Edebiyatı etkisi ile Kore
Edebiyatında yeni eğilimler oluşmasında önemli bir rol oynayarak Çağdaş
Edebiyatın doğması sağlanmıştır.
Çağdaş edebiyat döneminde eski edebiyat geleneği olan grup edebiyat
çalışmalarından sıyrılıp şahsi edebiyat çalışmalarına yönelinmiştir. Ayrıca
zaman zaman Kore toplumunda ortaya çıkan değişiklikler yazarların
değişiminde de rol oynamıştır.
Klasik edebiyat döneminden çağdaş edebiyat dönemine kadar olan
süreçte yazarların eser yazma tekniklerinin değiştiğini, ancak tek
değişmeyen şey Kore‘nin geleneksel duygularıdır.
Kore halkının her zaman içinde yaşattıkları sevinçleri, mutlulukları
hüzünleri, acıları Korelilerin kısaca han dedikleri bu duyguları Kore
Edebiyat döneminin her safhasında eserlerde yer almaktadır.
kaynak: Ögr. Gör. Hatice KÖROĞLU
Erciyes Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi
Doğu Dilleri ve Edebiyatlari Bölümü
Kore Dili ve Edebiyati Anabilim Dalı
E-mail: [email protected]
Alıntıdır.
![[Resim: america158nl8jk1.gif]](http://img230.imageshack.us/img230/7577/america158nl8jk1.gif)