yukari
Konuyu Oyla:
  • Derecelendirme: 0/5 - 0 oy
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Baris ve Özgürlük Bayrami
#1
Baris ve Özgürlük Bayrami(20 temmuz)


28 yil önce 20 Temmuz günü Türkiye, Kibris'taki Türk varligina karsi senelerce sürdürülen dini ve etnik temizlemeye, Kibris Devletini ortadan kaldirarak Yunanistan'a baglama tesebbüslerine "dur" demek için Baris Harekatini baslatmisti.

Harekattan beri Kibris'ta kan akmamasi Türkiye'nin müdahalesinin ne denli yerinde oldugunu göstermektedir.

Harekatin yildönümünde düzenlenen Baris ve Özgürlük Bayrami kutlamalarina da, her yil oldugu gibi, Türkiye'den Cumhurbaskanimizi, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni, Hükümetimizi, Genelkurmay Baskanligimizi ve Bakanligimizi temsilen heyetler katilacaktir.

Bu Bayramin önemini daha iyi idrak edebilmek için Kibris'ta 1974 öncesinde yasananlari kisaca hatirlamakta fayda vardir.

1960 Ortaklik Cumhuriyeti Türk ve Rum halklarinin esitligi temelinde, iki tarafin etkin katilimiyla isleyen iki toplumlu bir devlet mekanizmasina dayandirilmisti.

Fakat, Kibris Rumlari ve Yunanistan bu ortaklik devletini nihai amaçlari olan birlesme (enosis) önündeki bir engel olarak görmekteydiler ve bu nedenle ilk günden itibaren kurulan sistemi yikmak için çalismaya baslamislardir. Bu çerçevede, 1963'te Türk tarafini devlet mekanizmalarindan zorla uzaklastirmislar ve bu yasadisi uygulamayi kabul etmek istemeyen Türk tarafina karsi kanli bir etnik temizlik kampanyasi baslatmislardir.

1963-74 yillari arasinda yüzlerce Kibris Türkü yari-askeri Rum gruplar tarafindan katledilirken, dörtte biri ise evlerinden edilmislerdir. Diger yüzlercesi ise kaçirilmis veya kaybolmustur.

Yasayacak kadar sansi olanlar ise Ada'nin toplam yüzde 3'lük bölümüne esdeger küçük anklavlarda mülteciler gibi yasamak zorunda birakilmislardir.

Yaklasik 10 yil süren bu zulme karsi uluslararasi toplumdan kaydadeger bir tepki gelmemistir. Kibris Devleti'nin garantör ülkelerinden Yunanistan'dan bu süreçte tarafsiz bir tutum izlemesini beklemek zaten gerçekçi olmazdi.

Diger garantör ülke Ingiltere'nin de o dönemde sorumluluklarini yerine getirdigini söylemek mümkün degildir. Yunanistan yönetiminin Kibris'ta gerçeklestirdigi kanli darbenin ardindan Türkiye, Andlasmalardan dogan sorumlulugunun ve haklarinin bir sonucu olarak 1974'te Ada'daki duruma müdahale etmis ve Kibris Türklerini tamamen yok olmaktan kurtarmistir.


Bugün Kibris'ta, Rumlarin Zürih ve Londra Andlasmalarini 1963'ten bu yana çignemeleri ve Türk unsurunu yok etmeye çalismalari neticesinde dogmus, iki ayri Devlet gerçegi bulunmaktadir.

Kuzey Kibris Türk Cumhuriyeti'nin en agir baskilara ve engellemelere karsin 1983'ten bu yana tüm kurumlari ve demokratik yapisiyla, çagdas devlet olmanin sartlarini yerine getirmis oldugunu, kendisine karsi uygulanan uluslararasi ambargoya ragmen ayakta durabildigini, uluslararasi toplumun görmesinin zamani artik çoktan gelmis bulunmaktadir. Içinde bulunulan su kritik asamada, bu gerçegi kabul etmeden, her iki Devlete esit gözle bakmadan, sadece üçüncü taraflarin baskisina güvenerek Ada'da herhangi bir çözüme ulasmak mümkün degildir.
Cevapla
#2
boyle onemli bir konuda bilgi verildigine sevindim tesekkurler çok derin bir konu olmus
Cevapla
#3
paylasim için tesekkürler Smile

Cevapla




Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi