Sonunda tıpta devrim niteliğindeki klonlama Güney Kore'de yapıldı. İlk kez bir insan embriyonu klonlayarak bu embriyodan kök hücre elde eden Güney Koreli bilim adamları, Alzheimer, Parkinson, multiple skleroz, felç, kan hastalıkları gibi hastalıkların tedavisi için dört gözle beklenen kök hücre terapisine doğru da ilk adimi attılar. Amerika Birleşik Devletleri de klonlama yasak olduğu için Güney Kore'de gerçekleştirilen çalışmalarda, 242 insan yumurta hücresi üzerinde işlem yapıldı. Bu yumurtalardan ise 30 embriyo klonlanabildi, sadece bir tanesinden de kök hücre elde edilebildi. Seoul Ulusal Üniversitesinden Prof. Dr. Woo Suk Hwang liderliğinde gerçekleştirilen klonlama çalışmalarına Michigan Üniversitesinden ileri hücre teknolojisi uzmanı Amerika Birleşik Devletleri Dr. Jose Cibelli'de katildi. Her ne kadar tedavi amaçlı bir klonlama gerçekleştirilmiş olsa da bu gelişmeler, her zaman olduğu gibi etik tartışmalarını da gündeme getirdi.
Tüm Dünya bu sıralar Güney Koreli bilim adamlarının insan embriyosundan elde ettikleri kök hücre haberiyle çalkalanıyor. Kök hücreler, özellikle de embriyolardan elde edilen kök hücreler çok değerli. Çünkü bu kök hücreler her türlü dokuya dönüşme kapasitesine sahip oldukları için beyin hastalıkları, felç, diyabet, karaciğer hastalıkları, kalp-damar hastalıkları, kan hastalıkları gibi bugüne kadar tedavisi bulunamayan hastalıkların tedavisinde büyük umut vaat ediyorlar. Kök hücreler yeni doğan bebeklerin kordon kanında, omurilikte ve kanda bulunuyorlar.
Uzmanların söylediklerine göre, kök hücre terapisi çaresiz hastalıkların tedavisinde umut vaat ediyor. En etkili kök hücreler de embriyonik kök hücreler. Ancak bunları kopyalamak, hatta bilimsel çalışmalar yapmak, tedavi amaçlı da olsa pek çok ülkede yasak. Üreme amaçlı embriyo klonlamanın ahlaka aykırı olduğunu belirten Bayik, "Sadece tedavi amaçlı embriyo klonlamanın etik olduğunu düşünüyorum. Ancak buna da karşı çıkanlar var. Embriyonun gelişmesine izin verilse insan olacak, ama kök hücreler tedavi amaçlı alınıp embriyo öldürülüyor diyorlar. Tedavi amaçlı klonlamayla insan klonlama arasındaki fark çok az. Tedavi amaçlı klonlamada da bir insan embriyonu klonlanıyor, ancak onun kök hücrelerini ayıklayarak bir insana dönüşmesini engelliyorsunuz. Yani embriyonu imha ediyorsunuz. Embriyonun büyümesine izin verip, daha sonra bir kadının rahmine yerleştirseniz, insan klonlamış ve doğumuna izin vermiş olursunuz" diyor.
Tedavi amaçlı klonlama
Kök hücre nakillerinde, tıpkı organ nakillerinde olduğu gibi doku uyumu büyük sorun. Yani vücut, nakledilen kök hücreleri reddediyor. Zaten tedavi amaçlı embriyo klonlama işlemi de baslıca bu doku uyumu sorununu ortadan kaldırmak için gerçekleştirildi. Prof. Bayik, "Örneğin felçli bir hastanın derisinden bir parça, ya da vücudundan herhangi bir hücre alınıyor. Gönüllü bir kadının yumurtasının çekirdeği çıkarılıyor, hastanın deri hücresindeki tüm genetik materyali içeren çekirdek, bu çekirdeksiz yumurtanın içine yerleştiriliyor. Tıpkı yumurtanın sarisini çıkarıp, içine başka bir top yerleştirir gibi. Bu durumda yumurta kendini döllenmiş zannederek bölünmeye başlıyor. Bu embriyo blastosist rahme konmadan önceki son asama safhasına gelip olgunlaştığında ise iç hücre kitlesinden kök hücreler ayıklanarak deney tüplerinde istenen dokuya, örneğin sinir hücrelerine dönüştürülerek vücuttaki hasarlı bölgeye orayı tamir etmesi için yerleştirilebilir. Bu hücreler kişinin kendi kök hücreleri olduğu için de vücut bunu reddetmez. İste bu, tedavi amaçlı embriyo klonlama. Yani bir insan yapılmıyor. Ancak bütün bunlar henüz teoride mümkün. Bu konuda aşılması gereken daha çok sorun var" diyor.
İnsanın kendi vücudunda neredeyse embriyonik kök hücre kadar büyük potansiyele sahip olan, ancak vücutta gizli bulunan kök hücrelerden de söz ediyor bilim adamları. Bunları bulmak için de çalışmalar sürüyor. Eğer bulunur ve tanımlanırsa belki de embriyo klonlamaya, embriyolardan kök hücre elde etmek için uğraşmaya bile gerek kalmayacak. Türk iyede ve Dünya'da en çok bilinen ve kullanılan kandaki kök hücreler. Bu hücreler kemik iliği naklinde kullanılan temel hücreler. Ancak kanda dolasan kök hücrelerin sayısı düşük. Bu nedenle uzmanlar birtakım ilaçlarla kök hücrelerin kemik iliğinden daha fazla kana karışması ve kandaki kök hücre sayının artması için uğraşıyorlar. "Özel makinelerle bu kök hücreler kandan toplanır. Yeterli sayıda toplanabilirse, kemik iliği nakli yaparken kişinin bu kendi hücrelerini kullanabilirsiniz. Böylece reddetme de olmaz" diyor Prof. Bayik. Kök hücreler yoğun olarak bir de bebeklerin göbek kordonunda var. Ancak Türk iyede bu is iyice ticarete dönüşmüş durumda. Her kösede bir kordon kani bankası var, herkes çocuğunun kordon kanını saklıyor ve insanlar bilgilendirmeden bu kök hücreler her derde deva olarak gösteriliyor. Kordon kanını saklamak elbette mantıklı olabilir, ancak uzmanlara göre bu konuda daha pek çok soru işaretinin varoldugunu da insanlara söylemek şart.
Kök hücre elde etmek için klonlanan embriyo, daha sonra imha edildiği için bu işlem ahlaki nedenlerle Amerika Birleşik Devletlerime yasak. Bu yasağa rağmen klonlama işlemi yapanlara Amerika Birleşik Devletlerime, hapis ve 1 milyon dolara kadar para cezası veriliyor. Özellikle de Başkan George W. Bush, "embriyonun da bir birey sayıldığını" ileri sürerek tedavi amaçlı da olsa klonlamaya karsı çıkıyor. Türkiye'de ise klonlamayla ya da kök hücre çalışmalarıyla ilgili herhangi bir yasa, ya da yasal bir mevzuat yok. Dolayısıyla klonlamak ya da klonlamamak, embriyoları imha etmek ya da etmemek, insan hücrelerini gelişigüzel kullanmak ya da kullanmamak her uzmanın kendi ahlak anlayışına kalmış durumda.
Not: Alıntıdır.
Tüm Dünya bu sıralar Güney Koreli bilim adamlarının insan embriyosundan elde ettikleri kök hücre haberiyle çalkalanıyor. Kök hücreler, özellikle de embriyolardan elde edilen kök hücreler çok değerli. Çünkü bu kök hücreler her türlü dokuya dönüşme kapasitesine sahip oldukları için beyin hastalıkları, felç, diyabet, karaciğer hastalıkları, kalp-damar hastalıkları, kan hastalıkları gibi bugüne kadar tedavisi bulunamayan hastalıkların tedavisinde büyük umut vaat ediyorlar. Kök hücreler yeni doğan bebeklerin kordon kanında, omurilikte ve kanda bulunuyorlar.
Uzmanların söylediklerine göre, kök hücre terapisi çaresiz hastalıkların tedavisinde umut vaat ediyor. En etkili kök hücreler de embriyonik kök hücreler. Ancak bunları kopyalamak, hatta bilimsel çalışmalar yapmak, tedavi amaçlı da olsa pek çok ülkede yasak. Üreme amaçlı embriyo klonlamanın ahlaka aykırı olduğunu belirten Bayik, "Sadece tedavi amaçlı embriyo klonlamanın etik olduğunu düşünüyorum. Ancak buna da karşı çıkanlar var. Embriyonun gelişmesine izin verilse insan olacak, ama kök hücreler tedavi amaçlı alınıp embriyo öldürülüyor diyorlar. Tedavi amaçlı klonlamayla insan klonlama arasındaki fark çok az. Tedavi amaçlı klonlamada da bir insan embriyonu klonlanıyor, ancak onun kök hücrelerini ayıklayarak bir insana dönüşmesini engelliyorsunuz. Yani embriyonu imha ediyorsunuz. Embriyonun büyümesine izin verip, daha sonra bir kadının rahmine yerleştirseniz, insan klonlamış ve doğumuna izin vermiş olursunuz" diyor.
Tedavi amaçlı klonlama
Kök hücre nakillerinde, tıpkı organ nakillerinde olduğu gibi doku uyumu büyük sorun. Yani vücut, nakledilen kök hücreleri reddediyor. Zaten tedavi amaçlı embriyo klonlama işlemi de baslıca bu doku uyumu sorununu ortadan kaldırmak için gerçekleştirildi. Prof. Bayik, "Örneğin felçli bir hastanın derisinden bir parça, ya da vücudundan herhangi bir hücre alınıyor. Gönüllü bir kadının yumurtasının çekirdeği çıkarılıyor, hastanın deri hücresindeki tüm genetik materyali içeren çekirdek, bu çekirdeksiz yumurtanın içine yerleştiriliyor. Tıpkı yumurtanın sarisini çıkarıp, içine başka bir top yerleştirir gibi. Bu durumda yumurta kendini döllenmiş zannederek bölünmeye başlıyor. Bu embriyo blastosist rahme konmadan önceki son asama safhasına gelip olgunlaştığında ise iç hücre kitlesinden kök hücreler ayıklanarak deney tüplerinde istenen dokuya, örneğin sinir hücrelerine dönüştürülerek vücuttaki hasarlı bölgeye orayı tamir etmesi için yerleştirilebilir. Bu hücreler kişinin kendi kök hücreleri olduğu için de vücut bunu reddetmez. İste bu, tedavi amaçlı embriyo klonlama. Yani bir insan yapılmıyor. Ancak bütün bunlar henüz teoride mümkün. Bu konuda aşılması gereken daha çok sorun var" diyor.
İnsanın kendi vücudunda neredeyse embriyonik kök hücre kadar büyük potansiyele sahip olan, ancak vücutta gizli bulunan kök hücrelerden de söz ediyor bilim adamları. Bunları bulmak için de çalışmalar sürüyor. Eğer bulunur ve tanımlanırsa belki de embriyo klonlamaya, embriyolardan kök hücre elde etmek için uğraşmaya bile gerek kalmayacak. Türk iyede ve Dünya'da en çok bilinen ve kullanılan kandaki kök hücreler. Bu hücreler kemik iliği naklinde kullanılan temel hücreler. Ancak kanda dolasan kök hücrelerin sayısı düşük. Bu nedenle uzmanlar birtakım ilaçlarla kök hücrelerin kemik iliğinden daha fazla kana karışması ve kandaki kök hücre sayının artması için uğraşıyorlar. "Özel makinelerle bu kök hücreler kandan toplanır. Yeterli sayıda toplanabilirse, kemik iliği nakli yaparken kişinin bu kendi hücrelerini kullanabilirsiniz. Böylece reddetme de olmaz" diyor Prof. Bayik. Kök hücreler yoğun olarak bir de bebeklerin göbek kordonunda var. Ancak Türk iyede bu is iyice ticarete dönüşmüş durumda. Her kösede bir kordon kani bankası var, herkes çocuğunun kordon kanını saklıyor ve insanlar bilgilendirmeden bu kök hücreler her derde deva olarak gösteriliyor. Kordon kanını saklamak elbette mantıklı olabilir, ancak uzmanlara göre bu konuda daha pek çok soru işaretinin varoldugunu da insanlara söylemek şart.
Kök hücre elde etmek için klonlanan embriyo, daha sonra imha edildiği için bu işlem ahlaki nedenlerle Amerika Birleşik Devletlerime yasak. Bu yasağa rağmen klonlama işlemi yapanlara Amerika Birleşik Devletlerime, hapis ve 1 milyon dolara kadar para cezası veriliyor. Özellikle de Başkan George W. Bush, "embriyonun da bir birey sayıldığını" ileri sürerek tedavi amaçlı da olsa klonlamaya karsı çıkıyor. Türkiye'de ise klonlamayla ya da kök hücre çalışmalarıyla ilgili herhangi bir yasa, ya da yasal bir mevzuat yok. Dolayısıyla klonlamak ya da klonlamamak, embriyoları imha etmek ya da etmemek, insan hücrelerini gelişigüzel kullanmak ya da kullanmamak her uzmanın kendi ahlak anlayışına kalmış durumda.
Not: Alıntıdır.
Lee Min Ho - Jang Geun Suk - So Ji Sub