20-09-2014, Saat: 2:21
History of Korean Cuisine
![[Resim: oQJ69S4.jpg?2]](http://i.imgur.com/oQJ69S4.jpg?2)
Tarih Öncesi Dönemler
![[Resim: oQJ69S4.jpg?2]](http://i.imgur.com/oQJ69S4.jpg?2)
Tarih Öncesi Dönemler
Jeulmun Çömlekçilik döneminde insanlar balıkçılık, avcılık ve toplayıcılık gibi faaliyetlerle uğraşmışlardır, bu dönemin sonlarına doğru tarımla uğraşan yeni gruplarda ortaya çıkmıştır. Munmun Çömlekçilik döneminde ise tarımsal faaliyetler tam manasıyla başlamış ve bu dönemin başından itibaren Mançurya ve Liao Nehri havzasında yaşayan gruplar tarımı geliştirmişlerdir. Bu dönemde insanlar darı, arpa, buğday ve pirinç gibi ürünler yetiştirmiş aynı zamanda avcılık ve balıkçılık gibi faaliyetlere de devam etmişlerdir. Ayrıca arkeolojik kalıntılar bu dönem toplumunun göçebe toplumlarla kültürel temaslarda bulunduklarını ve hayvanları evcilleştirmeye başladıklarını göstermiştir.
Üç Krallık Dönemi
Üç krallık döneminde hızlı bir kültürel evrim yaşandı. Goguryeo Krallığı, günümüzde Mançurya ve Kore yarımadasının kuzey kesimlerinde yer almaktaydı. Baekje yarımadanın güneybatısın da, Silla ise yarımadanın güneydoğu kesimlerinde bulunmaktaydı. Her bölgenin kendine özgü gıdaları bulunmaktaydı, örneğin Baekje de soğuk yiyecekler ve kimchi gibi fermante edilmiş gıdalarıyla tanınıyordu. MS 4. yüzyılda Çin’den Budizm’in ve Konfüçyanizm’in yayılarak Kore yarımadasına gelmesi kültürel değişikliklere neden oldu.
Goryeo Dönemi
13. yüzyılda, Moğolların Kore yarımadasını işgal etmesiyle kültürel değişiklikler yaşandı öyle ki Kore’nin bugün ki bazı geleneksel gıdalarının kökleri Moğol kültürüne dayanır. Hamur tatlıları, ızgara et yemekleri, makarna ve karabiber gibi baharatların kullanımının kökleri bu döneme rast gelir.
Joseon Dönemi
Bu dönemde tarım alanında gelişmeler olmuş ve 1429 yılında devlet, Kral Sejong tarafından derlenmiş bir kitap olan Nongsa Jikseol, tarım ve tarım teknikleri kitabını yayımlamaya başlamıştır.
Joseon Krallığı'nın ilk yarısında istila döneminden kalan bazı kültürel öğeler, Joseon'un ikinci döneminde değişikliğe uğradı. Bu dönemde Silhak grubunun alimleri tarım sistemlerini geliştirmek için yurtdışını örnek almanın önemini vurgulamaya başladılar. Mısır, tatlı patates, biber, domates, fıstık ve kabak gibi Çin, Japonya, Avrupa ve Filipinler'den edinilen ve daha önce hiç kullanılmamış olan bu bitkiler kullanılmaya başlandı ve özellikle tatlı patates tercih edildi.
Ayrıca devlet teknolojik gelişmeleri desteklemesi ve vergileri düşürmesiyle tarımı teşvik etti. Devlet tarafından yaptırılan karmaşık sulama sistemleri ile çiftçilerin kendi ihtiyaçlarını karşılamalarını sağlamakla birlikte bu ürünlerden gelir elde etmelerini de mümkün kıldı.
Joseon'un sonlarına doğru Çin ve Japonya'nın teşvikiyle batı dünyası ile yapılan ticaret döneme damgasını vurdu. 1860'larda, Japonya aracılığıyla, Joseon Hanedanı ABD, İngiltere, Fransa, ve diğer batı ülkeleri ile ticari anlaşmalar imzaladı. Bu dönemde Kore kültürü batı dünyasıyla tanışmış, kültür ve gıda alanında da bazı yenilikleri beraberinde getirmiştir. Batılı misyonerler Kore'ye yeni gıdalar getirmiş ve tanıtımını yapmışlardır. Ayrıca bu dönemde batılı tüccarların Çin'den getirdikleri alkollü içecekler ile Japonya'dan getirilen çeşitli baharatlar da Kore'de görülmeye başlamıştır.
Joseon Krallığı'nın ilk yarısında istila döneminden kalan bazı kültürel öğeler, Joseon'un ikinci döneminde değişikliğe uğradı. Bu dönemde Silhak grubunun alimleri tarım sistemlerini geliştirmek için yurtdışını örnek almanın önemini vurgulamaya başladılar. Mısır, tatlı patates, biber, domates, fıstık ve kabak gibi Çin, Japonya, Avrupa ve Filipinler'den edinilen ve daha önce hiç kullanılmamış olan bu bitkiler kullanılmaya başlandı ve özellikle tatlı patates tercih edildi.
Ayrıca devlet teknolojik gelişmeleri desteklemesi ve vergileri düşürmesiyle tarımı teşvik etti. Devlet tarafından yaptırılan karmaşık sulama sistemleri ile çiftçilerin kendi ihtiyaçlarını karşılamalarını sağlamakla birlikte bu ürünlerden gelir elde etmelerini de mümkün kıldı.
Joseon'un sonlarına doğru Çin ve Japonya'nın teşvikiyle batı dünyası ile yapılan ticaret döneme damgasını vurdu. 1860'larda, Japonya aracılığıyla, Joseon Hanedanı ABD, İngiltere, Fransa, ve diğer batı ülkeleri ile ticari anlaşmalar imzaladı. Bu dönemde Kore kültürü batı dünyasıyla tanışmış, kültür ve gıda alanında da bazı yenilikleri beraberinde getirmiştir. Batılı misyonerler Kore'ye yeni gıdalar getirmiş ve tanıtımını yapmışlardır. Ayrıca bu dönemde batılı tüccarların Çin'den getirdikleri alkollü içecekler ile Japonya'dan getirilen çeşitli baharatlar da Kore'de görülmeye başlamıştır.
20. Yüzyıldan Günümüze Kadar Gelen Dönem
Çıkan iç isyanlar Japonya tarafından Kore yarımadasının 35 yıl (1910-1945) süren işgaline neden olmuş, aynı zamanda Joseon Hanedanlığının da düşüşüne yol açmıştır. Tarımsal sistemlerin birçoğu Japonya ya gıda sağlamak için, Japonlar tarafından devralındı. Japon işgali ile birlikte küçük çiftlikler büyük çiftlikler ile birleştirilerek, Japonya ihracatına büyük getirilerin gelmesini sağlanmıştır. Pirinç üretimi bu dönemde artmıştır, ancak bunun çoğu ülke dışına gönderilmiş ve Koreliler kendi tüketimleri için diğer tahılların üretimini arttırmışlardır.
Japon işgali sırasında yemeklerin tüketim sıklığı monoton bir hal aldı. Koreliler genellikle soğuk mevsimlerde iki öğün, sıcak mevsimlerde ise üç öğün yemekteydiler. Alt seviyede olan insanlar darı ve arpa gibi ucuz tahılları tüketmekteyken her yıl bir kase de olsa beyaz pirinç tüketmeyi düşünmekteydiler. Batı da tüketilen beyaz ekmek, önceden pişirilmiş erişte gibi gıdalar bu dönemde görülmeye başladı. İşgal dönemi İkinci Dünya Savaşında Japonya'nın yenilmesiyle sona erdi.
Ülke Soğuk Savaş yüzünden kargaşaya düşmüş Kuzey ve Güney olarak ikiye ayrılmış ve savaşa sürüklenmiştir (Kore Savaşı 1950-1953). Bu dönemlerin her ikisinde de Koreliler için sınırlı gıdalar bulunmaktaydı, sosis gibi ucuz etlerin kullanımı ve Jjigae Budae denilen yahni bu dönemlerde ortaya çıkmıştır.
Bu noktadan itibaren Kuzey ve Güney Kore birbirlerinden uzaklaşmıştır. Devlet Başkanı Park Chung Hee döneminde ki (1960), sanayileşme hareketi Güney Kore'nin bugün küresel ekonomide ki yerine ulaşmasını sağladı. Tarım, ticari gübrelerin ve modern tarım ekipmanlarının kullanımı ile gelişmiştir. 1970'lerde gıda kıtlığı azalmış, gıdaların kalitesi yükseldiği gibi hazır gıdaların tüketimi de artmıştır. Hayvancılık faaliyetleri, süt üretimi ve mekanize çiftliklerin artışı 1970'lerde görülmeye başlanmıştır. Domuz ve sığır eti tüketimi artmış, etin kişi başına tüketim miktarı 1961 yılında 3,6 kg iken, 1979 yılında 11 kg yükselmiştir. Bu artan et tüketimi, bulgogi restoranlarının da artışını beraberin de getirdi. 1985 yılında kişi başına tüketilen et miktarı 128 kg ile 83 kg arasında değişmekteydi, 1998 yılında pirinç tüketimi 49 kg, balık tüketimi ise 1997 yılında 40 kg'a ulaşmıştır. Bütün bunlara ekmek ve erişte tüketimde ki artış eşlik etmiştir.
Japon işgali sırasında yemeklerin tüketim sıklığı monoton bir hal aldı. Koreliler genellikle soğuk mevsimlerde iki öğün, sıcak mevsimlerde ise üç öğün yemekteydiler. Alt seviyede olan insanlar darı ve arpa gibi ucuz tahılları tüketmekteyken her yıl bir kase de olsa beyaz pirinç tüketmeyi düşünmekteydiler. Batı da tüketilen beyaz ekmek, önceden pişirilmiş erişte gibi gıdalar bu dönemde görülmeye başladı. İşgal dönemi İkinci Dünya Savaşında Japonya'nın yenilmesiyle sona erdi.
Ülke Soğuk Savaş yüzünden kargaşaya düşmüş Kuzey ve Güney olarak ikiye ayrılmış ve savaşa sürüklenmiştir (Kore Savaşı 1950-1953). Bu dönemlerin her ikisinde de Koreliler için sınırlı gıdalar bulunmaktaydı, sosis gibi ucuz etlerin kullanımı ve Jjigae Budae denilen yahni bu dönemlerde ortaya çıkmıştır.
Bu noktadan itibaren Kuzey ve Güney Kore birbirlerinden uzaklaşmıştır. Devlet Başkanı Park Chung Hee döneminde ki (1960), sanayileşme hareketi Güney Kore'nin bugün küresel ekonomide ki yerine ulaşmasını sağladı. Tarım, ticari gübrelerin ve modern tarım ekipmanlarının kullanımı ile gelişmiştir. 1970'lerde gıda kıtlığı azalmış, gıdaların kalitesi yükseldiği gibi hazır gıdaların tüketimi de artmıştır. Hayvancılık faaliyetleri, süt üretimi ve mekanize çiftliklerin artışı 1970'lerde görülmeye başlanmıştır. Domuz ve sığır eti tüketimi artmış, etin kişi başına tüketim miktarı 1961 yılında 3,6 kg iken, 1979 yılında 11 kg yükselmiştir. Bu artan et tüketimi, bulgogi restoranlarının da artışını beraberin de getirdi. 1985 yılında kişi başına tüketilen et miktarı 128 kg ile 83 kg arasında değişmekteydi, 1998 yılında pirinç tüketimi 49 kg, balık tüketimi ise 1997 yılında 40 kg'a ulaşmıştır. Bütün bunlara ekmek ve erişte tüketimde ki artış eşlik etmiştir.
![[Resim: ca6zc.gif]](https://i.imgflip.com/ca6zc.gif)