Selam millet! Ben Merve Akpınar. 18 yaşındayım. Burdur/Bucak'taki öğretmen lisesinde okuyorum ve 3 günlük okul gezisine katılmıştım. Arkadaşlarım da Kore aşkımı bildiğimden İstanbul’da nerde Koreli görseler hemen Merve gel de bir konuşun diyorlardı. İlk gün Miniatürk'teki Japonlarla karşılaştık. Bir tek öğretmen dışındakiler bize hep soğuk davrandı. Fotoğraf çektirmek istemedi. Japon çocuklardan da öcü muamelesi gördük, o yüzden Japonlara pek ısınamadık.
1. günün sonunda Eminönü’nde iki Koreli kız gördüm. Hemen Koreli misiniz? Ben sizin kültürünüzün - ülkenizin hayranıyım diyerek lafa girdim. Onlarla doğru dürüst konuşamadan hemen gittiler. Yanımdaki kızın adı: gi oh. Diğerini bilmiyorum.
2. gün İstanbul üniversitesinin önünde başka Korelilerle karşılaştık. Bunlarla daha uzun konuştuk. İstanbul’dan başka bir yere gitmemişler Türkiye’de. Şirkette çalışıyorlarmış ama ne iş yaptıklarını tam anlamadım.36,38 ve 39 yaşındalar. Çok genç gösteriyorsunuz dedik. Kebap yemişler beğenmişler. Onları daha fazla tutmak için hayran olduğum grup shinee'yi falan sordum ama acele edip gittiler.
3. gün Dolmabahçe sarayına gittik. Gün boyu hastaydım, gözümü açacak halim yoktu ama dünkü Korelilerle bir daha karşılaşınca şifa buldum bu kez bayağı konuştuk. Yine aceleci davrandılar. Cesaretimi toplayıp: bizden kaçıyor musunuz dedim? Hayır, ama grubunuz gidiyordur diye sizi bekletmek istemedik dediler. Biz de boş verin biraz daha konuşalım dedik. Hep kimchi deyip poz veriyorduk bu kez kebap dedik. girls generation grubunu seviyormuş onlar. Ev ve internet adreslerini almadan bırakamazdım. En sonunda kopardım adreslerini çok mutluyum. Adres yazmak için kâğıt istediler.Benim arkadaşımın kâğıtları dağıldı çıkarırken. Hiçbirimiz önemsemedik. Kadıncağız indi aşağıya hepsini teker teker topladı. Onlara birkaç Türkçe kelime öğretmeye çalıştım. Sarangheyo=seni seviyorum dedim. Abazan dedi. Demek bizim Türkler önce bunu öğretmişler kıza. İsimlerimizi çok rahat söylemelerine(ramazan ismi hariç) rağmen teşekkür ederim kelimesinde bayağı zorlandılar. Bizi unutmayın çünkü biz sizi unutmayacağız diyerek ayrıldık.
İste en güzel yere geliyorum simdi. Arkamızda yaşlı ve Koreli bir grup vardı. Arkadaşlarım beni çağırdı tercüman niyetine. Korece merhaba dedim. Hemen ooo dediler. Sarıldılar. Fotoğraf çekinebilir miyiz dedim of course dediler. Çekilirken kimchi dedim, acayip şaşırdılar ve teker sarılıp sıkıştırmaya başladılar shinee'den taemin'i f.t. island'dan lee hong ki yi seviyorum dedim. lee hong ki'yi tanımıyorlar bile. you're beautiful dizisini de bilmiyorlar. Filmlerden Oldboy deyince çığlık attılar.
Hangi dizileri izledin dediler? you’re beautiful, secret garden diye sayarken hepsi birsen secret garden çok güzeldir diye atıldı. hyun bin benim oppam dedim. ahjumma kulağıma eğilip: ben de hyun bin seviyorum ama kocam kıskanır dedi. Ben de kocan duymasın o zaman. Ama hyun bin benim. Onu sana vermem dedim yarıldık. Genelde 60 yaşın üstündeler, 40 yıllık arkadaşlarmış. Ama maşallah koca koca dedeler KARA’yi falan biliyorlar. Benim dedeme sorsan Fatmagül’ü bile bilmez. Bana Türk şarkıcıları dizileri sordular. En bilindik Tarkan anlattım. Türk dizileri çok uzun oluyor sıkılıyorum o yüzden Kore dizilerini izliyorum. Ama siz isterseniz Türk dizisi izleyebilirsiniz önyargı oluşturmak istemem dedim. Türkiye’yle Kore’nin ne kadar benzediğinden kardeş ülke olduğundan bahsediyorduk. Ben Türkçedeki teyze=ahjumma dedim. Hemen bozuldular. Başka bir şey öğrettiler onun yerine. Sonra orda boylu poslu bir oppa gördüm. Hemen teyzelere: can i call him opppa? dedim. oooo dediler sırtıma vurdular. Önce 47 yaşında diye beni keklediler.36 yaşındaymış oppam. İspanya da yaşıyormuş. Yanlış hatırlamıyorsam ismi Rok'tu(nasıl yazıldığını bilmiyorum.). do you have yoca chingoo dedim? No dedi. Nasıl sevindim. Sonra yaşadığım şehre gelebilir misiniz? Antalya 'ya yakın falan dedim ama arada kaynattılar. Bana(!) : elbisene bayıldım aktris gibisin çok tatlısın falan dediler. Egom bir güzel sisti. Arkadaki kır-kıvırcık saçlı teyze kaç kez sarıldı hatırlamıyorum. Kore’ye gelmek ister misin dediler. I hope dedim. En son Kore savaşında bize yardım ettiğiniz için teşekkür ederiz dediler. Ben de biz kardeş ülkeyiz dedim. ayrılmak zorunda k
Aldık yalnız Korelilerde en çok dikkatimi çeken 7den 70e hepsinin suratında bi kilo fondöten var. Neyse benden bu kadar. İnşallah bi gün canlı canlı Kore’ye gider hayırlı bi oppa bulurum. İşte resimler:
1. günün sonunda Eminönü’nde iki Koreli kız gördüm. Hemen Koreli misiniz? Ben sizin kültürünüzün - ülkenizin hayranıyım diyerek lafa girdim. Onlarla doğru dürüst konuşamadan hemen gittiler. Yanımdaki kızın adı: gi oh. Diğerini bilmiyorum.
2. gün İstanbul üniversitesinin önünde başka Korelilerle karşılaştık. Bunlarla daha uzun konuştuk. İstanbul’dan başka bir yere gitmemişler Türkiye’de. Şirkette çalışıyorlarmış ama ne iş yaptıklarını tam anlamadım.36,38 ve 39 yaşındalar. Çok genç gösteriyorsunuz dedik. Kebap yemişler beğenmişler. Onları daha fazla tutmak için hayran olduğum grup shinee'yi falan sordum ama acele edip gittiler.
3. gün Dolmabahçe sarayına gittik. Gün boyu hastaydım, gözümü açacak halim yoktu ama dünkü Korelilerle bir daha karşılaşınca şifa buldum bu kez bayağı konuştuk. Yine aceleci davrandılar. Cesaretimi toplayıp: bizden kaçıyor musunuz dedim? Hayır, ama grubunuz gidiyordur diye sizi bekletmek istemedik dediler. Biz de boş verin biraz daha konuşalım dedik. Hep kimchi deyip poz veriyorduk bu kez kebap dedik. girls generation grubunu seviyormuş onlar. Ev ve internet adreslerini almadan bırakamazdım. En sonunda kopardım adreslerini çok mutluyum. Adres yazmak için kâğıt istediler.Benim arkadaşımın kâğıtları dağıldı çıkarırken. Hiçbirimiz önemsemedik. Kadıncağız indi aşağıya hepsini teker teker topladı. Onlara birkaç Türkçe kelime öğretmeye çalıştım. Sarangheyo=seni seviyorum dedim. Abazan dedi. Demek bizim Türkler önce bunu öğretmişler kıza. İsimlerimizi çok rahat söylemelerine(ramazan ismi hariç) rağmen teşekkür ederim kelimesinde bayağı zorlandılar. Bizi unutmayın çünkü biz sizi unutmayacağız diyerek ayrıldık.
İste en güzel yere geliyorum simdi. Arkamızda yaşlı ve Koreli bir grup vardı. Arkadaşlarım beni çağırdı tercüman niyetine. Korece merhaba dedim. Hemen ooo dediler. Sarıldılar. Fotoğraf çekinebilir miyiz dedim of course dediler. Çekilirken kimchi dedim, acayip şaşırdılar ve teker sarılıp sıkıştırmaya başladılar shinee'den taemin'i f.t. island'dan lee hong ki yi seviyorum dedim. lee hong ki'yi tanımıyorlar bile. you're beautiful dizisini de bilmiyorlar. Filmlerden Oldboy deyince çığlık attılar.
Hangi dizileri izledin dediler? you’re beautiful, secret garden diye sayarken hepsi birsen secret garden çok güzeldir diye atıldı. hyun bin benim oppam dedim. ahjumma kulağıma eğilip: ben de hyun bin seviyorum ama kocam kıskanır dedi. Ben de kocan duymasın o zaman. Ama hyun bin benim. Onu sana vermem dedim yarıldık. Genelde 60 yaşın üstündeler, 40 yıllık arkadaşlarmış. Ama maşallah koca koca dedeler KARA’yi falan biliyorlar. Benim dedeme sorsan Fatmagül’ü bile bilmez. Bana Türk şarkıcıları dizileri sordular. En bilindik Tarkan anlattım. Türk dizileri çok uzun oluyor sıkılıyorum o yüzden Kore dizilerini izliyorum. Ama siz isterseniz Türk dizisi izleyebilirsiniz önyargı oluşturmak istemem dedim. Türkiye’yle Kore’nin ne kadar benzediğinden kardeş ülke olduğundan bahsediyorduk. Ben Türkçedeki teyze=ahjumma dedim. Hemen bozuldular. Başka bir şey öğrettiler onun yerine. Sonra orda boylu poslu bir oppa gördüm. Hemen teyzelere: can i call him opppa? dedim. oooo dediler sırtıma vurdular. Önce 47 yaşında diye beni keklediler.36 yaşındaymış oppam. İspanya da yaşıyormuş. Yanlış hatırlamıyorsam ismi Rok'tu(nasıl yazıldığını bilmiyorum.). do you have yoca chingoo dedim? No dedi. Nasıl sevindim. Sonra yaşadığım şehre gelebilir misiniz? Antalya 'ya yakın falan dedim ama arada kaynattılar. Bana(!) : elbisene bayıldım aktris gibisin çok tatlısın falan dediler. Egom bir güzel sisti. Arkadaki kır-kıvırcık saçlı teyze kaç kez sarıldı hatırlamıyorum. Kore’ye gelmek ister misin dediler. I hope dedim. En son Kore savaşında bize yardım ettiğiniz için teşekkür ederiz dediler. Ben de biz kardeş ülkeyiz dedim. ayrılmak zorunda k
Aldık yalnız Korelilerde en çok dikkatimi çeken 7den 70e hepsinin suratında bi kilo fondöten var. Neyse benden bu kadar. İnşallah bi gün canlı canlı Kore’ye gider hayırlı bi oppa bulurum. İşte resimler: