yukari
Konuyu Oyla:
  • Derecelendirme: 1/5 - 1 oy
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Kore'de Dinler
#1
Kore'de Dinler

BUDIZM

Budizm ile Kore yarımadasının tanışması 372 yılında Koguryo Krallığı'na Çin'den gelen Keşiş Sundo ile olmuştur. 384 yılında ise Pekçe Hanedanlığı Keşiş Malanda ile Budizm'i tanıdı. Silla Krallığı'nda ise Budizm'in yayılması Keşiş Ado tarafından 5. yüzyılda olmuştur. Budizm özellikle Üç Krallık döneminde ülkenin önde gelen kişileri tarafından oldukça benimsendi. Bundaki en önemli etken ise devlet yönetiminin ruhsal yapısıyla Budizm'in oldukça büyük benzerlikler göstermesidir.

Kralın koruması altında olan Budizm, yapılan birçok tapınakla, manastırla oldukça yayıldı. Altıncı yüzyılda keşişler ve zanaatkarlar kutsal kitapları ve hazırladıkları belgelerle Japonya'ya giderek burada Budizm'in temellerini oluşturdular.

Silla'nın 667 yılında yarımadayı birleştirmesiyle, Budizm ülkenin dini haline geldi. Bu dönemde oldukça önemli eserlerin ortaya çıkmasına da vesile olan Budizm, özellikle Bulguksa Tapınağı, Gyeongju'da ki kalıntılar ile bunu ortaya koymuştur.

Koryo Hanedanlığının kuralları da bu inanışın altında kalmıstır. Yine bu dönemde de resim ve sanatta önemli yapıtlar ortaya konmuştur. Budizm için oldukça önemli olan Bulguksa Tapınağı da bu dönemde yapılmıştır. 1392 yılında Kral Yi Seong Gye ülke yönetimini Budist etkiden çıkartmıs Konfüçyanizm etkisi altında bir yönetim sergilemiştir.

1910 yılında Japonya'nin Kore'yi himayesi altına almasından sonra ise, Japonya Kore Budizm'i üzerinde büyük bir baskı olusturmuş ve kendi düşüncelerini aşılamaya çallışmıştır.

[Resim: imgreligion01qd7.jpg]
www
#2
PROTESTANLIK - KATOLIKLIK

Kore nüfusunun yaklaşık olarak % 25’i Hıristiyandır.

1784’te Beijing’te ilk kez bir Koreli vaftiz edildi ve Kore’de bir tapınak kurmak için Kore’ye geri döndü. Çeşitli devlet kısıtlamalarına rağmen Katolik Klisesine çok sayıda katlım oldu. Şu anda, kiliseye ait iki milyonun üzerinde bir cemaat oluşmuştur.

[Resim: imgreligion02ib9.jpg]
www
#3
KOFÜÇYANİZM

Konfüçyanizm, Konfüçyüs tarafından bulunan ahlaklı ve dürüst bir dini inanış esasına dayanmaktadır. Temel olarak iyi bir aile ve toplum yönetimi ve yaşamı için, ahlaki değerleri, hayırsever düşünceleri, doğruluğu, uygun davranışları ve akıllı lider olmayı uygun görmektedir.

Konfüçyanizm, Budizm'in ilk zamanlari gibi tanrı inanışına sahip değildi, fakat yıllar geçtikçe bilge insanlar bunu biraz degiştirdi.

Konfüçyanizm'in ortaya çıkışı Hıristiyan döneminin başlarında Çin yazılı yapıtlarının ortaya çıkmasıyla birlikte başlamıştır. Üç Krallık dönemindeki Koguryo, Bekçe ve Silla Krallıklarindan kalıntılar o dönemin Konfüçyanizm etkisi altında ne kadar oldugunu göstermektedir. Koguryo Krallığı'nda bu dönemde adı "Daehak" olan bir üniversite kuruldu ve bu Konfüçyanizm hakkında çalışmalarda bulundu. Bekçe Krallığı da buna benzer bir yapılanmada bulundu.

Onuncu yüzyılda Koryo Krallığı'nda Budizm ülkenin genel dini idi fakat ülkenin yönetim yapısı Konfüçyanizm üzerine kuruluydu.

1392 yılında kurulan Çosan Hanedanlığı Konfüçyanizm'i ülkenin resmi, dini olarak kabul etti ve bu sistemi eğitimde, resmi törenlerde, sivil yönetimde kullanmak için geliştirmeye çalıştı. 19. yüzyılda Kore'nin batılı ülkeler ve özellikle Japonlar tarafından istila edilmesiyle Konfüçyanizm bu güçlerle savaşabilmek için büyüdü. Tabi bu çalışmalar bu inanışın zamanın gereklerine göre adapte olmasını kolaylastırdı ve hızlandırdı.

Günümüz Kore'sinde Konfüçyanizm atalarından kalan inanışları hala devam etmekte ve kuşaklara bu aktarılmaktadır.

[Resim: imgreligion03qj7.jpg]
www
#4
ŞAMANİZM

Kore yaşamında çeşitli Şamanist uygulamalar yaygın şekilde gözlenir. Şamanizm eski zamanların halk inançları ile benzerlik gösterir. Budist geleneğinden etkilenmeyen eski değerlerle yakından ilgilidir. Kore Şamanizmi'nin belirgin karakteristiklerinden biri; insanlarla ruhlar arasında bir buluşma ile insan sorunlarını çözmeyi aramasıdır. Bugün bile hala yaygın şekilde görülen Şamanistik inançların çesitli versiyonlarına rastlanabilmektedir.

[Resim: imgreligion04dk0.jpg]
www
#5
İSLAM

Korelilerin İslam diniyle tanışması ilk olarak yirminci yüzyılın başlarında Japon baskısından kurtulmak için Çin'in kuzeydoğusuna gelip buraya yerleşen insanlar ile oldu.

Bu az sayıdaki insan 2. Dünya Savaşı'yla birlikte eski yaşadıkları yerlere geri döndüler fakat ibadet etmek için gerekli fırsatı 1950-53 yılları arasında Birleşmiş Milletler Kuvvetleri'yle birlikte gelen Türk askerlerine katılarak bulabilmişlerdir.

Seçimle başa gelen ilk Koreli imam ile birlikte 1955 yılında İslam grubu kurulmuştur. 1967 yılında Seoul'de yapılan cami ve ardından 1976 yılında Kore Müslümanları Federasyonu'nun kurulmasıyla oldukça büyümüştür.
www
#6
Canim bilgiler için çok tesekkürler, en merak ettigim konulardan bir tanesiydi.
#7
Bilgi için tesekkürler. Smile
#8
Ben Türkçe Olimpiyatlari'nda Korelilere sordum bunu.
Kore Savaslarindan sonra halkin %20'sinde Hiristiyanlasma baslamis ama bu onlarin Hiristiyan oldugunu göstermiyormus çünkü çogu dinsizmis ve sadece bir dinimiz olsun diye Hiristiyanlik'i tercih ediyorlarmis.
Benim için çok önemli degil aslinda Song'um hangi dinden olursa olsun. Smile Smile Smile Smile
#9
[Resim: bud1ft5.png]

Confucius School

[Resim: confuciusschoolxj7.jpg]
#10
Budizm

Budizm. Tanri'ya veya Tanrilara inancin olmadigi, "Ateist" bir dindir. Budizm'in hiçbir biçiminde "yaratici bir doga üstü kuvvet" veya "Tanri" inanci bulunmamaktadir, bunun yaninda Buizm'de Devalar denilen bir olgu vardir, "Deva" kelimesi Hinduizm dininde "yari-Tanri" veya "melek" anlamina gelir, Budizm'de ise Ortadogu dinlerindeki veya genel olarak anlasilan manada "Tanri" kavramindan oldukça farklidir, yaratici kuvvete sahip degildirler, insanlar gibi, samsara denilen dogum-ölüm döngüsündedirler ve kurtulmaya çalisirlar, yani baska boyuttaki baska biçimde olan varliklardir ancak asla "yaratici" güçleri yoktur Tanri degillerdir. Budizm, ayni zamanda bir felsefe ve bir psikoloji sistemidir. Budizm Sanskritçe ve Pali dillerinindeki eski Budist metinlerinde 'aydinlanmis kisi' anlamina gelen Buddha Dharma veya Dhamma olarak da bilinir. Budizm M.Ö. 563-483 yillari arasinda yasadigi tahmin edilen, bugün Buddha olarak bilinen Siddhartha Gautama tarafindan kurulmustur. Ilk kaynaklar Buddha'nin bugün Nepal sinirlari içinde kalan Lumbini de dogdugunu ve 80 yasinda Kusinigar'da (Hindistan) öldügünü yazmaktadir. Budizm Buddha'nin ölümünden sonra 500 sene boyunca Hindistan Yarimadasinda, daha sonra Asya ve dünyanin geri kalaninda yayilmaya basladi. Hindistan Budizmi bugün Nepal'in bazi bölgeleri disinda artik yok olmustur. Bugün bilim insanlari tarafindan en sik kullanilan siniflandirmaya göre üç çesit akim vardir. Bunlar:

A) Güney Budizmi, Theravada, Güneydogu Asya Budizmi veya Pali Budizmi olarak ta bilinir. Inananlari baslica Sri Lanka, Myanmar, Tayland, Laos, Kamboçya ve Malezya, Vietnam, Çin, Banglades'te bulunur.

B) Dogu Budizmi, Dogu Asya Budizmi, Çin Budizmi, Çin-Japon Budizmi olarakta bilinen Mahayana'dir. Inananlari baslica Çin, Vietnam, Kore, Japonya, Singapur, Rusya'nin bazi bölgelerinde bulunur.

C) Kuzey Budizmi, Tibet Budizmi, Tibet-Mogol Budizmi, Lamaizm, Vajrayana olarak da bilinir. Tibet, Mogolistan, Bhutan baslica olmak üzere Nepal, Hindistan, Çin, Rusya'da da inananlari vardir.

Budizm Kavramlari

Pratitya-samutpada
Üç Degerli Tas
Dört Asil Hakikat
Asil Sekiz Yol
Nirvāna

Önemli Kisiler

Buddha
Śākyamuni Buddha
Bodhisattva

Yörelere Göre Budizm

Güneydogu Asya Budizmi
Çin Budizmi
Tibet Budizmi
Bati Budizmi
Japon Budizmi

Üçlü Budizm

Theravada
Mahāyāna
Vajrayāna

Budizmin Yazili Kaynaklari

Tripitaka
Pali Kanunu
Vinaya
Pali Suttalari
Mahayana Sutralari
Abhidharma
Budist Tantra

Budist Kültürü

Tarihçe


M.Ö. 6. yüzyilda, Hindistan'in kuzeydogusunda, Brahmancilik'in sert uygulamalarina alternatif olarak kurulan, Budacilik veya Budizm olarak bildigimiz ekolün mimari olan Siddhartha Gautama'nin yasami hakkinda kesin ve net bir bilgi birikimine sahip degiliz. Çesitli kaynaklarda, onun M.Ö. 563-483 yillari arasinda yasadigi belirtilmektedir.

Ögretiler

Budizm, baslangiçta yalnizca ahlâkî düsünceler ve bir tür yoga hayati ya da düzenli ve disiplinli bir yasam anlayisi ile sinirlanmis ve daha sonra, kutsal kast ayrimlarina, Tanri'ya tapinma biçimlerine ve kurban törenlerine dayanan Hinduizm'den ayrilarak, ayni zamanda felsefi bir akim seklinde gelismistir. Budizme göre, varolan her sey, Tanri'nin hiçbir müdahalesi olmadan, mekanik yasalara uygun olarak maddeden meydana gelir. Evrende ne varsa, bu sekilde varliga gelir. Ruh da, bu yasalara tabi olmak durumundadir. Baska bir deyisle, Budizm, varlik görüsünde bireylerin, canli varliklarin ezeli-ebedi bir ruhlari olmadigini savunur. Bir Yaraticinin varolmadigina inanan Buddha'ya göre, kötülükle acinin varolusu bir yaraticiya duyulacak inancin önünde asilmaz bir engel olusturur.

Budizm'e göre aslinda nesneler varliklar duygular hiçbiri devamli degildir. Her sey geçicidir ve insanin baglanabilecegi herhangi bir sey yoktur. Madde dünyasinda ve ruh dünyasinda devamli hiçbir sey yoktur, dünya yoktur, kainat yoktur, ruh yoktur.

Budizm'in Materyalizm'den ayrildigi önemli noktalardan biri de maddenin nihai gerçeklik olmadigini söylemesidir. Buddha, Lankavatara Sutra'da söyle der:

“Fiziksel objelerin aslinda kendilerinden gerçekliklerinin olmadigini ögretiyorum, bunlarin ancak zihnin ürünleri oldugunu söylüyorum, aslinda hepsi bir ‘hayal’dir. Bunlarin duyularla algilandigi ve ayirt edildigi dogrudur fakat aslinda diger yandan hiçbirinin kendiliginden ‘kendi’ dogalari gerçeklikleri yoktur. Onlar gerçekte görülmüyorlar ama zihin tarafindan ‘tasarimlaniyorlar’. Bir bakima kavranabiliyorlar ama bir bakima da gerçekte kavranamiyorlar”

"Insan Isimlere, formlara ve maddesel dünyaya baglanir ve onlarin zihnin bir yanilsamasi oldugunu, zihinde olustugunu unutur ve hata yapar böylece zihnin özgürlügü engellenmis olur"

Budizm'e göre madde "nihai gerçeklik" degildir, maddeden önce "zihin" ve "düsünce" vardi. ("Maddeden önce zihin ve düsünce vardir" ifadesi sadece Mahayana okullarinca kullanilir. Theravada bu ifadeyi fazla karisik bulur onun yerine "Madde ve zihin her an etkilesim halindedir" der.) Madde de ayni ruh, Tanri, "ben" inanci gibi zihnin bir yanilsamasidir. Her sey gerçekte zihnin bir yanilsamasidir. Haller vardir ve bu haller de nedensellik yasasi çerçevesinde kendinden önceki haller tarafindan etkilenip meydana getirilir. Bu durumlar olus halleri geçici olarak bir araya gelir ve sahte kainati sahte, bos bir "ben"i yaratir.

Önemli kutsal Budist metinlerinden biri olan "Heart Sutra"da Buddha'nin ciddi ögrencilerinden olan ve Nirvana'ya ulastigina inanilan kendisine de bazen "Buddha" (aydinlanmis) denilen Bodhisattva Avalokiteshvara, Buddha'nin yaptigi derin içe dalis meditasyonunu yaptiktan sonra sunlari söyler ve Buddha da bu gerçegi kavradigi için onu över:

"Bütün sekiller, formlar "bosluk"tur. Formlar bosluktan baska bir sey degildir. Ayni sey duygular, algilayislar, olusumlar ve bilinç/zihin için de geçerlidir.

Bütün fenomenler aslinda "bosluk"tur. Hiçbir sey ne yaratilmistir ne yok edilmistir, ne artar ne azalir. Bu nedenle bu "bosluga" dahildir her sey. Bosluktan ayri ne formlar vardir, ne duygular, ne algilamalar, ne olusumlar, ne de zihin vardir. Kulak ta yoktu,r göz de yoktur, zihin suuru da yoktur. Cehalet yoktur, ne yaslilik vardir, ne hastalik, ne de ölüm. Ulasilacak bir sey de yoktur.

Buddhaliga Nirvana'ya ulasanlar bu gerçekligi kavrarlar."

Avolakiteshvara kendinden, degismez sabit gerçekligi olan hiçbir sey olmadigini her seyin sebeplere ve kosullara bagli oldugunu söyler. "Ben" diye bir sey aslinda yoktur. Formlar (algiladigimiz dis dünya) aslinda "gerçek" degildir. "Form" olmadan algi da olmayacagindan ve zihin kendini ifade edemeyeceginden kendini anlamlandiramayacagindan zihin de aslinda bu "bosluga" dahildir. Ama zihin olmadan da "formlar" hiçbir sey ifade etmeyecektir. Form olmadan zihin diye bir sey olmaz çünkü hiçbir seye tepki vermez ama zihin olmadan da form hiçbir sey ifade etmez. Bütün dünya aslinda 6 organin 6 farkindalik biçiminin (ki bunun içine ayrica düsünme de dahil edilir) ilüzyonundan ibarettir. Duyu organlari ve beynin yarattigi düsünce yetisi de ilgili farkindalik biçimlerini algilar. Ama bunlar "gerçeklik" degildir, gerçeklik bunlardan olusmaz. Buddha'ya göre aslinda "gerçek zihin" beyinde yahut vücudun içinde de olusmaz. Beyinde olusturdugumuz düsünceler "gerçek saf zihin" degildir dis dünyaya bagli yorumlardan, deneyimlerden, deneyimlemelerden ve egodan "ben" düsüncesinden olusur.
İmzanız kurallara uymadığı için silinmiştir.




Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi